Büyük Dinleri Tanımak


Diğer Hıristiyan Düzenleri



Yüklə 379,11 Kb.
səhifə32/52
tarix01.08.2018
ölçüsü379,11 Kb.
#59924
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   52

16. Diğer Hıristiyan Düzenleri


Doğu ve Batı olmak üzere ikiye bölünen ve 1453 yılında Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet Han tarafından İstanbul’un fethedilmesine kadar, merkezi Konstantinopolis olan Doğu Roma İmparatorluğu merkezi Roma olan ve önderliğini papanın yaptığı Batı Roma İmparatorluğunun miladi 395 yılından itibaren güçlü ve daimi rakibiydi. Bu rekabet 1054 yılında Ortodoks kilisesinin meydana gelmesine neden oldu. Onun Katolik kilisesiyle en temel ihtilafı rehberlik konusu üzerineydi. Ortodokslar Roma piskoposunun yani papayı Hıristiyanlığın tek lideri olarak kabul etmek istemiyorlardı ve liderlerin birden fazla olması gerektiğine inanıyorlardı. Doğu Roma İmparatorluğuyla din rehberi arasındaki irtibata Symphonia denilmekteydi. Kayser halkından olan Yosiboys tarafından oluşturulmuş olan bu düzen imparatora oldukça fazla yetki veriyordu. Kilisenin de bir takım yetkileri vardı.

Rusya’da da din ve devlet ilişkileri sağlamdı. Çarlık döneminde Moskova’nın “Göğe Yükseliş” kilisesinde taç koyma merasiminde taç, başpiskopos tarafından bırakılırdı.

1535 yılında VIII. Henry ve bazı piskoposların iradesi üzere Katolik kilisesinden ayrılan İngiltere kilisesinde kral, dini ve dünyevi olarak en yüksek makamdı. Anglikan kilisesini kuran VIII. Henry hem kral ve hem de ruhaniydi. Ancak onun halefleri padişahlık yapıyorlardı. Kendileri en yüksek dini mevkide bulundukları için bir piskoposu dini lider olarak atıyorlardı.

XVII. asırda İngiltere’de saltanat taraftarları kralın kudretinin icra edilebilmesi için dini yetkiye inanıyorlardı. Parlamento taraftarları onlara muhalefet ederek siyasi kudreti icra etmenin halkın iradesinden kaynaklandığını söylüyorlardı.

1643’ten 1715 yılına kadar (yani Avrupa tarihinde 72 yıl süren en uzun saltanat) XIV. Louis’in hükümeti de kralın dini yetkiye dayanması hususunda güzel bir örnektir ve hatta bu, Fransız devriminin nedenlerinden biri olmuştur.

17. Yeni Ahit


Hıristiyanların mukaddes kitaplarının “Yeni Ahit” ve “Eski Ahit” olmak üzere iki bölümü vardır. Bu isimlendirme, Mesihilerin Allah’ın insanlarla iki anlaşma yaptığına inanmalarından kaynaklanmaktadır. Bunlardan ilki Hz. İsa’dan önceki yaşamış peygamberler aracılığıyla yapılan eski anlaşmadır. Bu anlaşmada kurtuluş; vaatler, kanun ve şeriat yoluyla elde edilmektedir. Bu anlaşmanın muhatapları, İsrailoğullarıydı. İkincisi ise tecelli eden tanrı, yani İsa Mesih aracılığı ile yapılan yeni anlaşmadır. Bunun muhatapları ise bütün insan ırkıdır. Bu anlaşmada kurtuluş, sevgi yoluyla elde edilmektedir. Şöyle ki; onların inancına göre oğul tanrı, insan şeklinde tecessüm eder. İnsanların günahını yüklenir ve çarmıhın acısına göğüs gererek günahların kefareti olur. Tarihin gösterdiğine göre akıl ve mantıktan uzak olmasına rağmen bu inanç Hıristiyanlığın temeli olmuştur. Yuhanna İncilinde şöyle geçer:

“Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik oğlunu verdi. Öyle ki, ona iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın ama hepsi sonsuz yaşama kavuşsun. Tanrı, oğlunu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi. Dünya onun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi.” (Yuhanna; 3:16-17).

Kitab-ı Mukaddes’in eski anlaşmadan söz eden bölümü “Eski Ahit” ve yeni anlaşmadan söz eden bölümü de “Yeni Ahit” olarak adlandırılmaktadır. Aslında Eski Ahit Yahudilerin semavi kitabıdır ve Hıristiyanlar ona saygı göstererek kendi kitaplarının başında getirmişlerdir.

Hıristiyanlığa göre Allah’ın insanlarla yapmış olduğu iki anlaşma nitelik açısından birbirlerinden farklıdırlar ve iki farklı kategoridedirler. Hz. İsa’dan önceki peygamberler vesilesiyle gelen Eski Ahit, sözlü vahiy yoluyla tebliğ edildi. Oysa Yeni Ahit, Hz. İsa vesilesiyle gelmiştir, sözlü yolla değil. Bilakis cisimleşerek halkın arasında bulundu ve ilahlık boyutu kazandı. İşte burada Hıristiyanlar der ki:

“Yirmi asır önce bu anlaşma tebliğ edildiğinde tanrı insan şekline girdi ve İsa adındaki bir insanda hulul etti.”

Hıristiyanlar arasındaki yaygın tabirle “Kelime, cisim oldu” Hıristiyan ilahiyatında geçen “Kelime” tabiri, eski felsefe terimlerinden alınmıştır.

Hıristiyanların inancına göre, tanrının tecessümleşmesindeki amaç şeriattan, helal ve haramdan bahsetmek için değildi. Bilakis amaç tanrının kendisini beşerin günahlarına kurban etmesiydi. Tarihin bildirdiği kadarıyla bu konu her zaman Hıristiyanlığın merkezi olagelmiştir.

Eski Ahit ile Yeni Ahit’in farkı şudur; Eski Ahit hükümleri ve şer’i kuralları insana sunmakta ve emir ve yasakları içermektedir. Yani; bu işi yap, şu işi yapma; bu caizdir, şu caiz değildir; bu et helaldir, şu et haramdır gibi. Ancak Yeni Ahitte bu tür konular ele alınmaz. Bilakis şuna inanılır; tanrı, sevgisinden dolayı insan şekline girdi ve kısa bir süre yaşayıp acı çektikten sonra insanların günahları yolunda çarmıha gerilip öldürüldü.

Hıristiyanlar bu hususta “Şehit” ve “Şahadet” tabirlerinin kullanılmaması üzerinde oldukça ısrarcıdırlar. Onlara göre, Hz. İsa kurban oldu ve beşerin günahlarına kendini feda etti. Bunun yanı sıra bütün toplumlarda olduğu gibi Hıristiyanlarda da şehitlik mertebesi vardır ve havarilerin çoğu, Petrus ve Pavlus gibi ilk Hıristiyanlar şehit olarak anılırlar. Ancak şehit tabiri Hz. İsa hakkında kullanılmamaktadır.

Yeni Ahit Yunanca yazılmıştır. Yeni Ahit’in başında dört İncil vardır. Yunancada İncil kelimesi, “Müjde” anlamındadır. Göklerin egemenliğinin veya yeni anlaşmanın gelmesinin müjdesidir bu.

Yeni Ahit’in tamamı bütün Hıristiyanlar tarafından kabul edilmektedir ve onların arasında Apokrife yoktur. Aslında Yeni Ahit’in Apokrife kitapları, Eski Ahit’in Apokrif’inden daha çok idi. Ancak ilk iki-üç asırda Hıristiyanlar zamanla Yeni Ahit’in var olan kitapları üzerinde görüş birliğine varmışlardır.

Kitab-ı Mukaddesin çeşitli dillerde pek çok tercümesi yapılmıştır. Bu kitapların yayınlanması için dünyanın dört bir köşesinde özel kuruluşlar vardır. O kuruluşlardan biri Londra’da 1804 yılında kurulan ve birçok ülkede şubesi bulunan mukaddes kitaplar encümenidir. UNESCO’nun[1] yıllık istatistiklerine göre Hıristiyanlığın mukaddes kitapları dünya genelinde bütün kitaplardan daha çok basılıp yayınlanmaktadır. Komünistliğin çöküşünden önce komünistlik kitapları listenin başındaydı. Öykü ve masal kitapları Kitab-ı Mukaddesten sonra gelmektedir.

Eski Ahit ile Yeni Ahit kitaplarının toplamı altmış altı kitaptır. Eski Ahit 39 kitaptır ve bunların içeriği kitabımızın Yahudilik bölümünde geçti. Yeni Ahit 27 kitaptır ve konu açısından dört bölüme ayrılmaktadır:

1. İnciller;

2. Elçilerin işleri;

3. Elçilerin mektupları;

4. Vahiy.

17-1. İnciller

Hz. İsa’nın birçok takipçisi onun yaşantısını ve sözlerini yazdı ve sonraları bu yazılara İncil denildi. Zamanla bu İncillerden dört tanesi resmiyet kazandı ve diğer İnciller terk edildi.[2]

Birinci ve dördüncü İncil’in yazarları havarilerden ve diğer iki İncil’in yazarları da havarilerin havarilerinden oluşmaktadır.

İlk üç İncil’in arasında bir uyum olduğundan dolayı onlara uyumlu İnciller denilmektedir.

Bu bölümde 4 İncil bulunmaktadır:

1. Matta (Eski Ahit’in öngörülerinin vurgulanmasıyla Mesih’in yaşamı ve sözleri).

2. Markos (Mesih’in yaşamı ve sözlerini içeren en eski ve en kısa kitap).

3. Luka (detaylara değinmek suretiyle Mesih’in yaşamı ve sözleri).

4. Yuhanna (beşer üstü olmasının vurgulanmasıyla birlikte Mesih’in yaşamı ve sözlerini içeren en son kitap).

17-2. Elçilerin İşleri

Birinci asırda Hıristiyanlıktaki resullerin yaşamı hakkında birçok kitap yazıldı ama onlardan sadece bir tanesi resmiyet kazandı.

Bu bölüm yalnızca (özellikle Pavlus olmak üzere elçilerin hayatını şerh eden üçüncü İncil’in yazarı Luka’nın yazdığı) elçilerin işleri adıyla bir kitabı içermektedir.

17-3. Elçilerin Mektupları

Bazı elçiler kendi dönemlerinde Hıristiyan toplumlara veya şahıslara mektuplar yazmışlardır. O mektuplar yavaş yavaş önem kazandı ve Yeni Ahit’e geçti. On üç mektup Pavlus’a aittir ki, onlarda yön vermeler, iddialar ve çekişmelerini yazmıştır. On dördüncü mektubun yazarı belli değildir. On beşinci mektubun yazarı Pavlus’un düşüncelerini eleştiren Yakup adında bir şahıstır. Sonraki mektuplar Petrus ve Yuhanna adındaki iki havariye nispet verilmiştir. Son mektubun yazarı Yahuda adında bir şahıstır.

Bu bölüm 21 mektup içermektedir:

1. Pavlus’un Romalılara mektubu (Roma halkı);

2. Pavlus’un Korintlilere birinci mektubu (Korint halkı);

3. Pavlus’un Korintlilere ikinci mektubu (Korint halkı);

4. Pavlus’un Galatyalılara mektubu (Galatya halkı);

5. Pavlus’un Efeslilere mektubu (Efes halkı);

6. Pavlus’un Filipililere mektubu (Filipi halkı);

7. Pavlus’un Koloselilere mektubu (Kolose halkı);

8. Pavlus’un Selaniklilere birinci mektubu (Selanik halkı);

9. Pavlus’un Selaniklilere ikinci mektubu (Selanik halkı);

10. Pavlus’un Timoteyus’a birinci mektubu (Şahıs ismi);

11. Pavlus’un Timoteyus’a ikinci mektubu (Şahıs ismi);

12. Pavlus’un Titus’a mektubu (Şahıs ismi);

13. Pavlus’un Filimun’a mektubu (Şahıs ismi);

14. İbranilere mektup (Pavlus’un veya başka birinin Yahudilere mektubu);

15. Yakub’un mektubu (Hıristiyanların geneli için);

16. Petrus’un birinci mektubu (Hıristiyanların geneli için);

17. Petrus’un ikinci mektubu (Hıristiyanların geneli için);

18. Yuhanna’nın birinci mektubu (Hıristiyanların geneli için);

19. Yuhanna’nın ikinci mektubu (Hıristiyanların geneli için);

20. Yuhanna’nın üçüncü mektubu (Hıristiyanların geneli için);

21. Yahuda’nın mektubu (Hıristiyanların geneli için).

17-4. Vahiy

Hz. İsa gelmeden önce Yahudiler arasında çeşitli vahiy kitapları yaygındı ve Eski Ahitteki Danyal kitabı onlardan birisidir. Hıristiyanlar da bu konuda yeni kitaplar yazdılar. Aynı zamanda bazı Yahudi vahiy kitaplarını değişime uğratarak Hıristiyanların inancına uygun hale getirdiler. Yeni Ahit’in sonlarında yer alan Yuhanna’nın vahiy kitabı Hıristiyanlığın ilerleyişini müjdelediği için Hıristiyanlar açısından oldukça önemlidir. Hıristiyanların inancına göre Hz. İsa’nın yaşça küçük bir havarisi olan Yuhanna yaşlılık dönemindeki rüyasını bu eserde şerh etmektedir.

Bu bölüm, elçi Yuhanna’nın vahyi adıyla bir kitap içermektedir.



[1] UNESCO ve Birleşmiş Milletler kuruluşunun bazı bölümleri (karar verme merkezi olan güvenlik konseyi müstesna) bağımsız hareket etmektedir ve kuruluş amaçları belli vizyonlar ve mukaddes çizgiler esasıncadır.

[2] Müslümanların önem verdiği ve içeriğinde Resulullah’ın (saa) zuhuruna dair çokça müjde bulunan Barnaba İncili, Hıristiyanlar tarafından kabul edilmemekte ve uydurma olduğuna inanılmaktadır. Barnaba İncil’inin adı Peygamber Efendimizin zuhurundan önce Papa I. Julius’un yayınladığı fihristinde mevcuttur. Ancak Hıristiyanlar o İncil’in kaybolduğunu ve şimdiki Barnaba İnciliyle alakası olmadığını söylemektedirler. Yine Hıristiyanlarda Barnaba risalesi adında saygı duyulan bir yazı da vardır. Ancak bilinmelidir ki; bu risale, Barnaba İncilinden başka bir yazıdır.

Yüklə 379,11 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə