Büyük Dinleri Tanımak



Yüklə 379,11 Kb.
səhifə35/52
tarix01.08.2018
ölçüsü379,11 Kb.
#59924
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   52

20. Yedi Mukaddes Ayin


Hıristiyanların inancına göre, İsa Mesih ölülerin arasından kalktığında Hıristiyan toplumuyla yaşayacak ve onlarla birlikte olacaktır. Aynı şekilde o, hayatı boyunca Filistin’de yaptığı iyi işlerine devam edecektir. Mesih’in kilise yaşamındaki gizli işleri ayinler vesilesiyle açığa çıkacak; diğer bir tabirle, Hıristiyan birisi ayinlere ait bir törene katıldığında bu ameliyle, ölüler arasından kalkan ve kurtarma bahşeden Allah’ın feyzini ona veren Mesih ile buluşmaya gittiğine inanmaktadır.

Hemen hemen bütün Hıristiyanlar temel olan iki ayinin “Vaftiz” ve “Aşâ-i Rabbani” olduğu konusunda görüş birliğindedirler. Katolik ve Ortodoks Hıristiyanları buna beş ayin daha ekleyerek yediye çıkarmaktadırlar. Protestan fırkaları ayinlerin sayısı konusunda ihtilaf etmişlerdir. Ancak onların ezici çoğunluğu vaftiz ve Aşâ-i Rabbani’yi kabul etmişlerdir. Kuveykırlar ve Kurtuluş Ordusu gibi bazı Protestan toplulukları bu yedi ayinin hiçbirini kabul etmemektedirler.

20-1. Vaftiz

Herkes için zaruri olan ilk ve en temel ayin, vaftizdir. İnsan vaftizle Hıristiyanlığa girebilir ve Hıristiyanlığın daimi risaletini üstlenebilir. Bu risalet, Allah’ın İsa vesilesiyle gerçekleştirmiş olduğu kurtarıcı işlerine şahitlik etmektir. Her Hıristiyan’ın inancına göre vaftiz, Allah’ın onunla İsa’nın hayat ve ölümünün bütün izlerini bahşetme vesilesidir. Her Hıristiyan, Hıristiyan toplumuna girerken bir defa vaftiz olur.

“Suya dalmak” anlamına gelen Yunanca “Vaptizo” kelimesinden türemiş olan vaftiz, keşişin elindeki duaları okumasıyla gerçekleşir. Birçok kilisede vaftiz, insanın başına biraz su dökmeyle gerçekleşir. Bazı kiliselerde ise geleneğe göre kişi vaftiz olmak için suyun altına girer ve çıkar. Bazı kiliseler de vaftiz olacak kişiyi nehir ve göl gibi doğal sulara götürür. Vaftiz sırasında keşiş Matta İncil’inin sonundan alınmış olan şu cümleleri okur: “Seni Baba, Oğul ve Ruh’ul Kudüs adına vaftiz ediyorum.”

Bazı Protestan kiliseleri yalnızca İsa adına vaftiz etmektedir. Genellikle çocukların vaftiz edilmesi sırasında bir kişi onun dini işleriyle ilgileneceğine söz verir. “Vaftiz babası” veya “Vaftiz annesi” diye adlandırılan bu şahıs, anne-babanın ölmesi veya çocuklarının dini eğitimine önem vermemesi durumunda vermiş olduğu sözü yerine getirir. Bazı Protestan fırkaları çocukları vaftiz etmemekte ve vaftizden önce insanın bilinçli olarak İsa’nın yolunda gideceğine söz vermesi gerektiğini söylemektedirler.

20-2. Onama veya İmanın Sağlamlaşması

Hıristiyan yaşamının ilerleme yolundaki ikinci bölümü, yedi ayinin ikincisi olan “Onama” ayinidir. Birinci bölümde yani vaftizde günahtan kurtulma konusu vurgulanmakta ve bunun yanı sıra Allah, günahkâr kişiyle barışmakta ve onu iman ve itaat üzere bir hayata davet etmektedir. Ancak ikinci bölümde yani onamada Allah’ın İsa vesilesiyle insanlık için gerçekleştirdiği şeylere şahitliğin olumlu yönü ve bu vazifeyi yerine getirebilme hususunda Ruh’ul Kudüs’ten yardım isteme konusu vurgulanmaktadır. Zira kurtuluş, günahları bağışlamakla sınırlı değildir ve İsa’nın risaletinin Allah’ın iradesi yönünde dünyanın değişimi için devamını da kapsamaktadır. Onama, toplumda hakiki Hıristiyan’a yakışır bir şekilde vazifeyi yerine getirme ve tahammüllü olma hususunda insana güç vermektedir.

Onamayı piskopos veya yardımcısı yerine getirir. Bu ayin ise, yağlama ve şu cümleleri söylemekle yerine getirilir: “Mesih’e şahitlik edebilmen için Ruh’ul Kudüs’ü kabul et!” Kiliselerde bu ifade biraz birbirinden farklı olabilir ama hepsinde mananın özü, yerini korumaktadır.

Hıristiyan toplumuna giren kimse baliğ ise, vaftizi ve onamayı aynı zamanda ve bir ayinin iki bölümü olarak kabul eder. Eğer çocukken vaftiz olmuşsa, onama işi baliğ oluncaya dek yani 13 ile 16 yaşlarına kadar ertelenir.

20-3. Hıristiyanlıkta Evlilik

Hıristiyanlar evliliği dünyevi bir iş olarak görmezler. Zira evlilik, Allah’ın insanlığa olan sevgisinin göstergesidir. Evlilik, iki sevginin birleşmesidir. Ortak bir hayat için, karşılıklı güven ve işbirliği ile anlaşmak, çocuk dünyaya getirip onu iman ve Allah sevgisi yolunda eğitmeye çalışmaktır. Bu yüzden Hıristiyanlar evliliği tıpkı Allah’ın insana davranış yöntemi gibi beşeri bir sır olarak görmektedirler. O Allah; insanları sevmekte, onların işlerine önem vermekte ve onlara verdiği sözlere de her daim bağlı kalmaktadır. Hıristiyanlar evlenirken kadın ve erkeğin birleşmesini, Allah’ın insanlığa olan sevgisinin ve İsa’nın öğrencilerine olan sevgisinin açık nişanesi kılacaklarına söz verirler. Bu yüzden Hıristiyanlar evliliği hayat boyu süren bir taahhüt olarak görürler ve eş hayattayken yeni bir evliliğe ve boşanmaya karşıdırlar.

Katolik ve Ortodoks ruhanileri (Hz. Mesih’in yolunu takip etmek ve dine hizmet için daha fazla vakit elde edebilmek amacıyla) evlenemezler. Evlilik veya elleri baş üzerine bırakarak atanma ayinlerinden birini seçmek zorundadırlar. Ancak Ortodoks kilisesinde evli olan kimse keşiş olabilmekte ama piskoposluk makamına yükselememektedir. Protestanlar ruhanilerin evlenmesine karşı değillerdir ve nitekim Luther de evlenmişti. Katolik ve Ortodoks rahip ve rahibeleri de evlenemezler. Ama Protestanlarda hemen hemen ruhbanlık yoktur.

Bu kimseler cinsel istekleri karşısında direnebilmek için oruç ve dua gibi bir takım riyazetlere yönelirler. Eskiden zaman zaman bazı rahipler kendilerini kısırlaştırıyorlardı. Katolik kilisesinin ruhanilerinin bekârlığı, o kiliselerin sorunlarındandır ve çok büyük rezaletlere de neden olmuştur.

20-4. El Bırakma veya Ruhaniyetin Mukaddes Dereceleri

El bırakma ayiniyle insan kendi hayatını Hıristiyan toplumuna ve sonuçta da bütün insanlığa hizmet için adamış olur. Ruhaniliğin asıl dereceleri üçtür:

1- Piskopos: O, belirli sınırlar içerisinde Mesih’in temsilcisidir ve onun yerine ilim öğretir, ibadet merasimlerinin önderliğini üstlenir ve hizmet eder. Piskopos, Bishop ve Epikopos kelimeleri Yunancadan gelmedir ve “Gözetmen” anlamındadır.

2- Keşiş: O, piskoposun yardımcısıdır ve ona bahsedilen üç vazife hususunda bir grubun sınırları dâhilinde yardım eder. Keşiş sözcüğü Süryanicedeki Gaşiş ve Yunancadaki Priest, (Arapçadaki Şeyh gibi) “Pir” anlamındadır.[1]

3- Diyakoz (veya Diyakon): O, Allah’ın sözünü tebliğ eder, çaresizlere, yaşlılara ve hastalara yardım edip, ölüm halinde olanlarla ilgilenir. Süryanice olan Diyakoz ve Yunanca olan Deacon, “Hizmet eden” anlamındadır.

Papa, patrik, başpiskopos, kardinal, arşimandriti ve mösyö gibi diğer lakaplar belirli bir görevi göstermektedir ve yedi ayinle bir alakası yoktur. Papa, siyasi ve içtimai idarecilik gücü göz önünde tutularak Katolik Hıristiyanlığının liderliği için seçilen piskopostur. Papanın ilim ve takva özellikleri bir piskopos haddindedir. Papa sözcüğü Yunancadaki “Papas” kelimesinden türemiştir ve baba anlamındadır.

Çeşitli Hıristiyan fırkalarının ruhani elbiseleri birbirinden farklıdır ve merasimin gerçekleşmesi için ruhani kıyafeti giyinmek farzdır. Diğer zamanlarda da Ortodoks ruhanilerinin tamamı ve Katolik ruhanilerinin bazıları bu elbiseyi giyerler. Bazıları da boyunlarına astıkları beyaz şeritle yetinirler. Protestanların fırkalarında da çeşitli yöntemler vardır. Onların birçoğu özel elbise yerine her zaman beyaz şerit kullanırlar. Ortodoks ruhanileri sakallarını kesmezler.

Protestanlardan bazılarının dini esaslar üzere ruhani veya yüksek mevkili ruhanileri yoktur. Yahut ruhaniye keşiş ve benzeri unvanlar vermez ve ona Çoban (Pastor) derler. Protestan fırkalarının birçok ruhanisi merasim esnasında bile özel bir elbise giymezler. Dini törenlerde ruhani olmadığı zaman müminlerden bazıları, tecrübeli olduğu dini konuları anlatır ve herkes dua eder.

20-5. İtiraf

Hıristiyanlar tövbe veya barış ayininde itiraf yoluyla İlahi bağışlanmayı elde ederler. Çünkü onlar da tıpkı Müslümanlar ve Yahudiler gibi tövbenin bağışlanmaya neden olduğuna inanmaktadırlar. Hıristiyanlar Allah’ın bağışlamasının mesajını duymak ve Allah’ın her zaman beşerin ulaşabileceği bu bağışlamayı nasıl İsa’nın hayatı boyunca kurtarıcı işleri yoluyla herkes için hazırladığını hatırlamak için tövbe ayinine katılırlar.

Tövbe ayini Hıristiyanlık tarihi boyunca çeşitli şekiller almıştır. Kilise tarihinin ilk asırlarında tövbe açıkça gerçekleşiyordu. Sonraki asırlarda günahı ferdi olarak itiraf etmek gelenekselleşti.

İtiraf ve diğer mukaddes ayinler ücretsiz olarak gerçekleşir. Günahların bağışlanması için para ödenmesi için ücret alındığı şeklindeki yaygaraların aslı yoktur.

20-6. Son Yağlama

Günah ruhun hastalığıysa ve insanın Allah ile olan irtibatını zayıflatıyorsa fiziki hastalıklar da insan için bir sorundur ve dünyevi yaşamı tehdit etmektedir. Her iki durumda da Hıristiyanlar Allah’ın kurtarıcı mesajını dinlemeye hazırlanmaktadırlar. Zira onların inancına göre Allah, Mesihi hastaları ziyaret etmesi, onlara şifa vermesi ve onları can verme anında hazırlaması için göndermiştir. Hastaları yağlama ayini Allah’ın varlığının ve sevgisinin göstergesidir. Allah’ın hastalıkla imtihan ettiği insanları unutmadığını da hatırlatmaktadır. Diğer bir ifadeyle bu ayinin amacı, hastaların acı veren yalnızlık ve kimsesizlik duygularıyla savaşmaktır. Özellikle de bedenin yıpranması ve yavaş yavaş ölüme doğru gittiği durumlarda. Hastaları kutsal yaşla mesh etmek onların kesinlikle yalnız olmadığını, Mesih’in onlarla beraber olduğunu ve onları Allah’a doğru kılavuzluğunu yaptığını göstermektedir. Aynı şekilde din kardeşleri de onunla birliktedir ve ona dua etmektedirler.

20-7. Aşâ-i Rabbani ya da Son Akşam Yemeği

Bir Hıristiyan açısından Aşâ-i Rabbani sadece yedi ayinden biri değil, aksine Hıristiyanlığın ibadi şiarlarından ve imanın temel konularından biridir. Aynı zamanda İsa’nın, ölümünden önceki gece öğrencileri ile yemeğinin hatırlanmasıdır. Günümüzdeki İncillerde geçtiği üzere İsa böyle bir merasimde ekmek ve şarabı kendi eti ve kanı olarak öğrencilerine yiyip içmeleri için verdi. Hıristiyanlar bu merasime katıldıkları zaman Mesih’in kendi cismiyle yanlarına geldiğine inanırlar. Aynı şekilde ilahi ahdin Yahudi kavmiyle Sina Dağında kurbanlıkların kanıyla sağlamlaştığı gibi yeni Ahit’in de Allah ile insanlık arasında İsa’nın kanıyla sağlamlaştığına inanırlar.

Hıristiyan toplumlarının her biri Aşâ-i Rabbani töreni için çeşitli ayinler meydana getirmişlerdir. Ancak iki temel unsur bütün merasimlerde sabit bir şekilde vardır:

1- Kitab-ı Mukaddes’ten iki veya üç bölüm okumak,

2- Mukaddes kurbandan yani Aşâ-i Rabbani’den yemek.

Ekmek ve şarap teberrük edilirken, merasimin lideri, Hz. İsa’nın son yemekteki sözlerini okur. Katolik ve Ortodoks kiliselerinde piskopos veya keşişten başkası merasime liderlik yapamaz. Kitab-ı Mukaddesin okunması ve kurbanlığın yenilmesinin yanı sıra topluca okuma, şükür ve tevessül duası da yapılan nasihatlerle birlikte (ki genellikle okunan bölümler üzerinden Hıristiyanların günlük yaşamı üzerine tatbik edilerek yapılır) ve tokalaşma da yapılır.

Protestanların çoğu Aşâ-i Rabbani’yi oldukça önemser. Öyle ki o merasimin doğru dürüst gerçekleşmesi için hazırlık yapmak gerektiğini söylerler. Bu yüzden bu merasimi sadece bazı münasebetlerde gerçekleştirirler. Onların çoğu yılda dört kere veya ayda bir kere Aşâ-i Rabbani merasimini gerçekleştirirler. Ortodokslar, Aşâ-i Rabbani merasimini Pazar günlerinde ve bayramlarda düzenlerler. Ancak Katolikler, Aşâ-i Rabbani’nin günlük ibadetlerin kalbi olduğunu söylerler. Bu yüzden o merasimi her gün icra ederler.

[1] Bazı Müslüman sufiler de kutuplarına “pir” demektedirler.


Yüklə 379,11 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə