14
Dünya haritası Evreni temsil etmesi için bir dizi örtüşen kuram gerekebilir; tıpkı bütün yeryüzünü
gösterebilmek için birbiriyle örtüşen haritaların gerekmesi gibi.
lı bir alana -örneğin, enerji gibi belirli niceliklerin küçük oldu
ğu durumlara- uygulanabilen uyarlamalarıdır. Tıpkı Merkator
Projeksiyonu’nun birbirinin üzerine binen haritaları gibi, üst üs
te geldikleri yerlerde aynı fenomeni öngörürler. Ancak, dünyanın
bütün yüzeyini en iyi şekilde gösterecek düz bir harita olmadığı
gibi, bütün durumlara ait gözlemleri en iyi şekilde ifade edecek
tek bir kuram da yoktur.
M-kuramının yaratılış sorusuna nasıl yanıtlar verdiğini de tar
tışacağız. M-kuramına göre tek evren bizimki değil. Aksine,
M-kuramı çok sayıda evrenin yoktan var edildiğini öngörür. Bu
evrenlerin yaratılışı doğaüstü bir gücün veya Tanrı’nın müdahale
sini gerektirmez. Aslında bu çokluevrenler kendiliklerinden fizik
yasasından doğarlar. Onlar bilimin öngörüsüdür. Her evren pek
çok olası geçmişe ve şimdiki zaman gibi yaratılışından çok son
raki bir zamana karşılık gelen pek çok olası duruma sahiptir. Bu
durumların çoğu bizim gözlemlediğimiz evrene hiç benzemeye
cektir ve herhangi bir yaşam formunun varlığı için hiç uygun ol
mayacaktır. Sadece çok azı bizim gibi canlıların varlığına izin ve
recektir. Böylece bizim varlığımız, bu uçsuz bucaksız evrenler di
zisinden yalnızca varoluşumuza uygun olanları seçecektir. Koz
mik ölçekte biz her ne kadar çelimsiz ve önemsiz olsak da, bu se-
çim bizi bir anlamda yaratılışın tanrıları kılmaktadır.
Evreni en derin düzeyde kavrayabilmek için yalnızca evrenin
15
nasıl hareket ettiğini değil, niçin öyle hareket ettiğini de bilmek
zorundayız.
Niçin hiçlik değil de varlık var?
Niçin varız?
Niçin başka yasalar değil de bu bildiğimiz yasalar var?
Bu “Hayat’ın, Evren’in ve Her Şey’in Nihai Sorusu”dur.* Bu ki
tapta yanıtını vermeye çalışacağız. Ancak, Otostopçu’nun Galak
si Rehberi'nde verilen yanıtın aksine, bizimki basitçe “42”** ol
mayacak.
* Douglas Adams'ın
Otostopçunun Galaksi Rehberi
adlı kitabında Derin Düşünce adlı bilgisayara yanıt
laması için sorulan soru, (ç.n.)
* * Bilgisayarın bu soruya verdiği yanıt, (ç.n.)
2
® ® ® ® ® ® ®
Yasaların üstünlüğü
Kurt Skoll Ay’ı ürkütür,
O da Acılar Ormanı’na kadar uçar.
Kurt Hati, Hridvitnir’in akrabası
Güneş’in peşine düşer.
“Grimnismal” The Elder Edda
V
iking mitolojisinde Skoll ve Hati Ay’ı ve Güneş’i kovalar.
Bunlardan biri yakalandığında tutulma gerçekleşir. Bu oldu
ğunda, yeryüzündeki insanlar kurtları korkutup Ay veya Güneş’i
kurtarmak amacıyla ellerinden geldiğince çok gürültü yaparlar.
Diğer kültürlerde de benzeri efsaneler vardır. Ancak bir süre son
ra insanlar, Güneş’in ve Ay’ın onlar etrafta koşturarak bağırıp ça-
ğırmasalar da tutulmadan çıktıklarını fark etmiş olmalılar. Hat
ta bir süre sonra tutulmanın rastgele olmadığını da fark etmiş ol
malılar. Tutulmalar kendilerini tekrar eden düzenli örüntülerdir.
Bunu Ay tutulmalarında çok daha açık bir şekilde gözlemleyen
Babilliler, Dünya’nın Güneş’in ışığını kesmesi yüzünden bu duru
mun oluştuğunu anlamasalar da, Ay tutulmalarını oldukça doğru
bir şekilde hesaplamışlardır. Güneş tutulmaları yeryüzünde an
cak 30 millik bir koridor içinde gözlenebildiğinden, hesaplanma
sı çok daha zordur. Yine de oluşumların düzeni bir kez kavrandı
ğında, tutulmaların doğaüstü varlıkların keyiflerine bağlı olmadı
ğı, yasalar tarafından yönetildiği açığa çıkmış olur.
Erken dönemlerde gökcisimlerinin hareketlerini oldukça başa
rılı bir şekilde öngörmelerine rağmen, atalarımızın pek çok doğa
olayını önceden bilmeleri olanaksızdı. Volkanlar, depremler, fırtı
nalar, salgınlar ve ayak tırnaklarının batması görünür bir neden
veya bir döngü olmaksızın meydana geliyordu. Eski zamanlarda
doğanın şiddetli hareketlerini kötü niyetli ya da yaramaz tanrılar
panteonuna atfetmek olağandı. Genellikle felaketler, bir şekilde
tanrıları kızdırmış olduğumuzun işareti olarak algılanıyordu. Ör
neğin, MÖ 5600 yıllarında Oregon’daki Mazama Dağı volkanı faa
liyete geçerek yıllarca taş ve yanan kül yağdırdı ve sonunda vol
kanın kraterim dolduracak kadar çok yağmura neden oldu; günü-
20
Tutulma
Eski zaman insanları tutulmaya neyin neden olduğunu bilmiyorlardı,
ama tutulmaların döngüsel olduğunu fark etmişlerdi.
müzde buraya Krater Gölü diyoruz. Oregon’daki Klamath yerlile
rinin söylenceleri bu olayın bütün jeolojik ayrıntılarıyla tamamen
örtüşür, ancak felakete neden olan bir insan portresi çizerek bir
parça dram eklemişlerdir. İnsanların suçluluk duyma becerileri o
kadar büyüktür ki, mutlaka kendilerini suçlayacak bir yol bulur
lar. Söylenceye göre Aşağı Dünya’nın şefi Llao, Klamath şefinin
güzelim kızına âşık olur. Kız aşkını kabul etmeyince Llao intikam
almak için insanların kabilesini ateşle yok etmeye çalışır. Şansla
rına Yukarı Dünya’nın şefi Skell insanlara acır ve onunla savaşır.
Sonunda Llao yaralanır ve Mazama Dağı’nın içine çekilir. Ardında
büyük bir delik bırakır, sonradan bu krater suyla dolar.
Eski zamanlarda doğanın nasıl işlediğini anlayamayan insan
lar, hayatlarındaki her alana hükmetmesi için tanrılar icat etmiş
tir. Aşk ve savaş tanrıları, güneş, yeryüzü, gökyüzü tanrıları, ok
yanus ve nehirlerin tanrıları, yağmur ve gök gürültüsü tanrıları
hatta depremler ve volkanların dahi tanrıları vardı. Tanrılar mem
nun edilmişse insanlara iyi hava ve barış ihsan edilir, hastalık ve
felaketlerden korunurlardı. Ancak memnun değillerse kuraklık,
savaş ve salgın olurdu. Doğadaki neden-sonuç ilişkisi anlaşıla-
madığı için bu tanrılar çok gizemliydi ve insanlar onların merha
metine kalmışlardı. Ancak bundan 2600 yıl kadar önce, Miletoslu
Dostları ilə paylaş: |