ÇAĞDAŞ TÜRK VE DÜNYA TARİHİ 1
17
yanında modern ilimleri öğreten Usul-i Cedid (Yeni Metot) mektepleri açıldı. Kısa
zaman içinde bu okullardan binlercesi açıldı. İsmail Gaspıralı Bey’in ‘’ Dilde, Fikirde,
İş’te Birlik’’ parolası ile hareket eden bu okullar Orta Asya Türklerinin uyanmaları ve
canlanmalarında etkili oldu.
3. SSCB Yönetimindeki Türk Topluluklarının Durumu
Bolşevik
yönetimi, Türklerin ve diğer milletlerin bağımsızlık hareketlerine
engel olmak için onlara kendi kaderlerini tayin etme hakkı tanıdı. Bu karar Sovyet
Rusya’nın o günkü şartlarda zaman kazanmak için uyguladığı bir oyalama politika-
sıydı. İlk olarak Tatar Türkleri, Ufa şehrinde 29 Kasım 1917’de İdil-Ural Devleti’ni; Ka-
zaklar, 13 Aralıkta Alaş Orda Özerk Cumhuriyeti’ni, yine aynı tarihlerde Hokand’da
toplanan IV. Müslümanlar Kongresi’nde de Özerk Türkistan Cumhuriyeti’ni kurdular.
Sovyetler Birliği’nin kurulduğu dönemdeki karışıklıktan yararlanan Türkler,
bulundukları bölgelerde bağımsız devletler kurmaya başladı. Bu
gelişmelerden ra-
hatsız olan Sovyet yönetimi, 1920 yılının sonlarına doğru Türk devletleri üzerinde
doğrudan hâkimiyet kurmaya yöneldi.
Basmacı Hareketi
‘’Baskın yapan, hücum eden’’ manasına gelen basmacı tabiri, Çarlık dönemin-
de Ruslar tarafından Türkmenistan, Başkurdistan ve Kırım’da faaliyet gösteren kuv-
vetler için kullanılmıştı. 1918 yılı başında Millî Hokand Hükûmeti’nin Ruslar tarafın-
dan dağıtılması üzerine Basmacı Hareketi bir halk hareketine dönüştü.
Hokand şehrinde baş-
layan bu hareket, kısa za-
manda Fergana vadisine ve
diğer bölgelere yayıldı. Bas-
macı Hareketi’nin
tek gayesi,
Türkistan’ı Ruslardan kurtara-
rak istiklaline kavuşturmaktı.
Bütün Türkistan’ı işgal etmek
isteyen Sovyet Rusya ve Bas-
macılar arasında çok çetin
mücadeleler yaşandı.
Enver Paşa’nın 8 Ka-
sım 1921’de Türkistan’a gelip
Basmacılara katılmasıyla mü-
cadeleler daha da şiddetlendi. 1922’de Sovyet Rusya’nın genel bir saldırıya geçmesi
üzerine Basmacı liderleri birbirlerinden ayrılmak zorunda kaldılar. Enver Paşa’nın
Ağustos 1922’de şehit olmasıyla Basmacı Hareketi
devam etmesine rağmen isteni-
len sonuca ulaşılamadı. Bu mücadeleler 1931’e kadar sürdü ve bu tarihten sonra
Resim 01.04: Basmacı Hareketi’nin Bayrağı
ÇAĞDAŞ TÜRK VE DÜNYA TARİHİ 1
18
Ruslar, Basmacı Hareketi’ne kesin ola-
rak son verdiler. 5 Aralık 1936’da Batı
Türkistan’da SSCB’ye bağlı Kazakistan,
Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenis-
tan cumhuriyetleri kuruldu. Bu cum-
huriyetlerin millî bir askerî güce sahip
olma hakları kaldırıldı.
C. ORTA DOĞU’DA MANDA YÖNETİMLERİNİN
KURULMASI
Orta Doğu, Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları arasındaki
stratejik konumu, özellik-
le XX. yüzyılın başlarından itibaren zengin petrol kaynaklarıyla öne çıktı. Bu özellik-
leri Orta Doğu’yu büyük Avrupa devletleri arasında bir rekabet alanı hâline getirdi.
İngiltere I. Dünya Savaşı’nda Arapları Osmanlılara karşı ayaklandırarak, bağımsız bir
Arap İmparatorluğu kurdurmak için yoğun çaba sarf etti. Diğer yandan da Rusya
ile yaptığı anlaşmalarla
Orta Doğu’yu kendi-
siyle Fransa arasında
paylaşılmasını kabul
ettirmişti. I.
Dünya Sa-
vaşı sürerken İngiltere
ve Fransa, aralarında
yaptıkları gizli antlaş-
malarla Orta Doğu’yu
paylaştılar. Ancak
Rusya’nın I. Dünya
Savaşı’ndan çekilme-
si ve gizli antlaşmaları
açıklaması bu iki devle-
ti zor duruma düşürdü.
ABD Başkanı Wilson
yayımladığı Wilson il-
Resim 01.05: Enver Paşa
Harita. 01.03: Orta Doğu’da Manda Yönetimleri ve Sınırları
ÇAĞDAŞ TÜRK VE DÜNYA TARİHİ 1
19
keleriyle gizli antlaşmaları tanımayacağını belirtti. Bunun üzerine İngiltere
ve Fransa
ortak bir deklarasyon yayımlayarak Orta Doğu’da serbest seçimlere dayanan millî
hükûmetler kuracaklarını bildirdiler. ABD’nin I. Dünya Savaşı’ndan sonra tekrar yal-
nızlık politikasına dönmesi İngiltere ve Fransa’nın Orta Doğu ile ilgili düşüncelerini
daha rahat bir şekilde uygulama imkânı sağladı. 1920 Nisanında toplanan San Remo
Konferansı’nda İngiltere ve Fransa, ABD’nin bu konferansta olmamasından da ya-
rarlanarak Orta Doğu’ da manda rejimleri kurdular. Suriye ve Lübnan Fransız; Irak,
Ürdün ve Filistin İngiliz mandasına bırakıldı.
1.Orta Doğu’da Büyük Devletlerin Durumu ve Politikaları
Osmanlı egemenliğinde huzurlu ve sorunsuz bir hayat yaşayan bölge halkı,
İngiltere ve Fransa gibi sömürgeci devletlerin sözlerine inanarak bağımsızlıklarının
verilmesini bekledi. Ancak vaatlerini yerine getirmeyen büyük devletlerin izledikleri
politikalar, bölgede yeni bir siyasi harita ve statü ortaya çıkardı.
Bu durum günümü-
ze kadar süren bazı sorunların ortaya çıkmasında etkili oldu.
a.İngiltere ve Orta Doğu
İngiltere’nin Uzak Doğu’daki sömürgelerine ulaşmada en kısa yol olan Orta
Doğu, 1869’da Süveyş Kanalı’nın açılması ve XIX. yüzyılın sonlarında bölgede önem-
li petrol rezervlerinin bulunmasıyla daha da önem kazandı. Almanya’nın Osmanlı
Devleti’yle yakın ilişkiler kurarak Hicaz demir yolları projesiyle de bölgede üstün-
lük sağlaması İngiltere’yi tedirgin etti. İngilizlerin kışkırtmaları sonucunda Orta Do-
ğu’da yerel liderler Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmaya başladılar.
I.Dünya Savaşı’ndan sonra daha da güçlenen İngiltere, Orta Doğu’dan aldığı
büyük payla bölgenin hâkim gücü oldu. Böylece İngiltere, Libya sınırından Hayfa
‘ya kadar uzanan bütün Akdeniz kıyısını egemenliği altına aldı. İngiltere, bölgedeki
çıkarlarını sürdürecek bir politika izlerken kandırıldıklarını gören bölge halkı da İn-
giliz egemenliğinden kurtulmanın yollarını aramaya başladı.
Arabistan Yarımadası:
Hicaz
Emiri Şerif Hüseyin, I. Dünya Savaşı sürerken İn-
giltere ile yaptığı antlaşmaya dayanarak 1916 yılında kendisini “Arap ülkeleri kralı”
olarak ilan etti. I. Dünya Savaşı’ndan sonra Hüseyin, oğullarını Irak ve Ürdün’e kral
olarak tayin etti. Şerif Hüseyin’in Arap dünyasında bu denli nüfuz kazanması bölge
liderliği konusunda rekabet halinde olduğu Necd Emiri, Abdülaziz İbni Suud’u ra-
hatsız etti.
Şerif Hüseyin’in, Türkiye’nin 3 Mart 1924’te halifeliği kaldırması üzerine ken-
disini halife ilan etmesi, Abdülaziz İbni Suud’un savaş açmasına yol açtı.
Abdülaziz
İbni Suud, tüm Hicaz topraklarını ele geçirerek, kendisini Hicaz ve Necd kralı ilan etti.
İngiltere bu krallığı 1927’de tanıdı. Bu krallık 1932’de Suudi Arabistan Krallığı adını
aldı. Bölgeye yakın ilgi duyan ABD, Amerikan petrol şirketi Aramco’ya (Arabistan-
American Oil Company) imtiyazlar elde etti. Böylece ABD bölgeye girmiş oldu.