Kızılkaya / Fıkıh Usulünde Sahabe Fetvasının Kaynaklık Değeri Cilt / Volume: • Sayı /Issue: • 2012



Yüklə 7,06 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə83/111
tarix16.08.2018
ölçüsü7,06 Mb.
#63317
1   ...   79   80   81   82   83   84   85   86   ...   111

178
İnsan ve Toplum
gösterilere sahne olan ve temel olarak muhafazakâr ve reformcu kanatlara ayrılmış 
bulunan İran’da, tarafların Arap Baharı’na bakışında ülke içinde takındıkları siyasi tavır, 
önemli oranda etkili olmuştur. Bu bağlamda Tahran yönetimi, Arap ülkelerinde mey-
dana gelen olayları “İslami uyanış” olarak niteleyip bu olayların, İran devriminin geç de 
olsa ihraç edildiğinin göstergesi olduğunu belirtmiştir (Uygur, 2012, s. 11-12). Ayrıca, 
İran’ın bazı yarı resmî kanalları, Libya’daki Kaddafi taraftarlarından “Yeşiller” diye bah-
sederek bu ülkedeki statükocularla İran’da 2009 Seçimi öncesi ve sonrasındaki eylem-
lerde sembol olarak kullandıkları yeşil renkten dolayı “Yeşil Hareketi” olarak nitelenen 
reformist lider Musevi ve destekçileri arasında bir ilişki ima etmiştir (Uygur, 2012, s. 
14). İran’daki reformcularsa Arap ülkelerindeki olayların Batı karşıtı bir “İslami uyanışa” 
indirgenemeyeceğini öne sürerek bu hareketlerde liberal, milliyetçi, İslamcı, solcu ve 
feministlerin varlığına dikkat çekmişlerdir (Uygur, 2012, s. 15). Diğer önemli bir konu 
ise bu olayların İran’da cereyan eden reform tartışmalarına etkisidir. Başta Hameney 
olmak üzere birçok İranlı yetkili, Arap topraklarındaki olayların İslami uyanış ve Batı 
karşıtı yönlerinin altını çizerek bu tür eylemlerin İran’da zemini olmadığı mesajını 
verirken (Uygur, 2012, s. 15) reform yanlısı bazı yazarlar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki 
liderlerin, şayet akıllarını başlarına alıp reformlara başlamazlarsa “Saddam’ın yanına” 
gitmelerinin kaçınılmaz olduğunu iddia ederek dolaylı yoldan İran rejimine mesaj ver-
mişlerdir (Uygur, 2012, s. 18). Muhafazakâr-reformcu çizgide oluşan bu ayrışmanın yanı 
sıra Uygur, ayrıca, bizzat İran yönetimi içerisinde “Arap Baharı” karşısında farklı tutum-
ların mevcut olduğunu kaydetmektedir. Örneğin, bu bağlamda yukarıda da belirtildiği 
üzere Devrim Lideri Ali Hameney’in “İslami uyanış” değerlendirmesinden farklı olarak 
İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın olayları “İnsani uyanış” olarak nitelemiş olması, 
kayda değer bir nüanstır (Uygur, 2012, s. 23). Arap Baharı konusunda İran’da farklı algı-
ların var olduğunun üzerinde durulması, İran’ın genelde dışarıdan lanse edilmek iste-
nilenin aksine tek sesli bir toplum olmadığını göstermesi açısından ayrıca önemlidir.
Bu değerlendirmelerin ardından Uygur, Arap Baharı’nın Türkiye-İran ilişkilerine nasıl 
yansıdığını dikkate değer biçimde ele almaktadır. Uygur’a göre, Türkiye’nin Arap top-
raklarındaki olaylar karşısında İran’ın bazı üst düzey yetkilileri tarafından sert biçimde 
eleştirilmesinin, hatta tehdit edilmesinin ardında, sırf “Arap Baharı” üzerinden açıklana-
mayacak farklı saikler yatmaktadır. Her ne kadar her iki ülke de Hüsnü Mübarek’in dev-
rilmesini olumlu karşılamışsa da Mübarek sonrası dönemde Recep Tayyip Erdoğan’ın 
bu ülkeye laiklik çağrısı yapması ve bilhassa Türk hükümetinin, özellikle Suriye’deki 
mevcut yönetime karşı takındığı tavır, İran’ın belirli resmî çevrelerinde Türkiye aleyhta-
rı hissiyatı körüklemiştir. Bunlara, Türkiye topraklarının ev sahipliği yapması planlanan 
NATO Füze Kalkanı Projesi de eklenince İran’ın siyasi, dinî ve askeri kanatlarından peş 
peşe Türkiye aleyhtarı açıklamalar gelmeye başlamıştır. Tam da bu noktada Uygur’un 
“Türkiye karşıtı açıklamaların daha çok din adam larından ve askeri kanattan gelmesi 
ve hükümet kanadından Türkiye’ye yönelik açık bir suçlama ya da eleştiri gelme[miş]” 


179
Afacan / Komşuyu Anlamak/Anlatmak: 20. Yüzyılda Türkiye’de İran’a Dair Yayınlanan Kitaplara Dair Bir Değerlendirme
olduğunu belirtmesi, önemli bir ayrıntıdır (Uygur, 2012, s. 22). Uygur, o ya da bu 
kanallar üzerinden İran’da Türkiye karşıtı tavrın azımsanamayacak derecede yüksek 
sesle ifade bulmasının arkasında, AK Parti’nin temsil ettiği değerlerin ve bunların böl-
gedeki etkilerinin İran’ı kaygılandırmasının etkili olduğunu yazmaktadır. “Arap Baharı” 
sürecinde İran’a nispetle Türkiye, belirli tereddüt ve belirsizliklerden sonra da olsa 
daha faal bir dış siyaset takip etmiş ve mevzubahis ülkelere sunduğu model de görece 
daha cazip geldiği için etkinliği daha fazla olmuştur. Türkiye’nin bölgedeki etkinliğinin 
artması, Uygur’a göre, Tahran yönetiminin rahatsızlığının arkasındaki temel nedenler-
dendir (Uygur, 2012, s. 23-25).
Özetle, İran’ın dış siyaset anlayışının bütünüyle Şiiliğe dayandırılması yerine reel politik 
üzerinden değerlendirilmesi bölgenin gerçeklerine daha çok tekabül eden bir yakla-
şım tarzıdır. Bu yaklaşım, mevcut dengelerin değişmesiyle gerek İran’ın gerekse de 
Türkiye’nin tutumlarının da değişebileceğini teslim etmesi açısından da ayrıca isabet-
lidir. Her ne kadar yegâne belirleyici değilse de Orta Doğu’da İslam dininin toplumsal 
ve siyasi düzeylerde kayda değer rol oynadığını yadsımak büyük bir hata olur. Ancak, 
bunun bir anlamda kaçınılmaz olarak mezhep çatışması doğuracağını düşünmek de 
eşit derecede hatalı olacaktır. Ayrıca, son dönemlerde özellikle yabancı gözlemciler 
tarafından, Türkiye ile İran üzerinden vuku bulacağı düşünülen mezhep çatışması yak-
laşımı, en az Fukuyama’nın global ölçekte öngördüğü ve bilimsel olmaktan ziyade ide-
olojik temellere dayanan Medeniyetler Çatışması teorisi kadar sakıncalı ve temelsizdir.
Bu döneme ait başlıca kitaplar şunlardır:
(2003). Tarihten Günümüze Türk-İran İlişkileri Sempozyumu, Ankara: Türk Tarih Kurumu.
(2008). Türkiye-İran İlişkileri Sempozyumu, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
Aka, İsmail. (2001). İran’da Türkmen Hakimiyeti: Karakoyunlular Devri. Ankara: Türk Tarih 
Kurumu.
Aktaş, Cihan. (2004). Dünün Devrimcileri Bugünün Reformistleri. İstanbul: Kapı Yayınları.
Aktaş, Cihan. (2005). Şark’ın Şiiri: İran Sineması. İstanbul: Kapı Yayınları.
Arı, Tayyar. (2007). Irak, İran, ABD ve Petrol. İstanbul: Alfa.
Balbay, Mustafa. (2008). İran Raporu. İstanbul: Cumhuriyet Kitapları.
Batur, Zübeyir. (2008). İran’da Kıyamet Senaryoları. İstanbul: Kastaş Yayınevi.
Baylak, Ayşen. (2007) İmam Humeyni. İstanbul: İlke Yayıncılık.
Bilgili, Ali Sinan. (2004). Osmanlı İran ve Azerbaycanı I: 16. ve 18. Yüzyıllar Sosyal ve 
Ekonomik Tarih. Erzurum: Bozkır Yayınları.
Bulaç, Ali. (2009). Hedefteki Ülke İran, İstanbul: Çıra Yayınları.
Cankara, Yavuz. (2005). Yeni Oyun İran’ın Nükleer Politikası. İstanbul: IQ Kültür Sanat 
Yayıncılık. Celalifer Ekinci, Arzu. (2009). İran Nükleer Krizi. Ankara: Uluslararası Stratejik 
Araştırmalar Kurumu.


Yüklə 7,06 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   79   80   81   82   83   84   85   86   ...   111




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə