TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ •
15
Prof. Dr. Saim Sakaoğlu’nun “Karaca Oğlan” Adlõ
Eserinin Bilimsel Eleştirisi
Scientific Criticism of Prof. Dr. Saim Sakaoğlu’s Achievement By The
Name of Karacaoğlan
Orhan YAVUZ
*
Özet
Bu çalõşmada, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu’nun 1030 sayfalõk Karaca Oğlan adlõ kitabõ; anlatõm
bozukluklarõ, cümle kusurlarõ, bilgi yanlõşlarõ; vezin, redif, kafiye, anlam hatalarõ; metin tespiti
ve tamiri ile özellikle sözlük kõsmõnõn, sözlük tertip usulüne göre hazõrlanõp hazõrlanmadõğõ
hususlarõ dikkate alõnarak incelenmiştir.
•
Anahtar Kelimeler
Karaca Oğlan, redif, kafiye, sözlük, metin tamiri, anlatõm bozukluklarõ
•
Abstract
This study covers the criticism of the 1030 page-book of Prof. Dr. Saim Sakaoğlu by the name
of Karacaoğlan, its narration defects, sentence defects, informative mistakes, rhymes, letter,
semantic defects, rewriting, amendment and the investigation on the case whether its glossary
was promoted in conformaty with the rules of glossary building or not.
•
Key Words
Karaca Oğlan, rhyme, letter, glossary, amendment, narration defects.
*
Yard. Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü, Türk Dili Bölümü Başkanõ.
16 • TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
!
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatõ Bölümün-
den diploma alan; Türk Dili Kurumu (1983-2001), Türk Kültürünü Araştõrma
Enstitüsü, İLESAM, Folklor Araştõrmalarõ Kurumu vb. kurumlarõn üyesi olan;
Asya, Avrupa ve Amerika kõtalarõnda çeşitli bilimsel toplantõlara katõlõp bildiri-
ler sunan; kitaplarõ, makaleleri ve bildirileri aynõ kõtalarda İngilizce, Almanca,
Makedonca ve Japonca olarak yayõnlanan; 39 (Karaca Oğlan ile bu sayõ 40 oldu)
kitabõ bulunan Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiya-
tõ Bölümü öğretim üyesi, Bölümün Halk Edebiyatõ, Halk Bilimi ve en önemlisi
Kompozisyon derslerinin hocasõ Prof. Dr. Saim Sakaoğlu’nun “ömrümü verdi-
ğim” dediği, hararetle beklenen 1030 sayfalõk Karaca Oğlan adlõ kitabõ nihayet
yayõnlandõ.[(Prof. Dr. Saim Sakaoğlu, Karaca Oğlan, Akçağ Yayõnlarõ 632, An-
kara 2004). Kitap 25 bölüm ile Şiirler, Sözlük, Dizinler ve Ekler başlõklarõyla bir-
likte 29 ana bölümden oluşturulmuştur.]
Biz kitap üzerindeki bu çalõşmamõzda sõradan bir kitap tanõtõmõ yapmaya-
cağõz, hocalarõmõzdan aldõğõmõz terbiye gereğince bilimselliğin sõnõrlarõ dõşõna
çõkmadan eserin ilk sayfasõndan başlayarak sonuna kadar eleştirel bir gözle de-
ğerlendirmelerde bulunacağõz. Takip etmenin kolaylõğõ açõsõndan, gördüğümüz
hatalarõ ayrõ ayrõ kategorilere ayõrmadan sayfa numaralarõnõ dikkate alarak ve-
receğiz. Böylece ilk sayfasõndan son sayfasõna kadar Sakaoğlu’nun kitabõnõ o-
kuyarak yapõlan yanlõşlõklarõ somut bir şekilde ortaya koyacağõz.
Yazarõn, içindekiler bölümünde “On Dokuzuncu Bölüm” üst başlõğõ ve
“Türk Lehçelerinde Karaca Oğlan” alt başlõğõ adõ altõnda, kendine göre 8 Türk
Lehçesini sõraladõğõ görülmektedir. Ancak verilen adlarõn hepsi ülke adõdõr. A-
zerbaycan’daki Türkçenin adõ Azerî Türkçesi veya Azerbaycan Türkçesidir.
Kosova’da, Makedonya’da, Bulgaristan’da, Türkiye Türkçesinin uzantõlarõ ko-
nuşulmaktadõr. Buralarda konuşulan Türkçe, Türkçenin ayrõ bir lehçesi değil-
dir, olamaz. Bu şekildeki adlandõrmalara dikkat etmek gerekir.
Bölümündeki “Kompozisyon” derslerini yaklaşõk 10 yõldõr veren Prof. Dr.
Sakaoğlu’nun “Ön Söz” mahiyetindeki “Bu Kitap Üzerine” başlõğõ (s.13) altõn-
daki 2. paragrafta birbirini takip eden “Özellikle son 7-8 yõldan beri de her ders yõ-
lõnõn başõnda bir buçuk aylõk bir bölümü Karaca Oğlan’a ayõrarak, öğrencilerime bir
âşõğõn nasõl incelenmesi gerektiğini öğretmeye çalõşõyorum. Bir yandan da onunla
ilgili bütün bilgi ve belgeleri topluyordum.” cümlelerindeki fiil uyumu, hocamõzõn
Kompozisyon derslerinde ne kadar verimli olduğunun ilk põrõltõlarõ olarak kar-
şõmõza çõkmaktadõr. Kitap hakkõndaki tespitlerimiz aşağõda maddeler hâlinde
verilmiştir.
TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ •
17
1- Ne söylendiği açõk olmayan, karmaşõk ve muhteşem bir cümle örneği
(s.17):
“Fuat Köprülü’nün 1914 yõlõnda İkdam gazetesinde yayõnladõğõ dizi yazõsõnõn ye-
dicisinde ilk defa adõnõ andõğõ âşõğõmõzõn (25 Nisan 1914), ilk şiiri de takip eden yazõ-
sõnda (2 Mayõs 1914) yayõmlanõr.”
2- 17. sayfada: “Konunun gündeme geliş şeklini ve örnek dörtlüğü Köprülü’den
aynen alõyoruz; o da Lâtîfî tezkiresinden [953/1546] almõştõr.” şeklinde bir
cümle ile
karşõlaşõyoruz.
Bildiğimiz kadarõyla Lâtîfî Tezkiresi yayõnlanmõştõr. Sayõn hocamõz niçin a-
sõl kaynağa müracaattan kaçõnmõştõr? Ulaşamamõş mõdõr, gerek mi görmemiş-
tir? (Bk. Yard. Doç. Dr. Rõdvan Canõm; Latîfî, Tezkiretü’ş-Şuara ve
Tabsõratü’n-Nuzamâ, AKM Yay., Ankara, 2000.)
3- Sayõn Sakaoğlu; halk şairleri, saz şairleri, halk şiiri üzerine yazõlarõyla,
araştõrmalarõyla ve bu hususlarda üstatlõğõyla tanõnõr. Biraz sonra Köprülü’den
aldõğõ bir dörtlükteki ufacõk bir hata üzerinde duracağõz. Buna benzer belki yüz-
lerce, düzeltilmesi gereken (bilhassa metin kõsmõnda) hata vardõr. Yukarõda zik-
rettiğim hususlarda üstat(!) olan Sayõn Sakaoğlu hocamõz niçin düzeltmelere
gitmemiştir? Kendilerine sorulduğunda “benim aldõğõm yerlerde o şekilde idi”
deyip kaçamaz. Zira kendisi kitabõnõn 238. sayfasõnda Sayõn Prof. Dr. İlhan
Başgöz’ü bir yanlõşõndan dolayõ (Sn. Başgöz Türkmenceyi iyi bilmediğini söy-
lemesine rağmen) acõmasõzca eleştirmekte, onu lise öğrencilerinin seviyesinde
bile görmemektedir.
Şimdi halk şiiri üstadõ, halk edebiyatõ Profesörü Sayõn Sakaoğlu’nun mes-
lektaşõ Prof. Dr. İlhan Başgöz için söylediklerini okuyalõm:
“Başgöz bu yazõsõnda; mõsralar, beyitler, dörtlükler ile 19. ve 20. şiirlerin de tama-
mõnõ vermektedir. Ancak yazõsõnda Türkmenceyi iyi bilmediğini söyleyen Başgöz, bazõ
yerleri yanlõş okumuştur. Özellikle hece eksiklikleri gibi kolayca fark edilebilen hatalara
düşmemeliydi. Meselâ, aralaşgan kelimesi uruşgan olarak okunmuştur (1/3). Anlamõ
olduğu kadar hece ölçüsünü de etkileyen bu tür bir hatayõ fark etmemek elbette
bağõşlanamaz. Lise öğrencilerinin bile kolayca yakalayabileceği bu tür hatalarõ
Başgöz’ün fark etmemesi Türkmenceyi bilmemesi ile açõklanamaz.”
Yukarõda da belirttiğim gibi aynõ şekildeki veya benzeri durumlar
Sakaoğlu’nda da vardõr, hem de yüzlerce defa vardõr. Örneklerini de ileriki say-
falarda göreceksiniz.
Ben Sayõn Prof. Dr. Başgöz’ü tanõmam, görmedim, bilmem de. Onun savu-
nuculuğunu da yapmayacağõm. Fakat Başgöz’e “Başgöz’ün fark etmemesi,
Türkmenceyi bilmemesiyle açõklanamaz” şeklindeki son ifadesiyle Sakaoğlu ne de-
mek istemiştir? Bunu siz okuyucularõn ve Sayõn Başgöz’ün takdirlerine bõrakõ-