Suat Ünlü
145
muhitler ad verme geleneklerini yakından etkilemiştir. Türklerde köklü bir yapıya
sahip olan ad verme
geleneğinden, İslâm öncesi ve İslâm sonrası devirlerde, uygulama bakımından farklılıklar görülmekte
birlikte, genel olarak adlandırmalarda, özellikle İslâm sonrası Türk toplumlarında Eski Türk Çağına
dayanan inanç ve geleneklerin izlerini takip etmek mümkündür. Bununla birlikte İelirli bir dönemden
sonra
birinci derecede Arapça, ikinci derecede Farsça adlar kullanıldığı görülmektedir (Kök 2004: 2).
1.1 Mekanla İlgili Özel Adlar:
Dünyevi Yerlerle ilgili Özel Adlar
1.1.1 el-Arzu’l-Mukaddes (َﺔَﺳﱠﺪَﻘُﻤﻝا َضْرَﻷا)
Ar.” َﺔَﺳﱠﺪَﻘُﻤﻝا َضْرَﻷا “ “kutsal yer”
Tü. arıtılmış yär; arıġ ķılınmış yir; muķaddes yirlere ki Ķudüs iķlįmidür; yire, aru olınmış yaǾnį Beyte’l
mukaddes yiri
Ar. “ َﺔَﺳﱠﺪَﻘُﻤﻝا َضْرَﻷا “ Tü. “el-Arzu’l-Mukaddes”, Türkçe erken Kur’an çevirilerinde; TİEM 73’de arıtılmış
yär;
Hekimoğlu KT’de
arıġ ķılınmış yirge; Manisa KT’de muķaddes yirlere ki Ķudüs iķlįmidür; yire,
TİEM 40 KT’de aru olınmış yaǾnį Beyte’l mukaddes yiri sözcükleriyle karşılanmıştır.
TİEM 73:
ay mäniŋ bođunum kiriŋlär ol
arıtılmış yärkä
kim bitidi taŋrı (4) silärkä. ķađranmaŋlar
arķalarıŋız üzä yanġay silär ķorķuġlılar. (83r/3=005/021)
Hekimoğlu KT: Ay ķavmum Kiring (2)
arıġ ķılınmış yirge
, ol kim bitidi Tangrı sizge. Taķı ķaytmang (3)
songlarıngız üze kim ewrülgey siz ziyān ķılġanlar (108a/1=005/021)
Manisa KT:
Yāķavmüm didi. Girüñüz
muķaddes yirlere ki Ķudüs iķlįmidür
. (8) Tañrı taǾālā yazdı
süzüñ üstüñüze. Ġazālıġı farż eyledi. Mürted olup dönmeñüz arduñuza. Kāfir olmañuz,
dįni daħı dünyāyı āħireti (9) ħasāret eyleyüp ziyān eylersiz. (77a/7=005/021)
TİEM 40:
”iy kavmum girün
yire, aru olınmış yaǾnį Beyte’l mukaddes yiri,
yā Dımışk, yā Şām ili
dükeli, ol kim (9) yazdı yaǾnį Lavha’l mahfūz’da Tanrı sizün-içün. Dakı girü dönmen,
arkalarunuz üzere; pes dönesiz zıyanlular. (50b/8=005/021)
Kur’an:
“Ey kavmim! Allah’ın size yazdığı kutsal toprağa girin. Sakın ardınıza dönmeyin.
Yoksa ziyana uğrayanlar olursunuz (005/021)
Türkçe ilk Kur’an çevirilerinde TİEM 73 KT ǿde arıtılmış yär; Hekimoğlu KTǿde arıġ ķılınmış
yir; Manisa KT’de muķaddes yirlere ki Ķudüs iķlįmidür ; TİEM 40 KT’de aru olınmış yaǾnį Beyte’l-
mukaddes yiri sözcükleriyle karşılanmıştır. Türkçe ilk Kur’an çevirlerinde Ar. “ َﺔَﺳﱠﺪَﻘُﻤﻝا َضْرَﻷا “ karşılığı
kullanılan sözcüklerden arıtılmış yär ve arıġ ķılınmış yir sözcükleri (T.) dir. Manisa KT’de muķaddes
yirlere ki Ķudüs iķlįmidür (Ar.+T.) ve (Ar.), TİEM 40 KT’de ise önce Türkçesi aru olınmış yir olarak
verilmiş sonra kasdedilen anlamı Beyte’l-mukaddes yiri (Ar.+T) olarak karşılanmıştır.
1.1.2 el- Beytü’l-Atîk(ﻖﻴِﺘَﻌْﻝا ﺖْﻴَﺒْﻝا)
Ar.” ﻖﻴِﺘَﻌْﻝا ﺖْﻴَﺒْﻝا “ “eski ev”
Tü. ärkli äwkä yaǾnį kabä; KaǾbe; beytu’llāh ki ķadįmdür, kadįm ev
İlk Türkçe Kur’an Tercümelerinde Geçen Bazı Özel Adlar Üzerine
146
Ar. “ﻖﻴِﺘَﻌْﻝا ﺖْﻴَﺒْﻝا “ , Tü. “eski ev” Türkçe erken Kur’an çevirilerinde; TİEM 73 KT ’de
ärkli äwkä
yaǾnį
kabäǾķa
Türkçe Hekimoğlu KT ‘de
KaǾbe;
Manisa KT
beytu’llāh ki ķadįmdür;
TİEM 40’de
kadįm ev
sözcüğü ile karşılanmıştır.
TİEM 73 :
yana ötäsünlär baçıġlarını tükäl ötäsünlär näźrlärini ŧavāf ķılsunlar (7)
ärkli äwkä
yaǾnį
kabäǾķa 244v/7=022/029)
Hekimoğlu KT: Andın song ķażā ķılsunlar kirlerini taķı vefā ķılsunlar neźrleringe (9) taķı ŧavāf ķılsunlar
KaǾbege
(322a/8=022/029)
Manisa KT:
(7) Andan śoñra vasaħlarını gidersünler bıyıķ kesüp dırnaķ kesmek. Neźirlerini tamām
eylesünler, ŧavāf eylesünler (8)
beytuǿllāhı ki ķadįmdür
. (234a/7=022/029)
TİEM 40:
(6) Andan, gidersünler çirklerini, dakı yirine getürsinler nezrlerini, dakı tavāf
eylesünler
Kadįm Ev’e.
(159a/6=022/029)
Türkçe ilk Kur’an çevirilerinde TİEM 73 KT ǿde ärkli äwkä yaǾnį kabäǾ; Hekimoğlu KT’de
KaǾbe; Manisa KT’de beytu’llāh ki ķadįmdür; TİEM 40 KT’de kadįm ev sözcükleriyle karşılanmıştır.
Türkçe ilk Kur’an çevirlerinde Ar. “ﻖﻴِﺘَﻌْﻝا ﺖْﻴَﺒْﻝا “ karşılığı kullanılan sözcüklerden ärkli äw (T.) açıklaması
olan yaǾnį kabäǾ (Ar.), beytu’llāh ki ķadįmdür, KaǾbe (Ar.) alınmıştır
.
TİEM 40 KT’de geçen
kadįm ev
sözcüğü ise (Ar.+ T.) kelimelerden oluşmuştur.
Atîk
çok eski, azat edilmiş ve şerefli anlamlarına gelen bir kelimedir. Azmanlardan kurtarıldığı
için yahut yeryüzünün en eski mabedi olduğu için, yahut Nuh tufanından kurtulduğu için Beytullaha el-
Beytü’l-Atîk ismi verilmiştir. Bu adlandırmada zaman boyutu ile ilgili olarak Beytullah’ın çok
eski bir
mabed olması yahut da çok değerli ve kıymetli bir mekan olması gözetilmiştir. Nitekim eski çağlardan
kalma eserler için asâr-ı atîk dendiği gibi, Latince antik/antika da denmiştir. Büyük sahabî Hz. Ebubekir’e
de cehennemden azat edilmiş anlamına yahut, soyu temiz anlamına “Atîk” lakabı verilmiştir
1
. Beyt-i Atîk
olan Ka’be’yi toplu olarak
insanlar için kurulan ilk ev, özgürlük ve başkaldırı sembolü olarak ifade etmek
mümkündür.(Akpınar 2002:136-137)
ärkli äwkä yaǾnį kabäǾķa= Ar. ﻖﻴِﺘَﻌﻝا ﺖْﻴَﺒﻝا “Kadim, eski, eskiden kalma” (Çanga 316a). Eğer
okunuşu doğru ise
ärkli < är-kli
“geçmiş” olarak açılıp, ärt- “geçmek” (< är-t-) fiilinin kökü ile
ilişkilendirilebilir.
–kli < -gli
sıfat fiili ekinin bu yöndeki gelişmesi için bkz. Gabain ETG 111.
Bu ibare
022/033’te de geçer, fakat metnimizde çevrilmeden bırakılmış veya müstensih tarafından aslındaki
sözcük tanınıp okunamadığı için (?) yazımı ihmal edilmiştir.
1.1.3. Ednā’l-Arz (ِضْرَﺄْﻝا ﻰَﻥْدَأ)
“en yakın yer” anlamına gelen bu ifade ile Şam bölgesi yahut da Mezopotamya kastedilmiştir.
Çünkü Rumlar Ezre’ât ve Basradan sonra Şam bölgesinde yenilmişlerdir. (Akpınar 2002:140)
Ar.”ِضْرَﺄْﻝا ﻰَﻥْدَ “ “en yakın yer”
Tü. yaķınraķ yär, yirning yaķınraķı, ǾArab yirine yaķın yirler, yakınırak yir yaǾnį Arab ili
Ar
.”
ِضْرَﺄْﻝا ﻰَﻥْدَ
“
Tü. “en yakın yer” Türkçe erken Kur’an çevirilerinde; TİEM 73 KT ’de yaķınraķ yär;
Hekimoğlu KT’de yirning yaķınraķı; Manisa KT’de ǾArab yirine yaķın yirlerde; TİEM 40 KT’de
yakınırak yir yaǾnį Arab ili sözcüğü ile karşılanmıştır.