164
TBMM, yurtdışına asker göndermeye izin vermediğine göre, dün sabah
itibariyle Kuzey Irak’ta bulunan 20–30 bin askerimizin ne uluslararası
ne de milli düzeyde hiçbir meşru ve hukukî durumu kalmamıştır. O
nedenle o bölgedeki Türk askerinin hemen çekilmesi gerekir. Kuzey
Irak’ta bir Kürt devletinin kurulması Türkiye için “casus belli” yani
“savaş nedeni”dir. Bu stratejinin derhal değiştirilerek yok sayılması
gerekir. Çünkü oradaki bir Kürt devletini savaş nedeni sayıyorsak yarın
o bölgede bir devlet oluştuğu takdirde savaşmamız gerekecektir
317
demek suretiyle TBMM’nin tezkereyi kabul etmemekle ulusal çıkarlara zarar
verdiğini savunmuştur. Yalçın Doğan tezkerenin Meclis’te kabul edilmemesi
üzerine “Tezkere öncesinde Washington’un Ankara’ya kesin sözü var, ama o söz
ş
imdi geçerli değil. Hatta tam tersi, Ankara’ya son birkaç gündür ulaşan bilgiler
ABD’nin Kürt devletine yeşil ışık yaktığı yolunda”
318
diyerek Kuzey Irak’ta
muhtemel bir oluşuma dikkat çekmeye çalışmaktadır. ABD’nin artık Ankara’nın
Kürt politikasına izin vermeyeceği ifade edilmekte, Türkiye’nin bu politikasında
ısrar etmesi ve olası bir Kuzey Irak harekâtını başlatması sonucunda artık
peşmergelerle değil ABD askeriyle karşı karşıya geleceği ileri sürülmektedir.
Tezkerenin kabul edilmemesi Türkiye’nin kendi güvenliğini tehlikeye attığı şeklinde
değerlendirilmiş, bu amaçla Türkiye’nin Kuzey Irak’ı kendi güvenliği için, kendi
bütünlüğü için kontrol altında tutması gerektiği üzerinde durulmuştur.
Gerek haberlerde gerek ise köşe yazarlarının yorumlarında liberal basının realist
paradigmayı benimsediği iddiasını güçlendiren bir başka olgu ise, barış eylemlerinin
317
Ertuğrul Özkök, O Casus Belli Artık Yok Sayılmalı, Hürriyet, 3 Mart, 2003.
318
Yalçın Doğan, Kürt Devletine Çeyrek Kala, Hürriyet, 5 Mart, 2003.
165
liberal basında çok az yer almasıdır. Haber değeri taşıyan barış eylemlerine az da
olsa yer verilmiştir. Ancak bu haberler de genellikle olumsuz bir tarzda
sunulmuştur. BM Güvenlik Konseyinde Fransa-Almanya ikilisinin ABD’nin
yapacağı savaşa karşı oy kullanacağı ve karar alınmasını engelleyeceği yönündeki
çalışmaları “savaşa karşı oy BM’nin sonu olur”
319
“Barış ekseni BM’yi kaosa
sürüklüyor”
320
şeklinde haberleştirilmiştir. ncelenen süre içinde dünyada yapılan
barış eylemlerine pek yer verilmemiş, bu dönemde Irak’a canlı kalkan olarak giden
barış eylemcilerine ise az da olsa yer verilmiştir. Ancak canlı kalkanların da samimi
olmadıkları “savaşı önlemek için Bağdat’a gelen canlı kalkanların çoğu kof çıktı”
denilerek canlı kalkanlara negatif bir yaklaşım sergilenmiştir. “Canlı kalkanlar
Bağdat’tan kaçıyor”
321
başlığıyla verilen haberde “Kalkanlar Irak’a geldiler,
kahramanlar gibi karşılanıp ağırlandılar, yediler, içtiler. Turistik turlara çıktılar,
dünya basınında yer almak için birbirleriyle yarıştılar” denilmektedir. Canlı
kalkanların savaş olasılığı arttığında ise canlarının derdine düştükleri, bu yüzden
Irak’tan kaçmaya çalıştıkları, samimi olmadıkları ileri sürülmüştür. Ertuğrul Özkök
Bu savaşta asıl sorumluların canlı kalkanlar olduklarını iddia etmiştir. “Asıl sorumlu
sensin. Orada kalan Iraklı sivillere bir şey olursa biliniz ki, bunda sizin de
sorumluluğunuz olacak. Çünkü bu tek yanlı davranışınızla o diktatöre öylesine
cesaret verdiniz ki, hala halkını ateşten koruyacak en küçük adımı atmıyor.”
322
319
Sabah, 26 Şubat, 2003.
320
Hürriyet, 26 Şubat, 2003.
321
Hürriyet, 3 Mart, 2003, s. 16
322
Ertuğrul Özkök, Canlı Kalkanlar, Hürriyet, 25 Şubat, 2003.
166
4. Liberal Basında Haber ve Yorumların Dilsel Özellikleri
Liberal basın, Amerika’nın Irak’ı işgali ve 1 Mart tezkeresi sürecinde tezkere
taraftarı bir politika izlemiştir. Bu süreçte üç taraf söz konusudur: ABD, Irak ve
Türkiye. Amerika liberal basının gündeminden düşmezken, Irak “egemen” bir
devlet olarak yok denecek kadar az basında yer almaktadır. Türkiye haber ve
yorumlarda ABD’nin müttefiki ve stratejik ortağı olarak ifade edilmektedir. Liberal
basında tezkerenin TBMM’de oylanmasına kadarki zaman diliminde manşete
taşınan eşdeyişle haber değeri atfedilen olaylar “Amerikan ordusunun silah ve asker
sevkıyatı” ve “Tezkerenin olası olumlu sonuçları”dır. Manşet haberlerinin başlıkları
ele alındığında anlamlı bütün oluşturan bir paragraf oluştuğu görülmektedir.
“Tezkere mecliste” “bu tezkere tarih yazacak” “ ş MGK’ya kaldı” “Artık karar
günü” denilerek tezkerenin geçmesi yönünde yayınlar yapmıştır.
Liberal basın, tezkerenin mecliste onaylanması yönünde bir tutum içerisinde
olduğundan dolayı kullandığı dil itibariyle de bu yönde bir strateji izlemiştir.
Benimsemiş olduğu strateji “olumsal kendini sunma” ve “olumsuz ötekini sunma”
stratejisidir. Bu amaçla liberal basının kullanmış olduğu ikna yolları oluşturulan
kategorilere ve temalara uygun olarak aşağıda başlıklar halinde incelenmiştir.
Dostları ilə paylaş: |