223
oynanan senaryonun bir parçası olduğu iddia edilmiştir. Müttefik olarak görülen
devletin Kürt grupları Türkiye’ye karşı kullandığı yorumları yapılmıştır. Hikmet
Çetinkaya bu konuda şunları belirtmektedir: “Kürt gruplar Türkiye’ye karşı
kullanılıyor, PKK’nın sırtı sıvazlanıyor, KDP Lideri Barzani Kuzey Irak’a giren
Türk Silahlı Kuvvetlerini ‘istilacı’ olarak görüyor. Oyun sürüyor.”
475
“KDP ve KYB
bölgede bağımsız bir devlet kurmaktan, intikam ve yağmaya kadar uzanan bir
çerçeve içinde hareket etmeyi kafalarına koymuşlardır. Cesareti de Amerika’nın
Kuzey Irak’a Türk askeri sokmayacağı varsayımından almaktadırlar.”
476
Sol basın
Kuzey Irak’a gerekirse asker gönderilmesini savunurken, ABD’nin Türkiye
üzerinden oraya asker göndermesine karşı çıkmıştır. Asker göndermenin nedeni ise
orada oluşacak olan bir Kürt devletinin önlenmesi olmuştur. Çünkü Kuzey Irak’ta
kurulacak bir Kürt devletinin Kuzey Irakla sınırlı kalmayacağı, eninde sonunda
bölge ülkelerinde yaşayan Kürtleri de bu yönde teşvik edeceği, bu durumda bölgede
en fazla Kürt etnik nüfusunu içinde barındıran Türkiye’yi bölmeye yönelik
çalışmaların olacağı üzerinde durulmuştur. Mümtaz Soysal bu konuda şunları
yazmıştır:
Kuzey Irak’ta askeri varlığını hissettirmek isteyişimizin nedeni nedir?
Kürt devletinin kurulmasına karşı önlem almak. Devletin kurulması
hepsinden (diğer nedenlerden) ağır basar. Çünkü daha şimdiden Kuzey
Irak’ta elden ele dolaşan ve hatta yöneticilerin odalarında görülen
haritalardan da belli ki o topraklarda devlet kurmanın ardından başta
Türkiye olmak üzere, civar ülkelerde Kürtlerin yaşadığı yerleri ele
geçirme eğilimleri ortaya çıkacak.
477
475
Hikmet Çetinkaya, Cumhuriyet, 25 Şubat, 2003.
476
Hikmet Bila, Cumhuriyet, 26 Şubat, 2003.
477
Mümtaz Soysal, Cumhuriyet, 28 Şubat, 2003
224
Kuzey Irak konusunda yapılan yorumlar ABD ile ilişkilendirilmekte, ABD’nin
Türkiye üzerinde menfi planlarının olup olmadığı üzerinde durulmaktadır. lhan
Selçuk Lozan ve Sevr güçlerinin çatışmasının güçlendiğinin altını çizmekte ve
Amerika’nın Irak’a yerleşmek istemesine kuşkuyla yaklaşmaktadır.
ABD Kuzey Irak’a Türkiye ile dostluk etmek için mi gelecek,
Anadolu’yu bölmek için mi? Soru: Günden güne sıcaklaşıyor. ABD,
Kuzey Irak’ta kendine bağlı kukla bir Kürt devleti kurmak istiyor mu?
‘Stratejik ortağımız’ Anadolu halkını birbirine düşürmek amacıyla mı
Irak’a egemen olmak istencinde diretiyor? Amerika’nın Irak savaşı
gerçekte Türkiye’ye karşı açılmış örtülü bir savaş mı?
478
Türkiye’nin Kuzey Irak’taki oluşumda söz sahibi olabilmesinin herhangi
uluslararası hukuki bir dayanağının olmadığı, I. Körfez Savaşından bu yana bölgede
zaten fiili olarak Türkiye’nin istemediği oluşumların yaşandığı, Türkiye’nin savaşa
girip girmemesinin bunu engelleyemeyeceği yorumları yapılmıştır. Deniz Som,
“Kürdistan’a Doğru” başlıklı köşe yazısında Kuzey Irak’ta ilan edilen Kürdistan
Bölge Devleti Anayasası’nın girişinden bir alıntı yapmaktadır. Buna göre:
Anavatan Kürdistan’da binlerce yıl yaşamış eski bir halk olan Kürtler
tıpkı dünyanın diğer ulusları ve halkları gibi, self-determinasyon hakkını
kullanabilecek niteliklere sahip bir ulustur.’ ‘Bölge devleti’ oluşumu
anayasasında iki önemli sonuç çıkıyor: 1.Kürdistan bölge devleti tarihsel
ve siyasal dayanağını emperyalizmin işgal anlaşmasından almaktadır.
2.Kürdistan bölge devletinin egemenlik alanı Sevr antlaşmasında
belirlenen sınırlar içinde kalan bölgedir. Şimdi açıkça soruyoruz, bu
sınırlar Türkiye Cumhuriyetinin neresini kapsamaktadır? Sevr
478
lhan Selçuk, Cumhuriyet, 1 Mart, 2003.
225
antlaşması ABD’nin doğuda çizdiği Ermenistan ve Kürdistan haritasına
bakalım. Tezkere kararı bir bakıma bu haritanın onaylanmasıdır.
479
Tezkerenin mecliste kabul edilmemesini yazarlar olumlu karşılamışlar ve meclisin
bu kararıyla tarihi bir görevi yerine getirdiğini belirtmişlerdir. Meclisin ABD
dayatmalarına hayır dediği, ABD’nin dünyanın dört bir yanına demokrasi götürmek
istediği, Meclisin ABD’ye demokrasi dersi verdiği vurgulanmıştır. Mustafa Balbay
“Meclis Anadolu’nun sesini dinledi. Belki bu karar kurtuluş için başkalarına
sığınmanın değil, Anadolu’ya dayanmanın en sağlıklı yol olduğunu gösterir.”
480
Orhan Erinç:
Sonuç, Türkiye’deki siyasal gelenekler yönünden demokratik bir açılım
olarak da değerlendirilebilir. Ama bir yandan da iktidar yöneticilerinin,
gerekli ölçüde ileri görüşlü olmadıklarını kanıtlıyor. Çünkü bu açılımın
tek başına yeterli olmadığı, demokratikleşmenin özünde olan
katılımcılık sağlanmadığı takdirde ülke çıkarlarını korumanın zorlaştığı
da oylama sonucuyla belgeleniyor. Zararın neresinden dönülürse kârdır.
Hükümet yarın tezkerenin sadece birinci maddesini yeniden meclise
sunmalı ve oylatmalıdır. Yoksa gelecekte hesabını vermekte
zorlanabilir.
481
Meclisin ülkenin bir savaşa sürüklenmesine izin vermediği, çok onurlu bir tutumla
ülkenin geleceğini savaşta değil, barışta gördüğünü dosta-düşmana gösterdiğinin altı
çizilmekte, aksi olması halinde ise Türkiye’nin askeriyle ve olmayan ekonomik
kaynaklarıyla derinliğini ve çapını ABD’nin saptayacağı bir bataklığa saplanacağı
479
Deniz Som, Kürdistan’a Doğru, Cumhuriyet, 28 Şubat, 2003.
480
Mustafa Balbay, AKP’de Fay Hatları, Cumhuriyet, 2 Mart, 2003.
481
Orhan Erinç, Barış Ama Şimdilik, Cumhuriyet, 2 Mart, 2003.
Dostları ilə paylaş: |