Nilüfer COŞKUN
DÜHFD, Cilt: 22, Sayı: 36, Yıl: 2017, s. 59-86
73
toplumsal güçlerin yaşam ifadesi değil, planlanmış bir düzenin
bünyesindeki kuralsızlık olarak görmektedir.
55
Burke’nin “bir devleti inşa
etmek, restore etmek ya da iyileştirmek -herhangi başka bir deneyimsel
bilimde de olduğu gibi- a priori öğretilemez ve bize bu pür pratik olan
bilim konusunda ders verebilecek deneyim, sadece kısa bir geçmişe sahip
olan bir deneyim olmamalı” cümlesinde ifade bulan ideoloji aristokratik
idarenin
meşrulaştırılmasına
ve
aristokrasi
ve
bürokratik
muhafazakârlarla gerilimli bir ilişki içinde bulunan burjuva tabakasının
toplumsal taşıyıcılarının olduğu tarihselci muhafazakarlık görüşüdür.
56
Tabaka bilincinden kaynaklanan bu kuramın karşısına ve karşıtına
bilimsel siyaseti, parlamentolarla, seçim sistemleriyle ve uluslararası
kurumlarla siyasi mücadelenin gerçek sahnesini oluşturan burjuva
öğretisi
57
, liberal-demokrat burjuvazi konumlandırılır.
58
Kapitalist
teorinin
59
karşısında, proletarya sınıfını evrensel sınıf olarak nitelendiren
ve üretim ve mülkiyet ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi yoluyla
proletaryanın, başlarda burjuva devlet aygıtının yerine başkaca bir devlet
55
Mannheim, s. 142.
56
Mannheim, s. 143.
57
Modern burjuvazi, oluşumu gereği başından beri çift yönlü bir toplumsal
kökene sahiptir. Bir yanda bizatihi sermayenin taşıyıcıları, diğer yanda ise
tek sermayeleri eğitimleri olan bireyler. Bu yüzden eğitimli sınıftan ve
sermaye sınıfından ayrı bahsedilmektedir. Bkz. Mannheim, s. 180.
58
Mannheim, s. 145; Burjuva demokrasisinin ayrıntılı eleştirisi için Bkz.
Althusser,
Louis (Çeviren: Alp Tümertekin): İdeoloji ve Devletin İdeolojik
Aygıtları, İthaki Yayınları, 3. Basım, İstanbul 2008, s. 11-59. Althusser,
Lenin’in “burjuva demokrasisi, burjuvazinin diktatörlüğüdür” sözünü
örnekleyerek bu akımın emekçiler bakımından ciddi sorunların merkezinde
olduğunu savunmuştur.
59
Liberal / kapitalist ekonomi, özel mülkiyete ve mallarla hizmetlerin gönüllü
şekilde değişimine dayanan bir mübadele sistemi olmasının yanında üretimi
ücret-emek ilişkisi doğrultusunda gerçekleştiren işletmelerin varlığını
öngören bir istihdam sistemidir. Bu da belirli bir azınlığa -sermaye sahipleri
ile onların temsilcilerine- özel amaçlarının karşılanmasında kullanabileceği
etkili bir yönetim yetkisi vermektedir. Başka bir deyişle, piyasanın önemi
kadar liberal düşünürlerin otoriter damgasını yapıştırmaya hazır oldukları
kurumlar olan şirketlerin oynadıkları rol de büyük önem arz eder. Kapitalist
ekonomi modeli ile liberal demokratik devlete dair farkların yer aldığı örnek
için de ayrıca bkz. Bowls, Samuel / Gintis, Herbert (Çeviren: Osman
Akınhay): Demokrasi ve Kapitalizm, Ayrıntı Yayınları, 1. Basım, İstanbul
1999, s. 128-129, 167.
Resmi İdeoloji ve Yargısal Aktivizm
DÜHFD, Cilt: 22, Sayı: 36, Yıl: 2017, s. 59-86
74
aygıtı koyarak, sonrasında devlet iktidarının yıkılışını sağlamak için
iktidarı ele geçirmesini savladığı sosyalist teori yer alır.
60
2.
Meşrulaştırma İşlevi Olarak İdeoloji
İdeoloji sosyal düzlemde en basit anlaşılış şekliyle katı fikir
kümelerinden oluşmaktadır. Bunun yanında iktidar meselelerine ilişkin
önemli bir kavram olduğu da su götürmez bir gerçektir. İdeolojinin hâkim
toplumsal grup veya sınıfın iktidarını meşrulaştırmakla ilişkisi olduğu
veya tahakküm ilişkilerini sürdürmeye hizmet eden asli unsurlardan bir
olduğu ideolojinin muhteviyatına dair görüşlerden en çok kabul
edilenidir.
61
Egemen iktidar meşrulaştırma sürecini ideolojik bağlamda
altı farklı strateji kullanarak yapar.
62
Öncelikle kendine yakın inanç ve
değerlerin tutunmasını sağlar, bu tür inançları kendinden menkul ve
görünüşte kaçınılmaz şekilde doğallaştırarak ve evrenselleştirerek
kendisine meydan okumaya kalkışan fikirleri karalar.
63
Daha sonra ise
rakip düşünce sistemlerini, açığa vurulmayan ama sistemli bir mantıkla
dışlayarak, toplumsal gerçekliği kendine uygun yollarla çapraşıklaştırır.
64
Bu stratejiler uygulanırken mevcut veya geçmiş egemen iktidar
ideolojisinin devletin organlarına yansıyış şekli, şiddeti ve derecesi
demokrasi ve hukuk açısından büyük önem arz etmektedir.
(Siyasal) ideolojinin devlet organlarına tezahürü farklı şekillerde
olmaktadır.
Bu
tezahürlerden
ilki,
farklı
partilerden
oluşan
parlamentoların siyasal niteliğinden kaynaklı olarak, asli düzenleme
yetkisini hukuksal endişelerin yanında politik amaçlara hizmet edecek
şekilde kullanarak anayasanın ilke ve kurallarına aykırılık durumu
meydana getirmesi ihtimalidir. Bu ihtimalde, yasama işlemlerinin
anayasa yargısı tarafından denetlenmesi hususu gündeme gelmektedir. Bu
tezahürün ikinci görünümü, anayasa yargıcının yasama işleminin anayasa
ilke ve kurallarına aykırı olup olmadığını tespitte izleyeceği yolda, yorum
yönteminde kendini gösterir. Anayasa yargıcı anayasa kuralını
60
Sosyalizmin ve komünizmin sosyalist teori olarak tek başlıkta yer
verilmesinin nedeni, tarihsel olguların çokluğundan ziyade modern
düşünceyi özsel olarak belirleyen eğilimsel karşıtlıkların olmasıdır. Bkz.
Mannheim, s. 147.
61
Eagleton, s. 23.
62
Eagleton, s. 23.
63
Eagleton, s. 23.
64
Eagleton, s. 24.