Resmi İdeoloji ve Yargısal Aktivizm
DÜHFD, Cilt: 22, Sayı: 36, Yıl: 2017, s. 59-86
68
yanında farklı açıdan bakanlar da olmuştur. Onlar anayasa yargısının
meşruiyetinin daha az tartışılması için çözüm önerileri getirmiştir.
Anayasa yargısının demokrasi açısından daha az sorunlu hale gelmesi ve
dolayısıyla meşruiyetinin daha az sorgulanır hale gelmesi konusunda,
yargıçların seçiminde parlamentoya ağırlık verilmesi gerektiği,
yargıçların anayasanın ağzı olmakla yetinmesi gerektiği, yargıçların
kendi kendini sınırlandırması yani gücünü ılımlılık ve ölçülülük içinde
kullanması gerektiği, mahkemeye çok geniş ve belirsiz yetkiler
vermemek gerektiği gibi görüşler bulunmaktadır.
31
Bunun yanında
Özbudun, anayasa yargısının demokratik meşruluğunu, Anayasa
Mahkemesi’nin anayasaya uygunluk denetimi dışındaki görevlerin
kaldırılması şartına ve bu denetimin pragmatik gerekçelerle yani,
mahkemelerin
temel
hakları
yasama
organından
daha
iyi
koruyabilecekleri konusundaki güçlü inançla savunulabileceği savına
dayandırmıştır.
32
Anayasa yargısı, halkın iradesini temsil eden ve genel oydan
gelen işlemlerin denetlenmesinin ilk başta demokratik yönetime ve
sonuçta millet iradesine bir engel sayılıyor gibi görünmesine karşın, hem
anayasanın siyasal anlamının sonucu olarak hem de demokrasinin
gelişmesinde bir aşama olması bakımından önemlidir.
33
Çünkü
demokrasi, iktidarın seçim yolu ile el değiştirmesinin yanında iktidarın
anayasanın çizdiği sınırlar içinde yetkisini kullanmasını da ifade eder.
34
Bu bakımdan temel hakların korunmasını sağlayan ve bunu güçlendiren
her mekanizma demokrasinin de gelişimine uygundur. Nitekim
olmasını, siyasal kararların metotlarının uygulandığı bir yargılama
olduğunu…- öne sürmüşlerdir. Bunu vurgulamak için, “yargıç vetosu,
yargısal sansür, yargıçlar hükümeti, yedek yasa koyucu, üçüncü meclis” gibi
benzetmeler kullanmışlardır. Bkz. Gören, s. 275.
31
Gözler, s. 141, 142.
32
Dolayısıyla Özbudun, yetkileri yeterli ölçüde belirlenmemiş veya kötü
biçimde belirlenmiş bir Anayasa Mahkemesi’nin siyasal tartışmaların objesi
ve demokrasiye engel, hukuk sisteminin gelişmesinde negatif etkilere sahip
olacağını düşünmektedir. Bkz. Turhan, s. 399-400.
33
Teziç, s. 217; “anayasal devlet” ve “anayasalı devlet” hakkında bkz. Oder, s.
37.
34
Teziç, s. 217.
Nilüfer COŞKUN
DÜHFD, Cilt: 22, Sayı: 36, Yıl: 2017, s. 59-86
69
demokrasi çoğunluk düşüncesinin yanında çoğunluk düşüncesini
frenlemede katılma, tolerans, hürriyet ve muhalefet de demektir.
35
III. YARGISAL AKTİVİZM TARTIŞMALARI
A.
Kavram
Yargısal aktivizm tartışmaları ilk olarak 1930’larda Amerika
Birleşik Devletlerinde yoğun şekilde gündeme gelmiş ve daha sonra
değişik ülke örneklerinde farklı zamanlarda gündeme gelebilmiştir.
36
Yargısal aktivizm anayasa yargısının benimsendiği ülkelerde sık
rastlanılan bir durum olmakla birlikte bu husus, Türkiye’de özel bir
ağırlık
taşımaktadır.
Bu
nedenle
yargısal
aktivizm
sorununu
tanımlamakta, analiz etmekte ve tespit etmekte öncelikli fayda
bulunmaktadır.
Yargısal aktivizm, etkileri olaylar üzerinden tartışılsa da
özellikleri tek tek sayılarak açıklamak yoluna gidilse de aslında bu
kavram üzerinde herhangi bir uzlaşı yoktur; anlam belirsizliği devam
etmektedir. Bununla birlikte doktrinde bu kavramla ilgili çeşitli
tanımlamalar yapılmaktadır. Hakyemez’e göre yargısal aktivizm,
“gerçekleştirdikleri
anayasaya
uygunluk
denetimi
sürecinde
mahkemelerin, belli bir sonuç elde etmeye odaklanmış aktif bir
yaklaşımla, anayasa hükümlerini sahip olduğu anlamı zorlayacak ya da
bazen tamamen ters yüz edecek biçimde yorumlayarak, nihai aşamada
yasama tasarruflarına ilişkin olarak siyasal iradenin de hedeflemediği
yeni uygulamalara yol açabilen kararlar vermeleri durumu”dur.
37
Başka
bir görüşe göre, “demokratik anayasal sistem içerisinde yargıya biçilen
rolün dışına çıkan biçimde, denetlenemeyen bir yargı gücünün kötüye
kullanımı olarak görülmesi”dir.
38
Özbudun ise yargısal aktivizmi,
“seçilmiş organların siyasi takdir yetkisine müdahaleden kaçınan kendi
kendini sınırlama yaklaşımını değil, anayasal yetkilerini yorumlarını
35
Teziç, s. 217.
36
Hakyemez, s. 34.
37
Hakyemez, s. 35.
38
Hakyemez, s. 35.
Resmi İdeoloji ve Yargısal Aktivizm
DÜHFD, Cilt: 22, Sayı: 36, Yıl: 2017, s. 59-86
70
sürekli
genişletmeye
dayanan
bir
aktivist
tutum”
olarak
nitelendirmektedir.
39
Anayasa Mahkemesi’nin önüne gelen birçok sorunun siyasal
niteliği bu mahkemeler ile parlamento arasında zaman zaman çatışmalar
görülmesine neden olmaktadır.
40
Burada çatışmaya yol açan asıl neden,
anayasa hükümlerinin anlamlandırılırken mahkemenin yorumunun aktif
(müdahaleci) olup olmamasıdır.
41
Bu bağlamda yargısal aktivizm,
anayasa hükmünün yorumlanması, soyut kuralı sosyal, ekonomik ve
siyasal boyutları ile beraber anlamlandırmaları esnasında kendini
göstermektedir.
42
B.
İdeoloji İle İlişkisi
Yargısal aktivizmin ideoloji ile ilişkisine değinmeden önce
ideoloji ve resmi ideoloji kavramlarını açıklamakta fayda bulunmaktadır.
1.
İdeoloji Teorisi
İdeoloji kavramı, 1796’da Destutt de Tracy, Cabanis ve
arkadaşları tarafından ortaya atılmıştır.
43
Onlar bu kavramı, bilinçli
düşünce ve fikirlerin kaynaklarını açığa çıkarmayı amaçlayan yeni bir
fikirler bilimini (idealoji) ifade etmek için kullanmıştır.
44
Bu kavramın
alternatif anlatımları, ideolojiye bambaşka bir anlam veren Marx
45
,
liberaller ve muhafazakârlar
46
tarafından geliştirilmiştir.
39
Özbudun, s. 258.
40
Özbudun, s. 258.
41
“Aktif bir yargısal yaklaşım (judicial activism) durumunda anayasa yargısı,
yasama çoğunluğunun siyasal tercihlerini önemli ölçüde değişikliklere
uğratabilir; hatta bunları zaman zaman tersine çevirebilir. Buna karşılık,
anayasa yargıçlarının münhasıran politik sorunlara karışma konusunda
kendilerini frenledikleri (judicial self restraint) durumlarda ise, anayasa
yargısının meşruluğuna yönelik itirazlar azalacaktır.” Bkz. Hakyemez, s. 33.
42
Hakyemez, s. 34.
43
Althusser, s. 75.
44
Heywood, s. 70.
45
İdeoloji, marksist düzlemde üç anlamda kullanılmıştır. Marx, ideolojinin
tanımlayıcı vasfını esas olarak “Onun sahteliğinde olmasıdır, sınıfsal
farkların görülmesini engellemesi, aldanmayı ve yanlış bilinci beslemesidir.”
şeklinde belirtmiştir. Bkz. Eagleton Terry: Çeviren: Mutallip Özcan,
Dostları ilə paylaş: |