Nilüfer COŞKUN
DÜHFD, Cilt: 22, Sayı: 36, Yıl: 2017, s. 59-86
75
yorumlarken, söz konusu kurala kendi önyargılarından veya ideolojik
anlayışını yansıtacak bir yorum getirerek kendisini yasama organının
yerine koyması veya anayasal sistematik içerisinde anayasa yargısı ve
anayasal demokratik rejimin mantığına
65
en uygun olanı seçmesi
tercihinde bulunabilir.
66
İlkinin tercihi durumunda anayasanın birleştirici
hedefler ve değerler oluşturma amacına hizmet edilmiş olunurken,
sübjektif yorum yapılması durumunda ise “yargıç ürünü hukuk”
mantığından uzaklaşmaya neden olur.
67
Anayasa yargıcının kanunun anayasaya aykırılığı hususunda
vereceği kararlar ideolojik bağlamda siyasi nitelik arz edebilir. Burada,
karar verme sürecinde siyasi endişelerin hâkimiyeti hususu ön plana
çıkar. Siyasi beklentiler doğrultusunda karar verme ise “yargıçlar
hükümeti” ve “yerindelik denetimi” tartışmalarına neden olur.
68
3.
Resmi İdeolojinin Mevcudiyeti Üzerine
Anayasacılığın esas itibariyle liberal gelenek içinde doğduğu ve
işlendiğinden yukarıda bahsedildi. Bu gelenek -hayat tarzı, dinî inanç,
felsefi yaklaşım gibi açılardan birbirinden farklı olan bireyleri ve insan
gruplarını oldukları gibi bir arada yaşatma arayışı içinde olmak- bizi
ülkemizde de zaman zaman tartışılan “anayasanın bir ideolojisi olmalı
mıdır?” sorusuna götürür. Çünkü anayasanın devlet içinde bir yapı
oluşturmaya ek olarak her zaman geniş bir siyasi değerler, idealler ve
hedefler dizisini temsil etme fonksiyonu bulunmaktadır.
69
Nitekim
anayasalar daima, az veya çok aleniyetle ideolojik önceliklere
bulaştırılmıştır.
70
Genellikle ulusal ideallerin ifadesi olarak iş gören bu
65
Anayasalar, açıkça belirtilmese de tüm ilke ve kurallara hâkim belli bir
düzen ve sistematik öngörür. Heywood, bunu anayasanın “birleştirici değer
ve hedefler oluşturmak” amacı olarak açıklamıştır. Bkz. Heywood, s. 380.
66
Hakyemez, s. 26.
67
Hakyemez, s. 25.
68
Hakyemez, s. 25.
69
Heywood, 381.
70
Althusser, devletin birbirinden ayrı ve özelleşmiş kurumlar biçiminde
dolaysız olarak çıkan belirli sayıda gerçekliğinin listesini, yani devletin
ideolojik aygıtlarının ampirik listesini şöyle vermiştir: Dinsel DİA (devletin
ideolojik aygıtı), öğrenimsel DİA, hukuki DİA, siyasal DİA (değişik
partileri de içeren sistem), sendikal DİA, haberleşme DİA’sı (basın, radyo-
Resmi İdeoloji ve Yargısal Aktivizm
DÜHFD, Cilt: 22, Sayı: 36, Yıl: 2017, s. 59-86
76
hedefler, çoğunlukla anayasal belgelerin önsözlerinde açıkça ifade
edilir.
71
Bu idealler, demokrasinin özgürlüğün veya refah devletinin
yürürlüğe konmasından, sosyalizm, federalizm veya İslam’daki bir inanca
kadar geniş bir yelpazede değişebilmektedir.
72
İdeolojileri hakikati arayıcı-bulucu, empoze-edici ideolojiler ve
farklı hakikat gruplarını barış içinde bir arada tutmayı-hedefleyen
ideolojiler olarak ikiye ayırdığımızda
73
, devletin hangi tür ideolojiyi
benimsediği çıktı meşruiyeti
74
açısından önemlidir.
75
Özgürlükçü liberal
değerlerin özcü olmamasından ötürü ikinci grupta yer aldığı
76
ve
anayasaların bu bağlamda sert-homojonize toplum algısını savunan
otoriteryen rejimler yerine daha kapsayıcı mahiyette olması gerektiği
söylenebilir.
Anayasa yapıcıların rejimlerini bir bakıma ideolojik amaçla,
birleştirici değerler dizisiyle ve siyasi davranışlarda kullanılabilen bir
lügatle yetkilendirmeye çalıştıkları bir gerçektir.
77
Bir yandan bu
televizyon gibi), kültürel DİA (edebiyat, güzel sanatlar, spor gibi). Bkz.
Althusser, s. 168-169.
71
Heywood, s. 381.
72
Heywood, s. 381.
73
İdeoloji yazarlar tarafından farklı ayrımlanmıştır. Althusser ideolojiyi
bölgesel içerikli (dinsel ideoloji, ahlakî ideoloji, hukuki ideoloji, siyasal
ideoloji vb.) ve sınıfsal anlamlı olarak; Mannheim kısmî ve bütünlükçü
ideoloji şeklinde; Mardin ise yumuşak ve sert ideoloji şeklinde
ayrımlamıştır. Bkz. Althusser, s. 79; Mannheim, s. 82-86; Mardin, s. 13-14.
74
Oder, meşruiyeti, “girdi” ve “çıktı” kavramları üzerine yapılandırdığı
meşruiyet ikilisi ile açıklamaktadır (Avrupa bütünleşmesi, AB’nin
demokratik meşruiyeti konusunda bu kavram ikilisini kullanmıştır). Girdi
meşruiyetinde, siyasal iktidarın meşruiyetini belirlemek amacıyla kararların
kim tarafından alındığı, vatandaşların veya temsilcilerinin veya farklı irade
ve çıkarların anayasa yapıcılığı ve karar alma süreçlerine eşit katılımı önem
taşır. Karar süreci sonucunda alınan kararın kalitesi ise, "çıktı meşruiyetini"
belirler. Başka deyişle girdiler; baskı grupları ve basından gelen istemler,
siyasal topluluğa, rejime ve siyasal otoriteye yönelen destekler şeklinde
iken, çıktılar ise istem ve desteğin kaynağı ve yanıtı olan eylemler ve
kararlar şeklinde tezahür eder. Bkz. Oder, s. 307, 308.
75
Yayla, Anayasacılık, Anayasal Demokrasi ve İdeoloji, s. 18.
76
Belirli siyasi doktrinlerin savunucuları, savladıkları düşünce sisteminin
ideoloji terimine dâhil olduğunu inkâr etmişlerdir. Bkz. Heywood, s. 71.
77
Heywood, s. 381.