Selçuk iletiŞİM



Yüklə 2,6 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/120
tarix15.10.2018
ölçüsü2,6 Mb.
#74209
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   120

Bilgi İletişim Teknolojileri ve Ütopyan Bakış Açısı  (5-19)
7
toplanmasında, işlenmesinde, üretilmesinde,
düzenli ve sistemli bir şekilde depolanmasında,
aralarında ilişki kurularak hızlı ve doğru bir
şekilde erişilmesinde ve ağlar aracılığıyla ile-
tilmesinde kullanıma sunulmasında faydalanı-
lan tüm iletişim ve bilgisayar teknolojileridir
(Atılgan 2006).
II. BİLGİ  İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ
VE KÜRESELLEŞME
1980’li yıllardan itibaren dünya hızlı bir deği-
şim süreci içine girmiştir. Küreselleşme, global
bütünleşme ya da globalleşme adı verilen bu
süreç ülkelerin maddi ve manevi değerlerinin
ve tüm bu değerler bağlamında oluşmuş olan
birikimlerinin ulusal sınırları geçip tüm dünya-
ya yayılması olarak da tanımlanmaktadır
(Robertson ve White 2003). İlk olarak ticaret
ve sermaye hareketinin serbestleşmesi ile baş-
layan küreselleşme süreci, iletişim ve bilgisa-
yar teknolojilerinde yaşanan büyük çaplı deği-
şim ve gelişimler ile etkisini büyütmüştür. İlk
zamanlarda etkisini ekonomik alanlarda gös-
termeye başlayan küreselleşme, daha sonraları
sosyal ve kültürel alanları da etkilemiştir.
‘Küreselleşme’ ve ‘bilgi’ kavramları birbirleri
ile bağlantılı kavramlardır. Küreselleşmenin,
etkili olabilmesi bilgi alt yapısına bağlıdır. Bu
bilginin tüm insanlarca elde edilmesi ise bilgi
iletişim teknolojilerine bağlıdır.
Günümüzde küreselleşme gücünün etkisi ile
bilgi akışının hem hacminde hem de hızında
büyük gelişmeler yaşanmaktadır. Özellikle bu
gelişmenin etkileri finansal bilgi alanında gö-
rülmüştür. 1995 yılında yayınlanan Ekonomist
Dergisi’ne göre; 1973 yılında 10 milyar dolar
olan küresel ölçekteki döviz akışı 1995 yılına
gelindiğinde 1.3 trilyon dolar olmuştur. Aynı
boyutta gelişimler telekomünikasyon trafiğinin
genişlemesinde ya da tüm dünyayı kaplayan
bilgisayarla iletişim bağlantılarında da görül-
müştür (Webster 2002: 80).
Birçok yorumcuya göre yaşanan bu değişiklik-
ler ‘bilgi teknolojileri evrimi’nin bir sonucudur.
Ancak teknolojiler gelir, hepimizi etkiler ve
hayatlarımıza yeni şekiller verirler gibi tekno-
lojik determinist açıklamalar artık çok bilindik
ve eskidir. Bu açıklama değişimi getiren deus
ex machina (2)’nın açıklamasıdır. Şu anda
içinde bulunduğumuz çağ ‘bilginin otoyolla-
rı’dır (3) ve bunun belki de ‘ikinci endüstriyel
evrime’ neden olacağı düşünülmektedir
(Webster 2002: 80).
III. ÜTOPYA VE ÜTOPYAN BAKIŞ AÇISI
Bilgi iletişim teknolojilerinin dünya ve toplum-
lar üzerinde yaratacağı etkiler üzerine bazı
bakış açıları bulunmaktadır. Bu bakış açıları
genel olarak iyimser yani ütopyan ve de kö-
tümser yani distopyan olmak üzere iki başlık
altında toplanabilmektedir. Bu çalışma bilgi
iletişim teknolojilerine olan ütopyan bakış
açılarını konu almaktadır. Bilgi iletişim tekno-
lojilerine olan ütopyan bakış açılarına geçme-
den önce ‘ütopya’ kavramına ve ütopyan bakış
açılarına bakmakta yarar vardır.
A. ÜTOPYA KAVRAMININ TANIMI
‘Ütopya’ sözcüğü; Yunanca’da ‘ou’ (olmayan)
ve ‘topos’ (yer) kelimelerinin birleşmesinden
oluşmuştur ve yine Yunanca’da ‘olmayan yer’
ya da ‘hiçbir yer’ anlamına gelmektedir. Gün-
lük yaşamdaki kullanımında ise ütopya; mü-
kemmeli, iyi olanı ve de arzu edilen-isteneni
temsil etmektedir (Munkner 1996).
Ütopya kavramı ilk kez Thomas More’un 1516
yılındaki Ütopya adlı eseri ile gündeme gelmiş-
tir. VIII. Henry’nin rejimine karşı duran İngiliz
bir avukat, devlet adamı ve aynı zamanda yazar
olan  More’nin Ütopya adlı eseri, Ütopya adın-
da bir adayı ve bu adada yaşanan siyasi, top-
lumsal ve ekonomik hayatı anlatmaktadır.
Adada her birey eşit değerlere, yaşam stillerine,
evlere ve inançlara sahiptir. More, materyalist
düşünce yapısından uzak bir toplum yapısını,
altın ve gümüşü sadece hayvan tasmaları ve
oturaklar için kullanan ve bu bağlamda bu
maddelerden nefret eden bir toplum ile tanım-
lamaktadır (More 1997).  More’dan sonra
‘ütopya’ kavramını 1619 yılında Chritianopolis
adlı eseri ile ele alan Johann Valentin Andreae,
More’nin Ütopya’sının temel özelliklerine
benzer bir yapı izleyerek daha detaylı ve sofis-
tike bir devlet yapısını ele alarak Hristiyanlık
ütopyasını anlatmıştır. Daha sonra 1621 yılında
Robert Burton, Melankolinin Anatomisi-The
Anatomy of Melancholy- adlı eserinde ideal
toplum tarzlarını aydınlatarak ve birbirinden
ayırarak seçenekleri değerlendirmiş ve ütopyan


Selçuk İletişim, 5, 3, 2008
8
bir toplumu anlatmıştır. 1623 yılında ise
Tommasso Campanella Güneşin Şehri- Citta
Del Sole- adlı eserinde bir filozofun gerçekte
kuramadığı ancak zihninde yaratabildiği bir
ülkeyi tanımlamıştır (Davis 1981: 64, 73, 86).
Ancak 1624 yılında Francis Bacon tarafından
yazılan ve ölümünden sonra 1627 yılında ya-
yınlanan Yeni Atlantis- New Atlantis- adlı ese-
rin ütopya kavramından bahseden diğer eser-
lerden bir farkı bulunmaktaydı. Bacon teknoloji
ve bilimin öneminden ve yaratacakları değişik-
liklerden bahseden ilk düşünürdü.
Yeni Atlantis ilerlemeye dair fikirlerin, bilim ve
teknolojiye olan inancın ve insanın doğa üze-
rinde kabul edilen üstünlüğünün simgesi olarak
kabul edilir. Teknolojik akılcılığı savunan ilk
düşünür olma özelliğine sahip Bacon, ilerleme-
nin bilgiye ve yeteneğe dayandığı fikrini ortaya
koyduğunda zamanın ötesinde idi (Anıt 1998:
58).
Ütopya kavramı farklı düşünürler ve bilim
adamları tarafından da tartışılmış ve tanımlan-
maya çalışılmış bir kavramdır. Örneğin,
George Kateb ütopyayı bireylerin ve grupların,
hayatlarını şiddetli ölüm korkusu ve yetersizlik
hissi olmadan özgürlük, hak, enerji ve yetenek
ile yeniden yapılandırdıkları bir dünya olarak
tanımlarken (Kateb 1963) Raci Bademli’nin
‘ütopya’ tanımı ise daha önce verilen tanımlar-
dan biraz daha farklıdır. Bademli, ütopyaların
birer ‘bilim kurgu’ eseri olduklarından söz
etmektedir. Ona göre ütopyalar; insanlara
umut, heyecan ve ilham verebilecekleri gibi
aynı zamanda insanları endişelendirebilen,
korkutabilen ve karamsarlığa sürükleyebilecek
bir yapıdadırlar. Ütopyalar geleceğin şekillen-
dirilmesinde insanların dikkate alacakları,
kullanacakları bilimsel olmayan birer bilgi
türüdür. Ütopyaların toplum üzerindeki etkile-
rinin ne ve nasıl olacağını, geleceğin şekillen-
dirilmesinde ne derece dikkate alınacaklarını ya
da ne kadar dikkate alınacaklarını önceden
kestirebilmek mümkün olmamaktadır. Ancak
geçmişte ne derece ve nasıl etkili oldukları çok
rahat sorgulanabilmektedir (Bademli 1998: 62).
B. ÜTOPYAN BAKIŞ AÇILARI
Politik ya da sosyal mükemmelliğe ulaşabil-
mek amacı ile geleceğe yönelik ve geleceği
görmeye çalışan birçok ütopyan bakış açısı
vardır. Bu bakış açılarının varlığı 19. yüzyılda
belirginleşmiş ve bu bakış açılarına sahip in-
sanların sayısı artmaya ve bunlar ile ilgili tar-
tışmalar sıklıkla gündeme gelmeye başlamıştır.
 S.C. Jansen, Eleştirel İletişim Teorisi: Güç,
Medya, Toplumsal Cinsiyet ve Teknoloji
(Critical Communication Theory: Power,
Media, Gender, and Technology) adlı kitabında
(2002) tüm ütopyan bakış açılarının o günkü
sosyal şartların dikkatli bir şeklide analiz edil-
mesi sonucu oluştuğunu ve bugün buradan
bakıldığında ‘hiçbir yer’ için değil ‘iyi bir yer’
için oluştuklarını söylemektedir (Dickerson
2005: 3-4). Jansen’in bu yaklaşımı göz önünde
bulundurularak içinde bulunulan sosyal şartla-
rın dikkatlice analiz edilmesi sonucu oluşmuş
ve ‘iyi bir yer’i hedefleyen ütopyan bakış açıla-
rı aşağıda kısaca incelenecektir.
1. Ekonomi ve Ütopyan Bakış Açısı:
Ekonomiye olan ütopyan bakış açısı 19.yy.da
kapitalizmin ticaretin gelişmesi sonucu oluşan
toplumsal karışıklıklar sonucu ortaya çıkmıştır.
Edward  Bellamy’nin  Julian  West  adlı  bir  ka-
rakterin ayrımlar olmaksızın ütopik bir ekono-
mik yapıya sahip ve eşitlikçi bir toplumdaki
yaşamını anlattığı Geriye Bakmak -Looking
Backwards adlı romanının büyük tartışmalar
yol açması sonucu büyük üne sahip olmasına
neden olmuştur (Fox ve Kloppenberg 1995:
71). Bu bakış açısına göre; zenginlik toplumun
her bireyine eşit olarak dağıtılacaktır. Bireyle-
rin tek yapmaları gereken ortak refah için kendi
üstlerine düşen ve sevdikleri işleri yapmak
olacaktır. Bireylerin sevdikleri işleri yapmaları
zevk ve özgürlüğü de getirecektir. Çünkü ça-
lışmak aynı zamanda eğitilmeyi de getirecektir
ve eğitimli birey hem özgür hem de mutlu
olacaktır.  Her birey kendi payına düşeni yaptı-
ğı için taşıma, yemek, barınma, eğitim ve sağ-
lık gibi hizmetler bunlardan faydalanmak iste-
yenlere sunulacaktır (http://www.utdallas. edu
08.04.2008)
2.  Din ve Ütopyan Bakış Açısı:
İlk dini ütopyalar mükemmel doğayı hayal
ederek günah ile bozulmadan önceki “Cennetin
Bahçeleri-Garden of Eden”ni  ya  da  öteki  ya-
şama ait kutsal şehri tanımlamıştır. Bu ütopya-
larda fantasya ve hayal gücü ön plandadır
(Darren ve ark. 2004: 241).


Yüklə 2,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   120




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə