270
/ Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
tanım çerçevesinde sınıflandırılabilmesi mümkün değildir
50
. Mahkemeler ve
hakimler tarafından giderek daha çok kabul gören uluslararası insancıl
hukukun iç çatıĢmalara uygulanması, hukuk uzmanları arasında geliĢen,
teamül hukuku kurallarının uluslararası olmayan çatıĢmalara da uygulanabilir
olması ve daha önceden tartıĢılan çağdaĢ silahlı çatıĢmaların sınıflandırılması
zorluğu gereği uluslararası insancıl hukuk kuralları uluslararası kabul
edilmeyen çatıĢmalar konusunda da uygulanabilmektedir
51
.
Altunköprü Katliamı‟nı göz önüne aldığımızda uluslararası nitelikte
olmayan bir iç silahlı çatıĢmanın varlığı ortadadır. Burada önemli olan Kürtler
ve ġiiler tarafından yapılan bu iç Ģiddet eylemlerinin münferit ve zaman
zaman meydana gelen Ģiddet eylemleri boyutunda olup olmadığı veya bu
sayılanlara göre uzun süreli kabul edilip edilemeyeceğidir. Roma Statüsü‟nün
8. maddesi hükmüne göre, bir plan veya politikanın parçası olarak ya da bu
tür suçların geniĢ çapta iĢlenmesinin parçası olarak yapılması baĢta olmak
üzere bu Mahkeme‟nin savaĢ suçları üzerinde yargılama yetkisi vardır. O
halde Ģiddet olaylarının uzun süreli olmasından kasıt, bu olayların geniĢ çaplı
olması yani yaygın olması veya bir plan veya politikanın parçası olarak
uygulanması yani sistematik olması durumunda Mahkeme‟nin bu olayları
savaĢ suçları kapsamında yargılama yetkisi vardır. O halde, uluslararası
nitelikte olmayan silahlı çatıĢmaların yaygın veya sistematik olması
durumunda Mahkeme bu tür iç silahlı çatıĢmalar hakkında da savaĢ hukuku
kurallarını uygulayabilecektir. Altunköprü katliamına sebep olan, 28 ġubat
1991 tarihinde yapılan ateĢkes ilanının ardından Irak‟ın savaĢtan geriye kalan
ordu birliklerini Kuveyt‟ten çekmesi sürecinde Irak‟ta Saddam Hüseyin
rejimine karĢı kuzeyde Kürtler, güneyde de ġiiler‟in baĢlattıkları
ayaklanmalardır . Farklı illerde baĢlayan ayaklanmaların yanında, 18 Mart 1991
tarihinde de Kerkük‟e kuzeyden giren Kürtler ayaklanma baĢlatmıĢtır. Silahlı
Kürt peĢmergeler Baas Partisi üyeleri ve devlet kurumlarına yönelik saldırılar
yaparken aynı zamanda Arap halkı da rahatsız etmeye baĢlamıĢtır . Bunun
üzerine Bağdat‟tan Kerkük‟teki ayaklanmaları bastırmak için yola çıkan Irak
Ordusu‟na bağlı birlikler 26 Mart 1991 günü Kerkük‟ü top atıĢına tutmaya
baĢlamıĢtır. Bunun üzerine halk ve Kürt peĢmergeler kuzeye doğru kaçmıĢ ve
Irak Ordusu hiçbir engelle karĢılaĢmadan Kerkük‟e girmiĢtir . Kerkük‟ü de
50
The Public Commission to Examine the Maritime Incident of 31 May 2010- The Turkel
Commission Report Part I, 19 Ocak 2010, s. 45-46, www.turkel-committee.gov.il/
files/wordocs/8808report-eng.pdf (E.T. 28.12.2013).
51
The Public Commission to Examine the Maritime Incident of 31 May 2010- The Turkel
Commission Report Part I, s. 45-49.
Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
/ 271
geçerek Erbil‟e doğru ilerleyen Irak Ordusu, Altunköprü‟yü de ele geçirmiĢtir.
Burada 28 Mart 1991 günü ayaklanmaya katıldıkları gerekçesiyle genç, yaĢlı,
çocuk, kadın, erkek demeden 100‟e yakın kiĢiyi kurĢuna dizmiĢtir. AnlaĢılacağı
üzere Altunköprü Katliamı öncesinde birden fazla ilde yani yaygın Ģekilde
ayaklanmalar (yani iç silahlı çatıĢmalar) baĢlamıĢ ve bu ayaklanmalar bir ay
kadar sürmüĢtür. Dolayısıyla söz konusu olayda, uluslararası nitelikte olmayan
silahlı çatıĢmanın uzun süreli, yaygın (geniĢ çapta) olması unsurları
gerçekleĢmiĢtir. Sadece “yaygın olma” unsurunun gerçekleĢmesi, uluslararası
nitelikte olmayan bir silahlı çatıĢma hakkında savaĢ hukuku kurallarının
uygulanması için yeterlidir. Zaten, söz konusu olayda, ayaklanmaların birden
fazla ilde, çok geniĢ çaplı olması, bu ayaklanmaların münferit ve geliĢigüzel
olmadığının, bir plan veya politikanın icrası kapsamında yani sistematik
olduğunun da göstergesidir. Dolayısıyla Altunköprü Katliamı hakkında Roma
Statüsü‟nün 8. maddesinde düzenlenen savaĢ suçlarına iliĢkin kuralın
uygulanabileceği ortadadır. Olayda 8. maddenin 2. fıkrasının c bendinin ihlal
edilmiĢtir. C bendine göre, “uluslararası nitelik taĢımayan bir silahlı çatıĢmada,
12 Ağustos 1949 Cenevre SözleĢmeleri‟nin ortak 3. maddesinin ciddi ihlalleri,
yani silahlarını bırakmıĢ silahlı kuvvetler mensupları ve hastalık, yaralanma,
gözaltı veya baĢka herhangi bir nedenle savaĢ dıĢı kalmıĢ olanlar dahil
çatıĢmalarda aktif olarak yer almayan kiĢilere karĢı iĢlenen yaĢam hakkına ve
kiĢiye karĢı Ģiddet, özellikle her türlü öldürme, sakat bırakma, acımasız muaele
ve iĢkence” fiilleri savaĢ suçlarını oluĢturur. Somut olayda, Irak‟ta kendi
baĢlatmadıkları ve katılmadıkları iç silahlı çatıĢmalar sebebiyle 100‟e yakın sivil
Türkmen nüfusun öldürülmesi söz konusudur. Bu suç fiilleri, Cenevre
SözleĢmeleri‟nin ağır ihlali olarak kabul edilir.
C. Soykırım Suçu (Genocide)
Soykırım (genocide) kelimesi, ilk olarak Polonya‟lı hukukçu Raphael
Lemkin tarafından 1944‟de “Axis Rule in Occupied Europe” adlı yazısında,
Nazilerce yapılan yıkım ve iĢgali ifade etmek üzere kullanılmıĢtır
52
. Soykırım
suçu ayrı bir uluslararası suç türü olarak ilk defa 1948 tarihli Soykırım
Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına Dair SözleĢme ile kabul
edilmiĢtir. Bu nedenle ne Nuremberg Mahkemesi ġartı‟nda ne de Tokyo
Mahkemesi ġartı‟nda soykırım suçu ayrı bir suç türü olarak yer almamıĢtır.
Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına Dair SözleĢme‟nin 1.
maddesinde, ister barıĢ isterse savaĢ zamanında iĢlensin, önlenmesi ve
52
http://www.ushmm.org/wlc/tr/article.php?Moduleld=10007095, (E.T. 03.03.2012).