KİNDÎ VE BAZI ÂYET YORUMLARI
177
gölgeleri de sabah akşam bunu yapmaktadır.”
18
“Allah’ın yarattığı şeylerin gölgelerinin dahi nasıl sağdan,
soldan sürünüp Allah’a secde
ederek döndüğünü görmediler
mi (Her şeyin gölgesi yerde uzanıp kısalarak hep Allah’a
secde etmektedir).” “Ayrıca göklerde ve yerde olan her şey
-bütün canlılar/hayvanlar ve melekler- kendilerini büyüklük
duygusuna kaptırmadan Allah için saygı ve tazimle yere ka-
panmaktadırlar.”
19
“Görmedin mi (baksana), göklerde, yerde bulunan kimseler,
güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar,
hayvanlar ve insanlardan
birçoğu hep Allah’a secde ediyorlar ...”
20
“Ve O, sadece duman halinde olan göklere şekil verdi; on-
lara ve arza, “İkiniz de isteyerek yahut istemeden varlık ala-
nına gelin ” diye buyurdu. İkisi birden: “Peki, boyun eğerek
geliriz ” dediler.”
21
Bu âyetler incelendiğinde Kur’ân genelinde gökteki ve yerdeki varlıklar
için secde kelimesinin Allah’ın emrine boyun eğmek, itaat etmek anlamın-
da kullanıldığı görülmektedir. Bu itaatin şekli ise onların gölgelerinin
22
sağdan soldan sürünerek dönmeleri ile tasvir edilmiştir. Secdenin bu anla-
18
Ra’d 13/15.
19
Nahl 16/48-49.
20
Hacc 22/18.
21
Fussilet 41/11.
22
“Gölge, saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı
yerde olu-
şan karanlıktır.” Bkz.:
Güncel Türk e S zlük, TDK, Erişim: 4 Şubat 2018, http://
www.tdk.gov.tr/inde .php option com gts kelime G C3 96 GE . Yani gölge,
fizîkî yapıya sahip olan, cismi olan varlıklarda ışığın bir taraflarından vurması ile
oluşur. O halde bu âyetlerdeki secdenin gölge ile tasviri, cismânî varlıklar için söz
konusudur. Bu varlıklar sadece yeryüzündekiler olarak düşünülmemelidir. Zira gök-
teki cisimlerin de gölgeleri vardır. Örneğin güneş tutulması, ayın
dünya ile güneş
arasına girmesi sırasında ayın gölgesinin dünya üzerine düşmesi ile gerçekleşir. O
halde ayın gölgesi diğer zamanlarda da biz görmesek de mevcuttur. Bu durum diğer
yıldızlar için de düşünülebilir. Ancak burada bir yıldız kabul edilen güneşle ilgili
“Güneşin gölgesi olur mu ” sorusu aklımıza gelmektedir. Tanıma göre saydam olma-
yan cisimlerin gölgesi oluşabiliyor. Güneş de saydam değildir. O halde gölgesi neden
oluşmuyor Bunun için acaba kendisinden daha parlak bir cismin ışığına mı ihtiyaç
var Neticede şu anda mevcut bilgilerime dayanarak
cisimler de olan gölge gibi
bir gölgenin güneş için söz konusu olmadığını düşünüyorum. O halde âyetlerde bah-
si geçen gölgenin hareketi ile secde etme eylemi güneşe atfedilememektedir. Ancak
farklı bir açıdan düşünecek olursak güneşin de gölgesi ile secde ettiğini belki de
söyleyebiliriz. Şöyle ki; aslında cisimlerin kendilerine ait bir gölgesi yoktur, çünkü
bu gölge güneşin/ışığın etkisi ile oluşur. Hava kararınca/ışık yok olunca hiçbir varlı-
ğın gölgesi kalmaz. O halde gölge aslında güneşin/ışığın gölgesidir, diğer cisimler
için ârızîdir. Güneşin/ışığın o cisimle ortaya çıkardığı gölgesidir.
Bu durumda gölge-
nin hareketi ya da âyetlerdeki tabiri ile secdesi Güneşe/ışığa nispet edilebilir.
DİYANET İLMÎ DERGİ
·
CİLT: 54
·
SAYI: 2
·
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2018
178
mını Kindî’nin de tercih ettiği yukarıda geçmişti. O halde risâlesinde Kindî
her ne kadar başka âyetlerle açıkça bağ kurmasa da ya da Kur’ân genelinde
bu kelimenin kullanılışına dair açık bir araştırma ortaya koymamış ve net
bir ifade kullanmamışsa da, Kindî’nin bu kelime için tercih ettiği anlamda
Kur’ân bütünlüğünü dikkate aldığı söylenebilir.
Kur’ân bütünlüğünde incelenmeye ihtiyaç olan âyetteki bir diğer kelime
de
necm kelimesidir. Kelime müfred haliyle (necm) Kur’ân’da dört âyette
geçmektedir.
23
Çoğul haliyle (nucûm) ise dokuz âyette geçmektedir.
24
Bu
âyetlerde geçen necm kelimesine,
ister tekil ister çoğul olsun, bütün tefsir-
lerde ve meallerde yıldız anlamı verilmiştir. Sadece Rahmân 6 âyetinde
geçen necm kelimesi hakkında ihtilaf edilmiştir. Bazı tefsirlerdeki ihtilafa
örnekler üzerinden daha evvel temas etmiştik. Meallerde ise bu kelimeye
çoğunlukla gövdesiz bitki anlamı tercih edilmiş,
25
yıldız anlamını tercih
eden az sayıda meal tespit edilmiştir.
26
Yanı sıra her iki manayı
da ihtiva
etme ihtimalini gözeten bazı mealler de, her iki anlamı birlikte vermiştir.
27
Bu durum bize necm kelimesinin Kur’ân’da büyük ölçüde yıldız anlamın-
da kullanıldığını göstermektedir. Ancak Rahmân 6. âyetindeki necm için
23
Nahl 16/16:
; geceleyin kendisiyle yol bulunabilen yıldızlar. Necm,
53/1:
; battığı zaman yıldıza and olsun. Rahmân 55/6:
; Târık, 86/3:
(karanlığı) delen yıldız.
24
En’âm 6/97:
... ; size yıldızlardan yararlanıp yol
bulma imkânı verdi. Nahl 16/12:
; Yıldızlar da O’nun emriyle
(size) boyun eğdirilmiştir. A’râf 9/54:
; Yıl-
dızlar da O’nun emriyle (size) boyun eğdirilmiştir. Hacc 22/18:
; güneş, ay, yıldızlar Sâffât
37/88:
; Yıldızlara bir göz attı. Tûr 52/49:
;
yıldızların batışından sonra. Vâkiâ 56/75:
; Hayır Yıldızların yer-
lerine yemin ederim ki. Mürselât 77/8:
; Yıldızlar (ın ışığı) silindiği
zaman. Tekvîr 81/2:
; Yıldızlar kararıp döküldüğü zaman.
25
Necm kelimesi için gövdesiz bitki anlamını tercih eden meal örnekleri için bkz: Ha-
san Basri Çantay (1887-1964),
Kur’ân-ı akîm ve Meâl-i Kerîm, 3 cilt, 11. Baskı
(İstanbul: Milsan Basın Sanayi, 1980); Ali Bulaç,
Kur’ân-ı Kerîm ve Türk e Anlamı
Meal ve S zlük (İstanbul: Pınar Yayınları, 1983);
Yusuf Ali,
The ur’an, 1. Baskı,
(İstanbul: Asır Ajans Yayınları, 2012); Mustafa Öztürk,
Kur’ân-ı Kerîm Meâli - An-
lam ve orum Merkezli eviri, 2. Baskı (İstanbul: Düşün Yayınları, 2012); Abdülka-
dir Şener, Cemal Sofuoğlu ve Mustafa Yıldırım,
üce Kur’ân ve A ıklamalı- orumlu
Meâli, 5. Baskı (İzmir: TDV Yayınları, 2016).
26
Necm kelimesi için yıldız anlamını tercih eden meal örnekleri için bkz: Mohammed
Marmaduke Pickthall (1875-1936),
The Meanin of The Glorious Koran, 10. Baskı
(New York: Mentor Books Yayınları, 1963); Muhammed Esed (1900-1992),
The
Messa e of The ur’an (Gibraltar (Cebelitarık): Dâr al-Andalus, 1997); Bayraktar
Bayraklı,
eni ir Anlayışın şı ında Kur’ân Meali, ed. Mehmet Okuyan (İstanbul:
Bayraklı Yayınları, 2007).
27
Necm kelimesi için her gövdesiz bitki hem de yıldız anlamı
tercih eden meal örnek-
leri için bkz: Süleyman Ateş,
Kur’ân-ı Kerîm Meâli (İstanbul: Yüksel Matbaası,
1974); Abdullah Parlıyan,
Kur’ân ile İl ili Genel il iler Kelime ve Konu İndeksi
Kur’ân’ın Anlaşılmasına Do ru-Tefsîrî Meâl (İstanbul: Kelam Yayınları, 2006).