76 B+ YAZ
“Birbirinizi sevin.” Bu sözler iki bin yıl önce söylenmiş. Çoğumuz bu sözü
dilimizden düşürmeyiz. Ama bu sözü hakkını vererek yaşama geçiren kaç
kişi var? Oysa gündemlerimizi kin, nefret, töre cinayetleri, savaş ve açlık ko-
nularıyla karartıyorlar. Bizi bizden uzaklaştırıyorlar. Ama bu kısır döngü ne-
reye kadar? Evrensel güç ise yanı başımızda. Zaman; ona sığınma zama-
nı. Ümitsizliğin kapıları açılmaya görsün. Tek kanatlı kelebekler gibi savrulur
durur insan. Umutsa bağlar yaşama. Tüketilmiş, tüketilmeye çalışılan bun-
ca olumsuzluğa inat sıkıca kavrar. Çok ötelerde olduğunu sandığımız sev-
giyle buluşturur. İtici güçse, duyarlılığımızı kolaylaştıracak biçimde kılavuz-
luk edecek gönül dostlarıdır. Sonra bu kılavuzluk, öğrendiklerini gerçek ya-
şama uyarlama yeteneği ve azmindeki bu gönül dostlarından biriyle birleşir,
Beşiktaş’ta hayat bulur.
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal “Yaşam Evleri” ile
gurur duyuyor.. Gelin, birlikte bu umuda yolculuğun
öyküsünü paylaşalım:
Beşiktaş sınırları içinde 23 mahalle var. Ve Belediye her türlü teknik çalış-
manın ve sosyal aktivitenin yanında, hedef kitlesi 65 yaş üzeri kişilerin yaşa-
ma bağlılıklarına bir nebze katkıda bulunmak amacıyla 1 yıl önce yola çıkmış.
İkisi Ulus’ta, diğerleri Etiler ve Ortaköy’de olmak üzere 4 ev hizmete girmiş
Önce Ulus’taki yaşam evi açılmış. Diğerlerinin geçmişleri iki- üç aya dayanı-
yor. Ama gelin görün ki o kadar rağbet görmüş ki bu evler ve gelenlere kat-
tıkları, her yaştan konuğu ağırlar olmuşlar. Ortaköy Yaşam Evi “Cumartesi
günü de açığız” demeye başlamış. Diğerleri hafta içi her gün 08.30-17.00
arası konuklarını kucaklıyorlar.
Sevginin en kesin ifade tarzlarından biri, düşünceleri ve duyguları paylaş-
maktır. Öyle bir paylaşım var ki yaşam evlerinde, alışkanlık yaratmış, evlerin-
den günün herhangi bir saatinde çıkan insanlar buraya adeta koşarak geli-
yorlar. Birçoğu kapanış saatine dek buradalar. Her biri birbirinden tatlı dilli,
saygılı, güler yüzlü Yaşam Evi sorumlu ve personeli bağımlılık yaratmış on-
larda.
Morali bozulan, kendini yalnız ve yanlış anlaşılan biri olarak hisseden, bel-
ki de evlerinde, ailelerinde bulamadıkları sıcaklığı ve sevecen kucaklamayı,
duyacakları bir içten “Merhaba”yı özleyen birçok konuk burada huzur bulu-
yor. “Sevgi evi” diyorlar buralara, “Neşe evi...” Keşke daha çok sayıda olsa.
Yaşam Evi Dostu
İlk durak, Etiler Yaşam Evi. Sorumlu Arzu İpekçi ve hizmetli Özlem Işık kapı-
da yaşama yaşam kattıklarını kanıtlarcasına “Hoş geldiniz” diyorlar. İki oda,
bir salon bu sevimli misafirhane, gelenleri en iyi şekilde ağırlamak, akşam
Kazanım
Yaşama yaşam
katan evler
Yazı: GÜL BUDAK Fotoğraflar: NURCAN VOLKAN
B+ YAZ
77
onları yüzlerinde, gönüllerinde gülücüklerle uğurlamak için ne gerekiyorsa
yapmaya hazır hissediyorsunuz bunu. Dinlenme, eğlenme, sohbet tüm ya-
şam evlerinin olmazsa olmazları. Bunun yanında bir de anlaşmalı bir kurum
aracılığıyla kendilerine gelen misafirlerinin tansiyon ve şeker ölçümlerini iğ-
nelerini hemşirelik hizmeti olarak yaptırmaya başlamış bu ev. Bizimle gö-
rüştükten sonra, hasta olduğunu duydukları bir “yaşam evi dostu”na ziya-
rette bulunacaklardı. Öylesine bir, öylesine bütün olmuşlar birbirleriyle. Yal-
nızlığın onları kucaklamasına izin vermiyorlar.
Aile gibi olduk
Ulus Yaşam Evi’ne geldik peşinden. Yine aynı nezaket. Gözler ışıl ışıl. Evi
gezdiriyorlar. Sonra yaşam evinde, yaşamın ta kendisi ile tanışıyoruz. Elle-
ri öpülesi insanlarla “Aile gibi olduk, zaten evdekilerden daha çok onlarla-
yım. Piknik yaptık mis kokulu bahçede, çardakta bir eğlendik ki sormayın”
diyor sorumlu Seda Şahin, Hacer Hanım (Demirbaş) nefis çaylarından bize
de ikram ederken, Satranç, okey, TV, DVD, dergi ve günlük gazeteler, ran-
devulu olarak hizmet veren, haftanın bir günü mutlaka hepsini ziyaret edip
onların dertlerini dinleyen, sorunlarını çözmeye çalışan belediyece görev-
lendirilmiş psikolog ve diyetisyenler de cabası. Tavla partileri oldukça çe-
kişmeli geçiyormuş. Hele Yahya Amca (Özgören), adeta gençlere taş çı-
kartıyor bu konuda. Hemen her gün burada. “ Beşiktaş Belediyesi’ni tak-
dir ediyorum. Çok çalışıyorlar, değerli insanlar, çok memnunum” diyor. “Ol-
masam, gelir miyim?”
Ulus Yaşam Evi’nde iyi görmemesine ve yürümesinde sorunlar yaşaması-
na rağmen haftada iki gün geldiği kendi deyimiyle “huzur yuvası”yla yaşama
sıkı sıkıya, yeniden bağlanan Samime Şuhubi ise, duru Türkçesi’yle ne ce-
vap verirdi kendisine acaba? Düşündüm. Muhtemelen “Buralara geleme-
yen, gelme fırsatı bulamayanlar için geçerli bu dizeler Sayın Necatigil” der-
di. “Bakın, ben yürüyemiyorum, taksi çağırıyor kızlarım, eve öyle gönderi-
yorlar beni. Göremiyorum, klasik müzik tutkunuyum diye ne zaman arzu et-
sem, dinletiyorlar.”
Yaşam Evlerinin çiçekleri
Ve çocuklar… Bizim çocuklarımız... Atatürk’ün bayram armağan ettiği, gü-
vendiği. Psikolog Suna Tanaltay’ın dediği gibi: “Atatürk bilir, tanır... Güven-
mişse, güveniyorsa bir nedeni vardır elbet.” Umutla, gururla, kendine inanç-
la amaçlarımızı gerçekleştirme yolunda büyük adımlar atabileceklerine yü-
rekten güvendiğimiz. Onlar da birer yaşam evi çiçeği.
Ulus Yaşam Evi ve Etüd Merkezi’ne gelmişler. Bernar Nahum ve Hasan
Âli Yücel ilköğretim okullarında öğretim görmekte olan 5. sınıf öğrencileri,
matematik dersindeler. Öyle mutlular ki... Birbirlerinden duymuşlar, dersler
başlamış, notlar yükselmiş, öğretmenleriyle ilişkileri çok sıcak. Ortam güzel,
sorumlu Ayten Gedik’le iyi anlaşıyorlar. Yüzlerinde gülücükler açıyor hepsi-
nin. Gelecek sene başlaması düşünülen İngilizce ders projesi için şimdiden
sabırsızlanıyorlar.
Emekli öğretmen Nafiz Doğan, açılışında Başkan İsmail Ünal’ın “Burada
eğitim ve sağlık hizmetleri vereceğiz. Gönüllülere ihtiyacımız var.” çağrısıy-
la koşup gelmiş. 10 yıl aradan sonra burada hayat bulduğunu, yenilendiğini,
velilerin memnunuiyetini duyunca, keyfinin daha da arttığını söylüyor.
Matematik dahisinden formüller
Üçüncü durağımız Ortaköy Mah, Ambarlıdere yolu sokak,
No: 5 Migros’un üstü. Ellerinde alışveriş poşetleri, bir mola,
çokça keyif, sıkı bir sohbet, Aydan Durdağ ve komşusu
Adile Gürgensuyu burada almışlar soluğu. Açılışından beri
buraya haftada iki gün uğruyorlar.
Sorumlu Can Demirbaş ve hizmetli Fatma Köprülü içtenlikle buyur ediyor-
lar evlerine. Çok güzel döşenmiş, iç açıcı büyük bir salondayız. Her köşede
koyu muhabbetler bahar coşkusuna karışmış, müthiş bir uyum göze çarpı-
yor. Her yaşam evinde olduğu gibi huzur var. Erol Alpagut’la sohbet başlı-