GüNÜMÜzde geliŞmekte olan ülkelerde uygulanan para kurullari ve önemi Özet


Kaynak: Korhonen,Likka, "Currency Boards inBaltic Countries:What Have We Learned?",BOFİT



Yüklə 353,5 Kb.
səhifə5/5
tarix20.09.2018
ölçüsü353,5 Kb.
#69361
1   2   3   4   5

Kaynak: Korhonen,Likka, "Currency Boards inBaltic Countries:What Have

We Learned?",BOFİT, 1999,s: 39

Arjantin Para Kurulu sisteminde olduğu gibi, Estonya Para Kurulu sisteminde de prensip olarak herkes para kurulu ile işlem yapmak hakkına sahip iken, uygulamada sadece bankalar Alman Markı ve Kronunun konvertibilitesi için para kuruluna müracaat edebilmektedirler. Her ne kadar vatandaşların para kurulu ile işlem yapmalarına izin verilmişse de, zaman içinde Estonya Kronuna olan güven arttığından bu uygulamaya son verilmiştir. Yine Arjantin Para Kurulu sisteminde olduğu gibi belirlenmiş olan sabit döviz kuru ve karşılıkla ilgili kurallarının değiştirilmesi, sadece Parlamento tarafından gerçekleştirilebilmektedir.

Estonya Para Kurulu, faiz gelirleri şeklinde elde etmiş olduğu senyoraj gelirinden karşılıkları tamamlayan miktardan fazlasını Estonya Bankası'nın Bankacılık bölümüne aktarmaktadır. Bankacılık bölümü de, mali kriz gibi durumlarda, kendisine aktarılan rezervlerle sınırlı olmak üzere en son ödünç veren kurum olma fonksiyonunu yerine getirmektedir ( Akyazı 1999: 121).

Para kurulu sisteminde faizlerin piyasa tarafından belirlenmesi esas olduğundan, Estonya para kurulu sisteminde ne açık piyasa işlemleri ne de güdümlü faiz politikası ile faiz oranlarının etkilenmesine izin verilmektedir. Bununla birlikte para politikası aracı olarak zorunlu karşılık oranı uygulaması mevcuttur. 1994 ve 1995 yıllarında olduğu gibi, zorunlu karşılık oranlarının azaltılmasıyla mali krizlerden bankaların en az derecede etkilenmesine çalışılmaktadır. Bankacılık sektörüne bu kolaylıklar sağlanırken, ne para kurulunun ne de Bankacılık bölümünün hükümete veya herhangi bir kuruma kredi açması söz konusu değildir ( Akyazı 1999: 121 ).

Estonya, bağımsızlığım kazanmadan önce Ruble alanında bulunduğundan, yeni parasal sisteme geçildiğinde halkın ve işletmelerin elinde bulunan Rubleler ile Ruble cinsinden ücretler, fiyatlar, borçlar ve banklarda bulunan tasarruf mevduatlarının 1Kron =10 Ruble üzerinden değiştirilmesine izin verilmiştir. Değiştirme işlemlerinin Temmuz 1992 yılında durdurulmasından sonra, Kron Estonyada tek yasal ödeme aracı olarak dolaşımda kalmıştır (Hanke ve Shuler 1994: 49 ).



1.6. LETONYA PARA KURULU SİSTEMİ

Letonya, bağımsızlığım kazandıktan sonra ekonomik reformlara, özerk bir merkez bankası kurarak başlamıştır. Letonya, para kurulu sistemini destekleyecek döviz rezervleri olmadığı için esnek kur ( önceleri tamamen serbest daha sonraları ise kontrollü ) ve sıkı para politikaları ile istikrarı sağlama yolunu seçmiştir.



Estonya ve Letonya’da benzer makroekonomik politikalar farklı kurumsal yapıda uygulanmasına rağmen, 1995 ortalarına kadar iki ülkedeki fiyat hareketlerinde büyük benzerlikler vardır. Her iki ülkede de, istikrara politikaları ve yeni para otoritelerinin kurulmasıyla, ruble yerine geçen ulusal paraya olan güven artmış, buna paralel olarak, döviz rezervleri de ciddi bir artış göstermiştir. 1994 yılı sonuna kadar parasal taban ve geniş anlamda para arzındaki aylık artışlar %3 ile % 5 arasında tutulmuştur. Estonya'da 1992 yılında %950 olan yıllık tüketici fiyatları enflasyonu, Mayıs 1995'de %27'ye düşmüştür. Letonya'da 1992'de %951'lik oran Mart 1995'de %28.5'e düşmüştür. Para teorisi bize, para kurulu siteminin ve sıkı para politikası yürüten bir merkez bankasının enflasyonunun düşürülmesinde aynı sonucu alabileceğini göstermiştir ( Gültekin ve Yılmaz 1996: 19 ).

Tablo:II-14 Letonya 1992-1998 Yılları Arası Ekonomik Göstergeler




1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

GSMH'daki Artış %

-34.9

-14.9

0.6

-0.8

3.3

8.6

3.6

Ortalama Enflasyon %

951.2

108

35.9

25

17.6

8.4

4.7

Ödemeler Dengesi, %/ GSMH

1.7

6.9

-2.4

-3.6

-7.0

-6.4

-11.5

Devlet Bütçesi,

-0.8

0.6

-4.1

-3.5

-1.4

1.3

0.1

Nominal GSMH ( dolar )

1.5

1.69

3.65

4.43

5.13

5ç64

6.40

Kaynak; Korhonen,Likka, "Currency Boards inBaltic Countries:What Have

We Learned?",BOFİT,1999,s: 42



1.7. LITVANYA PARA KURLU SİSTEMİ

Litvanya Parlamentosu Aralık 1991'de parasının güvenilirliğini arttırmak için para kurulu sistemine geçme yönünde bir takım ön hazırlılar yapmış ancak politik baskılar nedeniyle bir türlü para kurulu sistemine geçiş sağlayamamıştır. Litvanya Estonya gibi Rusya para birimi olan Leva alanım terk ettikten sonra kendi para birimleri olan Litas'a Mayıs 1992'de geçmiştir.



Haziran 1993'te resmi para birimi olarak kabul edilen Litas artış resmen kullanıma girmiştir. O dönme itibariyle Litvanya'daki enflasyon oram diğer Baltık Ülkelerininkine göre oldukça yükselti. Agustos 1993’de Litas 1 ABD Doları 4 Litas Olacak şekilde sabitlenmiştir. Artık Litvanya resmen para kurulu sistemine girmiştir. 1994'te Litvanya Banka’sına da yabancılar 810 milyon dolara yükselmiştir. Bu tutar GSMH'nm %7 sini oluşturmaktaydı ( Korhonen 1999: 17 ).

Tablo:II-15 Litvanya 1992-1998 Yıllan Arası Ekonomik Göstergeler




1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

GSMH'daki Artış %

-37.7

-17.1

-11.3

2.3

4.7

7.3

5.1

Ortalama Enflasyon %

1020

410.4

72.1

39.5

24.7

8.9

5.1

Ödemeler Dengesi, %/ GSMH

10.6

-3.3

-2.2

-10.3

-9.3

-10.3

-12.1

Devlet Bütçesi,

0.5

-4.3

-5.4

-4.5

-4.0

-2.4

-6.0

Nominal GSMH ( dolar )

1.910

2.66

4.71

5.94

7.89

9.59

10.6

Kaynak: Korhonen,Likka, "Currency Boards inBaltic Countries:What Have We Learned?",BOFİT9 1999,s: 39

1.8. BULGARİSTAN PARA KURULU SİSTEMİ

Bulgaristan, 1991 yılından itibaren uygulamaya başladığı piyasa ekonomisine geçiş sürecinde 1996 yılı sonuna kadar bir türlü istediği sonucu alamamıştır. Piyasa ekonomisine geçiş süreci için 1991 yılında uygulamaya koyduğu geniş hacimli makroekonomik stabilizasyon programı, yeterli rniktar da dış finansmanın sağlanamaması, programlardaki hedefler arasında uyumsuzluk bulunması ve banka sisteminin yeterince güçlü olmaması gibi nedenlerle, bir süre, için başarılı sonuçlar elde edememişse de, sorunların çözümünde yeterli olmamıştır ( Akyazı 1999:125 ).



1996 yılma gelindiğinde ise ekonomik ve mali kriz kaçınılmaz hale gelmiştir. 1996 yılında GSMH %9 oranında azalmış, enflasyon %310'a yükselmiş ( Haziranl997'de enflasyon oram % 500'lerde iken Mart 1997'de ise bu oran yaklaşık %2000'lere kadar ulaşmıştır), bütçe açığı GSMH'nin %10'unu geçmiş ve yabancı para cinsinden mevduatlar %300 artmıştır. Diğer bir ifade ile ülke parası Levadan hızlı kaçış başlamıştır(Gulde 1999:36).

Tablo:II-16 Bulgaristan'ın Para Kurulunu Benimsemesinin Öncesinde ve Sonrasında Makroekonomik Göstergeler (%)

Makroekonomik göstergeler

1995

1996

1997

1998

Reel GSMH'daki artış

2.1

-10.9

-6.9

3.5

Enflasyon

32.9

310.8

2,040.4/578

1.0

Mali denge(GSMH içindeki % payı )

-6.4

-13.4

-2.1

1.3

Banka finansmanında Mali denge

4.9

14.5

-3.2

-0.3

Para arzındaki artış

50.5

92.4

780.0

9.8

Yabancı Para miktarındaki artış

5.1

-45.4

-32.3

2.8

Altın dahil yabancı Rezervler (milyon dolar )

1,546.0

781.0

2,474.0

3,056.0

Bulgaristan Ulusal Bnk. Bankalardaki kredisi

-7.8

122.4

4.5

-36.6

Nominal faiz oram

19.4

116.6

0.03

0.38

Döviz kuru ( Lev/ABD$)

70.7

487.4

1,021.9

1,675.1

Döviz kuru( Lev / DEM )

49.3

313.4

1,000.0

1,000.0

Kaynak: Gülde, Anna-Maria, "The Role of the Currency Board in Bulgaria's

Stabilization, IMF Policiy Biscııssion papers,1999,s:36

Yaşanan sorunların çözümü için Hükümet, Ocak 1997 yılında bir istikrar programı hazırlamıştır. Programın bir parçasını, kaybolan parasal güvenilirliği sağlamak üzere Bulgaristan Merkez Bankası kanununda yapılan değişiklikler oluşturmaktadır. Buna göre döviz kuru 1 Alman Markı = 1000 Bulgaristan Levası olarak belirlenmiştir. Para Kurulunun bütçe açıklarım doğrudan finansmanı yasaklanmış, en son ödünç veren kurum olma fonksiyonu da kaldırılmıştır.

1.9. GUNÜMÜZDE PARA KURULU UYGULAMALARININ PERFORMANSI

Günümüzde uygulanan para kurullarının performansı değerlendirilirken, sahip oldukları özellikler itibariyle Arjantin ve Estonya'daki uygulamalara ağırlık verilmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir. Arjantin, bir yandan para kurulunu uygulayan tek orta büyüklükteki ülke konumunda iken öte yandan da, Türkiye'ye olan coğrafi uzaklığına rağmen, sahip olduğu ekonomik sorunlar açısından Türkiye ile önemli benzerlikler taşımaktadır. Bunun yanısıra para kurulu sistemi ile sağladığı başarılarla, dünya genelinde dikkat çekmiş bir ülkedir. Estonya ise, Arjantin'e göre küçük ölçekli bir ülke olmakla birlikte, önümüzdeki yıllarda AB'ye tam üyelik için davet edilen ülkeler arasında bulunması açısından ilginç bir örnektir. Ayrıca Estonya eski Sovyetler Birliği'nden ayrılan ülkeler arasında kendi bağımsız parasını piyasaya süren ilk ülke özelliğine sahiptir( Akyazı 1999: 131).

Arjantin, uygulamaya koyduğu çeşitli istikrar programlarına rağmen, 1990Ti yıllara gelindiğinde son derece kötü bir ekonomik yapı ile karşı karşıya kalmıştır. Ancak Arjantin 1991 yılında itibaren uygulamaya başladığı para kurulu sisteminin de katkılarıyla, bu durumu önemli ölçüde düzeltmeyi başarmıştır. Uygulamaya konulan sistemin ilk olumlu etkileri fiyatlar genel seviyesi ve faiz oranları üzerinde görülmüştür. Enflasyon ve faiz oranlarında mucizevi düşüşler yaşanmıştır. 1989 yılında yıllık ortalama % 3037 olan enflasyon oram, 1989 yılından itibaren uygulanmaya başlanan istikrar programı ile birlikte hızla düşmeye başlamıştır. Nitekim 1991 yılında % 172 olan enflasyon oram 1996'da % 02'ye kadar gerilemiştir. Enflasyondaki düşüş trendi faiz oranlarını da aşağıya çekmiştir. 1989 yılında yıllık % 17236 olan faiz oranı,1996'da % 7'ye kadar gerilemiştir. Para kuruluna geçişten sonra gerek enflasyon oranlarında gerekse faiz oranlarında 6 yıl gibi kısa sayılacak bir sürede olağanüstü düşüşler sağlanmıştır. 1987-1990 döneminde ortalama %- 1,3 oranında küçülen ekonomi 1991-1996 döneminde ortalama % 5,1 oranında büyüyerek belli bir ivme kazanmıştır( Akyazı 1999: 133).

Arjantin'in iç makroekonomik göstergelerindeki olumlu gelişmelere karşın; dış makroekonomik göstergelerinde bazı sorunlar yaşamıştır. İhracat, döviz kurunun sabitleşmiş olmasına rağmen, belirli bir artış trendini devam ettirerek 1990 yılındaki 12 milyar dolar seviyesinden 1996 yılında yaklaşık 24 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. İhracattaki artışa karşılık ithalatta da, %500Tük artışla, 1990 yılındaki 4 milyar dolardan 1996 yılında yaklaşık 24 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Dış ticaretteki gelişmelere paralel olarak cari işlemlerde belirli bir iyileşme gözlenmekte ise de, 1996 yılında 4 milyar dolarlık bir açık meydana gelmiştir. Cari işlemler açığı bir sorun olmakla birlikte, 1994 yılındaki yaklaşık 10 milyar dolarlık açık dikkate alındığında nispi bir düzelmenin olduğu söylenebilir. Bu sorun daha çok Arjantin pesosunun aşırı değerlenmesinden kaynaklanmaktadır. Nitekim Arjantin ve ABD'deki enflasyon oranlarındaki farkın bir sonucu olarak, 1991-1994 yıllan arasında Arjantin pesosunun % 40 reel değer kazanması dış ticarete yansımıştır. Belirtilen sorunu Arjantin'in önümüzdeki dönemlerde de yaşayacağı belirtilmektedir ( Gültekin ve Yılmaz 1996:33).

Arjantin ekonomisinde olumlu yönde gelişmeler yaşanırken; Aralı 1994 yılında meksika'nın ülke parası pesoyu devalüe etmesinin ardından hızlanan kısa süreli sermaye kaçışı, kısa sürede Arjantin'e de sıçramıştır. Krizin etkisi ile artan Dolar talebini karşılamak ve sabit döviz urunu korumak amacıyla, para kurulu döviz rezervlerini hızla tüketmeye başlamıştır. Nitekim 1994 yılı sonunda 15 milyar Dolar olan döviz rezervleri, nisan 1995 yılında 10.2 milyar Dolara kadar gerilemiştir. Küçük bankalar başta olmak üzere, bütün bankalar sermaye kaçışlarından önemli ölçüde etkilenmişlerdir. Halkın devalüasyon beklentileri ile yerli paradan uzaklaşması ve böylece devalüasyon riskinden korunmak için bakanlardan mevduatlarını çekmek istemeleri, yaşanan mali krizi daha da derinleştirmiştir. Arjantin hükümeti krizin daha fazla derinleşmesini önlemek üzere, bir yandan bankacılık sektörüne kredi imkanları sağlarken bir yandan da zorunlu karşılık oranlan düşürülmüştür. Bunun yanısıra para kurulu sahip olduğu fazla rezervlerden iskonto ve repo gibi uygulamalarla likitide sıkıntısı çeken bankalara kısa süreli krediler sağlamıştır.

Arjantin'in parasal alanda yaşadığı sorunlar, kendisini reel ekonomide de göstermiştir. Ödeme zincirindeki kesintiler ve kredi piyasasındaki durgunluk sonucu 1995 yılının IV. çeyreğindeki GSYİH, 1994 yılının IV çeyreğine göre % 7 azalmıştır. Sonuçta Arjantin ekonomisi 1995 yılında toplam % 4.5 oranında küçülmüştür. Mali krizin belki de en olumsuz sonucu, ülkedeki işsiz oranının kısa sürede önemli oranda yükselmesidir. Arjantin'deki işsizlik oranlarının yükselmesinde, devletin yeniden yapılanması, özelleştirme ve sıkı para ve maliye politikalarının da önemli etkisi olmuştur( Akyazı 1999: 135).

Mali kriz döneminde Arjantin'de uygulana para kurulu tecrübesinden bazı sonuçların çıkarılması mümkündür. Bunların başında, para kurullarının devalüasyonu önlemede başarılı olmasına karşın iç veya dış şoklar nedeniyle ortaya çıkabilecek mali paniği önlemede yetersiz kalabilmeleridir. Aslında bunu doğal bir sonuç olarak karşılamak mümkündür. Çünkü Arjantin örneğinde olduğu gibi, para kurulları çoğunlukla enflasyonist baskılanın olduğu ve buna bağlı olarak ulusal paraya olan güvenin ortadan kalktığı bir ortamın sonucunda ortaya konmaktadır. Ancak Arjantin para kurulunun kriz döneminde gösterdiği performansın, kurula önemli ölçüde kredibilite sağladığının da göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Arjantin tecrübesinden çıkarılabilecek diğer dersler arasında; yaşanabilecek bazı krizlere rağmen para kurullarının fiyat istikrarım sağlayabilecekleri, acı reçetelere rağmen siyasilerin yeniden seçebilecekleri, para kurulu sisteminin önemli ölçüde liberal bir ekonomik yapıyı gerektirdiği ve kriz dönemlerinde para kurullarına belli sınırlar içerisinde esneklikler getirebileceği gibi dersler yer almaktadır(Hanke 1999:36).

Ballık devletlerinden Estonya, 1991'de Sovyet Rusya'dan bağımsızlığım kazandıktan sonra bir süre daha Ruble alanında kalmayı devam ettirmiştir. Bu nedenle, 1992 yılının ilk yarısında % 220'lerde seyreden hiperenflasyonun etkisi altında kalmıştır. 1992 yılında para kurulu sistemine geçmesiyle birlikte olumlu gelişmeler hızla görülmeye başlanmıştır. Nitekim 1992 yılının 3. Çeyreğinde %17 olan enflasyon oram, aynı yılın IV. çeyreğinde %7'lere kadar düşmüştür. Bundan sonrada düzenli bir şekilde düşmeye devam etmiştir. Ayrıca 1994 yılının ortalarına gelindiğinde, bulundurduğu altın ve konvertibl rezervlerin miktarı, dolaşımda bulunan kronların % 15'inden fazla olmuştur. Bunun yanısıra, Estonya'nın yaptığı ticaret, Rusya ve eski sosyalist ülkelerden Batı ülkelerine doğru hızla genişlemiştir. Ülkede görülen bu gelişmelere paralel olarak ekonomide istikrar sağlanmış ve yabancı bankalarda bulunan mevduatlar ile yabancı özel yatırımlar ülkeye akmaya başlamıştır.



SONUÇ

Bu çalışmada gelişmekte olan ülkeler için para kurulu sisteminin önemini, yetersizliklerini ve yöneltilen eleştirileri inceledik. Merkez bankasına göre avantajlarını ve sorunlarını ortaya koyduk. Modern ekonomilerde fiyat istikran özerk merkez bankalarıyla sağlanırken, neden bazı ülkelerde para kuruluna ihtiyaç olduğunu araştırdık. Gelişmekte olan ülkelerdeki merkez bankacılığı, bugünkü biçimiyle, sağlam olmayan paralar yüksek enflasyon ve sıklıkla durgunlukla sonuçlanmaktadır. Bu ülkelerin çoğunda merkez bankası, reforma tabi tutulmuş haliyle bile kısa zamanda sağlam para sağlama konusunda şanslı görünmemektedirler. Parasal güvenirliğin sağlanması, sadece yüksek enflasyonlu gelişmekte olan ülkeler için değil, iç savaş nedeniyle ekonomik dengeleri bozulan ve geçiş ekonomisi uygulayan ekonomiler içinde önemli bir sorundur. Bu amaçla son yıllarda yeni parasal sistem arayışları hızlanmıştır. Bu konuda yapılan tartışmaların merkezinde, merkez bankasına alternatif bir kurum olarak para kurulu bulunmaktadır.

Merkez bankasına alternatif bir kurum olarak nitelendirilen para kurulunun temel fonksiyonu, sabit kur üzerinden döviz rezervleri karşılığında para arzım düzenlemektir. Kurulun merkez bankasından en önemli farkı, siyasi otoriteden tamamen bağımsız ve otomatik bir şekilde çalışabilmesidir. Bunun yanısıra; az sayıda çalışanının olması, anayasal güvence altına alman sabit döviz kuru ve tam konvertibilite, % 100 karşılık sistemi, en son ödünç veren bir yolunun bulunmaması veya oldukça kısıtlanması, açıklık ve basit işleyiş mekanizmasına sahip olması gibi özellikleri de bulunmaktadır.

Para kurulları, enflasyonun önlenmesinde ve ulusal paraya olan güvenin sağlanmasında önemli ölçüde başarılı olmakla birlikte, bunların gerçekleşmesinde tek basma yeterli değildir. Bunun için, para kurulu uygulamasına geçilmeden önce makroekonomik yapıda ve devletin kurumsal yapısında önemli düzenlemelerin yapılması zorunludur. Bunların başında; bütçe açığının kapatılması, devletin borçlanma gereğinin azaltılması ve devletin kurumsal yapısının reorganizasyonu gelmektedir. Bunu gerçekleştirmek için; özelleştirme, vergi reformu sosyal güvenlik reformu, yerel yönetimler reformu, istihdam ve ücret politikası ve dış ticaretle ilgili geniş kapsamlı önlemler paketinin yürürlüğe konulması gerekmektedir. Titizlikle uygulanacak bu önlemler, kamuoyunda para kurulunun sürekliliği konusunda güvenin oluşturulması yarımda, para kurulunun güvenliği ve sürekliliği için gerekli olan döviz rezervlerini sağlayacaktır. Para kurulu öncesinde bankacılık sisteminin güçlendirilmesi zorunludur. Bu kapsamda; sistemdeki zayıf bankaların diğer bankalarla birleşmesi, sermaye yapılarının güçlendirilmesi ve bankacılık sisteminin denetimi için çeşitli birimlerin oluşturulması gibi düzenlemeler yapılabilir.

Para kurulları belirtilen önlemlerin gerçekleşmesi halinde, kendinden beklenen yararlan süratle sağlayabilmektedirler. Para kurullarının en önemli yaran, enflasyon ve faiz oranlarım uluslar arası seviyelere yaklaştırabilmeleridir. Enflasyon ve faiz oranlarındaki düşüşlerle birlikte, ekonomik büyümede de istikrar sağlanabilmektedir.

Şüphesiz iyi hazırlanmış bir iktisat politikasının bile bazı yetersizlikleri söz konusu olabilmektedir. Bu durum para kurulu uygulaması içinde geçerlidir. Para kurulunun en önemli yetersizliği, ulusal paranın aşırı değerlenmesidir. Bunun önlenmesi için, döviz kurlarının başlangıçta gerçekçi bir şekilde belirlenmesi gerekir. Aksi halde ulusal paranın aşın değerlenmesi, ülkenin dış piyasalardaki rekabet gücünün azalmasına ve ödemeler bilançosunun bundan zarar görmesine neden olacaktır.

Türkiye'de enflasyonla mücadelede önemli bir yol ayrımına gelinmişken, öte yandan da bu sorunun çözümünde kullanılabilecek yöntem ve kurumsal düzenlemeler konusunda arayışlar sürmektedir.

Türkiye'nin bugünkü ekonomik ve siyasi şartlarında para kuruluna geçilmesi halinde, para kuruluna karşı olanların argümanlarında büyük ölçüde doğruluk payının olduğu söylenebilir. Başka bir ifade ile, bugünkü şartlarda para kuruluna geçilmesi yarardan çok zarar getirecektir. Bu aşamada önerilebilecek en makul çözüm TCMB'nin para kurulu gibi çalışmasını sağlamaktır. Arjantin ve Estonya'da olduğu gibi mevcut ekonomik yapıya bağlı olarak ortodoks para kurulu yapışma bazı esneklikler kazandırılarak TCMB'nin para kurulu gibi çalışması mümkün olabilir. Ancak para kuruluna getirilecek esnekliklerin para arzı kontrolünü engelleyici şekilde olmamasına dikkat edilmelidir.



FAYDALANILAN KAYNAKLAR

  • ACAR, Aclan 1999 " Para Kuruluna Geçmek Hata Olur", Hürriyet Gazetesi, 10.07.1999

  • AKAT, A. Savaş(1999) " Bulgaristan'da Para Kurulu", Para dergisi, 06.06.1999

  • AKLAN,NejlaA.(2001) " Para Kurulu Fiyat İstikrarının Sağlanmasında Alternatif Bir kurum Olabilir mi?", Ulııdağ Üniversitesi İİBF Dergisi, Bursa, Cilt 19, Sayı 4, Aralık

  • AKYAZI, Haydar (1999) " Para Kurulu ve Türkiye'de Uygulanabilirliği Üzerine Bir Araştırma", Türkiye Bankalar Birliği, İstanbul

  • GULDE, Anne-Maria(1999) "The Role Of The Currency Board İn Bulgaria's Stabilization, IMF Policiy Duscision Papers,99/10

  • GÜLTEKİN, N. Bülent ve Yılmaz, Kamil (1996) " Para Kurulu: Nedir, Ne Zaman Gerekir?", TESEV, İstanbul

  • HANKE, Steve H., and SCHULER Kurt(1994) " Currency Boards For Developing Countries: A Handbook", ICS Press, San Francisco, California

  • HANKE, Steve H.(1998) " The Case For A Russian Currency Board System", Cato Journal, No. 49

  • HANKE, Steve H.(1999) " A Monetary Constitution For Argentina: Rules Fo Dolarization", Cato Journal, Vol. 18, No. 3

  • KORHONEN, Likka(1999) " Currency Boards in Baltic Countries: What Have We Learned?", BOFIT, Discussion Paper, Califomia

  • ÖZİPEK, Bekir Berat ve Metin Toprak (1994)" Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Para Kurulları", Pano Ofset, Ankara

  • SCHULER, Kurt (1992) " Currency Boards", Mason University, Virginia

  • SCHULER, Kurt (1998) " No More Central Bank: How To Prevent Currenct Crisis", Journal of Comımerce, May 18


Yüklə 353,5 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə