GüNÜMÜzde geliŞmekte olan ülkelerde uygulanan para kurullari ve önemi Özet


Kaynak:Economist Intelligence Unit (EIU) Reports, çeşitli sayılar;Gültekin,N ve Yılmaz Kamil/Tara kurulu: nedir,ne zaman gerekir?" TESEV



Yüklə 353,5 Kb.
səhifə3/5
tarix20.09.2018
ölçüsü353,5 Kb.
#69361
1   2   3   4   5

Kaynak:Economist Intelligence Unit (EIU) Reports, çeşitli sayılar;Gültekin,N ve Yılmaz Kamil/Tara kurulu: nedir,ne zaman gerekir?" TESEV,1996, S: 3

1.2.2 . ARJANTİN'DE PARA KURULU ÖNCESİNDE ALINAN İSTİKRAR ÖNLEMLERİ

Arjantin, para kurulu sistemine geçmeden önce mali ve parasal reformları içeren çok önemli istikrar önlemleri yürürlüğe koymuştur. Arjantin ekonomisinin yemden yapılanmasının mimarı olarak kabul edilen dönemin maliye bakam Cavallo'nun ifadesi ile Arjantin'de yaşanan mucizenin iki önemli nedeni vardır. Birincisi, her istikrar paketinin olmazsa olmaz öğesi olan mali reformlar ve ikincisi de para kurulu ile uygulanan ve tam konvertibiliteyi garanti eden para politikasıdır. 1989 yılında Carlos Menem başbakan seçildiğinde, Arjantin ekonomisi oldukça kötü durumdaydı. Menem inanılmaz reformlar yaparak 1990'h yıllarda Arjantin ekonomisini düzlüğe çıkarmıştır( Hamke ve Sciraier 1994: 405 ).

On yıldır süren ekonomik istikrarsızlık, hiperenflasyon, dış borç krizi, halkın hükümetlere ve devlet kurumlarına karşı güvensizliği ve ülke geneline yayılan yolsuzluk gibi birçok sorunun çözümüne yönelik geniş kapsamlı istikrar paketlerini ele almıştır. Bu çerçevede ekonomik sistemin yeniden organizasyonunu sağlamak üzere; dış ticaret, özelleştirme, kamu sektöründe bürokrasinin azaltılması, vergi reformunun sağlanması ve yeni bir parasal sisteme geçilmesi gibi çok geniş kapsamlı bir istikrar önlemleri paketi hazırlanarak uygulamaya başlanmıştır. Geniş kapsamlı reform paketinin bir ayağım, dış ticaretin liberalleştirilmesini sağlamaya yönelik önlemler oluşturmuştur. Örneğin otomobil endüstrisi, tekstil ve kağıt sektörü dışındaki dış ticaretle ilgili bütün kotalar kaldırılmış, tarife dışı engeller azaltılmış ve ihracatı engelleyici nitelikteki bütün vergiler ve düzenlemeler önemli ölçüde kaldırılmıştır. Arjantin; Brezilya, Paraguay ve Uruguay ile gümrük birliğini oluşturmayı amaçlayan "Marcosur" antlaşmasını imzalamasıyla, ihracatla ilgili işlemlerde önemli ölçüde liberalizasyona giderek, yeni piyasalara girme şansını elde etmiştir (Akyazı 1999: 116 ).

Arjantin'de uygulamaya konulan istikrar paketinin diğer bir ayağım özelleştirme oluşturmaktadır. Özelleştirme programında; telekomünikasyon, hava yollan, petrol, petro-kimya, su ve enerji gibi bir çok alanda faaliyet gösteren devlet şirketlerinin özelleştirilmesi öngörülmüştür. Bu kapsamda devlet telefon şirketi (Entel), havayolları (Aerolineas Arjantinas), iki televizyon istasyonu, uzun mesafeli kargo hizmetleri, savunma sanayi, elektrik dağıtım şirketi, limanlar ve petrol şirketi gibi bir çok şirket özelleştirmiştir. Uygulanan özelleştirme programı sonucu, 1994 yılma kadar devletin sağladığı hizmetlerde %50 oranında bir azalma sağlanmıştır. Yine özelleştirme sayesinde özel sektörün önündeki en büyük engel olan ve yolsuzluklarla iç içe girmiş bulunan devlet kuruluşlarının özel sektöre devri ile verimlilikte önemli artışlar sağlanmış, yatırımlarda da hızlı artışlar gerçekleştirilmiştir. Böylece hem elde edilen büyük hacimli sermaye geliri ile hem de yaratılan yeni vergi potansiyelleri ile bütçe dengesinde de önemli iyileşmeler gözlenmiştir ( Akyazı 1999; 116 ).

Uygulamaya konulan reform paketinin diğer bir parçasını, vergi yasalarıyla ilgili düzenlemeler oluşturmuştur. Bu kapsamda 1990 yılında vergi kayıplarım önlemek üzere vergi cezalarım artıran yasa Parlamento'dan geçmiştir. Ayrıca, mal ve hizmet alım satmamda KDV uygulaması yürürlüğe konulmuştur. Vergi yönetimi ve etkinliği, Dünya Bankası'nın yardımları ile önemli ölçüde artırılmıştır. Nitekim 1991 yılında KDV'de dolar bazında kata varan artışlar sağlanmıştır. Yine Dünya Bankası'nın yardımları ile kamu sektörü yeniden düzenlenmiş ve buralardaki istihdam %20 oranında azaltılmıştır. Kamu harcamalarına disiplin getirilmiş, sosyal hizmetlerle ilgili harcamalar da taşra teşkilatlarına yaygınlaştırılmıştır (Hanson 1993; 43).

Alman bütün bu önlemlere rağmen, halkın devlete olan güveni başlangıçta henüz tam olarak sağlanamamıştır. Bunun temel nedeni, geleneksel olarak sürüp giden zayıf finansal yapının, hükümetlerin kredibilitesini ortadan kaldırımsıdır. Alınan önlemler sayesinde bütçe açıklarının düşmeye başlamasına rağmen, halkın enflasyon beklentisi hala yüksek düzeylerde seyretmiştir. Bu problemin çözümü için de parasal sistemle ilgili önemli politika değişikliklerinin zorunlu olduğu görülmüştür( Akyazı 1999: 117 ).



1.2.3. ARJANTİN'DE PARA KURULU UYGULAMASI

Nisan 1991 yılında faaliyete başlayan Arjantin para Kurulu; mevcut Merkez Bankası'nın para kurulu şeklinde faaliyette bulunabilecek bir yapıya dönüştürülmesiyle oluşturulmuştur. Başka bir ifade ile merkez bankası fonksiyonu ve para kurlu özelliklerini bir arda taşıyan ara bir kurum ortaya çıkarılmıştır. Sahip olduğu özellikleri itibariyle Arjantin Para Kurulu, Ortodoks anlamda bir para kurulu olmasında da öte, "yarı para kurulu" şeklinde olmadığını da savunmaktadırlar. Örneğin HANKE; Arjantin'deki para kurulunun yapısı itibariyle, merkez bankası fonksiyonlarının belli sınırlayıcı bir para kurulu olmadığını savunmuştur (Hanke 1998: 5D), Ancak literatüre bakıldığında iktisatçıların önemli bir kısmının uygulamadan para kurulu olarak bahsettikleri görülmektedir.

Arjantin Para Kurulu'nu oluşturan "Konvertibilite Kanunu'na göre, Arjantin'in eski para birimi olan Australın değeri 10.000 Austral=lABD Dolan şeklinde belirtilmiştir. 1992 yılında da Australdan dört sıfır atılarak oluşturulan yeni para birimi Pesonun değeri de, 1 Peso= 1ABD Dolan şeklinde belirlenmiş ve bu kur uygulamaya devam etmektedir. Kurul, ilke olarak herkesle işlem yapabilmekteyse de, uygulamada sadece finansal kurumlar ve döviz büfeleri bu işlemleri yapmaktadır. Kurul, parasal tabanın tamamı için dış varlıklar, altın ve ABD Dolarına endeksli devlet tahvili şeklinde %100 oranında karşılık rezervi bulundurmak zorundadır. Başlangıçta devlet tahvillerinin miktarının toplam karşılıklarının 1/3'ünü (%33) aşmaması öngörülmüşse de, günümüzde bu oran %20 ile sınırlandırılmıştır. Yasal olarak dış varlıkların oranının en az %66 olması şeklinde bir zorunluluk mevcut ise de, uygulamada bu oranın çok daha yüksek düzeylerde gerçekleştiği görülmektedir. Örneğin 1996 yılı sonunda oran %95 civarında gerçekleşmiştir( Akyazı 1999:118 ).

Arjantin Para Kurulu'nun portföyünde devlet tahvili bulunması özelliği, onu Ortodoks para kurulu uygulamalarından ayırmaktadır. Böylece hükümetin bu oran karşılığında finanse edilmesi ve iç ve dış şokların neden olabileceği bir mali kriz durumunda, mali sisteme likidite sağlanabilmesi amacıyla kullanılabilmektedir. Nitekim 1994 yılında Meksika'da başlayarak Arjantin'e sıçrayan ve literatürde "tequila etkisi" olarak bilinen mali kriz sırasında, Arjantin Para Kurulu bu oram %5'ten %20'ye çıkararak mali sistemde istikrarı sağlamayı amaçlamıştır. Bundan sonra da oran %20 olarak sınırlandırılmıştır. Arjantin Para Kurulu'nun sahip olduğu bu özellik, para kururu sisteminin bir özelliği olan sıkı para politikasına kısmen de olsa esneklik kazandırmaktadır ( Akyazı 1999: 118 ).

Konvertibilite kanununa göre, zorunlu hallerde sabit döviz kuru ve rezerv parayla ilgili düzenlemelerin sadece Arjantin Parlamentosu tarafından yapılması mümkündür. Bu şekilde bir düzenlemenin altında, halkın para otoritesine ve parasal sisteme olan güvenini artırma düşüncesi yatmaktadır. Ayrıca döviz kurunun anayasal bir teminat ile sabitleştirilmiş olması, yerli paraya karşı muhtemeler bazı spekülasyonların önlenmesi açısından da büyük önem taşımaktadır. Ancak bunun ne derece mümkün olabileceği tartışmalı bir durumdur. Nitekim Meksika Hükümeti'nin 1994 yılı sonuna kadar para birimi pesoyu devalüe etmesinin ardından ülkeden başlayan kısa vadeli yabancı sermaye kaçışı, kısa süre içerisinde Arjantin'e de sıçramıştır. Bunun yanısıra mevduat bankalarından büyük miktarlarda mevduat çıkışı olmuştur. Arjantin hükümeti, döviz kurunu sabit tutmak amacıyla 16 milyar dolara yakın olan rezervlerini, üç ay gibi kısa süre içerisinde 10 milyar dolara kadar azaltmak zorunda kalmıştır. Aynı şekilde Arjantin mali sistemi, mevduatlarının %18'den fazlasını kaybetmiştir. Bütün bu olumsuz gelişmeler, halkın ve yabancıların döviz kuru sisteminde muhtemel bazı olumsuz gelişmelerin olabileceğini beklemeleri neticesinde gerçekleşmiştir.

Merkez bankaları kar amaçlı kurumlar değillerdir. Temel fonksiyonları ulusal paranın iç ve dış değerini korumaktır. Benzer şekilde para kurulları da kar amaçlı kurulmazlar. Temel görevleri, belirlenen sabit döviz kuru üzerinden yerli parayı rezerv paraya karşılık olarak piyasaya sürmek olan para kurulları, bu faaliyetleri karşılığında elde ettiği dış varlıkları çeşitli şekillerde değerlendirirken önemli oranda gelir elde etmektedirler. Arjantin Para Kurulu da, bu şekilde elde ettiği karların bir kısmım ihtiyat amacıyla rezerv fonuna aktarırken, kalan kısmını da hükümete devretmektedir ( Akyazı 1999: 119 ).

Para kurulu sisteminde, güçlü bir bankacılık sisteminin önemi büyüktür. Merkez bankasından sağlanan likidite imkanların iyice daraltılması nedeniyle, yaşanacak bir mali kriz durumunda bankacılık sektörü krizlere karşı daha hassas duruma gelmektedir. Bu nedenle mali sitemin güvenliğini sağlamaya yönelik olarak, zorunlu likidite uygulaması ve bankacılık sektörünün güvenliği için fonların oluşturulması gibi önlemler alınmıştır. Bankacılık sektörünün yeniden yapılanması sonucu, para kurulundan önce 168 olan banka sayısı, birleşme veya faaliyetine son verme gibi uygulamalarla 1994'de 119'a kadar düşmüştür. Bu gelişmelerden sonra mevduat ve kredi hacminde önemli artışlar gerçekleşmiştir ( Akyazı 1999: 119 ).

1.3. HONG KONG PARA KURULU SİSTEMİ

İkinci dünya savaşından 1960'lı yılların sonuna kadar geçen dönemde sömürgelerin çoğu bağımsızlıklarına kavuşmuşlardır. Sömürgecilik döneminin bir kurumu olarak görülen para kurulları da bu değişimden etkilenmişlerdir. Bağımsızlığına yeni kavuşan ülke yöneticileri, para kurullarının rezervlerini İngiliz menkul kıymetlerine yatırmasını sömürgelerden emperyalist devlete kaynak transferi olarak görmüşlerdir. Yeni antiemperyalist yönetimler, para kurullarını kısa sürede kaldırarak yerine ekonomik gelişmeye büyük katkısı olacağım düşündükleri merkez bankalarını kurmuşlardır. İkinci Dünya savaşı sonrası para kurulları birçok eski sömürgelerde terk edilirken, diğer ülkeler yarımda Hong Kong ve Singapur'da terk edilmemiştir ( Gültekin ve Yılmaz 1996: 14 ).



Tablo:II-7 Hong Kong ve ABD'de 1954-1990 Yıllan Arasında Enflasyon Oran(Yıllık Tüketici Fiyat Endeksindeki % Değişme )

Yıllar

HK

ABD

Yıllar

HK

ABD

Yıllar

HK

ABD

1954

-2.3

0.4

1964

3.1

1.3

1974

14.6

11.0

1955

-3.3

-0.3

1965

0.4

1.7

1975

2.7

9.1

1956

3.4

1.5

1966

2.6

3.0

1976

3.8

5.7

1957

0.5

3.4

1967

6.3

2.8

1977/1978

5.6/5.8

6.5 / 7.7

1958

-1.9

2.7

1968

2.4

4.2

1979/1980

11.7/14.8

11.3/12.5

1959

8.0

0.9

1969

3.5

5.4

1981/1982

13.8/10.6

10.3/6.2

1960

-3.9

1.5

1970

7.1

4.9

1983 / 1984

9.9/8.5

3.2/4.3

1961

0.9

1.1

1971

3.5

4.3

1985/1986

3.5/3.2

3.6/1.9

1962

-1.8

1.1

1972

6.1

3.3

1987/1988

5.3/7.4

3.7/4.0

1963

2.3

1.2

1973

18.2

6.2

1989/1990

9.7 / 9.7

4.8/4.0



















Ortalama__5.3__4.4__Kaynak'>Ortalama

5.3

4.4

Kaynak: Hanke and Schuler "Currency Boards For Devoloping Countries:A Handbook",ICS Press,San Francisco, 2000: 6 )

Hong Kong, para kurulu sistemine 1935 yılında geçmiştir. Para kurlu istemi, 1845 yılından beri faaliyetini sürdüren bankaların yerini almıştır. Hong Kong 1935 yılına kadar gümüş standardındaydı, bir çok ülke strandardını tercih edip geçiş yaparken Hong Kong gümüş standardını tercih edip geçiş yaparken Hong Kong gümüş standardında ısrar etmiştir (Schuler 1992: 56 ).

Hükümet, kamulaştırılan gümüş karşılığında faizsiz borç senedi vermiş ve üç ticari bankaya, borç senetleri karşılında banknot çıkarma yetkisi vermiştir. Bu arada kamulaştırılan gümüşler, rezerv olarak tutulmak amacıyla yeni kurulan kambiyo fonuna devredilmiştir. Hong Kong Para Kurulu Sistemi'nde bankaların kambiyo fonunda munzam karşılık tutma zorunluluğu yoktu. Hong Kong Kambiyo Fonu, sabit döviz kuru uygulamakla yükümlü olmasına karşın bir para kurulu gibi çalışmalarım sürdürmüştür ( Gültekin ve Yılmaz 1996:15 ).

Tablo:II- 8 1966-1991 Yılları Arası Hong Kong Milli Gelir Artışı


Yıllar

Kişi Basma GSMH (HK$)

Değişim

(%)


Yıllar

Kişi Basma GSMH (HK$)

Değişim

(%)


1966

12,030

-

1979

25,138

5.9

1967

11,960

-0.6

1980

27,014

7.5

1968

12,087

1.1

1981

28,858

6.8

1969

13.320

10.2

1982

29,169

1.1

1970

14.236

6.9

1983

30.544

4.7

1971

14,965

5.1

1984

33,205

8.7

1972.

16,296

8.9

1985

32,913

-0.9

1973

17,853

9.6

1986

36,111

9.7

1974

17,659

-1.1

1987

40,943

13.4

1975

17,396

-1.5

1988

43,965

7.4

1976

20,134

15.7

1989

44,756

1.8

1977

22,229

10.4

1990

45,962

2.7

1978

23,744

6.8

1991

47,348

3.0













Ortalama

5.7

Kaynak: Schuler ,Kurt, "Currency Boards", Mason Üniversity,1992,s: 62

Başlangıçta kambiyo fonunun elinde bulunan gümüş rezervleri tedavüle çıkan paranın % 155'ünü karşılamıştır. Zaman içinde, kıymetli madenler yerine İngiliz Sterlini rezerv para olmuştur. Ancak ikinci Dünya Savaşı sonrasında sterlin iki kez devalüe edilmesinin ardından kambiyo fonu, 1972 yılında Hong Kong Dolarını İngiliz Sterlini'nden ayırarak Amerikan Dolarına bağlamıştır. 1972 yılındaki bu önemli değişikliğin ardından Fon, para kurulu sistemi için ilerde önemli sorunlara yol açabilecek uygulamalara başlamıştır. Fon, ticari bankalara Hong Kong Dolan karşılığı borç senedi vermeye başlamıştır. Sonuçta, Hong Kong dolarının kambiyo fonunun toplam rezervleri içindeki payı zamanla ciddi bir artış göstermiştir. Fon bununla da yetinmemiş para kurulu prensiplerinde daha da uzaklaşarak, borç senetleri satışından elde ettiği Hong Kong dolarlarım, yerel bankalarda mevduat olarak saklamaya başlamıştır. Bu uygulama para arzını hızla genişletti ve bu durum Hong Kong'un para kurulu istemim 1973 yılında kadar fiili olarak terk etmesine kadar sürmüştür. Sabit döviz kuru politikası da bırakılmıştı. 1973'ten 1983'e kadar geçen süre zarfında, kambiyo fonu para kurulundan çok para politikalarından sorumlu bir merkez bankası gibi çalışmıştır.

Hong Kong'un para kurulu sisteminden ayrılışı, ekim 1983'de İngiltere ve Çin arasında koloninin geleceği ile ilgili görüşmelerin tıkanmasıyla başlayan borsa krizine kadar sürmüştür. Borsanın çöküşü ve Hong Kong dolarının Amerikan doları karşısında ciddi bir değer kaybına uğraması sonucu, Hong Kong yeniden para kurulu sistemine dönmüştür. 1983'de para kurulu sistemine geri dönen Hong Kong Hükümeti, zaman içinde tekrar sistemden uzaklaşmaya başlamıştır. Fon, 1988'den sonra yemden para politikası yürütecek yetkilerle donatılmıştır. Piyasadaki faiz oranlarının hareketliliğini azaltmak için hükümet 1988 yılında kambiyo fonuna açık piyasa işlemlerini yürütme yetkisi vermiştir. Bu gelişmeler, 1990 yılında piyasaya üç aylık hazine bonoları sürme yetkisinin verilmesi ve 1993 yılında yaratılan Piyasadaki Nakit Akışım Ayarlama Mekanizması ile bankaların kambiyo fonundan kısa dönemli borçlanmasına imkan sağlanması ile devam etmiştir. Bu gün Hong Kong kambiyo Fonu'nun, genişletilen yetkileriyle geleneksel para kurulundan çok, bir merkez bankasına dönüştüğü söylenebilir ( Gültekin ve Yılmaz 1996: 16 ).


Yüklə 353,5 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə