Fâtıma, Fâtıma’dır/Kadın 149
ahlaksızlığın vüs’ati araştırmacıları şaşkına getirir.
Ama hala savaştan önce batıda mücadele vardı.
Ortaçağ'da hakim Katolik kilisesine karşı cephe
mevcuttu. Bu mücadele tüm alanları - kültür, felsefi
düşünce, ekonomi vb. alanları kapsıyordu. Kilise'nin din
adına topluma sunduğu normlar toplumu tatmin
etmiyordu. Özellikle, kilisenin kadına yaklaşımı onu içte
köle durumuna getirmişti.
Rönesans (aydınlanma) döneminden sonra burjuvazi
ortaya çıkar. Bireyin özgürlüğü sloganı ile meydana giren
burjuvazi
kiliseye
galip
gelir.
Kilise
değerleri
burjuvazinin saldırıları sonucu toplumdan sıkıştırılıp
çıkarılır ve burjuvazi kendi kültürünü toplumsallaştırır.
Ortalığa cinsel özgürlük meselesi çıkıyor. Bu özgürlüğün
gerçekleşeceği
takdirde
kaybettiği
hakların
kazanılacağını uman batı kadını uyumlu süreci hazırlıyor.
Kadın özgürlüğü meselesi topluma bilimsel bir bakış gibi
sunulsa da, bu bakışın asıl yazarı burjuvaziyedir.
Aslında, bugün de dünyada dinlere karşı "bilimsel teori"
adı ile konuşan cereyan ilim yok, burjuva düşünme,
burjuva teraneleridir.
Batı iddia ediyor ki, ortaçağda kilise tabi olan ilim
özgürlüğe çıktı. Aslında ise, ilim kilisenin esaretinden
burjuvazinin esaretine geçmiştir. Bugünkü dünyada dine
muhalefet eden burjuvaziyedir! İlim-bilimdir. O,
meydanda muhalefetçilikten uzaktır. Dini tahrif eden,
kendi menfaatine uygunlaştıran bir dönemin feodalların
150 Ali Şeriati
varisi olan burjuvazi kendi oyununu oynamaktadır. Ne
mesihilik Feodal yapıyı savunmuştur, ne de dini eleştiren
bilimdir. Önce dini tahrif eden feodalizm idi, şimdi ise
dine karşı çıkan burjuvaziyedir.
Son olarak, Freud ortalığa çıkıyor ve kendi seksolojiye
biliminin tabanını oluşturur: her şeyin temelini cinsel
tutkular oluşturuyor!
Feodalizm insanlığa aykırı bir yapı idi. Burjuvazi da
çirkindir. Ama o, yalancı da olsa, ahlaki değerlerden
konuşuyor. Ama hangi ahlak?
İlahi kaynaklardan uzak, burjuva çıkarlarına hizmet eden
bir ahlak! Eğer bir yapıda sermaye, para her şeyden yüce
tutulursa, demek, bu yapıdaki ahlak her şeyden yüce
olamaz!
En vahim olan ise burjuvazinin terbiyesi altında
şekillenen akademisyenin, aydının, meydana çıkmasıdır.
İşte bu tabakanın eli ile bir grup kazancının menfaatini
ilim, sanat, edebiyat adı altında topluma kabul ettiriliyor.
Peki, uygun sınıftan olan Freud ne diyor?
O, toplumdaki tüm hastalıkları, rahatsızlıkları cinsel
isteklerin yeterince temin olmaması ile bağlanır. Hatta,
güya annenin çocuğa iltifatının, insanın tanrıya
yönelişinin esasını cinsel tutkular oluşturuyor!
Amerika profesörlerinden biri Meşhede gelmişti.
Sosyoloji konusunda doktora tezi yazdı. Fars dilini çok
iyi öğrenmişti. Fars edebiyatı hakkında yazmak istedim.
Fâtıma, Fâtıma’dır/Kadın 151
İrfanın tesiri altına düşmüştü. Ama daha çok Hafız
Şiraziye referans alıyordu. Sordum: "İrfan üstadı
Mevlana'ya niçin göz atmıyorsun?" Dedi ki, o zaman
cinsel hatalar olup. Hangi hatadan söylediğini sordum.
Mevlana'nın Şems Tebrizi ile sıkı bağlılığını şüpheli nokta
olarak kaydetti. Nasıl bağışlanmaz bir hata! Evet,
Freuddan kaynaklanan batılı veya Amerikalı iki arif
arasındaki iman ve ilahi aşk yakınlığını cinsel yakınlık
olarak da tabir ediyor! Alimlik iddiasında olan
Freudcuları doğuran ise tüm mukaddeslerini sermaye
hizmetçi eden burjuvaziyedir. O, tüm gerçeklerin
üstünden çizgi çekerek, kendisine gereken "dini",
"peygamber" yaratıyor.
Bu burjuva peygamberinin adı ise
Freud.
Bu peygamberin dini cinsel tutku, ma’bedi
Freudizm, ilk kurbanı ise kadındır!
Doğu'da hep batı tecavüzlerine konuşulup ve bu,
herkesin kabul ettiği bir gerçektir. İzahata ihtiyaç var.
Aslında, dünyada Doğu da, batı da ekonomik ve manevi
esarette tutmak isteyen bir güç var. İnanın ki, batı daha
büyük yönetmiş. Dünyaya hakemlik iddiasında olan bu
kuvvet Müslüman doğusuna çok hassastır ve nesil-be-
nesil bu ümmet için sinsi planlar çizilir. Onun ana silahı
iç ayrılıklar, söylentiler, umutsuzluk yaratmaktır. İşte bu
yöntemlerle Müslüman dünyası kendini meşgul edip
kaderiyle oynayan bu siyah elden habersiz kalıyor. Bu
kuvvetin batının genç nesiller üzerinde yaptığı uydurma,
gaflette saklama işlemi şarktakinden daha güçlüdür.
Doğudan batıya örgütlenmiş biçimde taşınan tonlarca
152 Ali Şeriati
uyuşturucu düşünün! Çünkü sadece bu maddeler
hesabına batı ve Amerikan gençliği cansız mukavvaya
dönüşmüştür. Öyle doğuda da bu yöntemle çok düşünen
beyinler uyuşturulur. Evet, dünyada at oynatan bu güç
için ister Freudizm, ister uyuşturucu bir amaç için
gerekir: dünyanın düşünen beyninde gerçek özgürlük
düşüncelerini boşa çıkarmak! İkinci Dünya Savaşı'ndan
sonra dünya sanatında, aynı zamanda sinemasında iki
konu dikkat çekmektedir: acımasızlık ve seks! Bu iki
konu savaşın insanlığa hediyesi oldu.
Kuşkusuz ki, en güçlü propaganda aracı hareketli. Uygun
alanda çalışan, ona rehberlik eden insanlar siyah gücün
tesiri altına alınmış çok istidadlı insanlardır. Amerikan
filmleri bütün dinleri, kültürleri boşa çıkarmak kudretini
kazanmıştır. Dünyada sadece bir din kalmalıdır
Freudizm!
Freudizmin günün bilimsel olduğunu zanneden
alimcikler kendi ülkelerinde kendi halklarının ortadan
kaldırılmasına yönelik bu ideolojiyi savunur. Kendini
aydın sanan bu zavallılar, yaptıklarına karşılık sadece
hak almıyor, hatta insan haklarına hizmet ettiklerini
sanıyorlar.
Hem batı hem de doğu eroin ve Freudizmin kurbanı
olmaktadır. Kaderin atanmamış gücünde olan gençler
kendi taleplerinden habersiz kalmalıdırlar! Bu amaçla
dünyadaki siyah el tüm alanları kendi zevkine uygun
formüle ediyor. İlim, sanat, edebiyat, tarih, spor, din
insanlığa aykırı düşüncelere hizmet etmeye vaad edilir.
Dostları ilə paylaş: |