İlkel, Köleci ve Feodal Toplum



Yüklə 0,53 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə55/63
tarix11.09.2018
ölçüsü0,53 Mb.
#67939
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   63

179
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
alýyordu.
Kastlara bölünme, çalýþma bakýmýndan uyumsuzluk yaratý-
yor, sömürücülere, feodal devlete karþý onlarýn ortak savaþýmlarýný
engelliyordu.
Ortaçað boyunca, devlet biçimleri, Hindistan’da, olduðu gibi
kalmadý.
4. yüzyýlýn baþýnda, Hindistan’ýn kuzeyinde kurulan Guptalar
Ýmparatorluðu, 5. yüzyýlýn sonunda Heftalit Hunlarýnýn saldýrýlarý al-
týnda daðýlýp parçalandý. Kuzey Hindistan, küçük 
[sayfa 208]
 çapta bir-
çok prensliklere bölünmüþtü. Hindistan topraklarýnýn geri kalaný da,
bölünmüþ durumdaydý. 12. ve 13. yüzyýllarda, Doðu Ýran’da yaþayan
ve özellikle Türklerden oluþan kabileler, Kuzey Hindistan’ý ele geçir-
diler. Fatihler, Hindistan’da feodal bir devlet olan Delhi Sultanlýðýný
kurdular ve egemen feodal tabakayý oluþturdular. Onlarýn müslü-
man olmalarý, yerli halkla aralarýndaki çeliþkileri keskinleþtiriyordu.
Köylülerin anti-feodal ayaklanmalarýna kargý kendilerini gü-
venlik altýna almak ve Moðol kabilelerinin saldýrýlarýný püskürtebil-
mek  üzere  müslüman  feodaller,  merkezî  feodal  devleti
saðlamlaþtýrmak için önlemler aldýlar.
Arabistan’da Feodalitenin Evrimi
Bir özellik: siyasal birliðin çekirdeði, dinsel topluluk oldu. Mek-
ke’nin Kureyþ kabilesinin Haþimî ailesinden bir tacir olan Muham-
met Mustafa, islâmlýðýn, müslüman dininin kurucusu oldu (570-632).
Mekke’nin ileri gelenleri, Kabe’ye tapýnma dininin yýkýlmasýnýn
nedeni olan yeni dinin, Mekke’nin siyasal etkisini azaltmasýndan ve
Arap kabileleriyle olan ticaret baðlarýný baltalamasýndan korkuyor-
lardý. Onun için Muhammet ve müritlerinin, Medine’ye gidip yer-
leþmek üzere, 622’de, Mekke’den ayrýlmalarýný saðladýlar. Bu tarih,
ay yýlýna dayanan yeni bir müslüman takviminin baþlangýcý sayýldý.
Medine’de müslümanlar, Eyuk ve Hazdarj Arap kabilelerinin
reisleriyle ittifak kurdular. Muhammet, sekiz yýl Mekke ile savaþtý.
Savaþ, o zamana deðin Mekke’nin müttefiki olan Hicaz’ýn bedevi
kabileleri kendilerinden yana geçince, Muhammet’in müritlerinin
zaferi  ile  sonuçlandý,  630  yýlýnda,  Mekke  teslim  oldu.  Kureyþliler
müslüman oldular, ve ayný zamanda, Kabe ile birlikte Mekke, islâ-
miyetin merkezi ve müslüman müminlerin yýllýk hac yeri oldu. Mu-


180
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
hammet, Allah tarafýndan gönderilmiþ peygamber olarak kabul edi-
liyordu. 
[sayfa 209]
Mekke, Muhammet tarafýndan ele geçirildikten sonra, Ara-
bistan’ýn büyük bir parçasý üzerinde iktidar, müslüman cemaatine
geçti. Bu cemaatin baþý Muhammet, en yüksek manevî, idarî, adlî
ve askerî otoriteyi elinde bulunduruyordu.
Muhammet’in ölümünden sonra, ilk halife, (peygamberin ar-
dýlý) kayýnbabasý Ebubekir oldu. Müslüman cemaatinin baþý, imam-
lýk görevlerini (manevî liderliði) ve emirlik görevlerini (laik yönetimi)
kendisinde  topluyordu.  Ebubekir  (632-634)  ve  ikinci  halife  Ömer
(634-644), Arabistan’ýn birleþtirilmesini tamamladýlar ve bütün Ara-
plarý müslüman yaptýlar.
Ayný zamanda, Araplar, Küçük Asya’nýn Akdeniz ülkelerinin
ve  Orta  Asya  ülkelerinin  fethine  giriþtiler.  636’da  Araplar,  Bizans
ordusunu ezdiler, Suriye ve Filistin’i ele geçirdiler. Öte yandan Irak’ý
istilâ ettiler ve Perslere karþý birçok zaferler kazandýlar. 641 ve 645
arasýnda Mýsýr’ý ele geçirdiler, ve 7. yüzyýlýn ilk yarýsýnýn baþlarýnda
Ýran’a  hükmettiler.  7.  yüzyýlýn  sonunda  ve  8.  yüzyýlýn  baþlarýnda,
Araplar, Kuzey Afrika’yý ve Ýberik yarýmadasýnýn yarýsýndan çoðunu
fethettiler. Ele geçirilen ülkeler, baþlarýnda Emeviler hanedaný ol-
mak  üzere,  hilâfeti  oluþturdular  (661-750).  Baþkent,  Mekke’den
Þam’a  (Suriye’ye)  nakledildi.  Arap  hilâfeti,  güçlü  köleci  iliþkilerin
kalýntýlarýnýn sürdürüldüðü feodal bir devlet oldu. Ele geçirilen ül-
kelerde,  Araplar,  kural  olarak,  toplumsal  üretime  katýlmýyorlardý.
Halk, halifenin hazinesine aynî ya da nakit olarak bir toprak vergisi,
haraç ve bir de baþ vergisi, cizye ödüyordu.
Fatihler, ele geçirdikleri ülkelerin ekonomisinin, daha üstün
olan kültürlerin ve daha çok geliþmiþ olan toplumsal iliþkilerin etki-
si  altýnda  kaldýlar.  Araplarýn  baðýmlý  kýldýklarý  ülkelerdeki  feodal
iliþkiler,  en  yetkin  ifadesini,  Abbasî  hanedaný  zamanýnda  Baðdat
hilâfetinde (750-1258) buldu. Hilâfet merkezi, Halife Mansur tarafýn-
dan, 762’de, Dicle 
[sayfa 210]
 üzerinde kurulmuþ olan Baðdat kentine
nakledilmiþti. Arap aristokrasisi, Baðdat’ta, tekelci durumunu yitir-
di. Artýk egemen rol oynayanlar, Ýranlý feodallerdi ve onlarýn yardý-
mý ileridir ki, Abbasîler iktidara geldiler.
Hilâfet ülkelerinin çoðunluðunda, daha eski çaðlarda olduðu
gibi, devlete ait feodal mülkiyet aðýr basýyordu. Topraklarýn bir bölü-
mü, halife ailesine aitti. Bazý yurtluklar özel mülkiyetti (“mülk” deni-


181
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
len  topraklar,  Batý  Avrupa’daki  “alleu”  denilen  yurtluklara  uygun
düþüyordu).
Feodal toprak mülkiyetinin bir biçimi ikta (toprak payý “fief”)
oldu. Topraklar, ömür boyunca ya da belirli bir zaman için, görülen
hizmet karþýlýðý olarak veriliyordu. Burada, zilyedliði baþkasýna de-
vredilmeyen dinsel kurumlara ait vakýflarý da belirtelim.
Batý Avrupa’dan farklý olarak, 9. yüzyýlda, Baðdat hilelinde,
meta-para iliþkileri daha ileri gitmiþti. Bu durum, deðiþimin geniþ
ölçüde  geliþmesiyle,  zanaat  sanayiinin  yoðunlaþtýðý  kentlerin  de
büyüyüp  geniþlemesine  yardým  eden  canlý  bir  iç  ve  dýþ  ticaretle
açýklanabilir.
Kölelik, Baðdat’ta, büyük rol oynuyordu. Köleler aðýr sulama
iþlerinde, pamuk tarlalarýnda, madenlerde kullanýlýyorlardý. Köleler,
çoðunlukla “zenciler”di, yani Afrika kökenliydiler.
Feodal baský, ayaklanmalarýn nedeni oluyordu. 9. yüzyýlda,
Baðdat  Hilâfeti,  Babek  tarafýndan  yönetilen  bir  köylü  isyaný  (815-
837)  ve  zenci  kölelerin  ayaklanmasý  (869-883)  ile  önemli  ölçüde
sarsýldý.
Arap egemenliðine karþý baðýmlý halklarýn savaþýmý, feodal
iliþkilerin geliþmesi, yerel senyörlerin güçlenmesi, 9. ve 10. yüzyýl-
larda hilâfetin daðýlýp parçalanmasý sonucunu verdi. Birçok baðým-
sýz devlet kuruldu. Tasarruflarýný ve siyasal iktidarýný yitirmiþ olan
Abbasî halifeleri, artýk yalnýzca müslümanlarýn baþý (imam) idiler.
Mýsýr, Tulunidler daha sonra da Fatimiler hanedaný tarafýndan yöne-
tilen  baðýmsýz 
[sayfa  211]
  bir  devlet  oldu.  Kuzey  Suriye,  antikçaðda
olduðu gibi Doðu Akdenizin baþlýca kentlerinden biri olmakta de-
vam eden Antakya ile birlikte, 969’da, Bizanslýlar tarafýndan ele geçi-
rildi. Suriye’nin geri kalan bölümleri, Lübnan, Filistin, Hamdaniler
baðýmsýz devletini kurdular (929-1003); buralar, daha sonra. Mýsýrlý
Fatimiler tarafýndan ele geçirildi.
Ýran’da, Orta Asya’da ve baþka yerlerde de baðýmsýz devlet-
ler kuruldu. Müslüman ülkelerin yöneticileri Baðdat halifesini, an-
cak kendilerine berat eden dinsel lider olarak tanýyorlardý.
Afrika Kýtasýndaki Devletler
Bu dönemde, gözkamaþtýrýcý uygarlýklar, Afrika kýtasýnda Sah-
ra’nýn güneyinde de geliþiyor. Feodal devletler ortaya çýkýyor.


Yüklə 0,53 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   63




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə