161
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
Ensonu, meta-para iliþkilerinin geniþlemesiyle, köylülerin ve
zanaatçýlarýn alým-satým iliþkilerine gittikçe daha çok katýlýmlarýyla,
para, yavaþ yavaþ, deðer ölçüsü iþlevini görmeye
[sayfa 186]
baþladý.
Karþýlýklý ödeþmeler sýrasýnda, köylü ve zanaatçýlar, emek giderler-
ini hesaba katmak gerektiðini anlýyorlardý. Ama bu durumda, para,
her zaman deðerli maden aðýrlýðýnýn deðerini bulmuyordu. Bundan
böyle, köleci çaðda olduðu gibi, meta-para iliþkileri M-P-M (meta-
para meta) formülü ile nitelenebiliyordu.
Feodal Senyörlere Karþý Kentlerin Savaþýmý
Ortaçað kentleri, feodallerin topraklarý üzerinde kurulmuþtu
ve kaçýnýlmaz olarak, baþlangýçta, kent içinde bütün iktidarý elinde
tutan senyörlere boyuneðmek zorundaydýlar. Feodaller, kentlerden
en büyük yararý, kazancý saðlamak istiyorlardý. Onun içindir ki,
kuruluþ yolundaki kentin yönetimi, feodal senyörlere karþý savaþýma
giriþmek zorunda kaldý.
Belediye haklarý için savaþýrken, bütün halk, senyöre karþý
oluyordu. Bu savaþýn sonucu, siyasal yapýyý ve senyöre karþý kentin
baðýmlýlýk derecesini vergilerin bizzat kentlerce toplanmasý gibi
burjuva haklarýndan tam yönetim özerkliðine deðin belirtiyordu.
Özerk siyasal birimler haline gelen baðýmsýz kentlerin (Fransadaki
belediyeler gibi) kendi özel adliye aygýtlarý, milis kuvvetleri, maliye-
leri vb. vardý. Belediye sakinleri, öteden beri, varolagelen senyöre
karþý yükümlülüklerden baðýþýktýlar.
Batý Avrupada, kendi kendilerini yöneten kent-cumhuriyet-
ler, önce Ýtalya, Fransa, Hollanda ve daha sonra Batý Avrupada,
Almanyada kuruldu (11. ve 12. yüzyýllar). Rusyada, Büyük-Novgo-
rod, 11. yüzyýlda, özel tipte bir cumhuriyet oldu.
Özellikle krallýða ait topraklar üzerinde kurulan bazý kentler,
özerk belediyelere sahip olmak haklarýný elde edemediler, ama
yine de, bazý ayrýcalýklardan ve baðýþýklýklardan yararlanýyorlardý.
Belediye yönetiminde, seçilmiþ organlar, senyörün delegeleri ve
kralýn görevlileriyle birlikte çalýþýyorlardý.
[sayfa 187]
Kentte, en yüksek organ, seçimle gelen meclisti; ki, bu me-
clis, milis kuvvetlerini seferber ediyor, zanaatý denetliyor, gerekli
kararlarý yayýnlýyordu. Meclise, seçimle gelen bir yüksek görevli,
Fransa ve Ýngilterede belediye reisi {le maire), Almanyada kent-
162
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
baþkaný {bourgmestre) vb. baþkanlýk ediyordu. Senyöre karþý koy-
maya yetecek gücü de, kaynaklarý da olmayan küçük kentler ise,
senyörlerin yargýlama yetkisi alanýnda kalýyorlardý.
Bununla birlikte, bütün kentlerin ortak bir yaný vardý ki, kent-
lerde oturanlar, kiþisel kölelikten kurtulmuþlardý. Kentte bir yýl bir
gün yaþamýþ olan her köylü, özgür oluyordu.
Asya ülkelerinde de, ayný þekilde, kentler, feodallere karþý
savaþým veriyorlardý; ama genel olarak, amansýz savaþým, özerklik
kazanmaya yetenekli olmayan kentlilerin yenilgisi ile sonuçlanýyor-
du.
Patrisyenlerle Zanaatçýlar Arasýnda Savaþým
Kentlilerle feodallerin savaþýmý sonuçlanýp, kentlerde her-
hangi bir statü bir kez yerleþtikten sonra toplumsal çeliþkiler, kent
nüfusunun baðrýnda kendilerini gösterdiler.
Kentlerde, iktidar, daha sonra antikçaðdan gelme adýyla pa-
triciat patrisyenler (yani aristokrasi) denen kent halkýnýn en zen-
gin bölümünün elindeydi. Patrisyenler, belediye topraklarýndaki
mülk sahiplerini, büyük tacirleri, tefecileri ve kentte oturan küçük
feodalleri içine alýyordu. Halk kitlesi, zanaatçýlardan ve ailelerinden
oluþuyordu.
Kentlerde zanaatçýlýk geliþtikçe, siyasal yaþamda loncalarýn
önemi artýyordu. Loncalar, iktidarý, patrisyenlerden almaya uðraþýyor-
lardý. Kolonya, Floransa kentlerinde, savaþým, kentin kilit noktala-
rýný ele geçiren loncalarýn tam baþarýsýyla sonuçlandý. Baþka yerlerde,
örneðin, Kuzey Almanyanýn büyük-ticaret kentlerinden üstün ge-
lenler, patrisyenler oldu. Bazan, savaþým bir uzlaþma ile sonuçla-
nýyor, en zengin ve en güçlü loncalarýn temsilcileri, aristokratlarla
ayný
[sayfa 188]
ölçüde olmak üzere belediye yönetimine katýlýyorlardý.
Ýktidara gelen zanaat ustalarý (maître), kendilerini, belediyelerin daha
ileri bir biçimde demokratlaþtýrýlmasýna karþý olan ayrýcalýklý grup-
larla bir tutmaya çalýþýyorlar ve patrisyenlere karýþýp gidiyorlardý.
Loncalar
Zanaat, ortaçað kentinin sýnaî temelini oluþturuyordu. Feo-
dalitede küçük sanayi, kýrýn olduðu kadar, kentin de ayrýca özelliði-
163
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
ydi. Köylü gibi zanaatçý da, bir küçük üretici idi. Kendi üretim aletle-
rine sahipti, kendi iþletmesinde kendisi çalýþýyordu ve kâr elde et-
mek deðil, yaþamýný kazanmak istiyordu.
Ortaçað zanaatçýlarý, ayný meslekte çalýþan zanaatçýlarý bira-
raya toplayan loncalarý oluþturuyorlardý. Her lonca, üretimi ve üreti-
min oylumunu düzenlemeye çalýþýyordu, örneðin bir kumaþýn
ölçülerini, hammaddelerin niteliðini belirliyordu. Ýlke olarak, her zan-
aatçý, en çok iki kalfa ve iki çýrak kullanabilirdi.
Özel bir tüzük, kalfalarýn ücretini, zanaat eþyasýnýn satýmýný,
imal edilen metaýn fiyatýný düzenliyordu.
Loncalar, karþýlýklý yardýmlaþma amacýyla kurulan meslek
birlikleriydi; ayný zamanda, dinsel görevleri de yerine getiriyorlardý.
Loncalarýn kendi küçük kiliseleri, kendi azizleri, koruyucularý, ken-
di dinsel bayramlarý vb. vardý. Öte yandan, her meslek, askerî bir
birimdi. Savaþ sýrasýnda lonca üyeleri, þeflerinin komutasý altýnda
silahlanýyorlardý.
Kentlerin çoðunda, zanaatçýlar, loncalar kurmak zorunday-
dýlar. Kentte, bir kimse, eðer bir lonca üyesi deðilse, þu ya da bu
mesleðe giremezdi. Kenti kuþatan köyler dahil olmak üzere, kentte
baþka yerde imal edilen eþyayý satmak yasaktý.
Loncalarýn içinde iyice belirlenmiþ bir iþbölümü yoktu. Te-
knik ilerleme ve uzmanlaþma, küçük zanaat niteliðini deðiþtirmiyor,
[sayfa 189]
ancak yeni bir meslek loncasýnýn oluþmasý ile sonuçlanýyor-
du. Her kentte onlarca, büyük kentlerde yüzlerce meslek vardý.
Örneðin Pariste, 14. yüzyýlýn baþýnda 300 meslek loncasý vardý.
Loncalar ve uyguladýklarý önlemler, baþlangýçta, zanaatçýla-
ra, üretim sürecini yoluna koymakta ve haklarýný elde etmek için
savaþýmda yardým ederek, olumlu bir rol oynadýlar. Ama lonca ör-
gütü, zamanla, iktisadî ilerlemeyi durduran bir engel haline geldi.
Meslek sahipleri, her tür yeniliðe, her tür teknik yetkinliðe karþý
koyuyordu. Örneðin, 13. ve 14. yüzyýllarda, çýkrýk kullanmak yasak-
tý. 11. yüzyýlda icat edilen keçeleme makinesi, 15. yüzyýla deðin
yasaklandý. Öte yandan, her zanaat, kendi meslek gizlerini sýmsýký
saklýyordu.
Kalfalar ve Çýraklar
Bir tür feodal hiyerarþi, zanaat örgütünü düzenliyordu: usta,
Dostları ilə paylaş: |