Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet ÇizgisindeKâmil Müslüman’ın
Karakteri
171
rarı olacak şeyleri yapmamasıdır. Üçüncüsü: Müslüman’ın topluma
karşı emanetine gelince, insanların haklarını gözetmek, ölçü-tartıda
hile yapmamak, topluma ait araç-gereçlere veya herhangi bir mala,
çevreye zarar vermemek, karı-kocanın namusu birbirlerinin emaneti
olduğu için namuslarını ve çocuklarının soylarını korumaları bunların
içindedir.
220
Emanete hıyanet edenin imanı olmadığını
221
söyleyen Hz.
Muhammed (s.a.v.), bu özelliğin münafığa ait bir alamet olduğunu şu
hadisle bildirmiştir:
“Münafığın alameti üçtür: Söz söylerken yalan söy-
ler. Vaat ettiği, söz verdiği zaman sözünde durmaz. Kendisine bir şey
emanet edildiği zaman hıyanet eder.”
222
4. Kâmil Müslüman’ın kalbi Kur’ân ve sünnetin adalet anlayışı
ile yoğrulmuş ve bu anlayışı kendisine zırh gibi giydirip yeryüzünde
Allah’ın halifesi namına hak kazanmıştır. Yüce Allah (c.c.):
“De ki,
Rabbim -hiç kimsenin hakkına ve hukukuna saldırmamayı- adaletli ve
doğru olmayı emretti…”,
223
başka bir ayette de:
“Ey iman edenler! Ken-
diniz veya ana-babanız ve yakınınız aleyhine de olsa, zengin de olsa,
fakir de olsa, Allah için adaleti uygulayan şahitler olunuz!... Adaleti
uygulamada heva ve heveslerinize uymayın!...”
224
buyurarak hiç kimse
kimsenin hakkına, şahsına, malına-mülküne, canına, şeref ve onu-
runa saldırmaya, gasp etmeye hakkı olmadığını bildirmiştir. İslâm,
insanlar arasında adaleti, iyiliği, itidali emredip, bütün çirkin işleri
-zinayı, cimriliği, dedikoduyu, haddi aşmayı, nemelazımcılığı, alaycı-
lığı, bencilliği, çıkarcılığı, bozgunculuğu, azgınlığı, haksızlığı, hırsız-
lığı, merhametsizliği- yasaklamıştır.
225
Konuyla ilgili Hz. Muhammed
de (s.a.v.):
“Cennetlikler üç gruptur: Birincisi, adalet ve başarı ile ül-
kesini yöneten devlet başkanı. İkincisi, yakınlarına ve Müslümanlara
karşı merhametli ve yufka yürekli olan kişidir. Üçüncüsü, ailesi kala-
balık olduğu halde haram kazançtan sakınıp kimseden bir şey isteme-
yen adamdır.”
226
buyurmuştur. Müslüman adalet sahibidir, kimseye
haksızlık etmez; haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa
olsun, mazlumdan yana zalime karşı, zalim eşi, kardeşi ve babası da
olsa, mazlum düşmanı da olsa. Konuyla ilgili Yüce Allah şöyle buyur-
muştur:
“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan ve adaletle
şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa olan öfkeniz sizi, adaletsizliğe
sürüklemesin. Âdil olun; bu, takvaya daha yakındır. Allah’tan sakının.
Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”
227
220 Elmalılı Hamdi Yazır,
a.g.e., c. III, s. 10-12.
221
“Emanet sahibi olmayan kişinin gerçek ve mükemmel imanı yoktur”, Ahmet b. Hanbel,
a.g.e.
, III, 135.
222 Buhârî, “İmân”, 24; Müslim, “İmân”, 107.
223 A’raf, 7/29.
224 Nisâ, 4/135.
225 Nahl, 16/90.
226 Müslim, “Cennet”, 63.
227 Mâide, 5/8.