85
•
WINTER 2012 / NUMBER 60
57-86
bilig
Social Realism in
Ilhan Berk’s Poems
Ahmet Demir
Abstract
İlhan Berk, who is considered a part of the İkinci Yeni art
movement, was a social realist poet during the first phase of
his career. His works titled İstanbul (1947)/İstanbul Kitabı
(1980), Günaydın Yeryüzü (1952), Türkiye Şarkısı (1953),
and Köroğlu (1955) all include his social realist poems. Be-
ginning with 1955, İlhan Berk gradually separated from the
social realist line due to the change in his understanding of
poetry. Galile Denizi (1958) is the expression of his separation
from social realism.
This study evaluates the social realistic phase of İlhan Berk’s
poetry, looking into the boundaries of this phase in his poetry,
the meaning of these poems for the poet, and the reasons why
İlhan Berk separated from this line. The study focuses on
Berk’s poetic phase of social realism by looking at his poetry
collections and making a thematic analysis of how his poems
reflect social realist tendencies.
Keywords
İlhan Berk, social realism, socialist utopia, versification of la-
bor, guided poem.
_____________
Assist. Prof. Dr., Başkent University, Faculty of Education, Department of Turkish Education, Bağlıca /Ankara
ademir@baskent.edu.tr
86
•
Zima 2012 / Выпусĸ 60
57-86
билиг
Отражение Социального Реализма в
Поэзии Ильхана Берка
Ахмет Демир
Аннотация
Ильхан Берк (1918-2008 гг.), оценивающийся в рамках Второго
поэтического течения, в первый период своей поэтической
деятельности придерживается социалистического реализма,
проявившегося в его таких стихах, как «Стамбул» (1947 г.) /
«Книга Стамбула» (1980 г.), «Доброе утро, мир» (1952 г.),
«Турецкая песня» (1953 г.) и «Кероглу» (1955 г.). Начиная с 1955-
годов Берк в связи с изменениями в понятиях поэзии отдаляется
от социального реализма. «Галилейское море» (1958 г.) является
выражением отдаления Берка от социалистического реализма.
В этой работе рассматриваются период «социалистического
реализма» поэтической деятельности Берка, границы этого
периода, значение для Берка поэзии социалистического
реализма и отдаление Берка от линии социалистического
реализма. Тематически изучены период социалистического
реализма в поэтической деятельности Берка и его
произведения этого периода, отражение авторских взглядов
социалистического реализма в его поэзии.
Ключевые Слова
социалистический
реализм,
социалистическая
утопия,
поэтизация труда, движимая поэзия.
_____________
доцент, доктор, университет Башкент, педагогический факультет, кафедра турецкой педагогики / Анкара
ademir@baskent.edu.tr
87
•
KIŞ 2012 / SAYI 60
87-110
bilig
XV-XVII. Yüzyıllar Arasında Osmanlı
Hâkimiyetinde Limni Adası
Manastırlarının Durumu
Yasemin Demircan
Özet
Osmanlılar Ege Denizi’nde Boğazlara hâkim bir pozisyona sa-
hip olan Limni’nin fethinin akabinde, imparatorluğun pek çok
yerinde görüldüğü gibi, adadaki sosyal yaşamda önemli rolü bu-
lunan unsurların varlığını muhafaza etme maksadıyla hareket
etmişlerdi. Böylece, adadaki dinsel yaşamda olduğu gibi tarım-
sal üretimde de önemli katkıları bulunan manastırlar, tesis edi-
len Osmanlı idaresinde yerlerini almışlardı. Bu çalışmanın me-
hazını oluşturan tahrir defterlerindeki kayıtlar, Limni ahalisinin
dini gereksinimlerinin bir parçası olarak inkişaf eden manastır-
ların tahrir dönemleri arasındaki gelişimleri, adada bulundukları
yerleri ve statüleri gibi Osmanlı idaresindeki durumları hakkın-
da önemli ölçüde açıklayıcı bilgiler sunmaktadır. Bu cümleden
olarak çalışmada tahrir verilerinin çizdiği çerçevede Limni ma-
nastırlarının yaklaşık 100 yıllık bir dönemde Osmanlı idaresi al-
tındaki vaziyetleri tetkik edilmektedir.
Anahtar Kelimeler
Limni Adası , Tahrir Defterleri, Manastırlar, XV-XVII Yüzyıllar.
Giriş
XV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren egemenlik sahasını Ege adalarına
doğru genişleten Osmanlıların, öncelikli olarak ele geçirdikleri adalar ara-
sında Limni de bulunmaktaydı. Stratejik öneminin de etkisiyle bölgedeki
Osmanlı varlığının hayatî bir parçası hâline gelen adada halkın ihtiyaçları-
na kayıtsız kalınmadığı, eskiden beri varlığını sürdürmekte olan dinî ve
_____________
Prof. Dr., Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Tarih Eğitimi Anabilim Dalı / Ankara
ydemircan@gazi.edu.tr
•
Demircan, XV-XVII. Yüzyıllar Arasında Osmanlı Hâkimiyetinde Limni Adası Manastırlarının Durumu
•
88
•
bilig
KIŞ 2012 / SAYI 60
sosyal kurumların ayakta kalmalarının sağlandığı dönemin en güvenilir
kaynakları içinde gösterilen tahrir defterlerinden
1
müşahede edilebilmek-
tedir. Eğer adanın demografik yapısı içinde, Osmanlı fethinin ardından
XVI. yüzyılın ortalarına kadar küçük bir askerî birlik dışında adada hemen
hiç Müslüman bulunmadığı ya da daha açık bir ifadeyle ada halkının ta-
mamına yakınının Hristiyanlardan oluştuğu dikkate alınırsa, adadaki en
önemli dinî kurumun manastırlar olduğu anlaşılacaktır.
Manastırların Ortaya Çıkışı
Osmanlı idaresinde Limni manastırlarının durumuna değinmeden önce,
manastırların bir kurum olarak ortaya çıkışı, onların geçirdiği tarihsel sü-
reçle doğrudan bağlantılı olduğu için, manastırların tekâmülü ile birlikte
kısaca da olsa tarihsel arka plana temas etmekte yarar vardır. Çoğunlukla
kırsal alanda bir köyün ya da kentteki bir mahallenin ruhani merkezi olan
manastırların ortaya çıkışı Roma İmparatorluğu’nda Hristiyanlığın yayıl-
ması ile yakından ilişkilidir. İlk keşişler III. yüzyılda Hristiyanlığın zulme
maruz kaldığı bir dönemde ortaya çıkmışlardı ve tek başına yaşamayı ter-
cih etmiş birer münzevi idiler. Nitekim manastır sözcüğünün Yunanca
kökenine bakıldığında “tek başına yaşamak” fiilinden türemiş olduğu dik-
kati çekmektedir. Ancak zamanla bu yalnız yaşayan keşişlerin organize
topluluklar oluşturmaya başladıkları görülmektedir. Rivayete göre bu ha-
yat tarzını ilk benimseyen kişi, Paulus adında yalnız yaşayan biriydi. Daha
çok tanınan genç çağdaşı Aziz Antonios’un müritleri vardı. Keşişler hafta
içi ayrı ayrı hücrelerde kalmakta ve dua edip hasırdan şilteler yapmakta,
hafta sonunda ise, ibadet için toplanmaktaydılar. Bu tür manastır toplu-
luklarına “Lavra” denmekteydi (Talbot 1999: 163).
2
Manastırlarda kültür ve hayır işlerinin ya doğrudan yürütüldüğü ya da
dolaylı olarak desteklendiği bilinmektedir (Talbot 1999: 162). Bu kabil-
den faaliyetleri sürdürebilmek adına manastırların sağlam bir mali kaynağa
ihtiyacı vardı. Birçok Bizans manastırı bu açıdan iyi kaynaklara sahipti ve
bu sayede yüzyıllarca hatta bazıları günümüze kadar ayakta kalabildi. Ma-
nastırlara bağışta bulunmayı dindarlığın gereği sayan Bizanslılara ait birçok
manastırda, hem tarım arazisi hem de kentlerde kiraya verilebilecek ima-
lathane ve ev şeklinde gayrimenkullerle birlikte önemli bir servet toplan-
mıştı. Hem kentlerde hem de kırsal alanda bulunan manastırların işlettiği
çiftlikler vardı.
Manastır malları genellikle vergiden muaf olduğu için muazzam genişlik-
teki araziler vergi kayıtlarından çıkarılmış oluyordu. Manastırlar, her ne
Dostları ilə paylaş: |