329
bir tonlamayla biçimlenmiş cümle seviyesinde belirlenmiştir. Şunu da eklemek mümkündür ki,
söz konusu çağların sonuna doğru bazı söz birleşmesi tipleri ön sözcük şekilleri olarak
kullanılmaktadır.
Kelime bölüklerinin yüklemsel nitelikteki kökenini her bir çekimlenme kategorisinin
aynı özellikli başlangıcı olarak somutlaştırmak mümkündür. Sözdizimsel ve yüklemsel nitelikteki
söz konusu meydana gelme düzeni, kategorilerin çağdaş sözcük şeklindeki sistematiğini
türetmektedir. Bu, kategorilerin yüklemsel nitelikteki özünün oluşumundan ortaya çıkar. Şöyle
ki; söz konusu kategorilerin oluşumunda önceki, artık nispeten daha sıkı bir ilişkiyle ifade
olunmuş bir durumda kalır ve yeni göstergelerin kelime gövdesine daha yakın bir pozisyondaki
müstakbel girişini engeller. Diğer yandan söylenenleri; çağdaş Türk, Moğol ve Tunguz-Mançu
dillerinde dil bilgisi göstergelerinin özelliklerinde ve belli olan farklı düzenlerinin sıralanmasında
ortaya çıkan unsurların müstakbel birlikteliği biçiminde yorumlamak gerekir.
Kelime bölüklerinin biçimlenmesi, yukarıda kısaca tasvir olunan başlangıç niteliğindeki
yüklemsel ilişkilerin dürülmesi süreci olarak tasavvur olunmaktadır. Önceki sözcük şekli, IV-V.
çağlarda cümle öğelerinin ortaya çıkışını göstermektedir. Söz konusu cümle öğelerinde önce
kelime bölüklerinin mahiyeti olarak meydana gelen fonksiyonel ve yüklemsel nitelikteki
karşılıklı sebep ve netice şartlılığı, söz birleşmesi düzeyinde dürülmüş olarak kalmaktadır.
Sonraki evrelerde bu mahiyetin gelişimi, sözcük şekilleri ve nihayet müstakbelden zorunluya
birlikteliğinin gelişmesi aracılığı ve kelime gövdesi ve kökü düzeyinde daralmaya devam
etmektedir. Kelime bölükleri çağdaş kategorilerinin sentaktik, morfolojik ve leksik açıları,
onların biçimlenmesinde tasvir olunan devrelerin yansımasından ibarettir.
6. Yukarıda söylenenleri kısaca özetleyelim: IV-V. çağlarda ortaya çıkan cümle öğeleri,
köklerin fiile yaklaştırılarak kullanılmasıyla oluşan birleşik kelime görünüşündeki “inkorporatif”
karmaşık sözceler biçiminde olmuştur. Bunların her biri, başlangıç niteliğindeki genelleşmiş
yüklemselliğin birinci yığını olarak ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda yüklem (köklerin fiille
yanaşmasıyla türeyen “inkorporatif” karmaşık sözcelerin tam teşekküllü kullanılabilirliği) veya
diğer cümle öğeleri (yüklemselliğin izinin yine de apaçık olarak bulunduğu köklerin fiille
yanaşmasıyla türeyen “inkorporatif” karmaşık sözcelerin kısmî teşekküllü kullanılabilirliği)
fonksiyonlarını somut bir ifade çerçevesinde yerine getirmiştir. Sözce birimler, söz konusu
birleşmeli, karşılaştırmalı, somut ve durumla şartlandırılmış bir sıralanmayla varlığını
sağlamıştır. Böylelikle, biçimlenen cümle öğeleri ve kelime bölükleri birbiriyle aynı olmuştur.
330
Bunun yanı sıra, cümle öğelerinin basit, genişletilmiş ve çok yüklemli yapılanmalarıyla bitişik
olarak gerçekleşmesi yokluğunun söz konusu döneme has olması da söylenenlerden
bilinmektedir. IV-V. çağların sonuna doğru özel sözcük şekli biçimlenir. Söz gelimi, багш нар
(öğretmen) Moğol tipinden Tuvaca башкылар (aynı anlamda) biçimine geçiş, özel bir dil bilgisi
göstergesinin oluşumunu göstermektedir. Söz konusu gösterge, sözcük şeklinde kategorik
anlamın tespit edilmesi sayesinde artık çeşitli cümle öğeleri fonksiyonunda kullanılabilir;
dolayısıyla bir yandan cümle öğeleri öte yandan kelime bölükleri birbirinden ayrılarak
gerçekleşir. Bu, özel kelime bölüklerinin oluşumunu bildirmektedir. Söz konusu oluşum, ifade
etmenin kategorik söz birleşmesi düzeyinden sözcük şekli düzeyine geçişiyle bağlıdır. İ. İ.
Meşaninov söz konusu süreci fiile ve yükleme ilişkin olarak etraflı bir şekilde tahlil etmiştir.
30
Söylenilen, aynı zamanda özel cümle öğelerini basit ve genişlenmiş biçimlenmeleriyle de
bildirmektedir. Cümlenin genişletilmiş öğeleri, tümleç ve belirteç bildirme niteliğindeki özel
ilişkilerin (sıfat, zarf) meydana gelmesi için temel olma görevini yerine getirmektedir.
7. Ele alınan süreçlerin biyolojik ve genetik yığını, bireysel dil yeteneği oluşumundan
ibarettir. Buna rağmen Türk çocuklarının konuşmasında arka plandaki bilgi birikiminin ortaya
çıkması bir örnektir. Söz konusu çocuklarca 4,5-5 yaşlarından 7 yaşına kadar zarf-fil ve sıfat-fiil
merkezli kelime guruplarının aktif bir şekilde benimsenmesi, kronolojik olarak IV-V. çağların
sona eren kısmına uygun düşmektedir.
31
Buna bağlı olarak fiilin geçişli ve geçişsiz şekillerine
ayrılması, özel sözlü metnin (ifadenin duruma bağlı şartlandırılma zaruretinden belli bir ölçüdeki
sapmayla), birleşik ve çok yüklemli cümlelerin biçimlenmesi ise, ancak V-VI. çağların başında
gerçekleşmiştir.
Sıfat-fiil ve zarf-fiil varlığının evrensel bir biçimdeki oluşu, kelime bölüklerinin olmuş
geçmiş ayrıntılarıyla biçimlenmemesi durumunu yansıtmaktadır. Söz konusu sıfat-fiiller ve zarf-
fiiller, çok yüklemliliğin merkezi rolünü üstlenmekte ve IV-V. çağların nispeten erken
evrelerinde ortaya çıkan köklerin fiile yanaşmasıyla oluşan birleşik kelime görünüşündeki
karmaşık sözcelerde çok yüklemlilik izlerinin yığını olarak tespit olunmaktadır. Birçok çağdaş
Türk (ve diğer Altay) dillerinin ortak özelliği, kelime bölüklerinin geçmişteki ayrıntılarıyla
biçimlenmemesi durumunun onlarda daha açık bir şekilde yansımasından (başka tipolojik
30
Meşaninov İ. İ. Glagol. L.,s.238-242 (Fiil).
31
Sheka Yu. V. Elementı teori sintaksiçeskoy svyazi i intonologii v sinxroniçeskom i diaxroniçeskom osveşenii.
BY. 1992, No 5 (Sözdizimsel İlişki ve İntonoloji Teorisi Unsurlarının Eşzamanlı ve Artzamanlı Olarak İncelenmesi)
;Yine onun: Gipoteza o vozmojnıx etapax yazıkovoy evolytsii. VY. 1994, No 1.(Dil Evriminin Mümkün Evreleri
Üzerine Varsayım).