327
oluşturan ilk dil sözcesi takip eder. Sonuncu, sözdizimsel son pozisyonu sayesinde bitişik ilk dil
zamiri olma fonksiyonunu üstlenir ve aynı zamanda kendi daha yüksek sesli muhtemel ve
niteliksel belirginliği sayesinde ilk dil zamiri olur. IV-V. çağların zamirlerinin temeli
aşağıdakilerden ibarettir: a) Önceki çağların zamirlerinin tekrar olunarak yeniden türemesi; b)
Önceki çağların ilk dil temeli (ilk dil kökü+ilk dil zamiri) ve c) nispeten serbest ve aynı zamanda
çağdaş söz birleşmesi düzeyine uygun düşen ilk dil sözcelerinin içerisindeki unsurların
sınırlandırılmış kullanımıyla göreceli olarak bulunması. Buna bağlı olarak IV-V. çağların bitişik
zamiri kendi kullanımında artık gelecek edat çeşitlerinin ve zamir türlerinin parçalarına ayrılmış
durumunu nispeten yansıtmaktadır. IV-V. çağların genel önergesi (karşılaşmalı-birleşmeli
biçimdeki genelleşmiş çok yüklemliliği veya onun içeriğindeki ilk dil zamirlerinin kullanımı)
çağdaş çekimlenme kategorilerinin başlangıcı ve söz konusu çağların ilk dil zamirlerinin kendisi
ise hem analitik hem de ek niteliğindeki çağdaş dil bilgisi belirtilerinin maddi temeli
fonksiyonunu üstlenmektedir. Başka bir sözle, çağdaş dil bilgisi (çekimlenme) sistemi, sayısal
(V-VI ve VI – çağdaşlık) olarak ele alınan çağların sentaksının ikinci düzeninin yığınını
oluşturmaktadır.
II-III ve III-IV. ilk dil aşamalarında “yorum”un (duygusal) “konu”yu (nispeten
rasyonel, sakin) takip etmesi, çağdaş bükünlü ve eklemeli dillerde gövdeye son pozisyonda
gramatikal özellikli son eklerin eklenilmesini belirleyen (genel nitelikli birincil nedenler olarak)
bir dil evrenselliğidir. IV-V. çağların başlangıç kısmında ilk dil zamirlerinin yukarıda belirtilen
belirginliği, ritmik türemeli konuşma dokusuyla ve aynı zamanlı zaruri bir desteklemeyle ortaya
çıkan “yorum-konu” sırasından oluşmaktadır. Buradaki ilk dil zamiri, hem sözce olarak bilinen
ilk köke (sözce olarak bilinen ilk sözcük gövdesine) göre son pozisyonda olmuş hem de onu takip
etmiştir. Söz konusu yığın, dolayısıyla ön ve son eklerin birleşmesinden oluşan birleşik bir ek
veya “sirkumfiks” niteliğinde oluşmuştur. Söz gelimi, Çukot dilinde ќэй (“küçük”, “canlı”)
“sirkumfiks” olarak kullanılmaktadır: ќэй-ъыттъы-ќэй (“küçük”).
28
Altayca ilk dilin (IV-V. çağların ilk dili) özelliği, onun ilk dil zamirinin kendine özgü
maddi şekillere kavuşması için (müstakbel bükünlü dillere ilişkin ilk dil zamirlerinden farklı)
fonemlerin bütün diferansiyel belirtileri değil, sadece bir kısmı gerekmiştir. Söz konusu olay,
büyük ve küçük ünlü uyumu kuralında ortaya çıkmaktadır. Bunun sayesinde çağdaş mükemmel
fonemlerin birçoğu, ek kısmında belli derecede fonem varyantları olarak kullanılmaya devam
28
Yazıki mira. Paleoaziatskie yazıki. M., 1997,s. 16 (Dünya Dilleri. Güney-Doğu Asya Dilleri).
328
etmektedir. Söz gelimi, birçok Türkçe ekteki ünlüler için sesbirim bilimsel (fonematik) belirti
olarak dilin yükselmesi veya karşılıklılık olgusu özelliklidir: A – I (burada A=
a, e ve I=ı, i, u, ü).
Başka sözle, IV-V. çağlarda şekillenen Altay fonolojik sistemi, ilk dil zamirinin önemli bir
ölçüde (müstakbel bükünlü dillerin başlangıcıyla karşılaştırmada) ritmik türeme dayanaklarından
daha erken kurtulmasını sağlamıştır. Neticede, ilk dil zamiri, komşu sözlerde ve ifadelerde ve
aynı zamanda sözcük köküne (gövdesine) göre ön pozisyonda artık karşılaştırmalı olarak ortaya
erken çıkmamıştır. Bu özellik, Altay dilleri tipolojisinin en önemli çizgilerini belirlemiştir.
Bunlar; aşağıdakilerden ibarettir: Uyumun
29
veya uzlaşmanın, gramatikal cins kategorisinin
(Sonuncunun maddi temelini uyum
9
oluşturmaktadır.) ve ön eklerin yokluğu, büyük ve küçük
ünlü uyumunun varlığı vb.
5. Kelime bölükleri şekillenmesinin ilk başlangıcı, IV-V. çağlar genel önergesinin çok
yüklemliliğiyle belirlenmektedir. IV-V. çağların gelmesiyle kelime bölüklerinin şekillenme
sürecinin başlaması kurala tamamen uygundur. Ad ve fiil, “eşyalık” ve “süreçsellik” (Bunlar söz
konusu durumda dile kadarki daimi verilerdir.) mantıksal kategorilerinin ifade edilmesi için
ortaya çıkmamıştır. Kelime bölükleri, söz konusu çağda belirtilen kelime gövdelerinin belli
çekimlenme (çekim ekli) kategorileri göstergelerine birleşmesiyle bağlı bir lengüistik kategoridir.
Önceki II-III. evre (nostratik ilk dil), kelime bölüklerini tanımamıştır. Bu, ünlemlerin (II-III.
çağların konuşma birimleri) kelime bölüklerinin dışında yer almasında ifade olunmaktadır.
Başlangıç nitelikli ilk ad ve ilk fiil gerçekleşmesi, genel önergenin durumla ilintili olarak
şartlanmış kullanımını bütünlükte nitelendirmiştir. Söz konusu olay, somut bir konuşma
faaliyetinde hem genelleşmiş bir ad fonksiyonu (ilk adlandırma) hem de harekete mecbur etme
fonksiyonu rolünü üstlene-bilmiştir. Kelime bölükleri kökeninin yüklem olma niteliği, çağdaş
yüklemin isim ve fiil türlerine ayrılmasında yansımıştır. Söz konusu çağlarda yukarıda
belirtilenlerin sonraki biçimlenmesi açısından gerekli olan şudur ki, ilk zamir şekilleri birincil ilk
dil sözcelerinden sadece özel söz birleşmelerine (söz gelimi, Türkçe -i vermek, -ıp kalmak tipli
analitik fiil göstergeleri) değil, hem de özel bir fonetik sözcük şekliyle müstakbel morfem
nitelikli gramatikal göstergeye doğru gelişmiştir. IV-V. çağların ilk zamirlerinin karşılaştırmalı
olarak tekdüzeli ilk sözce şekillerinden ayrılmış somut şekiller sistemine (anlamlarının ve
birlikteliklerinin şekillenmesiyle paralel olarak) doğru gelişmesi, ritmin tedricî doğumuyla ve
fonolojik sistemin (fonemlerin biçimlenmesi) oluşumuyla, birleşmeli ve yüklemsel ilişkili apaçık
29
Burada özne-yüklem veya dişilik-erkeklik uyumları kastedilmektedir.