Caucasus and Central Asia in the Globalization Process
326
geçerli olması, Rusya için ekonomik projelerin ne
pahasına olursa olsun gerçekleştirilmek istenmesi,
biyolojik çeşitliliğe değinilmemesi ve noktasal ol-
mayan çevre kirlenmesine yönetmeliklerde yer
verilmemesi ve son olarak Türkmenistan için
belirlenmiş çevre standartlarının mevcut olmama-
sı, kıyı bölgesi yönetimine değinilmemiş olması,
biyolojik çeşitliliğe yer verilmemesi ve devlet
başkanının kararları çevresel etkilerine bakmadan
tek başına ve kesin olarak verebilmesi yetkisine
sahip olması şeklinde özetlenebilir.
HAZAR'IN ÇEVRESEL SORUNLARI
Hazar zenginliklerinin ortaya çıkarılmasına
ilişkin, teknik girişimler (sondajlar vb.) bu kaynak-
ların taşınmasına yönelik vb tüm yatırımlar kıyı-
larda ve denizde var olan çevresel değerleri tahrip
etmektedir.
Hazar’da statü ve kaynakların paylaşımı gibi
sürekli gündemde olan sorunların yanı sıra bir
diğer sorun Hazar’ın ekolojisidir. Hazar’da mevcut
paylaşım sorunları ile beraber telaffuz edilen ve
boru hatları projeleri [Bakü – Tiflis – Ceyhan Ham
Petrol Boru Hattı Projesi; Azerbaycan – Türkiye
(Şahdeniz) Doğalgaz Boru Hattı Projesi; Türkme-
nistan – Türkiye – Avrupa Doğalgaz Boru Hattı
(Trans– Hazar) Projesi; Türkiye–Yunanistan–
Đtalya Doğalgaz Boru Hattı (Güney Avrupa Gaz
Ringi) Projesi; Mavi Akım (Doğalgaz) Projesi;
AKTAU (Kazakistan petrollerinin Bakü–Ceyhan’a
aktarılması) Projesi; Orta Asya Doğal Gaz Boru
Hattı Projesi–CENTGAS (Türkmenistan–Afganis-
tan–Pakistan) Petrol Boru Hattı Projesi; Türkme-
nistan–Đran–Türkiye Doğalgaz Boru Hattı Projesi;
Türkiye–Bulgaristan–Romanya–Macaristan
Do-
ğalgaz Boru Hattı (NABUCCO) Projesi (www.
konrad.org.tr, 2007)] ile anılmaya başlanan çevre
sorunları 1980’li yılların başlarında gündeme gel-
miş, ama daha sonra kıyıdaş ülkelerin bağımsız-
lıklarını kazanması ve büyük petrol oyununun baş-
lamasıyla bu sorun ikinci plana itilmiştir (www.
turksam.org, 2007).
Aslında zengin bir floraya sahip olan Hazar’da
çevre kaygıları önemli dayanaklara sahip olacak
niteliktedir. Ancak bu su havzasında çevre so-
runlarını gündeme getirenler bunu bir politika ar-
gümanı olarak kullanmakta ve bu konuyu ileri sü-
rerek diğer bir mücadelenin yürütüldüğü alan olan
boru hatları tartışmalarında üstünlük sağlamayı
arzulamaktadırlar (www.turksam.org, 2007).
Rusya Federasyonu ve Đran, Azerbaycan’ı Ha-
zar’ın kaynaklarının kullanılmasında hassas
ekolojik dengeleri gözetmemekle suçlamaktadır.
Ancak bu ülkeler “ekoloji” sorunlarını sadece,
Batı çıkışlı petrol ve doğal gaz boru hatlarını en-
gellemek için bir “neden” olarak hatırlamaktadır-
lar. Rusya, Trans-Hazar gibi “Batı çıkışlı” petrol ve
doğal gaz boru hatları gündeme geldiğinde
“Hazar’ın ekolojik sistemi” ve bölgenin “sismik
aktifliği” gibi tezler ileri sürerek bu projeleri en-
gellemeye çalışmaktadır. Ancak Rusya’nın her
defa ileri sürdüğü Hazar’ın ekolojik yapısının za-
rar göreceğine yönelik endişeleri çokta inandırıcı
olmamaktadır. Zira SSCB döneminde de Hazar’ın
kirletilmesinde-Hazar petrollerini hiçbir tedbir
almadan kullanan- Ruslar etkili olmuşlardır (www.
turksam.org, 2007).
Rusya ve Đran’ın, Hazar’da önem verdiği
(veya verir göründüğü) Hazar’ın eko-sistemi as-
lında sakınca teşkil edebilecek niteliklere ulaş-
maktadır. Bu ülkeler, Hazar’daki kirliliğin ve özel-
likle de petrol kirliliğinin, “mersin balığı” ve “hav-
yar” üretimini tehdit edecek boyutlara vardığını
savunmaya başlamışlardır. Örneğin, Đran Balıkçı-
lık Bürosu tarafından yapılan bir açıklamada,
petrol sızıntıları, kimyasal ve diğer sınaî atıklar
nedeniyle 1990’dan beri aşırı kirlenen Hazar’ın,
çok yakın bir gelecekte Karadeniz’in durumuna
düşeceği ifade edilmiştir (www.turksam.org, 2007).
Hazar, aslında sadece petrol ve doğal gaz
kaynakları itibariyle değil ve hem de zengin balık
çeşitleriyle ve değerli havyar üretimi açısında da
önem kazanan bir bölge niteliğindedir. Günümüz-
de bir ton havyarın bir ton petrolden 20 bin defa
daha pahalı olduğu göz önüne alınırsa Hazar’da
biyolojik varlıkların korunmasının önemi daha iyi
anlaşılacaktır. Ancak çevre sorunu endişesi statü
ve boru hatları oyununda bir araç olmadığı sürece
bir anlam kazanacaktır (www.turksam.org, 2007).
Deniz Taşımacılığının Etkileri: Hazar kay-
nak petrol ve doğalgazın uluslar arası piyasalara
arzına ilişkin girişilen taşımacılık faaliyetleri çev-
resel değerlere zarar veren bir unsurdur. Zira De-
niz taşımacılığı ve taşımacılık kaynaklı atıklar de-
nizlerdeki toplam kirliliğin %20'sini oluşturmak-
tadır. Ancak yılda ortalama "altı yüz bin ton" pet-
rol ve türevi maddenin normal gemicilik operas-
yonları, kazalar ve kaçak sintine boşaltmaları ile
denizlere atılması ürkütücü boyutta bir kirlenmeyi
de ifade etmektedir. Örneğin Türk Boğazlarından
geçen deniz trafiği son yıllarda giderek artarak
kritik boyutlara ulaşmıştır. Đstanbul Boğazından
yılda elli binden fazla gemi geçmektedir. Bu ge-
milerin 4303 tanesi tankerdir (www.turkishpilots
.org.tr, 2007). Tanker taşımacılığı beraberinde ka-
za riskini taşımakla birlikte tanker gemilerden
denize sızması muhtemel petrol vb'nin denizin
doğal yaşamına ve insan yaşamına doğrudan do-
laylı çeşitli zararlarını göz ardı etmemek gerek-
mektedir. Örneğin, petrol deniz ortamına saçıldı-
ğında bileşimindeki hafif ve çabuk buharlaşabilen
kısımlan bu saçılma esnasında hızlı bir şekilde
Dostları ilə paylaş: |