63
Tablo 22 :Abortus’un
Hemoglobin,Hematokrit ve Ferritin değerlerine etkisi
ABORTUS
Ortalama SS
p
HEMOGLOBİN Yok
11,91
1,10
Var
11,84
1,39
,663
HEMATOKRİT Yok
33,78
3,24
Var
33,83
3,85
,917
FERRİTİN Yok
30,12
20,19
Var
27,02
18,25
,273
Tablo 22 ‘de görüldüğü gibi abortus yapan ve yapmayan olgular arasında hemoglobin,
hematokrit ve ferritin değerleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur
(p>0.05).
Tablo 23 :Küretajın Hb, Hct ve
ferritin değerlerine etkisi
Küretaj
Ortalama
SS P
HEMOGLOBİN Yok
11,88
1,14
Var
12,04
1,44
,554
HEMATOKRİT Yok
33,77
3,37
Var
34,11
3,36
,653
FERRİTİN Yok
29,65
19,71
Var
27,30
21,59
,602
Tablo 23 ‘de görüldüğü gibi küretaj yapan ve yapmayan olgular arasında hemoglobin,
hematokrit ve ferritin değerleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur
(p>0.05).
64
TARTIŞMA
Demir eksikliği anemisi (DEA) dünyada özellikle gebelik sırasında en sık
rastlanılan anemi olduğu gibi toplumumuzda da insidansı oldukça yüksektir. Yurdumuzda
daha önce yapılan çalışmalarda % 35 ile % 56 arasında değişen değerler bildirilmiştir
(7,10,16).
Ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu olan aneminin etkin yöntemler ile kontrol
altına alınması gereklidir. DEA’ nin önlenmesinde beş temel uygulama önem taşır.
Bu uygulamalar sırasıyla , anemi prevalansının saptanması, beslenme eğitimi, demir
desteği verilmesi , viral , bakteriyel ve parazit hastalıklarının kontrolü ve demirle
besinlerin zenginleştirilmesi gibi aktivtelerdir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) gebelerde anemi prevalansı %40’tan az
saptandığında ulusal demir desteği önerisi şöyledir: gebelikte ikinci trimesterden itibaren 6
ay süre ile günlük 60 mg demir verilmesi ülke deneyimlerine bağlı önerilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü ’nün gebelerde anemi prevalansı %40’tan fazla saptanırsa
demir desteği önerisi : gebelikte ikinci trimesterden itibaren 6 ay ve postpartum 3 ay olmak
üzere toplam 9 ay süre ile günlük 60 mg demir verilmesi ülke deneyimlerine bağlı
önerilmektedir.
Gebelikte görülen aneminin, gebeliğin üç trimesteri arasında farklılık gösterip
göstermeyeceğini araştıran birçok çalışma mevcuttur.Bu çalışmalarda saptanan sonuç, birinci
trimesterden üçüncü trimestere gidildikçe Hb ve Hct değerlerinin giderek azaldığı ve
aneminin arttığı olmuştur(11,12,15,16). Bizim yaptığımız çalışmada ise trimesterler
arasında Hb, Hct ve ferritin değerleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık
bulunmamıştır(p >0.05). Biz bunu gebelerimizin artık Doğum Öncesi Hizmeti (DÖH) daha
sık kullanmasına, beslenmelerine daha fazla özen göstermesine ve demir desteği almalarına
bağladık.
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2003 verilerine göre Türkiye’ de ilk
evlenme yaşı ortalaması 20’dir ve 15 – 19 yaş grubu kadınların Doğu Anadolu’da %9.1 ‘i,
Batı Anadolu’da %7.1’i, İç Anadolu’da ise %7.5 ‘i çocuk doğurmuş durumdadır .Yine
toplam doğurganlık hızı, Doğu Anadolu’da %3.6 ve Güneydoğu Anadolu’ da %4.19
iken, Türkiye ortalaması ise %2.2 dir. Çalışmamızda da toplam gravida ve parite
65
değerlerinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde diğer bölgelere göre istatistiksel
olarak anlamlı derecede yüksek olduğu saptanmıştır(p < 0.001).
İrge ve ark. (39) gebelikte beslenmeyi ve anemiyi değerlendiren bir çalışma
yapmışlardır. Çalışmaya 15 – 49 yaş grubunda Malatya il merkezinde yaşayan 202 gebe
dahil edilmiş olup gebelikte yaşanan beslenme sorunları irdelenmiştir. Çalışmada
gebelerin %81.2 ‘sinin gebelikte beslenme sorunu yaşadığı ve %14.9’unun da kil,
toprak ya da sıva alçı yeme eğilimlerinin olduğunu belirtmişlerdir.
Beştepe ve Bilgin’in yaptığı çalışmada (2002), pika alışkanlığı olan gebelerin
%39.13 ’ ünün anemik olduğu saptanmıştır(36). Ayrıca gebe kadınların %
20.8‘inin gebelikleri sırasında sigara kullandıkları saptanmıştır.
Taşpınar ve ark.(2001) gebeleri %17.2’sinin, Şirin ise %28’inin gebelikleri sırasında
sigara içmeyi sürdürdüklerini saptamıştır( 33, 37 ).Ülkemizde yapılan
çalışmalarda,gebelerde anemi prevalansını 1997 yılında yaptıkları çalışmalarla Özten ve
ark. %58, Başer ve ark. %73.3 olarak saptamışlardır(26,27).
Bizim çalışmamızda ise gebelerdeki anemi prevalansı %85.6 olarak
bulunmuş olup bu çalışmalardan daha da yüksek saptanmıştır.
Şirin’in çalışmasında(1998) gebelerin %2‘sinin,Özen ve ark.çalışmasında ise
gebelerin %1.8’ inin gebelikleri sırasında alkol aldığı saptanmıştır(38). Bu
çalışmaların sonucunda beslenme sorunlarının çözümünde sağlık personelinin
duyarlılığının arttırılmasını sağlayacak hizmet içi eğitimlerin verilmesi, halk
eğitimleri yoluyla toplumsal duyarlılığın arttırılması, prenatal izlemler sırasında
beslenmenin değerlendirilmesi ve gerekli eğitimin yapılması, sağlıklı nesiller için önemlidir
sonucu çıkmıştır.
Tekbaş ve ark.(40). 430 gebede anemi sıklığını belirlemek üzere yaptıkları
çalışmalarında, çalışma grubundaki gebelerin % 17.2’sinin anemik olduğunu ve gebelik
dönemine göre birinci trimesterde anemili olma sıklığı %10.4 iken ikinci trimesterde % 21.5
ve üçüncü trimesterde ise %27.7 olarak bulmuşlardır.
Bizim çalışmamızda ise gebelerdeki anemi prevalansı % 85.6 olarak bulundu ve
trimesterler arasında anemili olma sıklığı açısından anlamlı bir fark saptanmadı(p>0.05).
Karaoğlu ve ark. (41) Malatya’da yaşayan gebelerde anemi prevalansı ve ilişkili
faktörleri saptamak için yaptıkları çalışmada, anemi prevalansını %27.2 olarak saptadılar.