299
ediliyor ve tanrılaştırılmış ölülerin yolculuğunu simgelendiğine inanılıyordu.
535
Bu
durumda Kızılbel anıtında elinde Lotus taşıyan figür göğe giden ölünün ruhu olarak
yorumlanabilir, elinde tuttuğu Mısır’ın kutsal çiçeği ölümsüzlüğün sembolü olan lotusla
da eriştiği ileri sürülebilir.
536
Kanatlı figür, Mellink tarafından kadın olarak
yorumlanmış olmasına karşın ölünün ruhunu simgeliyorsa erkek olmalıdır. Korunma
durumu kötü olan figürün, kadın ya da erkek olduğunu kesin olarak söylemek mümkün
değildir.
Arabanın üzerinde uçan kanatlı figür eğer kadın ise (Lev. 9: a) başka bir açıdan siren
olarak da yorumlamak mümkündür. Siren, ölümle direkt ilişkili bir yaratık olarak
karşımıza çıkmaktadır. Odysseia’da
537
Sirenler, büyülü sesleriyle geçenleri ölüme
sürüklerler. Attika’da siren figürü ölümle ilişkili olarak stellerde betimlenmiştir. M.Ö.
360 yıllarına tarihlenen Silenus stelinin
538
tepesinde ortada çığlıklar atan siren figürü
bulunmaktadır. Ölümle ilişkili olarak bir yanında lutrophoros diğer yanında ise sphinks
yer almaktadır.
Anadolu’da ise mezar ikonografisi ile ilişkili olarak Ksanthos Harpyler Anıtı’nın kuzey
ve güney yüzlerinde siren betimleri yer almaktadır.
539
Anıtın kuzey yüzünde ortada sola
dönük oturan sakallı bir figür yer almaktadır. Figür uzun bir khiton ve üzerine himation
giymiştir. Bir elinde omuzunda dayadığı asasını tutarken diğer eliyle de kendisine
uzatılan miğferi almaktadır. Bu figürün önünde solda ona miğfer veren bir hoplit yer
almaktadır. Sahnenin iki kenarında ise dışarı doğru uçan iki siren figürü bulunmaktadır.
Kuş gövdeli olan sirenlerin göğüsleri ve kolları vardır. Sirenler başta diadem taşımakta
ve kısa bir khiton giymektedir. Sirenler kolları ve pençeleri ile kavradıkları küçük insan
figürlerini taşımaktadırlar. Anıtın güney yüzündeki sahne kuzey yüzle hemen hemen
aynıdır. Bu yüzde sahnenin ortasında sağa dönük bir kadın oturmaktadır. Bir elinde nar
diğerinde ise yuvarlak bir obje tutmaktadır. Karşısında ayakta elinde kuş tutan bir kadın
figürü yer alır. Sahnenin iki kenarında kuzey yüzde olduğu gibi taşıdıkları küçük insan
535
Conteneau 1920, 175.
536
Şahin 1986, 42-44, lev. 24, fig. 57-58.
537
Odysseia XII. 35.
538
Blumel 1930, supra n. 35, 35, no 29, pl. 47.
539
Polat 1998, 98 vd.
300
figürleri ile dışarı doğru uçan sirenler bulunmaktadır. Bu anıtta sirenler ölen kişilerin
ruhlarını öbür dünyaya taşıyan figürler olarak betimlenmiştir.
Bu bağlamda Kızılbel, savaşçının veda sahnesinde yer alan siren figürü ölüme giden
savaşçıya eşlik etmektedir. Bu sahnenin ikonografisinde Amphiaros’un bile bile ölüme
gitme temasında, Harpyler anıtında olduğu gibi ölüleri öbür dünyaya taşıyan, onlara
eşlik eden bir varlık olarak siren betimlenmiştir.
Mellink, Kızılbel’de Kanatlı yaratık olarak geçen bu figürün geriye doğru uzanan
gövdesinin alt tarafını bacakları, bu uzantının en sonunda yer alan iki çıkıntıyı
topuklardan çıkan kanatlar olarak yorumlamıştır.
540
Genel olarak bakıldığında bacak
izlenimini uyandıran bir çizim tekniği söz konusudur. Ancak iki bacağı birbirinden
ayıran çizgiden hiçbir iz görülememektedir. Farklı bir görüş olarak, sanatçının havada
uçan siren figürü çizmeye çalıştığı öne sürülebilir. Bacakların sonunda yer alan iki kanat
çıkıntısı ise bu bakış açısıyla havada uçan sirenin kuyruğunun alttan görüntüsüdür.
Havada uçan siren betimlemesi karşılaşılan bir durum değildir. Ancak bunu Harpyler
Anıtı’nda görmekteyiz. Sanatçının daha önce çizmediği, havada uçan siren figürünün
arka kısmını beceriksizce yaptığı düşünülebilir. Kızılbel figürünün açık kırmızı kolsuz
kısa bir ceketi ve uyluğunda biten kısa eteği vardır. Bacaklarında her hangi bir giysi
yoktur. Harpyler Anıtı’ndaki Sirenler, kabartma işlenmiş olmasına rağmen kısa bir
khiton giymektedirler.
540
Mellink 1998, 23.
301
8. TAR HLEND RME
Tezimizi oluşturan resim örneklerinin tarihlendirilmesine yardımcı olacak buluntular
oldukça sınırlı sayıdadır. Bu yüzden resimleri kendi aralarında ve diğer buluntu
gruplarıyla karşılaştırma yapmak zorunlu bir hale gelmektedir.
Tezin ikonografi bölümünde tartışıldığı üzere Tatarlı ve Karaburun II resimleri üzerinde
ciddi bir Pers etkisi görülmektedir. Hatta bu iki mezarın Pers ya da Pers yanlısı bir kişi
için yapıldığı sonucunu çıkarmak yanlış olmayacaktır. Benzer şekilde Harta mezar
odasına ait korunmuş olan üç figürde de Pers etkisi görülebilmektedir. Ancak Kızılbel,
Gordion Boyalı Ev ve Aktepe resimlerinde Pers etkisinin varlığını kesin bir şekilde
söylemek mümkün değildir.
Kızılbel mezar odasında 50 yaşlarında bir erkeğe ait iskelet ele geçmiştir. Bunun dışında
küresel formlu bir taş alabastron ait parçalar, kırmızı firnisli bir lydiona ait ağız kenarı-
boyun parçası, çeşitli metal parçaları ve işlenmiş kemik parçaları ele geçmiştir.
541
ncelemiş olduğumuz yapılar arasında Kızılbel en fazla resim içeren örnek olması ile
önem kazanmaktadır. Zamanın ve insanların tahribatına maruz kalan bu resimlerin,
sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi zordur. Buna rağmen, Kızılbel resimlerinin
karakteristik özelliklerini temel olarak sıralamak mümkündür. Mezar odasının
duvarlarını çevreleyen frizlerde, figürler diğer resim örneklerinde olduğu gibi zemin
çizgisi üzerinde durmaktadırlar. Bu anlayış sadece doğu duvarı II. frizdeki geyik avı
sahnesinde bozulmaktadır (Lev. 21: b). Kısmen korunmuş olan yedi geyik figürü, içinde
bulundukları frizde dağınık halde, doğada oldukları gibi betimlenmiştir. Bu sahnenin
dışındaki diğer tüm figürler, zemin çizgisi üzerinde ilerleme geleneğini bozmazlar.
Frizler içerisindeki figürlerin hareket yönü, ya sağdan sola ya da soldan sağadır. Av ve
spor sahnelerindeki figürler ise merkeze doğru yönelmişlerdir. Karışık, iç içe geçen
kompozisyonlara rastlanmaz. Resimlerinin geneline bir sakinlik hakimdir. Figürler
arasında bir çakışma yoktur. Yan yana duran figürleri, sadece batı duvarı II. frizindeki
giyinen savaşçı sahnesinde görmekteyiz (Lev. 11: a). Sahnenin en solunda üç kişiden
541
Mellink 1998 1 vd.
Dostları ilə paylaş: |