54
toplamıştır. Bu bölümlerde, olaylar ve savaşın genel hatları gazetelerde ulusal bakış
açıları ile sarmalanarak verilmiştir. Resmi politikalara göre bazı olaylar
yumuşatılarak, bazıları da sert eleştirilerle sunulmuştur. Aynı olaylar her üç gazetede
de farklı yönleri ile irdelenmiş ve aktarılmıştır.
Sonuç olarak şcan’ın çalışmasında elde edilen bulgularda, gazetecilerin uluslararası
olayları haber yaparken ulusal beklentileri, çıkarları devreye sokarak, haberlerde
ulusal bakış açılarını yansıttıkları belirlenmiştir. Araştırmadaki bölümlerin hepsinde
gazetelerin, genellikle hükümetlerin resmi politikalarını yansıttıkları görülmüştür.
Örnek olay olarak seçilen 2003 Irak Savaşı’nda haberlerdeki ulusal bakış açıları
yoğun olarak hissedilmiştir. Gazetecilerin ulusal çıkarları ve beklentileri devreye
sokarak, milliyetçi duygular içerisinde haber yaptıkları belirlenmiştir. Ancak; burada
kolaylıkla bir genelleme yaparak savaş dışında da, uluslararası herhangi bir olayın
takibinde ulusal bakış açılarının haberlere yansıtıldığı ve iktidarın politikalarının
temsil edildiği söylenebilir.
A. SAVAŞ VE MEDYA
Medya ve savaş ile ilgili öne sürülen düşünceler genellikle iki görüş çerçevesinde ele
alınmaktadır. Shaw ve Hill bunu şöyle açıklamaktadır: Özellikle siyasi ve askeri
liderlerce televizyon ve diğer medyaların savaş çabalarını sabote ettiğine,
baltaladığına inanılmaktadır; bir başka deyişle savaşma gücünü azalttığına
inanılmaktadır. Bu inancın kaynağı, Vietnam Savaşı sırasında Amerika ve Avrupa
55
ülkelerindeki televizyon yayınlarının savaş lehindeki halk desteğinin azalmasına,
böylece de Amerikalıların yenilgisine katkıda bulunduğuna dair yaygınlaşmış
inançtır. Bu yüzden ngiltere’nin Falkland Savaşı’nda ve Amerika’nın Grenada ve
Panama saldırılarında bilgi akışı ve medyalar üzerinde çok açık ve sıkı bir kontrol
uygulanmıştır. Bu küçük operasyonlar 1990-91’deki Çöl Savunması ve Çöl Fırtınası
harekâtları için birer model oluşturmuştur. Savaş ve medya ilişkileri konusunda diğer
bir görüş ise; siyasi ve askeri otoritelerin kendi nihai amaçlarına erişebilmek için
medyayı çok iyi kullandıkları, bir başka deyişle, medyayı manipüle ettikleri, böylece
güçlerini daha da arttırdıkları yönündedir. Bu görüşe göre hükümetlerin ve askerlerin
başarısında medyayı kullanım becerisi önemlidir.
108
Özellikle günümüzde yaşanan
savaşlarda medya, insanların yaşanan gelişmelerden haberdar edilmesi ve belli bir
konuda kamuoyunun oluşmasında çok önemli bir işleve sahiptir. Uğur, makalesinde
Körfez Savaşı’na değinmekte ve iletişim faaliyetlerinin günümüzde kazandığı
konuma vurgu yapmaktadır. letişim araçları artık yalnızca zihinsel haritalarımızı
üretmekle kalmamakta, bilişim olanakları ve telekomünikasyon alt yapısıyla iç içe
geçip savaş makinesinin bel kemiğini oluşturmak suretiyle ülkelerin haritalarına
yapılan müdahalelerde başlıca rollerden birini oynamaktadırlar. Savaş, neredeyse
iletişim araçları ve öğreni (enformasyon) teknolojisi ile eşanlamlı hale gelmiş,
özellikle uluslararası iletişimi ellerinde bulunduran ülkeler bu olanağı kendi çıkarları
doğrultusunda kullanmaktadırlar. Bu ülkeler savaşı meşrulaştırmak istedikleri zaman
bu doğrultuda haberleri manipüle etmekte, çeşitli ideal olduklarına inandıkları bazı
108
Martin Shaw ve Roy Carr-Hill, War and Mass Media: Responses to The Gulf Coverage n The
United Kingdom; LAD ve IMCR tarafından düzenlenen Nesmedia and nternational Conflict Adlı
Konferansta Sunulan Bildiri, stanbul,19-20 Haziran 1991. Aktaran Filiz Seçim, Uluslararası
letişim Bağlamında Türk Basınında Yer Alan Dış Haberlerin ncelenmesi
, Yayımlanmamış Doktora
Tezi, s. 26, stanbul-1993
56
fikirleri öne sürmekte ve bunu belli bir süre insanların zihinlerine yerleştirmeye
çalışmaktadırlar.
109
ngiltere’de yerel bir topluluk üzerinde yapılan bir araştırma, savaşla ilgili algı ve
tutumların televizyon ve gazete haberleriyle doğrudan bağlantılı olduğunu ortaya
koymuştur. Bununla birlikte araştırmanın bir başka sonucu; savaşa karşı tutumların
gazete okurları arasında geniş ölçüde değiştiği (televizyonun daha etkili olduğu
varsayımına dayalı bir sorgulamada) tutum oluşturmada gazetelerin pek önemli
olmadıklarıdır. Bu çalışmanın bulgularından bir diğeri de medya izleyicilerinin /
okurlarının savaşla ilgili düşünce ve tutumlarının yalnızca medya haberlerinin
analiziyle açıklanamayacağıdır. Araştırmada, izleyicilerin–okurların medyalarda
verilen yoğun mesajlara tepki gösterdikleri saptanmıştır. Pek çok kişi savaşı
onaylamakla birlikte kuşkularını da ifade etmişlerdir. Ayrıca; savaşla ilgili temel
izlenimlerini medya haberlerinden aldıklarını onaylamışlar ancak; bunların önemli bir
kısmı
ngiliz televizyonunu “savaşı aşırı derecede övdüğünü, abarttığını”
belirtmişlerdir. Gazete okurları da aynı görüşü savunmuşlardır.
110
1. Medyanın Yanlılığı ve Savaş
Uluslararası çatışma zamanlarında medyanın yanlılığı daha açık şekilde ortaya
çıkmaktadır. Bu dönemlerde, medyada gazetecilerin nesnellikten ne kadar çok
uzaklaştığı net olarak gözlenmektedir. “Savaş, gazetecilik mesleğinin temelinde
109
Aydın Uğur, Birikim, 25. sayı, Mayıs 1991, s. 13.
110
Martin Shaw ve Roy Carr-Hill, Akt Filiz Seçim, Uluslararası letişim Bağlamında Türk Basınında
Yer Alan Dış Haberlerin ncelenmesi,
Yayımlanmamış Doktora Tezi, stanbul-1993.
Dostları ilə paylaş: |