63
da medya üzerinde tam bir kontrol sağlamıştır. Gazeteciler, ülkelerini düşman
karşısında koruyan kahramanlar olarak görev almışlardır.
131
Bununla birlikte devletlerin
medya üzerindeki denetimi kaybetmesi bazen çok çabuk ve kolay olabilmektedir.
Örneğin Amerika, 1991'deki Körfez Savaşı'ndan bu yana Suudi Arabistan ve Mısır
başta olmak üzere, bölgedeki çoğu medya yayınlarını kontrol edebilmekte ve bu
ülkelerin hükümetleri aracılığıyla, yayınları denetim altına alabilmekteydi. Körfez
Savaşı’nda da Amerika, enformasyon üzerinde sıkı bir kontrole sahip olarak medya
yoluyla Irak’a karşı etkili bir psikolojik savaş yürütebilmiştir.
132
Ancak; Afganistan
savaşıyla beraber, ABD'nin artık sınırları dışındaki haber akışı üzerindeki denetimini
kaybettiği El-Cezire örneği ile açık şekilde görülmüştür. Amerika’nın 11 Eylül saldırısının
sorumlusu olarak gördüğü El Kaide örgütü ve lideri Usame Bin Laden’e karşı
Afganistan’da başlattığı savaşta, Amerikalılar ile tüm dünya yeni bir televizyon kanalı ile
tanışmıştır: “El-Cezire”. El-Cezire televizyonu CNN’in Arap versiyonu olarak, Katar’da
1995 yılında bağımsız haber kanalı olarak kurulmuştur. Taliban, El-Cezire televizyonu
dışında tüm yayın kuruluşlarından ve muhabirlerinde ülkeyi terk etmelerini isteyince,
savaşın tek bir gözü kalmış; tüm dünya bu büyük olayı, bu televizyonun Arap
muhabirlerinin haberleri ile izlemiştir. Belki de ilk defa bir dünya olayını aktaran Batı ve
Amerikan medyasının muhabiri değil, bir Arap ülkesinin televizyon muhabiri
olmuştur. El-Cezire'nin savaşı aktarırken olayları Arap bakış açısıyla ele alan,
Müslüman bir ülkenin televizyonu olarak tek başına dünyaya iletmiştir. Yaralı Afgan
çocuklarının görüntüleri, açlık ve sefalet içindeki Afgan halkının durumu günler
131
Zeynep şcan, Medyada Ulusal Bakış Açıları, Le Monde, New York Times ve The Guardian
gazetelerinde 2003 Irak Savaşı,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2004, s. 69.
132
“A War Waged With Missiles Of Misinformation”, Asia Times Online, Media/Information, 13
Mart 2002. Akt: Zeynep şcan, Medyada Ulusal Bakış Açıları, Le Monde, New York Times ve The
Guardian gazetelerinde 2003 Irak Savaşı,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2004, s.
71.
64
boyunca tüm dünyaya aktarılırken, sivil halkın, saldırılarda çok şey kaybettiği en çok
vurgulanan nokta olmuştur. El-Cezire televizyonu yerine batı medyası bu savaşı aktarmış
olsa idi, yukarıda belirtilen görüntüler yerine, yaşananlar çok farklı bir perspektiften
sunulacaktı. Bu savaşta, Körfez Savaşı’nın aksine, uluslararası camiada siyasi bir
belirsizlik bulunmasa bile olay, Amerikan ve batı ülkelerinin, ana akım medyasının
dışında başka bir ülkenin televizyonu tarafından aktarıldığı için diğerlerinden farklılık
göstermektedir. El Cezire televizyonu haberlerini sivil halka yoğunlaştırdığı ve farklı
bakış açılar getirdiği için, uluslararası kamuoyunda Amerika’nın bu savaştaki rolü
Körfez Savaşı’ndan daha fazla sorgulanmıştır.
133
Afganistan Savaşı’nda; Amerikan
yönetimi, medya yayınlarını kendi lehlerine çevirmek için çok çaba sarf etmiş, hatta El
Cezire televizyonunun Kabil bürosunu bombalayarak yayınlarını susturmayı
amaçlamıştır. Amerikan hükümetinin uluslararası medyayı etkileme çabalarının yanı sıra,
kendi ulusal medya kuruluşları üzerinde de baskı kurduğu bilinmektedir. 10 Ekim
2001 tarihinde Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice,
Amerika'nın büyük televizyon kuruluşları ile bir araya gelmiş ve onlardan El-Kaide
lideri Usame Bin Laden’in açıklamasını yayınlamamalarını istemiştir. MSNBC ve
News, Laden’in yaptığı açıklamaların hiç birisini yayınlamamış, CNN ise sadece çok
kısa bir özetini göstermiştir. Bush hükümeti, televizyon kuruluşlarından sonra aynı
talebi gazetelere de iletmiştir. 17 Ekim’de ise Bush hükümeti yetkilileri, Hollywood
stüdyoları mensupları ile kapalı bir görüşme düzenleyerek, kendilerinden Amerika'nın
133
“A War Waged With Missiles Of Misinformation”, Asia Times Online, Media/Information, 13
Mart 2002. Akt: Zeynep şcan, Medyada Ulusal Bakış Açıları, Le Monde, New York Times ve The
Guardian gazetelerinde 2003 Irak Savaşı,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2004, s.
71.
65
teröre karşı verdiği savaşı destekleyici programlar yapmalarını istemişlerdir.
134
Bunlar,
haberlerin tarafsız bir göz ile aktarılmasının ne kadar zor olduğuna dair bir örnek teşkil
ederken, ulusal bakış açılarının yansıtılmasının ardındaki nedenleri de ortaya
koymaktadır. Wolfsfeld, Körfez Savaşı'nda, medyanın haberlerin nasıl oluşturulduğunun
belirlenmesi amacıyla yaptığı araştırmada, bazı temel kuramsal sorular sormuş; bu
sorulara aldığı yanıtlar da gazetecilerin, savaş dönemlerinde haber çerçevelerinin
hangi yollarla kurulduğunun saptanmasını sağlamıştır. Wolfsfeld’in sorduğu sorular
çatışmanın “genel” hatlarının belirlenmesinde büyük kolaylık sağlamaktadır.
Wolfsfeld’in Körfez Savaşı'ndan verdiği örneklerin burada bir özetinin yapılması, aynı
soruların araştırma bölümüne de uygulanması aşamasında büyük kolaylıklar
sağlayacaktır. Aşağıdaki üç soru kuramsal prensiplerin temelini oluşturmaktadır.
1. Bu çatışma geçmişte nasıl tanımlanmış ve nasıl takip edilmiştir?
2. Çatışmanın en çok haber değeri taşıyan kısımları nelerdir?
3. Çatışmanın iyi ve kötü tarafları kimlerdir?
Bu soruların kullanılması iki amaca hizmet etmektedir: Birincisi bu bizi, kimin
gazeteciler gibi bir haber hikâyesini oluşturmayı denediğini düşünmeye zorlar. kincisi bu
bize olayın etkisini daha iyi anlamayı sağlar. Birinci soru, çatışmanın politik bağlamının
tanımlanmasında yardımcı olmaktadır. kinci soru, gazetecilerin profesyonel anlamda
134
“The Media and the Government, “The state of The “Free Pres” after October 7-A11 propaganda,
Ali the Time” 6 November, 2001. P. Bart, Variety, 10/18/01, “White House enlists Hollyvvood war
effort”. Akt: Zeynep şcan, Medyada Ulusal Bakış Açıları, Le Monde, New York Times ve The
Guardian gazetelerinde 2003 Irak Savaşı,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2004, s.
73.
Dostları ilə paylaş: |