Microsoft Word s g. temmuz doc



Yüklə 1,27 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə54/89
tarix08.09.2018
ölçüsü1,27 Mb.
#67448
1   ...   50   51   52   53   54   55   56   57   ...   89

 
158 
denilmek suretiyle olaya, realist uluslararası paradigma çerçevesinde yaklaşılmıştır. 
“Tezkerenin diğer hayati boyutu, ekonomik. Karşı çıkması nedeniyle ‘ABD, Fransa 
mallarını boykot ediyor.’ Bunun faturası 40-50 milyar dolar. Var mı bizim bu kadar 
lüksümüz!”
307
 “Türkiye ben bunun dışında kalacağım dediği takdirde 50 yıl bedelini 
ödemek  zorunda  kalabilir.”
308
  Tezkerenin  mecliste  kabul  edilmemesi  üzerine 
tezkerenin  kabul  edilmemesinin  sonuçlarının  ekonomik  açıdan  negatif  olacağı 
belirtilmektedir. Türkiye’nin “En büyük müttefikinin ekonomi ve siyasi desteğinden 
yoksun,  uluslararası  kuruluşlarla  sorunlu,  kısmen  yalnız  bırakılmış  bir  ülke  olarak 
borçlarını çevirmesi çok zorlaşabilir.”
309
 şeklinde yorumlar yapılarak alınan kararın 
Türkiye’nin ekonomik çıkarlarına uygun olmadığı belirtilmektedir.  
 
b. Kuzey Irak’ta Türkmenlerin Hamisi Olarak Türkiye 
Köşe  yazılarında,  Kuzey  Irak’ta  yer  alan  Türkmenlere  göndermeler  yapılmakta  ve 
Türkiye’nin  bu  bölgedeki  Türkmenlerin  hamisi  olması  gereği  üzerinde 
durulmaktadır.  Türkiye’nin  Türkmenlere  karşı  girişilecek  bir  soykırıma  seyirci 
kalamayacağı,  bunu  önlemek  için  de  Türk  askerinin  o  bölgeyi  kontrol  altında 
tutması  gerektiği  öne  sürülmüştür.  Tezkerenin  geçmemesi  halinde  Türkiye’nin 
savaşa gireceğini yazan Ertuğrul Özkök bunu şu şekilde savunmaktadır:   
Çünkü  o  takdirde  bu  bölgedeki  bütün  gelişmeler  Türkiye’nin  kontrolü 
dışında  cereyan  edecektir.  Türkiye  buna  müdahale  ettiği  anda  da  artık 
eski ikna gücü olmayacak ve muhtemelen de Kuzey Irak’ta çatışmalara 
girecektir. Türkiye “evet” dediği takdirde bugün artık Saddam’ın barışçı 
                                                 
307
 Yalçın Doğan, 30 Yıllığına Yeni Komşuluk  lişkileri, Hürriyet, 26 Şubat, 2003. 
308
 Ertuğrul Özkök, Tezkere Geçmezse Türkiye Savaşa Girer, Hürriyet, 27 Şubat, 2003. 
309
 Abdurrahman Yıldırım, Tezkere Yoksa Krize Karşı Yapılabilecek Bir Şey Var mı?, Sabah, 3 
Mart, 2003, 


 
159 
bir çözüme yanaşmasını sağlayacak son ve tek etken, Türkiye’nin kuzey 
cephesinin açılması olacaktır.
310
  
 
c. Ortadoğu’da Bölgesel Güç Olma Arzusu  
I. Dünya Savaşı sonrasında Türkiye’nin güçsüz olduğu, bu yüzden çizilen sınırlara 
müdahale  edemediğini,  ancak  şimdi  bölgenin  en  güçlü  ülkesi  olduğu,  bugün  yine 
sınırların  çizilmekte  olduğu,  Türkiye’nin  bunun  dışında  kalmasının  söz  konusu 
olmadığı, Türkiye’ye rağmen sınırların bir daha çizilemeyeceği vurgulanmış, bunun 
için  de  ABD  ile  hareket  edilmesi  gereği  üzerinde  durulmuştur.  Bunun  dışında 
kalmanın,  bölgede  büyük  ve  güçlü  devlet  olma  iddiasının  kaybedilmesi  anlamına 
geleceği  iddia  edilmiştir.  Türkiye’nin,  ABD’nin  uluslararası  hukuku  hiçe  sayarak 
yaptığı  bu  savaşta  ABD’nin  yanında yer  almaktan  başka çaresinin  olmadığını ileri 
süren  Oktay  Ekşi  Türkiye’nin  tam  bir  çaresizlik  içinde  olduğu  ve  teslim  olmaktan 
başka çaresinin olmadığını savunmaktadır. 
Bu konuda TBMM’nin bir tercih yapma özgürlüğü maalesef yok. Çünkü 
Türkiye maalesef beynine tabanca dayanmış masum bir sivil gibi, ABD 
tarafından  rehin  alınmış  durumda.  Karşısındaki  zorbayı  durdurmaya 
kalkışsa  buna  olanağı  yok.  Onun  dediğini  yapsa  tüm  çıkarlarına  ve 
isteklerine  aykırı  hareket  etmiş  olacağını  biliyor.  O  nedenle  geriye  tek 
çare  kalıyor:  Zorbanın  dediğini  yapma  ve  ilk  fırsatta  bu  rehin  alma 
durumundan kurtulup özgürce hareket etmek
311
 
 
Tezkerenin kabul edilmesiyle Türkiye’nin Ortadoğu’da meydana gelecek büyük bir 
değişimin  de  parçası  olmayı  kabul  edeceği  ifade  edilmiştir.  Yapılan  kamuoyu 
                                                 
310
 Ertuğrul Özkök, Hürriyet, 27 Şubat, 2003. 
311
 Oktay Ekşi, Rehin Alındık, Hürriyet, 27 Şubat, 2003. 


 
160 
araştırmalarında  halkın  %  94’ünün  savaşa  karşı  olmasının,  hükümetin  de  buna 
uymasını  gerektirmediğini,  çünkü  demokrasinin  “halk  hâkimiyeti”  kavramının 
hâkimiyetin kaynağını belirlediği, halkın hareketinin yönünü belirlemediğini, halkın 
hareketinin  yönünü  ise  liderin  belirlediği  ifade  edilmiş,  hükümetin  halkın 
eğilimlerine  uymaması  önerilmiştir.  “Hesaplar,  ABD’den  yana  tavır  almanın 
halkımızın  refahı  bakımından  Türkiye’nin  lehinde  olduğunu  kesinlikle  ortaya 
koymaktadır. Halkın tercihi ise tersidir”
312
 denilmek suretiyle mantıklı davranılması 
duygusal  hareket  edilmemesi  istenmiştir.  Fatih  Altaylı  bu  konuda  şunları  ifade 
etmektedir: 
ABD bunu bir şekilde yapacak, ulusal kamuoyu desteklese de yapacak, 
desteklemese  de  yapacak.  ABD  bu  işi  yapınca  Türkiye  desteklese  de 
zarar  görecek,  desteklemese  de  zarar  görecek.  Türkiye’nin  şimdi 
yapmaya çalıştığı bu zararı minimize etmek. Türkiye’nin tavrı, “tecavüz 
kaçınılmazsa  yapılması  gereken”  olarak  özetlenebilir.  Zevk  almaya 
çalışmıyoruz.  Ama  en  azından  “canımızı  kurtarmaya”  gayret 
ediyoruz.
313
  
 
Ertuğrul Özkök tezkereyi Türkiye’nin bölgesel güç olma yolunda atacağı önemli bir 
adım  olarak  görmektedir.  Özkök,  tezkerede  Türkiye’nin  ulusal  çıkarlarının  neler 
olduğunu tanımlamaktadır. Özkök’e göre:  
Birincisi, Türkiye bu kararla savaşa girmiyor. Tam aksine, savaşla kendi 
arasına bir tampon koyuyor.  kincisi, bu savaşın kısalmasına, dolayısıyla 
Irak halkının canının ve malının daha az kaybolmasına imkân sağlıyor. 
Üçüncüsü,  savaş  sonrasında  Irak’ın  yeniden  yapılandırılmasında  söz 
sahibi  oluyor.  Dördüncüsü,  bu  tezkereyi  kabul  etsek  de  etmesek  de 
                                                 
312
 Ege Cansen, Liderlik ve Demokrasi, Hürriyet, 1 Mart, 2003. 
313
 Fatih Altaylı, Tecavüz Kaçınılmazsa, Hürriyet, 1 Mart, 2003. 


Yüklə 1,27 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   50   51   52   53   54   55   56   57   ...   89




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə