Nebevî Yöntem
130
altında gerekli organizasyonu yapar. Herkes kendi uzmanlık
alanında ve emirin kendisini yetkili kıldığı cemaatin çalışma
ve faaliyetlerini yürütür.
Bu mecliste üyelik süresi, cemaatin gösterdiği aday güve-
nilirliğini sürdürdüğü sürece herhangi bir sınırlama olmaksızın,
yeniden tekrarlanabilmek üzere üç yıllıktır. Her yıl üyelerinin
üçte biri yenilenir. Meclis her iki yılda bir, üçte iki çoğunluk ile
kendi nakibini seçer ve genel mürşid de onu emir olarak tayin
eder. Bu göreve yeniden seçilmek mümkündür.
5. Nakibler Meclisleri
Bu meclisler, eğitici, irşad edici ve yürürlüğe koyucu mec-
lislerdir. Kendilerine aşağılarından gelen görüş ve teklifleri
tartışır. Bunların, bir düzeyden bir düzeye, ta irşad meclisi-
ne, oradan da emire çıkarıncaya kadar ileriye gitmesini sağlar.
Kendisine yukarıdan gelen emirleri de tam bir disiplin, katılım,
ihlâs ve samimiyetle uygular. Yürütme meclisi, onun organları
ve büroları ise, tabandaki nakibler meclisi ile emirde ve onun
irşad meclisinde müşahhaslaşan komuta ve emir meclisleri
arasında bir aracıdır.
6. Dava İçin İşini Gücünü Bırakmak
Cihadî davette çalışmanın esası, bunun maddî bir karşılık
olmadan yapılmasıdır. Cemaatin her bir üyesi, insanları davet
etme ve onlara öğretme işini yürütür ve bütün imkânları ile
Allah’ın erlerine ve Allah’ın dinine yardımcı olur. Onunla bir-
likte birtakım kimselerin, eğitim ve cihad için başka işlerden
ellerini çekmesi gerekir. Şube nakiblerinden başlayarak bütün
nakibler, tüm vakitlerini ve işlerini davete ayırırlar. Onların
her birine de fazla olmamak, eksik de bırakmamak üzere belli
bir ücret verilir. Aynı zamanda yürütme meclisinin ve irşad
Örgütleme
131
meclisinin bütün üyeleriyle emirin de cihadî davet için tüm
işlerini bırakmaları gerekir. Gücü ve güvenilirlik vasfı bulun-
mayan, ameliyle, takvasıyla eğitici bir örnek olmaya elverişli
bulunmayan, bununla birlikte düşük bir ücrete kanaat ede-
rek kendisini bu işe vermeye kalkan kişilere görev vermekten
mü’minler sakınmalıdır.
Bununla birlikte cemaat, üyeleri arasından, zorunlu ol-
duğu her zaman kendilerini bu işe verecek görevliler tayin
eder. Fakat mü’minlerin bürokratik hastalıklara düşmekten de
kendilerini korumaları gerekir. Çünkü insanları eğitmenin ve
onları örgütlemenin kırtasiyeciliğe ihtiyacı asgari düzeydedir.
Fakat kendilerini davaya verenlerin ve görevli olanların da
cihad meydanından uzakta, oturdukları yerde cemaat işleri
hakkında tahakküm etmek gibi bir yetkileri de yoktur.
7. Teklifler ve Hemen Uygulamaya Geçmek
Genel olarak nasihat, katılım, karşılıksız fedakârlık bütün
mü’minlerden istenir. Fakat kargaşanın önünü yalnızca dü-
zenli ve örgütlü çalışma alır.
Cemaat içerisindeki her bir üye, üsrasına ya da meclisi-
ne uygun gördüğü faaliyetleri teklif edebilir. Günlük kararlar
aynı mecliste alınır ve uygulamaya konulur. Komuta mevkile-
rinden gelen emirler ise tam bir nasihat ile uygulanır; isterse
uygulamaya konulan görüş, muhalif bir görüş olsun. Önemli
kararlar ve zor problemlere gelince; bunlar hakkında her bir
meclis, bir üstündeki meclise tekliflerde bulunur ve her bir
meclis de bunu uzmanlık alanı içerisine giren makamın nihai
kararı alması için bir üst meclise taşır. Meclislerin, organların
ve büroların uzmanlık alanları ile zor meselelerin tanımının
yapılıp diğerlerinden ayrılmasını ise örgütlenmeyi ilgilendiren
Nebevî Yöntem
132
cüz’î yasalar tespit eder. Bu yasalar da irşad meclisinde uygu-
lama göz önünde bulundurularak mihenk taşına vurulur.
8. Eğitim ve Öğretim Görevleri
Uyulacak örnek, örnek kişilik ve öğretim yoluyla eğitim
görevi, bütün mü’minlerin birinci ve sürekli görevidir. Her-
kes bunu imanî ve ahlâkî imkânları çerçevesinde yerine geti-
rir. Yapı içerisindeki konumu ve görevi ne olursa olsun, yapı
içerisindeki konum ve görevinde mü’minlerin alçak gönül-
lülüklerini ve kardeşlerine hizmet arzu ve tutkularını daha
da artırmaları gerekir. -Hadiste belirtildiği gibi- Yüce Allah,
mü’minin, kendisini kardeşlerine göre ayrıcalıklı görmesin-
den hoşlanmaz.
Oturup kalkmak, sürekli sohbet, iletişim, yönlendirme ve
öğretim yoluyla eğitim yakından başlar. Her bir nakib, bera-
berindeki mü’minlerin bir eğiticisidir. Fakat şubenin nakibi
kendisini bu işe verdiğinden ve diğer üsra nakibleri dolaysız
ilişkileri dolayısıyla ona yardımcı oldukları için temel eğiticiler
kadrosunu teşkil ederler. Emirlik basamaklarında nakibin ko-
numu mürşide ne kadar yakın olursa, onun görevinin geniş
alanı ile memuriyetinin özelliği, mü’minlerle oturup kalkarak
onları eğitme fırsatlarının gerilemesine sebep olur. Bundan
dolayı iman ve ilim meclislerinde hazır bulunmaya, muayyen
zikir ve virdlerini sürdürmeye, kendisini hesaba çekip kardeş-
lerinin irşadlarını dinlemeye özen göstermelidir. Çünkü yapı-
lanma içerisindeki konumun yükselmesi, eğiticinin ve mürşi-
din artık kendilerini eğitmeye muhtaç olmadıkları anlamına
gelmez. Aksine mü’minlerin en hayırlıları, hiç şüphesiz kendi
nefislerine, ancak kendilerine öğüt verecek ve Allah’a ken-
dileri için dua edecek kimselere herkesten daha çok muhtaç
olduklarını hatırlatıp söyleyen kimselerdir. Şüphesiz eğitimsiz
bir yapılanma, ruhsuz bir beden gibidir. Yürütücülerinin zorba
Dostları ilə paylaş: |