PARANORMAL FENOMENLER
J. RÜYA
“ Benim anladığıma göre gizemciliğin verileri arasında doğru tanınacak
olanları, bilimin içine almanın
ve
kullanmanın olanaksızlığına
inanma yerine, buna bir şans tanınm alıdır.”
Sigmund FREUD
Eski devirlerde, geçmiş kültürler - Yahudiler, Hindular,
Çinliler, Babil, Helenler rüyalara geleceğin sembollerini içeren
bir kıymet olarak değer verirlerdi. Onları düzenli olarak kayd
ederler, sınıflandırırlardı. Rahipler, şamanlar, bilge, astrolog
ve kahinler, anlamlarını çözmeye çalışırlardı.
Rüya, kalbimizden geçen hislerin, düşüncelerin doğaçla
ma bir varyasyonudur ve bu anlamda son derece kıymetli bir
bilinç halimizdir. Rüya diliyle bilinçaltında var olan tatminsi
zlik, rahatsızlık, istekler dışa vurma imkanı bulurlar. Ayrıca
RNA sentezi, günlük hayata toplanan gereksiz bilgileri unut
ma, bilgi organizasyonu, uzun süreli hafızanın yerleşmesi ve
günlük psikolojik sorunların halledilmesi açısından rüyalar ve
uyku son derece önemli fırsat durumundadırlar. Rüyaların,
uyku sırasında görülen halüsinasyonlar olduğu yönünde
görüşler vardır. Bundan dolayı rüyada mantık zinciri ve
neden-sonuç ilişkisi bozulmaya uğrar, benlik kaybolabilir
hatta bir kişi aynı anda birçok kişi olabilir. Uyku-rüya sürecine
sadece fizyolojik bir ihtiyaç gözüyle bakmamız yerine, bu
hediyenin bize kazandırabileceği ileriyi görme,
hislerini ortaya
çıkarma, bilinçaltı korku ve baskılan açığa çıkarma gibi avan-
tajlannı değerlendirmemiz gereklidir, özetle, Aristo'nun dey
imiyle ifade edecek olursak,
"Rilya, ruhun aynasıdır."
Rüyalar, bilinçaltı durumların su yüzüne çıkmasına
olanak verirken, günlük hayatta bir türlü çözümlenemeyen
sorunlara dahiyane çözümler üretebilir, parlak fikir ve
233