PARANORMAl FENOMENLER
"Bulunduğu üniversite kentinde pek tanınmış b ir falcı
kadın varmış. Hükümdarlık sarayının prensleri bile ona
danışmadan önce önemli bir işe girişmezlermiş. Yöntemi
pek basitmiş: Belli bir kişinin doğum tarihini sorar, özne
si üzerine hiçbir bilgi almaz, hatta adını da öğren
mezmiş. Sonra y ıld ız falı risalesini karıştırır, söz konusu
kişi üzerinde kehanetlerde bulunurmuş.
Hastam, eniştesi için kadının g izli sanatına başvurmaya
karar vermiş: Falcı hesaplarını yaptıktan sonra 'söz
konusu kimsenin temmuzda ya da ağustosta ıstakozların
ya da midyelerin neden olacağı bir zehirlenme sonucun
da öle ce ğ in i' bildirm iş.
Hastam öyküsünü şöyle
bağırarak bitirdi: 'İşte, pek şaşılacak bir şeyi'
Önce, öyküyü istemeye istemeye dinlemiştim, ama bu
haykırmayı duyunca hastama şunu sormaktan kendimi
alamadım: 'Bu kehanette, böylesine şaşılacak ne görüy
orsunuz? G üz sona eriyor, enişteniz ölmemiş, öyle olsay
dı bunu bana çoktan anlatırdınız. Demek ki kehanet
gerçekleşmemiş.' 'D oğru.' diye karşılık verdi. 'Am a işin
tuhaf tarafı eniştemin ıstakozlara ve midyelere bayıldığı,
geçen yaz midyeden zehirlendiğidir. Hatta ölümden güç
kurtulmuştu."
Delikanlının bu hikayesini Freud, kehanet fenomeni ile
ilişkilendirirken, bilimsel bir izahat getirememenin aci
zliğini şu sözleriyle dile getirmiştir: "Astroloğun, müşter
isinin isteğine uygun kahinlikte bulunmuş olduğunu
düşünmek hoşuma g id e r. 'Eniştem midyelere olan
düşkünlüğünden vazgeçemiyor, bir gün de bundan çat
layacak.' Vakayı başka türlü açıklayam adığım ı itiraf
ederim."
Sigmund Freud'un derslerinde ve eserlerinde yer verdiği
parapsikolojik olguların karıştığı vakalar bunlarla sınırlı
239
PARANORMAL FENOMEN
değildir. Kuşkusuz aralarında yukarıdaki iki olaydan çok
daha ilginçleri de vardır. Ancak konuyu dağıtmamak adına
biz, tekrardan rüya - bilinçaltı - sezgi ilişkisine geri dönüyoruz.
Bilinçaltımızm
dahiyane
sezgisel gücü,
kendine
rüyalarımız kanalıyla bir yol aralayarak, muhtemel tehlikeler
le ilgili uyarıları bilince ulaştırır. Rüyalar, gelecekte bizleri
tehdit etmesi muhtemel olayların ipuçlarını barındırırlar.
Birçoğumuzun böyle rüyalar gördüğü olmuştur. Haberci
dediğimiz bu türden rüyalar, genellikle sembolik anlatımlar
içerir. Ancak bazen gelecek bir olayın neredeyse bire bir kopy
ası da görülebilir, özellikle de büyük çapta ve toplumun
büyük bir kısmını etkileyen deprem gibi doğal afetler öncesi,
haberci rüya gören kişi sayısında dramatik bir artış olduğu
gözlemlenir. Merkez üssü Gölcük olan 1999 Ağustos ayındaki
korkunç deprem öncesi birçok kişi bu trajediyi rüyasında
gördü. Fakat maalesef ben dahil, büyük bir çoğunluk anlam
vermekte zorlandı. Önüne çıkan bu değerli fırsatı kaçırarak,
önlem alma şansını yitirdi. Depremden bir gece önce, rüyam
da evimin duvarlarının yıkıldığını gördüğümde, gördüğümün
normal rüya olmadığını anlamıştım. Etkilenmiştim, görüntü
lerin canlılığı ve sıradışılığı garip bir his uyandırmıştı. Yine de
herhangi bir anlam yüklemeye gerek duymamıştım. Ancak
deprem sonrasında, haberci rüya gördüğümü kavramamla,
artık onları normal, günlük sıradan rüyalardan ayırt etmeye
başladım. Ciddiye aldım. Çoğu okurumuzun da katılacağı
gibi, haberci rüyalardaki en büyük sıkıntı, onlann sembolik
dilini çözmede karşılaşılan zorluktur. Çünkü bu konuda ortak
bir evrensel lisan da yok gibidir. Her bir kişinin bilinçaltı zihni,
farklı bir sembolik rüya diliyle konuşur, örneğin, benim bil
inçaltını yılan sembolüne bilgelik atfederken, başka bir kişi
için düşman anlamını barındırabilir. Kişiye özgü sembolik
dilin çözülmesi için, rüyalar belli bir dönem sistemli bir
biçimde yazılır, analiz edilip sınıflandırılır ve sonrasında real
ize olma durumları takip edilir. Rüyalardaki semboller veya
240
PARANORMAL FENOMENLER
direkt yüzleşmeler, gerektiği gibi kullanıldığı takdirde, bazı
felaketlerin önlenmesi mümkün olabilir. Kanımca insan para-
psikolojiyle ilgili olsun ya da olmasın, rüyaların bu emsalsiz
sezgisel gücünü kullanma fırsatını geri tepmemelidir.
Parapsikolojiye büyük emek vermiş olan Duke Üniversitesi'n-
den Dr. Rhine gibi araştırmacılar, rüyaların bir duyu dışı algı
kapısı olduğunun bilincindeydiler. Dr. Rhine'ın arşivinden bir
vatmanın haberci rüyasına yer veriyoruz:
Olayın kahramanı Los Angeles tramvaylarında vatmanlık
yapıyordu. Adam gece uykusunda, her gün defalarca gelip
geçtiği tehlikeli kavşak üzerine çarpıcı bir rüya görmüştü. Söz
konusu kavşakta sürücüler tarafından sık sık trafik kurallarına
aykırı dönüşler yapılırdı. Psişik yüzleşimi geçiren vatman
bunu bildiriminde şöyle anlatıyordu:
'R üyada gördüğüme göre, içinde yolcuların bulunduğu
tek vagonlu araçla güneydeki Figueroa Caddesi'ne
doğru yol alıyordum. Kavşağa vardığım da fren yaptım.
26 . Auenue'den gelen yolcu dolu b ir başka tramvay da
o ra d a ışıkların 'g e ç ' işareti vermesini bekliyordu.
Rüyadaki her şey gerçek hayatta olduğu gibiydi. Trafik
sinyali 'g e ç' işareti verince aracı harekete geçirdim.
Karşıdan gelen tramvayın vatmanına selam vererek yola
devam ettim. Fakat vagonlar tam birb irin i geçmişti ki,
ansızın önümde parlak kırmızı boyalı kocaman bir kamy
on belirdi. Trafik kurallarına aykırı dönüş yapan kamyon
üzerime doğru geliyordu. Öteki tramvay onun bizi
görm esini engellemişti. Korkunç b ir çarpışm a sesi
ortalığı kapladı. Yolcular oturdukları koltuklardan fır
ladılar. Kamyon devrildi; içinde iki erkek ile bir kadın
vardı. Kadın acı içinde kıvranarak feryat ediyordu.
Hemen yardım ına koştum. Genç kadın iri mavi gözlerini
daha da açarak bana, 'Bunu sen yaptın, eğer dikkat
241
Dostları ilə paylaş: |