Baki avrasiya universiteti NİĞde üNİversitesi



Yüklə 4,88 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə181/204
tarix23.01.2018
ölçüsü4,88 Mb.
#22347
1   ...   177   178   179   180   181   182   183   184   ...   204

370 

III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu 

Türkistan  ülkeleri  için  tehlikelerle  birlikte  fırsatlar  da  sunmaktadır.  Yaşanacak  güç  mücadelesi;  ABD, 

Rusya ve Çin’in etkili olduğu küresel güçler ve İran, Suudi Arabistan, Hindistan ve Türkiye gibi bölgesel 

güçler  arasında  yaşanmaktadır.  Bu  çok  taraflı  güç  mücadelesi,  İpekyolu’na  tarihi  ticaret  havzalarının 

açılması imkânını getirmiştir.  

Tarihi İpekyolu’nun yeniden canlanması yönünde umut vadeden bu önemli değişime rağmen Tarihi 

İpekyolu  ile  21.Yüzyıl’ın  İpekyolu  arasında  bu  benzeşmeyi  olumsuz  etkileyecek  farklılıklar  mevcuttur. 

İlk  olarak  İpekyolu’nun  ticaret  malları  günümüzde  önemini  yitirmiştir.  21.  Yüzyıl  İpekyolu’nun  ticaret 

malları; ipek, kürk, köle veya demir değil büyük oranda enerji kaynaklarından oluşmaktadır. İpek, yükte 

hafif pahada ise ağır olmasına rağmen enerji kaynakları, yani petrol ve doğalgaz, çok kıymetli olmasıyla 

birlikte taşınması için büyük yatırımlar ve devletlerarası işbirlikleri gerekmektedir. Enerji kaynaklarının 

taşınması sorunu devletlerarası ciddi projelerle aşılmaktadır fakat taşınma konusunda önemli sorunlardan 

biri de güvenliktir. Tarihi İpekyolu’nda ticaret yollarına hâkim tüm devletler ticari güvenliği sağlamaya 

çalışmışlar ve büyük oranda başarılı olmuşlardı. Günümüzde ise İpekyolu’nun merkezi coğrafyaları siyasi 

istikrarsızlık  ve  terör  sorunu  ile  yaşamaktadır.  İpekyolu  coğrafyasının  zenginliği  için  gerçekleşen 

mücadeleye  tarihi  bir  aktör  olarak  katılmayan  ABD’nin  1998  yılında  Ulusal  güvenlik  ve  Strateji 

Belgesi’nde,  bölgenin  enerji  kaynaklarına  dikkat  çekilmiş  ve  şöyle  denmiştir;  “İstikrarlı  ve  müreffeh 



Kafkasya ve Türkistan, Akdeniz'den Çin'e uzanan geniş bir bölgede istikrar ve güvenliğe katkı sağlayacak 

ve  Kafkasya  gaz  ve  petrol  rezervlerinin,  ABD'nin  muazzam  ticari  katılımıyla,  dünya  piyasalarına 

aktarılmasını  mümkün  kılacaktır.  Bu  bölgedeki  ülkeler,  egemenliklerini  ve  uluslararası  camiadaki 

yerlerini  teminat  altına  aldıysalar  da,  demokratik  ve  ekonomik  alanda  gerçekleştirilmesi  gereken 

reformlar vardır. […] Bu ülkelerin bağımsızlıkları, egemenlikleri, toprak bütünlükleri ve demokratik ve 

ekonomik  reformları  gerçekleştirmeleri  Amerikan  çıkarları  için  önemlidir.  Bu  hedeflere  ulaşılabilmesi 

için ikili ilişkilerimizi ve uluslararası kuruluşlardaki liderliğimizi kullanarak milyarlarca doların bölgeye 

akmasını  sağlıyoruz”  1999  yılında  da  demokrasi,  serbest  piyasa  ekonomisi  ve  güvenlik  alanında 

işbirliğini  öne  çıkaran  “İpekyolu  Strateji  Yasası”  ABD  Senatosunda  kabul edilmiştir  Erhan,  2004,  s.6). 

ABD’nin  İpekyolu  politikası  ABD’nin  benimsediği  siyasi  ve  ekonomik  ilkelerin  yanında  Tarihi 

İpekyolu’nun  kuralları  ile  de  uyum  içindedir  ancak  ABD’nin  bölgeye  yönelik  attığı  adımlar  bölgede 

istikrarı  getirmemiştir.  Aksine, etkili  olarak  veya  olmayarak,  terörün  ve  siyasi istikrarsızlıkların artarak 

devam  ettiği  bir  süreci  başlatmıştır.  İpekyolu  üzerinde  güven  ortamının  oluşturulamaması  Tarihi 

İpekyolu’nun  yeniden  canlandırılması  yönündeki  en  önemli  engeldir.  O  coğrafyanın  tarihi  kuralları  bu 

durumun en açık delilidir. Batılı devletlerin Türkistan enerji kaynaklarına ulaşmadaki ısrarı ile bölgede, 

çıkarları  doğrultusunda,  sorumluluk  almaları  güvenliğin  daha  erken  gelmesini  sağlayabilir.  Avrupa’nın 

enerji  ihtiyacını  karşılayacak  olan  boru  hatlarının  güvenliği  Avrupa  için  de  önemli  olacağından, 

gerçekleşecek boru hattı projeleri ülkeler arası “güvenlik zinciri” vazifesi görebilir. 

İpekyolu’daki  ikinci  büyük  değişim  bölgenin  siyasi  yapısında  yaşanmıştır.  Büyük  ve  güçlü 

imparatorlukların hâkim olduğu coğrafyada artık küçük parçalanmış siyasi yapılar mevcuttur. Bu durum 

yukarıda  değinilen  güvenlik  hususu  ile  de  yakından  alakalıdır  çünkü  zayıf  ve  küçük  siyasi  yapıların 

varlığı  İpekyolu’nun  merkezi  güçler  tarafından  değil  çevre  güçler  tarafından  yönlendirilmesine  neden 

olmaktadır. Bu bağlamda, yaklaşık 115 milyon

1

 nüfusa sahip olan merkez bölgenin



2

 2 milyar 700 milyon 

nüfuslu çevre

3

  tarafından  etki  altına  alınmaması  mümkün  değildir.  Etki  altındaki  kaynak  sahibi  merkez 



bölgenin  kendi  koşullarını  ortaya  koyarak  şekillendiremediği  dış  politika,  İpekyolu’nun  etkinliğini  de 

olumsuz  yönde  etkileyecektir.  Bununla  birlikte  merkez  bölgenin  çevrenin  kontrolü  dışında  ekonomik 

veya siyasi bir bütünleşme sürecine girmesi, çevreye karşı direncini arttırabilir. Böylece merkez ülkeler 

kaynakların  taşınması  ve  dağıtımı  konusunda  daha  bağımsız  bir  siyaset  oluşturarak,  İpekyolu’nun 

geleceğini kendileri tayin edebilirler. Bu ihtimal ise mevcut güç dengeleri göz önüne alındığında oldukça 

zor  görünmektedir.  Modern  İpekyolu’nun  hem  doğu-batı  hem  de  kuzey-güney  bağlantıları  açısından 

merkezi konumda olan Afganistan’ın güvenliksiz bir bölge olması ve çevresine de  terör ve tehdit ihraç 

etmesi Modern İpekyolu projelerinin gerçekleşme ihtimalini zorlaştırmaktadır. (Starr ve Kuchins, 2010, 

s.23-25)  2014’de  ABD  ve  NATO  güçlerinin  Afganistan’dan  çekilmeleri  beklenirken,  Afganistan’ın 

tamamında hala düzenli bir devlet otoritesi sağlanamamıştır.  

                                                      

1

 CIA World Factbook, 2016, https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/, (10.03.2016). 



2

 Afganistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan,Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan .  

3

 Çin, Hindistan, Rusya ve İran. 




Yüklə 4,88 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   177   178   179   180   181   182   183   184   ...   204




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə