371
Turgay DÜĞEN/ Tarihi İpekyolu ile Modern İpekyolu Jeopolitiğinin Mukayesesi
21. Yüzyıl İpekyolu ile Tarihi İpekyolu arasındaki en önemli fark, güzergahlar ile kaynak-talep
arasında yaşanan değişimdir. Tarihi İpekyolu’nda ticari hareketlilik ana hatlarıyla doğu ile batı arasında
gerçekleşmekteydi. İki coğrafyadan da birbirine farklı mallar taşınıyor, merkezi bölge ticaretin taşıyıcı
rolünü üstleniyordu. Çevreler arasındaki ticari akım bütün devletlerin kazanç sağlayabildiği bir ticari
yapıyı oluşturmuştu fakat 21. Yüzyıl İpekyolu’nda kaynaklar çevre bölgeler arası bir trafiği değil
merkezden çevrelere doğru bir hareketi gerektirmektedir. Bundan dolayı İpekyolu üzerinde çevre
bölgelerin birbirlerine ihtiyaçları yoktur. Hatta Merkezi bölgedeki kaynakların tek yönlü akışı için çevre
ülkeler arası bir rekabet mevcuttur. Çevredeki her ülke kendi çıkarları gereği merkezi Asya’ya tek başına
hakim olmaya çalışmaktadır. Rusya Federasyonu, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bile kendi
içinde bir imparatorluk yapısına sahiptir. Ruslar için bu büyük imparatorluğun korunma sorunu, Çarlık
dönemlerinde işgal edilen, İpekyolu’nun Müslüman Türk bölgesinin etki alanı içinde korunmasıyla
mümkündür (Özdağ, 2003, s.149). Rusya’nın büyük güç olabilmesi için, uzak bölgelerde etkin olmak
yerine, yakın çevrede etkili olmak daha akılcı bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir (Dağı, 2002,
s.175). Bu bağlamda Rusya bölgedeki sorunların çözümünü hedeflememektedir çünkü bölgedeki
etkinliğini krizler sayesinde sağlamaktadır. Bölgedeki ülkeler arasında yaşanan krizler için Rusya ilk
başvuru merkezidir ve krizler devam ettikçe Rusya’ya olan ihtiyaç da sürecektir (Roy, 2000, 159). Bunun
yanında SSCB dağılmadan önce Kazakistan ve diğer Türkistan ülkelerinin kaynaklarını uluslararası
pazarlara taşıyacak olan bütün boru hatlarının Rusya Federasyonu’ndan geçecek şekilde tasarlanmış
olması, Soğuk Savaş döneminin İpekyolu üstündeki etkilerini sürdürmektedir (Şükrüoğlu, 2003, s.277).
İpekyolu’nun güçlü tarihi aktörlerinden olan Çin de ekonomik yayılma, enerji kaynaklarının güvenliği ve
taşınması ve Doğu Türkistan meseleleriyle alakalı olarak İpekyolu’nda hâkim güç olmaya çalışmaktadır
(Andican, 2006, s.18). Çin’in 2013 yılında somut adımlarla ortaya koyduğu İpekyolu Projesi, 65 ülkeyi
ilgilendiren ve yaklaşık 21 trilyon dolarlık bir ekonomik alanı içine alan dev bir ekonomik ve kültürel
projedir.(Özdaşlı, 2015, s.5). Çin bu projeyi hayata geçirmek için Tarihi İpekyolu’nun merkez bölgesi
olan Türkistan’da önemli işbirliği anlaşmalarına imza atmış ve bu bölgedeki ekonomik ağırlığı 2013
sonrasında artırmıştır (Düğen, 21yyte.org, 2013). Çin Türkistan’da artırdığı ekonomik ağırlığını
demografik gücüyle de beslerken diğer yandan İpekyolu’nun batıya uzanan kısmında da Irak, İran,
Türkiye ve Yunanistan ile de işbirliğini artırmaktadır.(Lin, 2011, s.X) 21. Yüzyılda İpekyolu’nda
hâkimiyet için mücadele eden güçlerin, İpekyolu’nda çok taraflı ticaretin korunması amacını
taşımamaktadır. Hepsi için önemli olan kaynak sahibi ülkelerden en fazla payı alabilmek ve bölgeyi
olabildiğince tek taraflı olarak bağlamaktır çünkü 21. Yüzyıl’ın İpekyolu çıkarları bunu gerektirmektedir.
Sonuç olarak, Tarihi İpekyolu Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte dünya ticaretin
soyutlandığı uzun bir dönemi geride bırakmıştır. Yeni dönem siyasi, ekonomik ve sosyal farklılıkları da
beraberinde getirmiştir. İpekyolu’nun halkları bağımsızlıklarını kazanmalarıyla birlikte, milli şuuru
canlandırmak adına her millet gibi tarihi zaferlere ve hâkimiyetlerine dönüp bakmıştır. Türkistan’daki
Cumhuriyetlerle birlikte diğer büyük güçler de Sovyetler Birliği’nden kopan bu yeni devletlerin
coğrafyası için, İpekyolu’nun yeniden canlandırılması projelerini ortaya koymaya çalışmışlardır. Her ne
kadar yakın geçmişe nazaran Tarihi İpekyolu’nun canlandırılması daha kolay gibi görünse de yüzyıllar
içinde yaşanan büyük değişimler Tarihi İpekyolu’nun şartlarını fazlasıyla değiştirmiştir. Geriye dönüş
için aynı büyüklükte değişimlerin yaşanması gerekir. Tarihi referansların ışığında Türkistan, bir bütünlük
içerisinde, geleceğe dönük büyük proje ve planlarla değerlendirilmelidir çünkü 21. Yüzyıl Türkistan’ı
Tarihi İpekyolu’ndan daha büyük bir öneme sahip olabilir.
KAYNAKÇA
Andican, Ahat, “Çin Satrancında Türkistan”, Avrasya Dosyası, Türk Dünyası-Çin Özel Sayısı, Cilt:12, Sayı:1, 2006.
Çiftçi, Sabri, “Afganistan Çıkmazı, Obama’nın Dış Politika Tercihleri ve AF-PAK Bölgesinin Geleceği”, Ortadoğu
Analiz, Cilt:1, Sayı: 11, Kasım 2009, Ankara, 2009.
Dağı, Zeynep, Kimlik Milliyetçilik ve Dış Politika Rusya’nın Dönüşümü, Boyut Kitapları, İstanbul, 2002.
Davutoğlu, Ahmet, Stratejik Derinlik, Küre Yay., 20. Baskı, İstanbul, 2004.
Düğen, Turgay, “İpekyolu’nda “Ejdarha”nın Adımları”, http://www.21yyte.org/tr/arastirma/orta-asya-arastirmalari-
merkezi/2013/09/28/7230/ipekyolunda-ejderhanin-adimlari, (02.03.2016).
Grousset, Rene, Bozkır İmparatorluğu, Çev: M. Reşat Uzmen, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1999.
K. Baipakov, “Kazakistan Topraklarındaki Büyük İpekyolu”, Kazakistan Tarihi Makaleler, Türk Tarih Kurumu
Yayınları, Ankara, 2007.
Lin, Christina, The New Silk Road – China’s Energy Strategy in the Greater Middle East, The Washington Institute,
Policy Focus#109, Nisan 2011.
Kurat, Akdes Nimet, Rusya Tarihi Başlangıçtan 1917’ye Kadar, Türk Tarih Kurumu Yay., 5. Baskı, Ankara, 2010.