Paul karl feyerabend 13 Ocak 1924'te Viyana'da doğdu. Avusturya asıllı abd'li filozof. Bilimsel gelişmenin ancak yeni kuramların eskilerini yadsımasıyla sağlanabileceğini ileri



Yüklə 8,94 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə51/135
tarix24.12.2017
ölçüsü8,94 Kb.
#17198
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   ...   135

parçasının   tarihinin,   onun   içeriğini   anlamada   bize   hiçbir   yararı   ol-
mayacağına   kesin   gözüyle   bakıyoruz.   Daha   önce   de   alıntılanmış   ve
eleştirilmiş bir bölümde “Bilimde önemli olan” diye yazıyor S. E. Luria
(
a.g.e
., s. 123)
bugün için el altında duran bulgu ve genellemeler bütünüdür: bilimsel keşif
sürecinden alınmış zamansal bir kesit. Ben bilimin ilerlemesini, sadece aktif
bilgi   bütününün   bir   parçası   haline   gelebilen   öğelerin   hayatta   kalma   şansı
bulması açısından, kendi kendini silen bir şey olarak görüyorum. Grick ve
Watson’un ortaya koyduğu DNA molekül modeli hakkıyla ayakta kalmıştır . .
. DNA modelinin nasıl oluşturulduğunun . . . hikâyesi insani olarak etkileyici
olabilir ama bilimin işlemsel içeriği açısından fazla bir anlam taşımaz.
Bizim felsefecilerin büyük bir kısmı bu kanıyı paylaşırlar, dahası, keşif
bağlamı-doğrulama  bağlamı gibi ayrımlar  yaparak  şükran tazelemeyi  de
unutmazlar:   keşif   bağlamı   belli   bir   bilgi   parçasının   tarihini,   doğrulama
bağlamı ise içeriğini, onun kabul ediliş gerekçelerini anlatır. Bilimadamını
(ve   onun   ardından   son   temizliği   yapan   felsefeciyi)   ilgilendiren   sadece
ikinci bağlamdır. Bununla birlikte (yukarda 
Phaedrus’tm
 yaptığım alıntıda
ortaya konan) Platoncu bilgi kavramı yine yükselişe geçmiş durumda. Je-
oloji, moleküler biyoloji, fizik  ve modern matematiğin büyük bir kısmı
basılmamış çeşitli sonuçlar, yöntemler ve sanılar  (conjectures)  içeren ve
halihazırda basılı durumdaki bilgileri bu düzlemde anlamlandıran sözel bir
kültüre   dayanmaktadır.   Önde   gelen   araştırma   merkezlerinde   yapılan
seminer, konferans ve tartışmalar ders kitabı ve araştırmaların içeriklerine
yeni şeyler kazandırdığı gibi, mevcut içeriği çözümleyerek onun bu haliyle
kendi ayakları üzerinde duramayacağını da gösteriyor. Verilebilecek tüm
örnekler  bir  yana,   saf  matematik,   Platon’un  yegâne  doğru   bilgi  edinme
biçimi   olarak   gördüğü   bir   “canlı,   karşılıklı   tartışma”   haline   gelmiştir.
Felsefedeki “yorumsamacı” okul, Platon’a göre kat kat muğlak ve kat kat
büyük bir laf kalabalığı içinde de olsa, en “nesnel” yazılı metinlerin bile
ancak,   okuyucuyu   birtakım   standart   cümleleri   standart   şekillerde
yorumlamaya koşullayan ve tartışmalarını bu tarzda yürüten bir düşünürler
camiasının yok-


luğunda   dağılıp   gidecek   bir   öğrenim   süreci   sayesinde   kavranabilir
olduğunu   göstermeye   çalışıyor:   tarihten   ve   kişisel   temastan   kaçmak
imkansızdır,   böyle   bir   kaçış   yanılsamasını   yaratan   çeşitli   güçlü
mekanizmalar olmasına rağmen.
B. BİLGİ BİÇİMLERİ
Bilgi   olayları   düzenler.   Farklı   bilgi   biçimlerinin   farklı   düzenleme
şemaları   vardır.   Listeler   Yakın   Doğu’daki   (Sümer,   Babil,   Asur,   Eski
Yunan)   bilgi   büyümesinde   önemli   bir   rol   oynamıştır.
12
  Yakın   Doğu
dillerini   bölgenin   ortak   (diplomatik)   dili   olan   Akadca   ile   ilişkiye
geçirmeye çalışan tercümanlar, kelime listeleri derliyorlardı. Kelimeleri,
uygun   düştükleri   tamlayanlar  [determinatives]  (çivi   yazısında   bir
sınıflandırma işaretiydi bunlar) altında toplayarak biribirine tekabül eden
şeylerin   basit   bir   sınıflandırmasını   yapmayı   başardılar:   bütünüyle
çevirmenlere kolaylık olması amacıyla, bilimin ilk biçimlerinden birini
yaratmıştılar. Gelenek, kural, tanımlama, kişi ve problemlerden oluşan
çeşitli   listeler   kanun   yapıcıların,   denizcilerin   (kıyılar   hakkında   çeşitli
bilgilerle   donatılmış,   belli   bir   güzergâh   üzerindeki   limanları   gösteren
listeler),   seyyahların   (yolcu   rehberleri),   şe-   cerecilerin   (bunların
hazırladığı,   kahraman   ve   krallardan   oluşmuş   listeler   daha   karmaşık
tarihsel   anlatı   biçimlerini   önceleyen   şeylerdir),   matematik
öğretmenlerinin (Babil dilinde hazırlanmış, çözüm ve ipuçlarıyla birlikte
çeşitli matematik problemlerinden oluşan listeler) hizmetine sunulmuştu.
İlk filozofların  
poly-   mathi’e'ye
  sık sık karşı çıkmaları ve Sokrates’in
cesaret, bilgelik, bilgi ve faziletin doğası üzerine yaptığı soruşturmalara
aldığı ilk cevaplar listelerin gelip gecici gruplandırmalar değil Yunan
sağduyusunun temel bileşenlerinden biri olduğunu göstermektedir.
13
Liste tek boyutlu bir sınıflandırmadır. Botanikçiler, zoologlar,
12. W, von Soden, Leistung und Grenzen Sumerisch Babylonischer Wis- senschaft,
Darmstadt 1965 yeni basım.
13. Ahlâki konulu listelerin rolleri için krş. K. J. Dover,  Greek Popular Morality  at the
time of Plato and Aristotle, Berkeley ve Los Angeles 1974. Daha başka eser ve ayrıntılar
için bkz. Against Method, Londra 1975,17. Bölüm.


kimyacılar (periyodik elementler tablosu), astronomiciler (Rus- sell-Hertzsprung
şeması), fizyonomiciler, temel parçacık  fizikçileri ve öyle görünüyorki, birçok
yerli halk
14
  tarafından oluşturulmuş sınıflandırıcı şemalar ise çok boyutlu fakat
durağandır.   Gerçekleşmeleri   zamana   bağlı   şeyler  
hikâyeler
  içinde   tanımlanır.
Basit hikâyeler bitki, hayvan ve insan yaşamlarındaki basit süreçleri konu alır
(Hipokrat   Külliyatı’ndan  
Prognostics’
  in   ilkler   arasında   yer   aldığı   tıbbi
hikâyeler).  Kapsamlı  kozmik modellerin  tasavvur edilebilmesine öncülük eden
karmaşık   hikâyeler   ise   kadim   halklar   tarafından   gebelik   süreleri,   sürülerin
otlatılması,   kuş  ve  balık   göçleri,  bitkilerin  büyümesi,   ayın   safhaları   ve  büyük
toplumsal   dönüşümler   ile   göksel   değişiklikler   (presesyon   dahil)   arasında   belli
bağıntılar   kurmak   amacıyla   kullanılır.
15
  Böylece   bilgiyi   koruyor   ve   toplumsal
olayları   başlatıyorlardı;   aynı   hikâye   hem   teorik   astro-sosyo-biyoloji,   hem   de
toplumsal çimento işlevi görüyordu.
16
 
 
*
14.
Krş.  The   Savage   Mind,  Londra   1966’dan   başlayarak   Levi-Strauss’un   eserleri   ve
akrabalık sistemlerini ele alan sayısız inceleme. Levi-Strauss ilkel sı- nıflandırıcı şemaların
pratik   ihtiyaçların   çok   ötesine   uzanan   büyük   bir   etki   güçleri   olduğuna   dikkat   çeker:
kendilerini hayvanlara ve böceklere bağlayan anlamlı bağıntılar nedeniyle”, yani kapsamlı
teorik modellere uygun düştükleri için, “yerliler... kendileri için doğrudan bir yararı olmayan
bitkilerle   de   ilgilenirler].”   “Çoğu   kez  [Ryukyu  Adaları’nda]   bir   çocuk   bile   küçücük   bir
parçasına bakarak bir ağacın türünü, ayrıca, yerlilerin bitkilerin cinselliğine ilişkin görüşlerine
uygun   olarak,   cinsini   çıkarabilir;   bunu   da   ağaç   parçasıyla   kabuğunun   görünüşünü,
kokusunu,   sertliğini   ve   aynı   türden   başka   özelliklerini   inceleyerek   başarır.”   “Güney
Kaliforniya’nın   bugün   ancak   pek   ender   birkaç   beyaz   ailenin   yaşayabildiği   çölümsü
bölgelerinde,   sayıları   birkaç   bini   bulan   yerli   Coahuillalar   doğal   kaynakları   bir   türlü
tüketemiyor, bolluk içinde yaşıyorlardı. Çünkü görünüşte çok yoksul olan bu ülkede, bu
insanlar en azından 60 besinsel bitkiyle 28 uyuşturucu, uyarıcı ya da şifalı nitelikte bitki
tanıyordu." [Yaban Düşünce, Çev. Tahsin Yücel, Hürriyet Vakfı Yayınları, s.27 ve devamı].
15.
Daha fazla ayrıntı Giorgio de Santillana ve Herta von Dechend, Hamlet’s Mill,  Boston
1965 ve  A. Marschack,  Roots of Civilization,  New  York 1972’de bulunabilir. Presesyon,
Santillana   ve   von   Dechend,   s.   56   ve   devamında   tartışılır.   Arkaik   bilginin   astronomik
arkaplanı hakkında çeşitli görüşler (literatürle birlikte) için bkz. D. C. Heggie,  Megalithic
Science, Londra 1981. B. L. van der Waerden “MÖ 3000 ile 2500 yılları arasında Neolitik
Çağ’da   var   olmuş   ve   merkezi   Kıta   Avrupası’ndan   Büyük   Britanya’ya,   Yakın   Doğu’ya,
Hindistan   ve   Çin’e   yayılmış   olması   gereken   bir   matematik   bilimini”   ortaya   çıkarmayı
başarmıştır, bkz. Geometry and Algebra in Ancient Civilizations, New York 1983, s. xi. Hans
Peter Duerr,  Sedna,  Frankfurt 1984,(Batılı gözlemcilerce suni bir şekilde ayrılan) bilgi ile
toplumsal hayatın nasıl ve hangi biçimler altında içiçe geçtiğini tartışır.
16.
Bu bileşim günümüze kadar sürer. Bilimsel konular ve özel okullar ortak


Yüklə 8,94 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   ...   135




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə