212
n i s a n 1 1
AK Parti, CHP ve MHP 12 Haziran 2011 se-
çimlerine yönelik beyannamelerini geçen hafta
peşpeşe açıkladılar. Beyannamelerde ortak olan
nokta, her üç partinin de 2023’ü göz önünde
bulundurarak 12 yıllık bir perspektifle projeler
hazırlamaları oldu. Bu nokta ile ilişkili bir diğer
ortak özellik, her üç partinin de ekonomik ve
sosyal politikaları siyasal projelerini gölgede bı-
rakacak şekilde detaylı hazırlamış olmalarıdır.
12 yıl vadeli kalkınma projelerinin öne çıkma-
sı, siyasal gerilimleri asgari düzeye düşürmüş
bir Türkiye’de entelektüel ve siyasal enerjinin
nasıl daha iyi alanlara kanalize edilebildiğinin
iyi bir örneğini oluşturuyor. Siyasi partilerin
ekonomi konusunda uygulayacakları politika-
lar değerlendirildiğinde ilginç tespitler ortaya
çıkmaktadır. Yeni dönemde AK Parti’nin temel
amacı, ülkede refahı artırmak, refah artışı için
büyüme potansiyelini yükseltmek ve istihdamı
artırmaktır.
Bu yüzden ihracat hedefi yükseltilmiş, ihracat
odaklı, sermaye hareketlerinin ve ticaretin ser-
best olması gerektiği ve rekabeti artırıcı politi-
kalar uygulanacağı ifade edilmektedir. Ülkenin
en önemli problemlerinden biri olan, işsizlik
konusunda kalıcı çözüm bulmak adına ulusal
istihdam stratejisi hazırlanmıştır. Bu amaçla,
eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi, pi-
yasaların esnekleştirilmesi, özellikle kadınlar,
gençler ve dezavantajlı grupların istihdamının
artırılması hedeflenmektedir. AK Parti eko-
nomik kalkınmayı özel sektör öncülüğünde
gerçekleştirmeyi öngörmektedir. Ekonomik ve
sosyal altyapı alanlarında özel sektör tarafın-
dan gerçekleştirilemeyen yatırımların kamu
tarafından gerçekleştirileceği ifade edilmek-
SETA YORUM
Partilerin Ekonomi Politikası
Siyasi partilerin ekonomi konusunda uygulayacakları politikalar değerlendirildiğinde
ilginç tespitler ortaya çıkmaktadır.
ERDAL TANAS KARAGÖL
ekonomi politikaları
NİSAN2011 -
Ekonomik kararlar şüphesiz siyasi istikrarın varlığı ile hayat bulur. Türkiye’de
son on yılda alınan ekonomi kararları başarılı bir şekilde uygulandı. Türkiye bu dönemde yeni-
likçi ve atağa kalkan bir yapıya büründü; ülke ekonomisi devamlı büyüyen ve enflasyon oran-
ları tek haneli rakamlarda seyreden bir ülke konumuna geldi. Hiç kuşkusuz bu durum istikrarlı
siyasi güç ile gelen ekonomi politikalarının bilinçli bir şekilde uygulanmasının sonucu. Partiler
farklı ekonomi politikalarıyla karşımıza çıktı. AK Parti hükümeti hedef ve beklentilerini proje
bazlı çalışmalarla güçlendirerek netice alma yoluna başvurdu. Diğer partilerden CHP ekonomiyi
dönüştürmek yerine kamu vasıtasıyla ekonomiye hakim olacağını belirtirken, MHP ise özelleş-
tirmeye karşı bir duruş sergiledi.
213
e k o n o m i p o l i t i k a l a r ı
tedir. Yine özel sektörün, yönetim ve finansal
imkânlarından yararlanmak amacıyla kamu-
özel sektör işbirliği ile önemli altyapı yatırımla-
rının gerçekleştirileceği ve özel sektörün öncü
rolü için, özelleştirme uygulamalarına karar-
lılıkla devam edileceği belirtilmiştir. Uygula-
nacak ekonomi politikaları ile mali disiplinin
sağlanacağı, ekonomik büyüme ve rekabet gü-
cünü artıran politika reformları ve politikaların
devamlılığı konusunda kararlı olunacağı açık-
ça beyan edilmektedir. Yoksullukla mücadele
kapsamında, sosyal yardım ve sosyal hizmet
alanındaki kurumların daha etkin ve verimli
olması için tek çatı altında toplanması planlan-
maktadır. Bu sayede gerçekten ihtiyaç sahibi
kişilerin yardımlardan faydalanması, mükerrer
yardımların önlenmesi, ihtiyaç sahibi kişilere
daha fazla yardım verilmesi ve kaynak tasarru-
fu sağlanması beklenmektedir. CHP’nin eko-
nomi politikalarında ise ekonomiyi dönüştür-
me değil, kamu vasıtasıyla ekonomiye hâkim
olma amacı görülmektedir. Üretim için yurt içi
tasarruf düzeyini artıran yeni bir büyüme stra-
tejisine geçileceği ve bu büyüme stratejisi için
öz kaynaklar kullanılacağı açıklanmış ama iç
tasarrufların nasıl arttırılacağı konusunda bir
açıklık getirilememiştir. Nitekim bu büyüme
stratejisi etkin bir kamu yönetimi ve ciddi bir
reform perspektifiyle de desteklenememekte-
dir. İstihdamın artırılmasında kamunun aktif
bir rol üstlenmesi, bölgesel gelir farklılıklarının
giderilmesinde özel kesimden yararlanma ola-
nağının olmaması nedeniyle, doğrudan yatırım
ve üretim yapan bir aktör olarak devletin görev
alması gerektiği tasarlanmaktadır. Bu politika
aslında kamunun ekonomideki rolünün cid-
di şekilde pekişmesine ve özel sektör ile kamu
sektörünün zaten düşük olan tasarruflar için
rekabet etmelerine yol açacaktır. Bu da özel
sektörün yapacağı yatırımların azalmasına ve
ekonominin 1990’lı yıllarda olduğu gibi yüksek
faiz ve enflasyon sarmalına geri dönüşüne ne-
den olacaktır. Kamu bankaları olan Ziraat Ban-
kası ve Halk Bankası’nın kaynakları ile çiftçi ve
esnafın popülist politikalar ile desteklenmeleri,
her aileye Aile Sigortası kapsamında ayda en az
600 TL aktarma düşüncesi aslında eski alışkan-
lıkların tezahürü ve bu cephede değişen bir şey
olmadığının göstergesi olarak algılanmaktadır.
Ayrıca, bu harcamaların finansmanı için orta-
ya çıkan kaynağa ve kamu borcunun sürdürü-
lebilirliğine dikkat edilecek olması ama kurallı
maliye politikası uygulanacak denilmesi kendi
içinde birçok çelişkiye yol açmaktadır. Kurallı
maliye politikası, atılım içerisinde olan Türkiye
ekonomisi için bir nevi pranga olacak ve koşul-
lara göre uyarlanacak maliye politikasının uy-
gulanmasını engelleyecektir. Bununla beraber,
ekonominin geleceğine yönelik yeni fikirler
üretme noktasında, CHP üzerindeki ürkekli-
ği, ataleti ve kısırlığı atmaya başlamış gözük-
mektedir. Yurtdışı doğrudan yatırımlardan da
yararlanarak yeni üretim kapasiteleri yaratma
isteği, sanayi sektörüne ve yerli üretime özel
önem verilmesi, bazı kentleri yeni cazibe mer-
kezi haline getirme çabası, bölgesel gelişmişlik
farklılıklarını azaltmak için Doğu ve Güney-
doğu bölgeleri için farklı ekonomik büyüme
oranlarının dile getirilmesi ve yoksulluğun
ciddi şekilde tartışılmaya başlanılması olumlu
gelişmeler olarak alınabilir. Her ne kadar bu
adımlar önemli gelişmeler olsa da bunların
nasıl yapılacağı konusu da açıklanmaya muh-
taç gözükmektedir. MHP ise ekonomide piyasa
ekonomisi kurallarının kamunun ekonomideki
rolünün yol gösterici, düzenleyici ve denetleyici
faaliyetler ile sınırlandırarak, özel sektör dina-
mizminin ve teşebbüs gücünün desteklendiği
ve özelleştirmeye kuşku ile bakan, stratejik olan
işletmelerin özelleştirilmesine karşı çıkan bir
politika benimsemektedir.
Sabah , 30.04.2011
“
Yeni dönemde AK Parti’nin temel
amacı, ülkede refahı artırmak, refah ar-
tışı için büyüme potansiyelini yükselt-
mek ve istihdamı artırmaktır.