KAZAKİSTAN TARİHİNİN MESELELERİ
121
yev, Muhammedjan Tınışbayev, Jumakan Kuderin,
Muhtar Murzin ve
başkalarıyla da karşılaşmış olabilir.
213
Bu karşılaşmalar Bekmakhanov’un
medeni cesareti ve mücadeleci karakterinin oluşmasını etkiledi. Ayrıca,
A. Bökeyhanov’un Rusça olarak yayınlandığı Kenesarı Sultan Tarihi ile
İlgili Ek Belgeler çalışmasını ve M. Avezov’un Han Kenesi’ni incelediği ve
bu çelişkili meselenin Bekmakhanov’un bir tarihçi ve vatansever olarak
ilgisini çektiği de şüphesizdir. Köşke Kemengerulı da Kazak Tarihinden
başlıklı çalışmasının “Karşı Hareketler” bölümünde Kenesarı Kasımulı
önderliğindeki ayaklanmayı detaylı
inceleyip, sebeplerini açıkladıktan
sonra, “
Kazak hükümetinin hazırladığı boyunduruğu hemen giymedi, uzun
süre direndi. Fakat her yerde lokal olarak meydana gelen ayaklanmalar
kabile çerçevesinin dışına çıkamadı. Genel bir halk mücadelesi Kenesarı
önderliğiyle meydana geldi
”
214
şeklinde görüsünü ileri sürdü. Ayrıca
Kenesarı hareketinin yenilgi sebeplerini göstererek sistemli şekilde bir
sıraya dizdi:
“… Kenesarı hareketinin yenilgiye uğrama sebepleri: 1) Büyük
Cüz ile Kırgızların Rusya’yı desteklemesi, zikredilen zaman zarfında Rus-
ya Çin’den çekinerek hem Büyük Cüz’ü hem de Kırgızları elinde tutmaya
çalıştı. İki taraf ise Rusya bize hayatımız boyunca destekçi olacak diye
onun tarafını tuttu. 2) Küçük Cüz kölelik boyunduruğuna girmişti ve ha-
reket etmeye bile gücü yoktu. 3) Orta Cüz’ün ise hem ekonomik durumu
iyi değildi, hem de toplumu karışıktı. 4) Ruslar ise askeri anlamda daha
iyi organize edilmişti ve silah donanımı güçlüydü
”
diye dile getirmesi
aslında gerçekçi bir durum idi. T. Şonanulı da Kenesarı’nın ata yurdu için
direndiğini dile getirdi ve “
Ata yurdumuzu Ruslar’ın eline teslim etme-
yeceğiz diye mücadele verip yenilgiye uğrayan Kenesarı çaresiz Aladağ’a
çekilip yeni mekân aramaya mecbur kaldı. Sarıarka’da dillere destan olan
hikâyeler, Kenesarı hakkındaki nesirler hareketin otlaklarını korumak için
olduğunun ve halkın bağımsızlık avazı olduğunun kanıtıdır
”
diye ifade
etmesi de tarihi bir gerçektir. Geçmiş tarihimizi değerlendirmeye sınıf-
sal bakış açısından yaklaşan S. Asfendiyarov de 1837 yılındaki Kenesarı
hareketini “
Kazakların Çarlık Hükümeti’ne karşı en son ve en büyük milli
isyanı
” olarak kabul etti. Dolayısıyla Bekmakhanov’un da bu görüşü
ifade etmesi tesadüf değildi. 1920 ve 30’lu yıllarda yayınlanan Kazak
aydınlarının çalışmaları ve düşünceleri onun iç dünyasını alt üst etmiş
ve dünya görüşünü, algısını “mücadeleci ve gerçekçi” olmaya itelemiş
olabilir. Çünkü Bekmakhanov Kenesarı hareketini araştıran yukarıda
isimleri zikredilen aydınların “milliyetçi” damgası vurularak cezalara
çarptırıldıklarını ve hayatlarının nasıl kötü bir biçimde sonlandıklarını
213 K. Nürpeyisov - M. Kulkenov – B. Habijanov - A. Mektepov,
Halel Dosmuhamedulı Jane
Onın Ömiri men Şıgarmaşılıgı, Almatı, 1996, s. 161.
214 K. Kemengerulı,
Kazak tarihınan. Karsı kozgalıstar. Tandamalı, Almatı, Kazakistan Yay.
1996, s. 54.
SOVYET TARİH
YAZIMI VE
122
çok iyi biliyordu. Buna rağmen Kenesarı hareketini araştırmaya devam
etti. Yani, 1920 ve 30’lu yıllardaki Kazak aydınları ile manevi bir bağı
olduğu ortadaydı. Onların ileri sürdükleri görüşlerini zaman tezi ve dö-
nemin şartlarından çekinmeden, daha gerçekçi yaklaşarak aydınlatmaya
çalıştı. Bu gerçek ve adil bir bilimin, çabanın, emeğin göstergesidir ve
halkına hizmet etmemin en doğru yoludur.
Bekmakhanov araştırmacı ve bilim adamı olarak kendini iyi yetiştirdi
ve verimli çalıştı. 1943 yılında Moskova’da SSCB İlimler
Akademisi Ens-
titüsü’nün İlimler Kurulunda
Kenesarı Kasımov Liderliğindeki Kazakların
Milli Mücadelesi (1937-1947)
başlıklı doktora tezini başarıyla savundu.
28 yaşında ilim dalında doktor unvanı alması bilimsel araştırmalarını
büyük bir istekle, ilhamla devam etmesine sebep olmuştur. Moskova,
Leningrad, Omsk, Almatı, Taşkent arşivlerinde belgeleri karıştırarak,
durmaksızın üç sene ara vermeden çalıştı ve profesörlük çalışması için
kaynak topladı. Büyük bir çaba ve sıkı çalışma sonrasında 1946 yılında
Moskova’da
XIX Yüzyılın 20-40 Yıllarındaki Kazakistan adlı profesörlük
tezini verdi. Arada bir sene geçtikten sonra bu çalışmasını monografi
şeklinde yayınladı. Adı geçen eserinde Kenesarı hareketini milli bağım-
sızlık hareketi olarak gösterdi.
1943 yılında yayınlanan
Eski Çağlardan Günümüze Kazak Sovyet
Sosyalist Cumhuriyeti
adıyla milli cumhuriyet tarihi ile ilgili ilk kitabın
yayınlanması büyük bir başarıydı. Bu sebepten dolayı toplu çalışma
olan bu eser hemen Stalin ödülüne sunuldu. Fakat ödül için sunulan
eserleri değerlendirecek Komite meclisinde Rusyalı âlimlerden A. İ.
Yakovlev’in eleştiri yazısında, kitap
Ruslara karşı bir tutum izlenmek-
tedir
şeklinde değerlendirilmesi
215
ve bu görüşün
üstün gelmesi ileride
meydana gelecek tartışmalar ve eleştirilere yol açtı. Alınan kararla 12
Ekim 1943 yılında milli bağımsızlık hareketi meselesi gündeme çıktı.
Tartışmalar sonucundacd v konunun kitapta yer alması gerekir şeklinde
karara varıldı. Fakat bu kısa bir zamanlık nefes alma ve tartışmanın
sakinleşmesi idi. Mayıs ve Haziran 1944 yılında SBKP Merkez Komi-
tesi tarafından düzenlenen tarihçiler kongresinde “
kitap Ruslara karşı
tutum taşımaktadır, Rusya’ya karşı olan milli bağımsızlık hareket fazla
övülmüş
” şeklinde değerlendirildi
216
. Ayrıca “
Objektif olarak bakarsak
sömürgeleştirme ilerleyici anlam taşımaktadır
” şeklinde değerlendi-
rildi. Onun dışında “
Sömürgecilerin şiddetli eylemlerine karşı halkın
mücadelesi ilerici anlam taşımasına rağmen milli bağımsızlık liderlerini
teşvik etmek doğru değildir
217
ve “Parti başındakiler kitap yazarlarının
215
Voprosı İstorii, 1988, No 11, s. 54.
216 A.g.e., s. 59.
217 A.g.e., s. 74.