52
Evanjelistler, dispensalist inançları nedeniyle kıyametin kopması için İsrail’e candan
destek olmalarına rağmen, Yahudileri pek de candan sevdikleri söylenemez. Nitekim özel
görüşmelerinde bunu bazen dile getirdiklerine de rastlanmaktadır. Bu durumun en azından
evanjelik liderler seviyesinde böyle olduğu görülmektedir. Jerry Falwell’in bir konuşmasında,
“Yahudilerden nefret et
meniz gayet normal. Çünkü sizin çalışıp çabalayarak kazandığınız
paradan çok daha fazlasını bir Yahudi tesadüfen kazanabilir” dediği öne sürülmektedir.
150
Yine aynı yerde Deccal’ın (Antichrist) kim olduğuna dair bir soru sorulduğunda, “Deccal
kim olacak? Tabi ki bir Yahudi” demiştir. Billy Graham’ın sözleriyse kendisini bundan daha
da zor bir durumda bırakmıştır. Graham’ın yaptığı bazı konuşmalar yıllar sonra ortaya çıkınca
Yahudiler hakkında çok da samimi olmayan görüşlere sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Nixon,
başkanlığı sırasında Oval Ofis görüşmelerinin 500 saatlik bir kısmını gizlice kayda almıştır.
151
Görüldüğü gibi evanjelistlerin İsrail’i desteklemeleri, bunun kıyametin şartlarından
bi
ri olmasından kaynaklanmaktadır. Diğer bir ifadeyle,
Yahudiler, İsa’nın dönmesinde
1972 yılında geçen konuşmasında Nixon’a medyadaki Yahudi ağırlığının kırılması gerektiğini
söylemektedir. Nixon’a eğer bir dönem daha seçilirse bir şeyler yapabileceğini aksi takdirde
Yahudilerin ülkeye daha çok zarar vereceklerinden yakınmaktadır. Nixon, Hollywood’daki
Yahudi etkisinden bahsedince Graham bu sefer de; “O Yahudilerden pek çok arkadaşım var.
Hepsi de benim etrafımda dolanır ve beni çok severler. Benim İsrail’i sevdiğimi biliyorlar ya.
Ama gerçekten ülkeye yaptıkları hakkındaki hislerimi bir bilseler. Ve bunu engelleyecek
gücüm de yok.” demektedir. B
u görüşmeler 2002 yılında ortaya çıkınca; “30 yıl önceki bir
görüşme. Ne söylediğimi pek hatırlamıyorum. Ama eğer kimseyi kırdıysam yürekten özür
dilerim. Ben yıllarca Yahudiler ve Hıristiyanlar arasında köprü kurmak için çalıştım.” demek
durumunda kalmıştır.
150
Halsell, a.g.e., s. 99.
151
“Graham regrets Jewish slur”,
BBC News
, 02.03.2002, Erişim:
http://news.bbc.co.uk/2/hi/americas/1850077.stm (26 Ocak 2011).
53
sadece araç
olarak
görülmektedir. Hatta İsa indikten sonra eğer Hıristiyanlığı kabul
etmezlerse onlar da azap çekecek ve öleceklerdir. Bu kıyamet senaryosu çerçevesinde
evanjelistler, Yahudileri kullanmaktadırlar. Akıllı siyonistlerin, bu durumun farkında
olmaması imkânsızdır.
ADL’den
∗
Nathan Perlmutter,
Amerika’da Gerçek Antisemitizm
kitabında şunları yazmaktadır:
152
∗
ADL (Anti Defamation League), Antisemitizme karşı mücadele veren en etkin İsrail lobilerinden biri.
152
Halsell, a.g.e., s. 102.
“Liberal Yahudiler kendilerinden son derece köklü bir biçimde
farklı düşünseler de, Yahudiler Hıristiyan Sağın iç politika önceliklerine
katlanabilirler, zira b
u meselelerin hiçbiri, İsrail meselesi kadar önemli
değildir. Bizim şu an İsrail’i desteklemek gerektiğine inanan dostlara
ihtiyacımız var. Şayet Mesih gelirse, önümüzdeki seçenekleri o gün
değerlendiririz. Şimdi efendiyi övüp mühimmatı ele geçirmeye bakalım.”
Yazarın burada ‘iç politika öncelikleri’ ile evanjelistlerin zina, kürtaj, homoseksüellik,
pornografi gibi konular karşısındaki tutumunu kastetmektedir. Yazar, bir kısım Yahudilerin
özgürlükçü olmalarına rağmen, İsrail vatanı için buna katlanacaklarını belirtmektedir. Liberal
olmak gibi bir kaygısı olmayan diğer Yahudiler ise mevcut durumdan zaten memnunlar.
54
BÖLÜM - II
EVANJELİZM’İN TÜRKİYE PLANI
2.1.
NİL VE FIRAT İDDİALARI
“O gün Rab İbrahim’e ahdedip dedi: Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat nehrine
kadar diyarı senin zürriyetine verdim.”
153
153
Tekvin: 15/18.
İşte Eski Ahit’te geçen bu ayet, evanjelistler ve
siyonistler için ele geçirilmesi gereken toprakları göstermektedir. Evanjelistler için bu sınırlar
arasındaki toprakları almak dispensalizmin şartlarından biriyken, siyonistler için inançları
gereği vaat edilmiş toprakları göstermektedir. Nil ve Fırat arasındaki bu
topraklar Irak, Suriye,
Mısır, Sudan ve Türkiye’yi kısmen; Ürdün, Lübnan ve Kuveyt’in ise tamamını içermektedir.
Bahsi geçen bölgelerin her za
man diken üstünde duran istikrarsız bölgeler olması dikkat
çekicidir. Çünkü bu ülkeler, Amerika’nın evanjelist, İsrail’in ise siyonist ülküsü çerçevesinde
sürekli manipüle edilmektedir. Bu ülkelerden Ürdün ve Lübnan hiçbir zaman istikrarı
yakalayamamış ülkelerken, Sudan ise kendi iç sorunlarıyla başı dertte olan bir ülkedir. Irak,
uzun dönem kargaşa içinde kaldıktan sonra şimdi Amerika ve İsrail’in istediği kadar istikrara
kavuşmuştur. Fırat’ın ötesinde kalan Erbil yönetimi, işbirlikçi tavırlarından dolayı
ödüllendirilmiş ve kendi hükümetlerini kurmayı başarmışlardır. Irak savaşı her ne kadar
dışardan bakıldığında başarısız bir operasyon gibi gözükse de aslında amacına ulaşmıştır.
Kuveyt ve Suudi Arabistan ne bilim alanında ne de askeri alanda ileri seviye ülkelerken, sahip
oldukları zenginlik sayesinde görece bir istikrar yakalamışlardır.