T. C. Ahi evran üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ



Yüklə 0,6 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə21/31
tarix17.09.2018
ölçüsü0,6 Mb.
#69249
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   31

 
 
58 
Arap ülkelerin
in  lideri  konumundaki  Mısır,  1967  savaşından  sonra  ağırlığını 
yitirmiştir. %50 Sünni Arap nüfusuna sahip ülkede bağımsızlık isteyen büyük nüfuslu azınlık 
grupları vardır. Ülkede tek düzgün işleyen kurum ordudur. Yolsuzluk, işsizlik gibi nedenlerle 
halk, yönetimden memnun değildir. Ülke, baskı rejimi ve Amerika’dan 1967’den beri aldığı 
yardımlarla ayakta durmaktadır.  
 
Suudi  Arabistan  ise  sayılan  diğer  ülkelere  göre  daha  refah  düzeyi yüksek  bir ülke 
izlenimi vermektedir. Fakat petrolden başka mamulü yoktur ve askeri yönden de zayıftır.  
 
Yoğun bir Filistin nüfusu barındıran Ürdün, yazara göre aslında Filistinlilere verilmeli 
ve böylece onlardan kurtulmalıdır.   
 
Suriye,  yazara göre Filistinlilerin esas memleketidir. Orduyu Sünni askerler 
oluşturmasına rağmen yönetim kademesi Alevi’dir. Suriye sahilde Alevi, Halep’te ve Şam’da 
Sünni, alt kesimlerinde Dürzî bir yönetim olarak bölünmelidir.    
 
Yazarın tek memnun olduğu ülke Lübnan’dır. Çünkü ülkede yönetim zafiyeti vardır ve 
beş farklı de facto yönetim bulunmaktadır.  
 
İsrail’in uzak tehdidi Şii İran, Irak’taki Şiilerin de sempatisini kazanmıştır ve bu Irak 
için tehlikelidir. Pakistan 15 milyon, Afganistan 5 milyon ve Türkiye ise 12 milyon Şii-Alevi 
barındırmaktadır.  Yazara  göre  Türkiye’de  bulunan  6  milyon  Sünni  Kürt  de  Türkiye  için 
tehdittir.
160
                                                           
160
 Yinon, a.g.e.  
  
 


 
 
59 
Dikkat  edileceği  üzere  Prof.  Yinon  azınlıklar  üzerinde  önemle  durmaktadır.  Eserde 
kimi  zaman  Falanjistlerden  kimi  zaman  Hıristiyan  azınlıktan  muhtemel  tehdit  olarak 
bahsedilmektedir.  O  dönemde  İsrail’in  neredeyse  bütün  komşularına  kıyasla  daha  zayıf  bir 
ülke  olduğu  için,  diğer  ülkelerin  küçük  parçalara  bölünmesi  gerektiğini  öne  sürmektedir. 
Böylece  bu  ülkeler  boyut  itibariyle  küçülürken  kendi  aralarındaki  çekişme  nedeniyle  de 
zayıflayacaklarını hesaplamaktadır.   
 
Eserde göze çarpan bir diğer nokta, yazarın Irak’la ilgili görüşleridir. Irak, Suriye’ye 
göre daha büyük bir tehdittir. Çünkü daha güçlü bir ordusu ve zengin petrol kaynakları vardır. 
Fakat Irak da aynı şekilde Şii tehdidi altındadır. Suriye’den farklı olarak ordu Şii, komutanlar 
Sünni’dir. Ya
zara göre bu durum ilerde sadakat sorunları yaşanmasına neden olabilir. Nitekim 
öyle  de  olmuştur.  Savaş  sırasında  ordu  komutanları  olağanüstü  çaba  gösterirken,  askerler 
Amerikan  askerlerinin karşısına çıkmaktan imtina etmişlerdir.  Irak da mezhep esasınca üçe 
bölünmelidir: güneyde Şii, Bağdat’ta Sünni, kuzeydeyse Kürt devleti.    
 
2.2.
 
İSRAİL LOBİSİ 
 
İsrail  lobisi  ifadesiyle  anlatılmak  istenen,  İsrail  çıkarları  için  gaye  birliği  yapmış 
dernek ve örgütlerdir. Hepsi farklı yapılanmalar şeklinde ve farklı meslek grupları tarafından 
oluşturulan  bu  örgütlerin  tek  bir  noktadan  aynı  anda  kurulduğu  söylenemez.  Ne  var  ki 
organize  olarak  hareket  ettikleri  rahatlıkla  söylenebilir.    Esasında  İsrail  lobisi  ifadesiyle 
anlatılmak istenen çatı bir örgüt değildir. Kastedilen İsrail çıkarları için birlikte hareket eden 
bu dernekler ve üyeleridir.   
 
Evanjelistler  kıyametin  kopması  için  çalışırken,  siyonistler  de  bu  lobiler  vasıtasıyla 
kendilerine  vaat  edilen  toprakları  ele  geçirme  peşindedirler.  Evanjelist  ve  siyonist 


 
 
60 
derneklerinin 
dirsek teması halinde olduklarıysa gözden kaçmamaktadır. Pat Robertson, Tom 
Delay  ve  Jerry  Falwell  gibi  ünlü  evanjelik  liderler  en  büyük  İsrail  lobisi  olan  AIPAC 
üyesidirler.
161
2.2.1.
 
İSRAİL LOBİSİNİN FAALİYETLERİ 
 
İsrail  devlet  adamlarının  dahi  ABD’ye  geldiklerinde  çoğu  zaman  öncelikle 
evanjel
ik liderle görüşmesi de birbirlerini ne denli desteklediklerinin bir göstergesidir.  
 
 
ABD’de yaşayan Yahudi halkının eğitimli ve zengin olması İsrail lobisinin işini oldukça 
kolaylaştırmaktadır. Lobinin yapması gereken zaten bilinçli olan Yahudileri, İsrail davasıyla 
ilgili konularda haberdar etmekten ibarettir. Medyayı da elinde bulundurmanın avantajlarını 
kullanarak  kısa  zamanda  organize  olup  kendi  görüşlerini  siyasi  karar  alıcılara  iletebilmekte 
hatta kabule zorlayabilmekte
dirler. Nüfuslarının az olmasına rağmen bu bilinç hali sayesinde 
ve  seçimlere  katılmada  gösterdikleri  hassasiyet  sayesinde  dikkate  alınan  bir  toplum  haline 
gelmektedirler.  
 
Yahudi  sermayedarları  sayesinde  ABD’nin  önde  gelen  basın  yayın  kuruluşları  da 
lobi
nin  sözcülüğünü  yapmaktadır.  Aydoğan  Vatandaş,  Armagedon  adlı  kitabında,  Harp 
Akademileri’
nde görev yapan öğretim üyesi bir kurmay albayın lobi ile ilgili şu görüşlerine 
yer verir,  “En önde gelen üç TV şebekesinden ikisi olan NBC ve CBS ortakları Yahudi’dir. 
Aynı zamanda En yüksek tirajlı ve siyasi etkinliğe sahip gazetelerden New York TimesNew 
York News  ve  Washington Post’un sahipleridirler”.
162
                                                           
161
 Walt-Mearsheimer, s. 31. 
162
 
Aydoğan Vatandaş, Armagedon, Timaş Yayınları, İstanbul, 2008, s. 43. 
  Bunun gibi Yahudi patronlu medya 
kuruluşları yanında siyasi ve maddi çıkar nedeniyle İsrail yanlısı yayın yapan medya organları 
da vardır. Wall Street Journal’ın eski editörü hakkında, “Shamir, Şaron, Bibi… Bu adamlar 


Yüklə 0,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə