42
Reagan’ın resmi papazı olmuştur.
123
Falwell ile sık sık Armagedon ve İncil kehanetleri
üzerine konuşmaktadır. Falwell’e Armagedon’a yaklaştıklarını hissettiğini söylemiştir.
124
Reaga
n yaşamı boyunca kıyameti göreceğine inanmıştır. Anti-füze savunma sistemine olan
ilgisinin de kıyamet inancıyla alakalı olduğu iddia edilmiştir.
125
Çünkü dispensalist inanca
göre kıyamet koptuktan sonra Megiddo ovasında nükleer bir savaş olacak. Bunu ise Eski
Ahit’te
geçen Eizekel 38 ve 39. ayetlere bağlarlar. Ayetlerde şiddetli yağmur ve dolu olacağı,
kükürdün kaynayacağı, dağların düşeceği, depremlerin olacağı yazar. İnsanların ayakta
durduğu halde etlerinin soyulacağı, gözlerinin çukurlarından fırlayacağı yazar.
126
Evanjelistler
tüm bunların bir nükleer patlamayla mümkün olabileceğini düşünmektedirler. Reagan, işte bu
zihniyetini Ortadoğu siyasetinde de sürdürmüştür. Seksenlerde Libya’nın bombalanmasını
Eski Ahit’ten ayetler göstererek açıklamıştır. Buna göre Libya, kıyamette İsrail oğullarına
ihanet edecek ülkelerden biridir.
127
1993–
2001 yılları arasında başkanlık görevini yürüten Bill Clinton, konuşmalarını
İncil’den ayetlerle süsleyecek kadar dindar olmasına rağmen bir evanjelist değildir.
Başkanlığı sırasında eşiyle birlikte İsrail’i ziyaret etmiştir. 1995 yılında gerçekleştirilen bu
ziyaret Grace Halsell tarafından şiddetle eleştirilmiştir. Çünkü Clinton çifti Beytüllahim ve
Nasıra gibi Hıristiyanlık için kutsal sayılan hiçbir yeri ziyaret etmemiştir. Ancak Bill Clinton
kippa takıp gezerken, eşi Hillary de Ağlama Duvarında (Western Wall) Yahudilerle ibadet
etmiştir.
Bu nedenle Reagan, Libya’yı peşinen cezalandırmıştır.
Başkanlığı döneminde İsrail’e yaptığı tüm askeri yardımlar da aynı mantıkla açıklanabilir.
Reagan, Kitab-
ı Mukaddese göre koruması gereken halkı kıyamete hazırlamaktadır.
128
123
Kepel, a.g.e.
124
Vural, s. 38.
125
Vural, a.g.e., s. 39.
126
Halsell,a.g.e., s. 32.
127
Vural, s. 41.
128
Grace Halsell, “The Clintons: American Hostages in the Holy Land”, Washington Report on the Middle East
Affairs, January- February 1995, s. 20.
43
2001–
2009 yılları arasında iki dönem başkanlık yapan George Bush, babası Başkan
Bush sayesinde iyi bir eğitim almıştır. Presbiteryen kilisesine bağlı olarak yetişmiş olan Bush,
Amerikan başkanları içinde evanjelizmi en fütursuzca savunanı olmuştur. Gençlik yıllarında
çok da dindar bir hayat yaşamayan Bush’un uyuşturucu ve alkol gibi sorunları olmuştur.
İlerleyen yıllarda Billy Graham’ın eserlerini okumaya başlamış ve onunla tanıştıktan sonra
çok etkilenmiş ve alkol probleminden kurtulmuştur.
129
İncil’i günlük olarak okuduğu ve her
sabah dua ederek göreve başladığı bilinen Bush, kendisinin Tanrı tarafından
görevlendirildiğini düşünmektedir. Verdiği demeçlerde kullandığı kutsal savaş (holy war), şer
ekseni (evil exis),
haçlı seferleri (crusades), sağduyu (gut instinct), gibi terimler de dini
kaynaklardan beslendiğini açıkça göstermektedir. Sabah uyandığında ilk okuduğu şeyin,
günün haberleri değil Oswald Chambers’in yazdığı evanjelik bir dua kitabı olan My Utmost
for His Highest
adlı eser olduğunu öğreniyoruz.
130
Chambers ise 1. Dünya Savaşı sırasında
Avusturyalı ve Anzak askerlerine İncil götürürken ölen baptist vaizdir. Bush’un yakın
arkadaşı olan ve onun başkanlığı döneminde Ticaret bakanlığı görevinde bulunan Don Evans;
“Bush inançlarının kendisine hayrı ve şerri gösterdiğini düşünmektedir” ifadesini
kullanmaktadır.
131
İşte Bush’un bu düşünce yapısı onun dış politika görüşünü, özellikle de
Ortadoğu politikasını derinden etkilemiştir. Hatta Ortadoğu söz konusu olduğunda Jerry
Falwell gibi akıl hocalarından dahi daha dispensalist görüşlere sahiptir. Falwell 11 Eylül
saldırılarının homoseksüellerin, kürtajcıların ve feministlerin ahlaksızlıklarına bir ceza
olduğunu düşünürken
132
129
Vural, s. 49.
130
Howard Fineman, “Bush and God”, Newsweek, 23 Mart 2003.
131
Fineman, a.g.m.
132
Vries, a.g.m.
Bush, T
anrı tarafından kendisine verilen sağduyu ile olsa gerek, şer
ekseninin
Irak olduğunu tespit etmiş ve oraya saldırmıştır. Bush’un başkanlığı döneminde
evanjelistler ve siyonistler safları iyice sıklaştırmışlardır. O kadar ki Avrupalı gazeteciler dahi
bu du
rumu yadırgar hale gelmişlerdir. Guardian Bush’un Cumhuriyetçi partisinde bulunan
44
şahinleri Likudniks
∗
(Likud’cular) diye alaya almaya başlamışlardır.
133
Evanjelist Bush’un,
İsrail sevgisi başkanlığından önce de vardır. Vali olduğu dönemde, Yahudi Birliğine
seslenirken kullandığı cümleler dikkat çekicidir: “Ben bir Hıristiyan’ım. Fakat Zebura ve
İsrail’in uyumayan ve uyuklamayan Tanrı’sına da inanıyorum. Her zaman dünyadaki
dostlarımızın yanında olacağız. Ve en önemli dostlarımızdan biri de İsrail’dir”.
134
Bush, yönetimini,
sahip olduğu bu düşünce yapısına uyacak kimselerden seçip
kurmuştur. Dışişleri Bakanlığı’nı yapmış olan Condoleezza Rice’ın babası bir papazdır.
Savunma Bakanlığı görevini yürütmüş olan Paul Wolfowitz ise Yahudi’dir. Savunma Bakanı
yardımcısı Douglas Feith de -ki babası siyonist Betar örgütü üyesidir- bir Yahudi’dir. Eski bir
CIA ajanı ve Reagan’ın eski Savunma Bakan yardımcısı ve Bush döneminin Savunma
Bakanlığı Danışma Konseyi üyesi Richard Perle de Yahudi’dir. Bush döneminin Ankara
Büyü
kelçisi Eric Edelman da Yahudi’dir. Amerika Birleşik Devletleri gibi bir ülkenin
yönetiminde farklı inanç ve etnik gruplardan kimselerin yönetimde söz sahibi olması
yadırganacak bir durum değildir. Fakat sadece %3’ü temsil eden bir topluluğun iktidarda bu
kadar yoğunlaşması yadırganır. Ayrıca tüm bu kişilerin Savunma Bakanlığı ve alt
kurumlarında ya da Dışişleri Bakanlığında yoğunlaşmış olması dikkat çekicidir. Tüm bu
görevlendirmeler aslında Bush’un inanç yapısının ürünüdür. Böyle akıl hocalarına sahip olan
bir başkanın da Ortadoğu politikası kaçınılmaz olarak Yahudi lehtarı olacaktır. Washington
Post
da bu duruma dikkat çekmiştir. 2003 Şubatında kullandığı başlık; “Bush ve Şaron’un
Ortadoğu politikası neredeyse aynı” şeklindedir.
135
∗
Likud Partisi, İsrail’in sosyalist ve siyonist partisidir.
133
Kiracofe, a.g.m.
134
Davidson, a.g.m.
135
Walt-Mearsheimer, s. 50.
Bu durum, Bush’un kehanet
planını
tamamlaması için evanjelik seçmenlerden ve İsrail’e verdiği destekten ötürü de Yahudi
seçmenlerden ikinci bir dönem için daha yeterli oy almasını sağlamıştır.
Dostları ilə paylaş: |