T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ antropoloji (SOSYAL antropoloji) anabiLİm dali



Yüklə 1,25 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə47/80
tarix22.07.2018
ölçüsü1,25 Mb.
#58208
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   80

152 
 
gidiyor,  onların  başucunda  oturup  elleri ile  yemeklerini  verip  sularını içiriyor, 
oturup hatırlarını soruyorlarmış.
108
 
Bu  açıklamalarda  Başgöz  o  dönem  tarihi  olayların  yanında  bize  İslam 
kadercilik  öğretisinin  de  Yunus’ta  yer  aldığını  anlatmaktadır.  Bölüm,  dönem  tarihi 
olaylarına yukarıdaki şekliyle az da olsa değinmektedir. Bir sonraki başlıkta Başgöz 
bize Yunus’un tarikata girmesiyle oluşan değişimi anlatmaktadır. Derviş Yunus adlı 
bu bölümde artık Sünni Beyler düzeninin yerini tekke İslam’ı almaktadır. Bu değişim 
Başgöz’de  şu  şekilde  ifade  edilir:  Molla  Yunus,  hayatının  bilmediğimiz  bir 
devresinde, mistikliği (tasavvufu) kabul eder; düzenden kopar, bir karşıt kültür 
oluşturan  Taptuk  Emre’nin  tekkesine  varır.  Molla  Yunus,  Derviş  Yunus’a 
dönüşür.  Sünni  Beyler  düzeninin  yerini,  hak  erenlerinin  yeni  toplum  düzeni 
alır. Bu geçiş Yunus’un şiirlerine yeni fikirler, yeni bir coşkulu sevgi ve büyük 
bir söz ustalığı getirecektir. Dönüşüm Yunus’un yalnız dil anlayışında değildir; 
Yunus’un eşi dostu ile, çevresi ve ailesi olan ilişkilerinde de yeni kopmalar ve 
düzenlemeler  olacak,  Yunus  bu  bunalımın  sonunda  evinden  barkından 
ayrılacaktır.  Bu  bunalımın  boyutlarını  ve  gerçek  nedenlerini  bilmiyoruz.  Bu 
konuda, ancak, Yunus’un şiirlerinden başka dayanağı olmayan, tahminler ileri 
sürülebilir. 
Yunus’un  tekke  toplumuna  göçmesi,  Mevlana’da  olduğu  gibi, 
beklenmedik bir patlama sonunda olmamış.  Yunus’un şiirleri, yavaş ve uzun 
bir geçiş dönemini belirtiyorlar. Yunus’un kul-tanrı, cennet-cehennem, hayat-
ölüm,  yaratan-yaratılan  ikiliğinden  uzun  zaman  kurtulamadığını,  tanrı 
sevgisinde  bunların  tümünü  birleştiren  bir  bütüne  varamadığını  gösteren  bir 
                                                             
108
 A. g. e. s. 28–33  


153 
 
hayli şiiri var. Ama Sünni inanış da artık kendisini doyurmuyor, bir başka yere 
bağlanmak, tutunmak istiyor; yeni bir yol arayışı bu Yunus için. 
Başgöz,  Babailik  ayaklanmalarına  kısaca  değinmektedir.  Baba  İlyas 
ayaklanması bu dönem güçlükle bastırılabilmiştir. Bu dönem toplumsal bunalımların 
nedenleri  hakkında  Başgöz  detaylı  bilgiler  vermektedir.  Moğol  tehdidinin  dönem 
insanı  hayatı  üzerine  olan  etkileri  hakkında  okuyucuyu  bilgilendiren  Başgöz,  bu 
tehdidin  ve  vahşetin  dönem  insanını  bezdirdiğini  ortaya  koyar:  “Moğol 
kargaşalığından  evvel  Selçuklu  sultanlığının  Anadolu’dan  geliri  15  milyon 
altın; Moğol’dan sonra 3 milyona düşüyor. Bunun da bir milyon iki yüz bini her 
yıl  Moğol’a  haraç  gidecek.  Yunus  Emre  yoksullaşan  ve  güvensizlikten 
bunalan halkın ne durumlara düştüğünü bize çarpıcı dizelerle açıklar: Beyim 
arif isen var yolunca/Bunda başlar yiter kanlar sorulmaz (divan, 341)” 
Yunus  Emre’nin  girdiği  Taptuk  tekkesi  hakkında  da  detaylı  bilgiler 
bulunmaktadır:  Yunus  Emre’nin,  Taptuk  tekkesine  vardığı,  orada  bir  zaman 
eğleştiği  doğru  olmalıdır.  Bunu  yalnız  Yunus’un  şiirleri  ve  menkıbeler  değil, 
ileride  belirteceğimiz  başka  kaynaklar  da  söylüyor.  Yunus  bu  tekkeye 
olgunluk  çağında,  belki  de  kırkını  geçtikten  sonra  varmış  olmalıdır.  Orada 
şeyhinin kızına âşık olarak, tıpkı menkıbelerin söylediği gibi, yeni bir sevginin 
coşkunluğunu da yaşamış olabilir. 
Başgöz, bu Taptuk tekkesi hakkında detaylı bilgiler vermektedir. Bu çok uzun 
ve detaylı bilgileri özetleyerek vermek okuyucuyu sıkmamak ve konuyu dağıtmamak 
açısından  faydalı  olacaktır.  Anadolu’ya  göçen  Oğuz  boyları  bu  topraklarda  çeşitli 
yerleşimler  kurmuşlardır.  Bu  yerleşimlerin  bazıları  tekke  çevresinde  olan 


154 
 
yerleşimlerdir. Bu tekkelerde savaşçı dervişler değil toprağı işleyen, toplum düzenini 
sağlayan kişiler görev yapmaktadır. Tekkeler dini hayatın yanı sıra toplumsal hayatı 
da düzenleyen  merkezler olmuşlardır. Taptuk tekkesi  hakkında  bilgilerimiz oldukça 
kısıtlı  ve  dağınıktır.  Bu  tekkelerde  nasıl  bir  hayatın  sürdüğü  hakkında  ise  Başgöz, 
Ömer  Lütfi  Barkan’dan  bazı  bilgiler  aktarmaktadır:  “Bu  devirde  gördüğümüz 
dervişler henüz ziraat hayatı ile meşgul olan, bağ bahçe yetiştiren, zaviyeler 
kurmakta  usta  olan  kişilerdi.  Vakitlerini  ayin  ve  ibadetle  geçirdiklerine, 
başkalarının  sırtından  yaşadıklarına  dair,  ortada  henüz,  hiçbir  delil  mevcut 
değildir.  Birçok  dervişlerin  bir  komün  hayatı  yaşamak  için  bir  araya 
toplandıklarını  ve  beraber  çalışıp,  beraber  yemenin  ve  böyle  müşterek  bir 
hayat sürmenin zevklerini tercih ettiklerini kabul edebiliriz. (Barkan, 304)” 
İster Müslüman olsun, ister Hıristiyan olsun, Bâtıni ilkeleri benimseyip 
tekkeye varan kimse orada yeni iş ve insan ilişkileri içine giriyor, eli yahut dili 
ile  bu  halkçı  düzene  katkıda  bulunuyordu.  Dünyadan  tümden  el  etek  çekip 
çile  evlerine  kapanan  dervişler  Müslümanlıkta  yoktur;  Hıristiyanlıkta  vardır. 
Anadolu  dervişleri  arasında  15.  Yüzyıla  kadar  böyle  kimseler  hiç  yok.  Bu 
dervişlerden kimi sucu baba, kimi eskici baba, kimi kilci baba, kimi de elekçi 
baba. Hepsi de alın teri dökerek, bir şey beklemeden, dürüstçe halka hizmet 
ettikleri  için,  baba  veya  dede  olmuşlar.  Hıristiyanlıkta  bir  din  ulusunu  “aziz” 
(Saint)  mertebesine  ancak  kilisenin  en  yüksek  din  meclisi  yükseltir.  Yani 
Hıristiyan  din  düzeninin  kontrolünden  geçmeden  kimse  “aziz”  ilan  edilemez. 
Anadolu’da  böyle  bir  din  kurulu  yok.  Kararı  köyün  veya  kentin  halkı  veriyor. 
Kendisine  dürüstçe  hizmet  veren  insana  ölünce  “baba”  veya  “dede”  unvanı 
vermekten  çekinmiyor.  Bu  temiz  insanlara  “baba”  veya  “dede”  denerek 


Yüklə 1,25 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə