T. C. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi


Duruşmaya kısa bir ara verildi



Yüklə 0,97 Mb.
səhifə2/7
tarix14.06.2018
ölçüsü0,97 Mb.
#48492
1   2   3   4   5   6   7

Duruşmaya kısa bir ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Gizli Tanık Poyraz gizli tanık odasında son ortam ve şekilde huzura alındı.

Kendisine soru sorma işlemine devam olundu.

Mahkeme Başkanı: "Boğaç Kaan Bey buyurun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan söz istedi verildi: “Beyefendi konuşmalarınızdan izan ve insaf sahibi bir insan olduğunuz belli. Soracağım sorulara adaletli cevap vereceğinize inanıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim yeminde yaptırdık zaten.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet. İfadenizde, ifadenizde her şeyi bizzat gördüm yaşadım ve bizzat 1. ağızdan Sedat Peker’den ve Veli Küçük’ten kulağımla duyduğum olaylardır. Şimdi bu bizzat şahit olmayıp gayrimeşru camiada dedikodu olarak konuşulan benimde duyduğum bir olayı anlatmak istiyorum demişsiniz ve şu şekilde devam etmişsiniz. 2006 yılında Kadıköy’de evinin önünde öldürülen Zeki Yalçın’da Sedat Peker’in adamıydı. Sedat Peker’in otopark işlerine bakıyordu, gayrimeşru alemde konuşulduğuna göre Zeki Yalçın’ın hesabında 27 milyon Avro para varmış. Bu parayı Sedat Peker’e bağlı kontrolünde olan otoparklardan çaldığı paralardan toplamış. Sedat Peker’de Zeki Yalçın’ın bu şekilde para çaldığını öğrenince Boğaç Kaan’a talimat vermiş. Boğaç Kaan’da Zeki Yalçın’ı Kadıköy’de evinin önünde öldürmüş. O olayı gayrimeşru alemde bu şekilde konuşuluyor, ben olay hakkında herhangi bir görgüye ya da net bir bilgiye sahip değilim, sadece gayrimeşru alemde konuşulan dedikodulardan bu şekilde olduğunu duydum, başkada bir bilgiye sahip değilim demişsiniz. İfadeniz doğru mudur efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Boğaç güzel kardeşim.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Şimdi o 27 milyon konuşulan ben net rakamı bilmiyorum.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben sizi de rahatsız etmek istemiyorum o yüzden dolayı kısa ve öz.”

Mahkeme Başkanı: "Müdahale etmeyin efendim bir dakika tamamlasın bir dakika buyurun. Poyraz Bey buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaç kardeşim.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben seni bir sefer gördüm. Ama Beşiktaş Adliyesinde Zafer Salman’ından tut, Mecnun Odyakmaz’ına, Önder Ercan’ına, Metin Kaya’sına biz eski arkadaşlarız.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bu mevzuyu güzelce konuştuk ben hatta hep her zamanki gibi zamanında Halim Kırnap’ın olayına Zarif’in olayına geldiği gibi. Ben dedim ki; Zeki’ye yazık oldu Zeki’yi ben taa eski tanıyorum meşhur Elazığlı Motor Zeki seni de.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Benimde çok tanıdığım ve sevdiğim bir kişi. Bu konuda ismimin geçtiğinden dolayı bu suali soruyorum çünkü.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sen benim ismimi de biliyorsun Boğaçcığım ben Hacı Turan biliyorsun iyi biliyorsun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben söyleyemediğimden dolayı sizin isminizi burada kullanamıyorum. Hayır bilip bilmediğimden dolayı değil olmadığım bir konuda ismim geçtiği için hani kendimi zan altında bırakmamak için size bu soruları soruyorum. Çünkü hani duymuş olduğunuz duyumlarda bir görgünüz veya bunu size söyleyenler hani bana iftira atmak için beni karalamak için veya beni zan altında bırakmak için sizi kullanmışta olabilirler. O yüzden dolayı ben bu sualleri size yöneltiyorum. Hani o yüzden hani sizi yormak istemediğimden dolayı yani kısa cevaplar almak istiyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaçcığım güzel kardeşim.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Şimdi bak ben birebir gördüm demiyorum.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet biliyorum ifadenizin…”

Gizli Tanık Poyraz: “Canım kardeşim sen beni iyi biliyorsun, iyi tanıyorsun birebir gördün demiyorum.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sen sizin kimseye iftira, bana iftira atmayacağınızı da biliyorum o yüzden dolayı bunu size soruyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Artı operasyonda Peker’in Sedat Peker’in bizzat özellikle sana Boğaç kendini haber gönderip de gömsün nereye gömerse gömsün. Niye? Yusuf Altay olayından dolayı tahliye olup Kelebek operasyonundan tahliye olma ihtimali vardı. Özellikle sana talimatlar yağıyordu Boğaç ne yaparsan yap saklan.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Beyefendi, beyefendi bu konunun…”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika sorunun cevabını tamamlasın ondan sonra. Buyurun buyurun gizli tanık buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Anlıyor musun ha bu işe talip oldun, güzel bir arkadaşı vurdun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama ben böyle bir şey yapmadım diyorum siz bunu gördünüz mü diyorum. Yani bu şimdi bu şekilde söylediği zaman öncelikle şunu sormak istiyorum size.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi Boğaç Kaan Bey tanığın bilgisini görgüsünü soruyoruz (1, 2 kelime anlaşılamadı) yapmadım diyorsunuz ama burada tanık beyanının tespiti için burada.”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaç kardeşim ben gözümle görmedim gözümle görmedim. Daha adım Hacı Turan.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Babamın adı Osman, yukarıda Allah var. Kalemi kırıldığı zaman biz eski arkadaşlar kendi aramızda konuşurduk bu işlere senin talip olduğunu da biliyordum. Ama ben seni birebir görseydim vazgeç derdim fakat senin kanın kaynıyordu.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bunu.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika güzel kardeşim ben seni seviyorum.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Teşekkür ediyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaç kanın kaynıyordu Boğaç Kaan olacaktın güzel bir arkadaşı vurdun. Anlıyor musun? Aslan gibi de vurdun aslan gibi de yatıp çıkacaksın bunda şey yapacak bir şey yok.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama benim vurduğumu gördünüz mü? Hayır beyefendi.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ama abini abini reisini aklamak istiyorsan ben kendi başıma yaptım diyebilirsin.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır hayır ben kimseyi aklamak istemiyorum bu konunun da aydınlanmasını istiyorum. Bu yüzden dolayı da size soruyorum. Bu ifadeyi 2008 yılında vermişsiniz. Ben tutuklanmadan önce. Bana kimse bu konuyla alakalı ne bir ifademi aldı, ne bir bilgi sordu. Zaten anlatmak istediğim şey şu Sayın mahkemeye. Siz bu konuyu dedikodulardan duydum diyorsunuz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Dedikodulardan değil eski arkadaşlardan.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bunu ispatlayabilir misiniz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaç kardeşim, Boğaç kardeşim ben nasıl ispatlayayım şimdi Metin Kaya gelip de doğrudur diyebilirdi, Önder Ercan doğrudur diyebilir mi? Demiyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama siz az önceki kimseyi bilmiyorum kimseyi karalamak istemediğinizi söylediğiniz için bu soruyu soruyorum. Şu an ben burada karalanmış oluyorum. Benden böyle bir şey duydunuz mu, ben bu olaya yani aldım böyle bir şey yapacağım veya ben gittim yaptım gibi bir şeye şahit oldunuz mu diyorum. Yani sizinle aramızda böyle bir konuşma veya başkalarıyla aramda böyle bir konuşma veya ben böyle bir şey yaptığıma karşı bir deliliniz var mı onu soruyorum?”

Gizli Tanık Poyraz: “Delilim eski arkadaşlar daha sen Zeki’nin Zeki Yalçın’ın peşindeyken biliyorum. Namusun, sana tek kelime konuşacağım Boğaç ben seni severim aslan gibi işe talip oldun namusum şerefim üzerine de Zeki Yalçın’ı sen vurdun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama siz şimdi böyle söylüyorsunuz ama…”

Gizli Tanık Poyraz: “Biliyorum ya Boğaç kardeşim şimdi birbirimizi biliyoruz yani.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “(0 kelime anlaşılamadı) hayır nereden biliyoruz ben sizi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Nasıl bilmiyoruz Boğaçcığım?”

Mahkeme Başkanı: "Efendim böyle karşılıklı konuşma şeklinde olmaz. Soru cevap şeklinde.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “(3, 4 kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: "Tanık cevabını bitirsin, sizde sorusunu sorarsınız tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “O zaman sadece şunu soruyorum. Sizin benim bu konuyu Sedat Peker’den aldığıma ve bu konuyu yaptığıma dair bir deliliniz, bir tanığınız var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Var da Önder Ercan gelip bunu Metin Kaya gelip bunu Mecnun Odyakmaz bunu.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Önder Ercan görmüş mü?”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Zafer Salman bunu gelip de doğrular mı, Varis Küçük gelip de bunu doğrular mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama şimdi öyle bir şey…”

Gizli Tanık Poyraz: “Olaydan sonra biz mahkemelere Kelebek operasyonundaki Sedat Peker’in mahkemelerine gelirken kafede hep oturup ben yine diyordum Zeki’ye yazık oldu yine de diyorum Zeki’ye yazık oldu, sen de o zaman bak kilo almışsın fidan gibi aslan gibi bir arkadaş… kardeşimizdin. Talip oldun oldu, vurdun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama nereden biliyorsunuz bunu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ya nasıl ben Hacı Turan’ım diyorum. Senin abin çıksın karşıma o sorsun bak ne cevaplar vereceğim.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bakın ben başka bir soru soruyorum ve size sormuş olduğum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaçcığım ben tek kelime kull… namusum Hacı Turan olarak namusum şerefim üzerine yemin ediyorum Zeki Yalçın’ı sen vurdun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ya nereden bildiğinizi…”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben biliyorum, biliyorum ispatlayamam Varis Küçük gelip de.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bunu ispatlayabilir misiniz onu soruyorum?”

Gizli Tanık Poyraz: “Varis Küçük gelip burada doğrudur diyemez, demez.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Varis Küçük (1, 2 kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika. Gizli Tanık Gizli Tanık Poyraz; nasıl vurulduğu konusunda, kimin vurdurduğu konusunda bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım biz eski arkadaşlar olarak mahkemeler devam ederken ve olaydan öncede kaleminin kırıldığını, kaleminin kırıldığını.”

Mahkeme Başkanı: "Kimin kalemi kırıldı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Zeki Yalçın’ın.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Zeki Yalçın’da cesaretli bir arkadaştı ben açıkça söylüyorum şimdi Boğaç’ı da ben severim, Boğaç’ın arkasında bu destek olmasa Boğaç Zeki Yalçın’a, Boğaç’ın yüzüne diyorum 50 metre yaklaşamaz Zeki Yalçın’da atarlı, sağlam güzel bir arkadaştı.”

Mahkeme Başkanı: "Peki Zeki Yalçın’ın kalemini kim kırdı yani kalem kırmaktan kastınız nedir?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sedat Peker, gayrimeşru alemde kalem kırmak demek öldürmek demek.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ölüm fermanını çıkarmak demek.”

Mahkeme Başkanı: "Peki Sedat Peker’in Boğaç Kaan Murathan’a bir talimat verdiğini biliyor musunuz, duydunuz mu bu konuda?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim yani duydum kendi arkadaşlarımız konuşuyor kimisi Zeki seviyo… Zeki’ye yazık oldu bugün yarın ölecek.”

Mahkeme Başkanı: "Kimden duydunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Metin Kaya, Önder Ercan, Zafer Salman, Varis Küçük biz bunları hep böyle bir araya geldiğimiz zaman kendi aramızda çay sohbeti anında konuşuyoruz.”

Mahkeme Başkanı: "Peki Boğaç Kaan’ın bir menfaati var mı bu işte?”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaç Kaan’ın işte bu olaydan sonra sağlam çıksaydı o da Tolga Peker gibi Olgun Peker gibi mahkemeye verirdi soy ismini değiştirirdi manevi evladım diye olurdu Boğaç Kaan Peker.”

Mahkeme Başkanı: "Peki olayın oluş şekli konusunda bilginiz var mı nasıl vurmuş tabancayla mı ne bileyim başka şekilde mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Silahla efendim Zeki Yalçın’a bıçakla yaklaşabilir mi?”

Mahkeme Başkanı: "Yani Boğaç Kaan’ın işte vurduğuna dair olayın oluş şekliyle ilgili bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Peşine geziyor geziyor geziyor en son evinin önüne yani yaklaşamıyor Zeki Yalçın sağlam bir çocuk, Sedat Peker’in de eski arkadaşı. En sonda evden çıkarken de çocuk cesaretli demek ki o ara Boğaç’ı da belki tanımıyordu veya tanıyordu veya tanımıyordu yaklaşıp, yaklaşıp vuruyor.”

Mahkeme Başkanı: "Peki vurulma anında Boğaç Kaan’ın yanında başka birileri de var mıymış?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilemem, onu bilmiyorum gözcü veya araba süren onu bilmiyorum ama.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim ben bu konuda açık ve net bir cevap istiyorum bu konuyu ispatlayabilir mi? Benim Sedat Peker’den böyle bir konuyu aldığıma, kaleminin kırıldığı bana böyle bir olayın verildiğine dair şahitleri var mı? Bu şahitler kimlerdir, olay nasıl olmuştur?”

Mahkeme Başkanı: “Evet Gizli Tanık Poyraz bu.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bu şahitler anlatan şahitlerde bu olayı görmüşler mi, Sedat Peker’in söylediğini duyumları ne şekilde olmuş yoksa kafalarında bu böyledir şöyledir veya beni karalayıp isteyip bana iftira atmak isteyen insanları kullandırmış olabilirler.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam tamam anlaşıldı. Gizli Tanık Poyraz; sizin bu olayı görgünüz var mı? Yani vurulma olayını Zeki Yalçın’ın vurulma olayını görgünüz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım olayı vurulurken gördüğüm yok vurulmadan öncede olaydan haberim var.”

Mahkeme Başkanı: "Görmediniz sizin…”

Gizli Tanık Poyraz: “Vurulmadan, ben net konuşuyorum vurulmadan öncede haberim var Zeki’ye yazık oldu ama bugün yarın kopacak. İşe de işinde talibi Boğaç Kaan, Zeki’nin peşine gezmeye başladığını…”

Mahkeme Başkanı: "Peki o şeyi duymuşsunuz yani bugün yarın kopacak diye duymuşsunuz. Kaç gün sonra bu olay oldu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Valla ya 1 hafta sürdü ya 10 sürdü gün (1 kelime anlaşılamadı) hatırlayamam.”

Mahkeme Başkanı: "Peki. Size bu olayı aktaran şahıslar olayı görmüşler mi yoksa başkalarından mı duymuşlar?”

Gizli Tanık Poyraz: “Benim görüştüğüm kişiler zamanında Peker’e ben en yakın ruhsatlı silahını taşıyacak kadar en yakın kişi olduğum kadar onlarda yakın kişiler.”

Mahkeme Başkanı: "Evet. Peki Zeki Yalçın’ın…”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaç güzel kardeş… Sayın Başkanım müsaade eder misiniz?”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaç benden net cevap istedi. Ben Boğaç’a söyledim yine de söylüyorum. Adım Hacı Turan babamın adı Osman yukarıda Allah bir diyorum şerefim, namusum üzerine yemin ederim Boğaç Kaan Zeki Yalçın’ı sen vurdun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim ben.”

Gizli Tanık Poyraz: “Daha da bundan başka net cevap vermem.”

Mahkeme Başkanı: "Sorunuz var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet şimdi biz (1 kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: "Tanığa sorunuz var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet var, var.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Şimdi şöyle bir şey var bu olay kaç tarihinde oldu?”

Mahkeme Başkanı: "Zeki Yalçın’ın vurulma olayı.”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaç şimdi ben sana net tarih saat.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır bir hafta önceden (1 kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika efendim sorunun cevabını alalım soru sordunuz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaç kardeşim ben sana tarih şu tarih, bu tarih net tarih ben nerede vereyim.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Başkanım.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben mesela kendi arkadaşlar eski bu arkadaşları sende tanıyorsun abi diyorsun konuşurken ben saate bakıp... ben o zaman bu işe böyle bir işe karar vermedim ki görüntü yapayım, tarihi alayım, ses alayım. O zaman bende senin gibi Peker’e tapan bir insandım.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam tanık bilmiyorum dediniz tarihini buyurun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim şundan dolayı sordum ifadesinde tarih var o yüzden dolayı sordum.”

Mahkeme Başkanı: "Bilmiyorum dedi siz başka soru sorun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tarihi bilmiyorsunuz. Peki, bu insanın kaleminin kırıldığını kimden duydunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Söyledim ya kişileri söyledim sana.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bu insanlar tanık, şahit, olay yerinde olan ve bu konuya bilgi sahibi olan insanlar mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Peker’e yakın birebir bilgi sahibi olan insanlar.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Peki bu tarihte.”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaçcığım bir müsaade eder misin güzel kardeşim bak ben seni seviyorum. Sen Varis Küçük’ü tanıyor musun?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ya tanımam ayrı bir şey beyefendi ama bu konuda benim ismimin geçmesi çok ayrı bir konu.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ya Boğaçcığım.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben Varis Küçük’ü sadece ismen olarak tanıyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim?"

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Samimiyetim olan ismen tanıyorum samimiyetim olanda bir insan değil ama. Samimiyetim olmayan bir insan böyle şeyleri size söylediğini söylüyorsunuz sizde ondan duydum diyorsunuz. Ama ne benden görüştüğüm hani bir görüşmüşlüğümüz var sizinle ne de başka. Benim efendim bir şeyin ekrana yansıtılmasını istiyorum. Beyefendi dünkü vermiş olduğu ifadesinde Boğaç Kaan Murathan eskiden zayıftı kilo almıştır demişti. Şimdi ekrana resimlerimin yansıtılmasını istiyorum 2000 yılındaki resmin. Ben hayatımda en zayıf olduğum dönemi yaşadığım için söylüyorum.”

Mahkeme Başkanı: "O alınan resminiz duruşmada savunmanız sırasında alınan resim.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “O zaman hayır hayır.”

Mahkeme Başkanı: "Ha şimdikini.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet o 2000 yılındaki resmim efendim. Yani ben cezaevine girmeden önceki resmim onların hepsi. Yani onlar bakıldığı zaman daha da getirebilirim ben hayatımda hiç zayıf olmadım.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım müsaade eder misiniz?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bunun ekrana yansıtılmasını istiyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım müsaade eder misiniz? Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun, buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir şey söylemek istiyorum. Boğaç kardeşim ben burada şu anda ekrandayım. Ben belli bir yaşa gelmişim gözlük kullanıyorum hatta gözlüğümü de evde unutmuşum. Şu anda senin arkanda duran arkadaş ismini hatırlayamıyorum Ali Suavin’in arkanda güzelde kafasını sallıyor. Erdal Aksakal’la kapalı minibüsle Kağıthane’deki otoparka gelmedin mi kardeşim sen?”

Mahkeme Başkanı: "Şeyi gösterelim.”

Gizli Tanık Poyraz: “He ben miyim diyen ben miyim diyen arkadaş ben miyim? Erdal Aksakal’la gezmiyor muydun sen?”

Mahkeme Başkanı: "Bu mu gördüğünüz? Ayağa kalkan, şu anda monitörde gördüğünüz şahıstan mı bahsediyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet Erdal Aksakal’la gezmiyor muydu, Kağıthane otoparka gelmediniz mi?”

Mahkeme Başkanı: "Şu an gördüğünüz şahıs Bora Ballı.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet, evet, evet.”

Sanık Bora Ballı söz istedi verildi: "Beyefendi ben Sedat Peker’i tanımam, hayatımda Sedat Peker’i de tanıyan kimseyi de tanımadım. Sedat Peker’i tanıyan birisini tanıyan birisini bile tanımadım.”

Gizli Tanık Poyraz: “Güzel kardeşim.”

Sanık Bora Ballı: “Bir müsaade buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Buyur.”

Sanık Bora Ballı: “Ben sizi tanımıyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Sanık Bora Ballı: “Ben Eyüplüyüm. Hayatımda Kağıthane’de kimsenin otoparkına da gitmedim bahsettiğiniz ismi de tanımıyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Güzel kardeşim bu işler.”

Sanık Bora Ballı: “Dün dediniz ki burada Sedat Peker’in belki mahkemelerinde görmüş olabilirim belki tribünde görmüş olabilirim. Ben hayatımda Sedat Peker’in ya da bir başkasının mahkemesine de gitmedim. Ben tribüne gidip maçta izlemedim hayatımda. Yani siz beni ya birisiyle karıştırıyorsunuz ya da burada Boğaç Kaan Murathan’la.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet…”

Sanık Bora Ballı: “Arkalı önlü ya da yan yana oturuyorum diye böyle bir sonuca ulaşmış olabilirsiniz. Ama sizin burada söylediniz Başkanım müsaade buyurun lütfen. Sizin burada söylediğiniz her şey bizi şaibe altında bırakabilir, benim konumumda Sedat Peker’le bir ilgisi yok şahsımın da ilgisi yok, tanıyan bir Allah’ın kulunu da tanımıyorum ben Sedat Peker’i. Beraber gezdiğimi söylüyorsunuz benim Sedat Peker’in tanıdığı bir kişiyle.”

Gizli Tanık Poyraz: “Erdal Aksakal’la bak güzel kardeşim.”

Sanık Bora Ballı: “Tanımıyorum ben Erdal Aksakal diye birisini.”

Gizli Tanık Poyraz: “Müsaade eder misiniz güzel kardeşim.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun gizli tanık buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Zaten bu işler böyledir. Sen tanımıyorum diyorsun Boğaç Kaan benim sevdiğim güzel bir çocuktur. Boğaç Kaan şimdi gözüme bakarak diyor ki Varis Küçük’ü tanımıyorum diyor. Boğaç kardeşim o zaman Peker’in manevi evladıyım, evladıyım diye ne güzel geziyordun Varis Küçük’ü görünce abi abi anlıyor musunuz? Güzel bir arkadaştın, saygılı bir arkadaştın. Şimdi böyle ben Varis Küçük’ü tanımıyorum, Mecnun Odyakmaz’ı arkadaşın da tanımıyorum demesi doğaldır yani.”

Sanık Bora Ballı: “Başkanım ben bir şey söylemek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika. Biraz önce şimdi elinde mikrofon olan Bora Ballı, Sedat Peker’i tanıyor mu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Erdal Aksakal’la bana Ali Suavin’e gelen kapalı minibüsle gelen arkadaş. Şimdi çıkardım ben onu şimdi böyle yakından gördüm daha çıkardım. Yani ben iyi biliyorum görüyorum Kağıthane’ye çok geliyordu.”

Sanık Bora Ballı: “Kaç senesinde bu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Hı?”

Sanık Bora Ballı: “Kaç sene, seneyi söyleyebilir misin?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kelebek operasyonundan önce.”

Sanık Bora Ballı: “Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam tamam bu şekilde cevap veriyor. Erdal Aksakal’la Sedat Peker arasındaki ilişki nedir?”

Gizli Tanık Poyraz: “Erdal Aksakal bu aleme Sedat Peker’le ilk çıkan arkadaşlardan biri Kırıkkalelidir. Daha ilk çıkan dünkü o saydığım isimler. Sedat Peker, Mecnun Odyakmaz, Erdal Aksakal, Vedat Kadıoğlu, Kayserili Vedat, Eyüp İlhan, Halim Kırnap, Nihat Yazıcı sonra dahil. Bu arkadaşlar sonra hep beraber yürüdük bu arkadaşlar.”

Mahkeme Başkanı: "Peki Erdal Aksakal’la Bora Ballı’yı kaç defa birlikte gördünüz?”

Gizli Tanık Poyraz: “2 veya 3 sefer otoparka geldiler bende dedim Sedat Peker birebir dedim beni arasın, ben çıkayım karşısına gerekiyorsa yapılır dedim kırılır Ali Suavin’in kalemi.”

Mahkeme Başkanı: "Kimin otoparkıydı, kimin otoparkıydı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Şaban Hacıoğlu’yla Sedat Peker’in manevi abisi Şaban Hacıoğlu’yla benim çalıştırdığım otopark. Otoparkta tapulu yer vakıf emlak yeri değil. Sedat Peker’in halasının oğlunun tapulu yeri İsmail Yaman, İbrahim Yaman sahipleri.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Benim 2004, 2005, 2006, 2000 yıllarında nerede olduğumu biliyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben bir sefer seni, bir sefer görmüşlüğüm var.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Kaç yılında?”

Gizli Tanık Poyraz: “Hatırlamıyorum bilmiyorum şimdi. Ama senin iyi bir arkadaş olduğunu biz kendi aramızda konuşuyorduk.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Teşekkür ederim de bunun sorunun cevabını alabilir miyim? 2004, 2005, 2006, 2007 yıllarında nerede olduğumu biliyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaç kardeşim tarih olarak bilemem şimdi güzel kardeşim.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Peki bu yıllarda Sedat Peker’in nerede olduğunu biliyor musunuz 2004, 2005, 2006, 2007 yıllarında?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sedat Peker’in mi?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kelebek operasyonunda önce Beykoz, Şile.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “2004, 2005, 2006, 2007 kelebek operasyonundan sonra yani başlangıcı ve gidişi yani (1 kelime anlaşılamadı).”

Gizli Tanık Poyraz: “Kelebek operasyonunda bir tutuklandı bir salıverildi ondan sonra cezaevine girdi sana habire.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hangi cezaevine girdi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hangi cezaevine girdi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kandıra’da yatıyordu.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Kandıra’da yatıyordu. Peki ben o tarihte neredeydim biliyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sen o tarihte (bir kelime anlaşılmadı) sana habire haber geliyordu, habire para geliyordu, kendini gömsün ne yaparsa yapsın diyordu.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bana bu paralar ve haber kimin vasıtasıyla geliyordu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Saydığım kişiler vasıtasıyla. Sen biliyorsun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Kim bu insanlar?”

Gizli Tanık Poyraz: “Valla bilmiyorum ki kim getirirdi. Ben şimdi isim veremem.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İsim. Bu parayı ama beni ithamda bulunuyorsunuz, birinin para getirdiğini ve haber getirdiğini ve…”

Gizli Tanık Poyraz: “O para da…”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Benim voltada olduğumu…”

Gizli Tanık Poyraz: “Para dağıtımı, para dağıtımı zaman zaman değişir.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır bana para getiren insanların kim olduğunu size soruyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilemem o tarihte.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bana haber.”

Gizli Tanık Poyraz: “Haftalıkları kimin dağıttığını bilemem.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama.”

Gizli Tanık Poyraz: “Benim zamanımda Varis Küçük’ün otoparkında alıyordum ben haftalığımı.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Varis Küçük’ün otoparkında alıyordunuz ama bende size söylüyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sen o zaman yoktun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Benim telefon.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sen o zaman yoktun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Benim telefon. Tamam biliyorum benim telefon kayıtlarım Mahkemenin huzurunda var, kimlerle görüştüğüm belli. Öncesinde ve sonrasında firari olduğum yerde belli, şeyde belli. Bana getiren yani duymuş olduğunuz Sedat Peker’den para ve haber getiren kişiler kimlerdi, bunların isimleri neydi mahkemede açıklamanızı istiyorum ve bunları delillendirmenizi istiyorum. Çünkü üstüme atfı cürümde bulunuyorsunuz, müddei söylediği şeyi ispatla mükelleftir, siz bunu ispatlamak zorundasınız.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Çünkü ben bir işadamı olmaya çalışıyorum, beni kirletiyorsunuz ve hiçbir delilinizin olmadığı için delil sunmanızı istiyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sezai diye bir arkadaşı tanıyor musun?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sezai diye bir arkadaşı tanıyor olmam bana onun getirir anlamında değil, o mu getirdi, başkası mı (1, 2 kelime anlaşılmadı)

Gizli Tanık Poyraz: “Tanıyor musun, tanımıyor musun?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanıyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Peker’in şoförü, koruması.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sezai dediğiniz arkadaş Sedat Peker’in şoförü değildir, Cengiz Cansız’dır şoförü.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yaaa tabi tabi.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Burada yanlış bilgi veriyorsunuz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Tabi tabi.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben size bana kimin bilgi getirdiğini, bana kimin para getirdiğini söylemenizi istiyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bi..”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Varsa bir cezam çekeyim ama yoksa sizin atmış olduğunuz iftiralardan dolayı sizin ceza çekmenizi istiyorum. Benim bu olayı yaptığıma dair, ben çünkü sevdiğim bir insandan bahsediyorsunuz ve onun bir ailesi var ve ailesiyle görüşüyorum. Benim bu olayı yatığıma dair ve benim böyle bir olay yapacağıma dair bilginizi, belgenizi, tanığınızı, şahidinizi buraya getirmenizi istiyorum. Mahkeme Heyetinin karşısına ve bu insanların isimlerini verin.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam, tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Şu şu şu net bilgi?”

Mahkeme Başkanı: “Tamam soru anlaşıldı, soru anlaşıldı.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben verdim, ben vicdanen rahatım Boğaçcığım sen hiç merak etme.”

Mahkeme Başkanı: “Gizli Tanık Poyraz, Boğaç Kaan’ın para aldığına dair bir şeyler söylüyorsunuz, nereden biliyorsunuz bunu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim şimdi haftalıkları dağıtan sık sık değişir.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Kendi mi dağıtır.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim, bir dakika. Buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Benim zamanımda Varis Küçük dağıtıyordu. Sonra habire değişir bunlar, bir ara Atilla Peker dağıtıyordu, zarflar dağıtılıyor yani ama o tarihte.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Başkanım (1 kelime anlaşılmadı)

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim sorunun cevabını alalım.”

Gizli Tanık Poyraz: “O tarihte parayı voltalara haftalık alanlara kimin dağıttığını bilmiyorum.’

Mahkeme Başkanı: “Siz Boğaç Kaan’ın bu konuda para aldığına dair herhangi bir görgünüz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Görgüm yok, bilgim var.”

Mahkeme Başkanı: “yok. Bilgi nereden geliyor size?”

Gizli Tanık Poyraz: “Görgüm yok. İçer... yani Sedat Peker devamlı Boğaç ne yapsın yapsın saklansın dedi bilgim var, biz arkadaş eski arkadaşlar arasında konuşuyorduk, bunlarda hep Peker’e yakın insanlar isimlerini de verdim zaten.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam başka sorunuz var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim soru çok...”

Mahkeme Başkanı: “Efendim bu konu.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır bu konudan sormuyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Başka soru varsa onu alalım.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet sorum şuydu ama ben firarda olduğumu söylediği tarihte Sedat Peker’in F Tipinde olduğu tarih arasında bana para ve bilgi notu yolladığını söyledi. Öncelikle ben nerdeydim? Yani firari olarak neydeydim?”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sedat Peker…”

Mahkeme Başkanı: “Boğaç Kaan, Boğaç Kaan Murathan nerdeydi firari olduğu tarihlerde?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım firari insani Peker gibi bir insandan talimat geliyor, kendini gömsün, yakalanmasın diyen insan, emniyetin bilmediği bulamadığı bir insanı ben nerede olduğunu ne bileceğim, mantığa sığar mı?”

Mahkeme Başkanı: “Boğaç Kaan Murathan’ın yurtdışına çıktığını biliyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Haberim yok ondan.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bir şey söylemek istiyorum efendim tezat oluşturmuyor mu? Sedat Bey bana kendini gömsün diyor ama aynı zamanda kendini gömsün dediği insana da şunun kalemini kırın diye şey yapıyor, hani bunu kalemini kırdım gerekeni yap. Hem kendimi gömüyorum…”

Gizli Tanık Poyraz: “Gayri meşruda göm alamı ne demek, saklan demek.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben gayrimeşruyu sizin kadar iyi bilmiyorum beyefendi.”

Gizli Tanık Poyraz: “Saklan demek o şifredir.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben.”

Gizli Tanık Poyraz: “Göm kendini, saklan. “

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim şimdi burada diyor ki Beyefendi; Zeki Yalçın’ın hesabında 27 milyon Avro para varmış.”

Gizli Tanık Poyraz: “Var demiyorum.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır ifadesinden okuyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “İnan mı… (1, 2 kelime anlaşılmadı).”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İfadesinden okuyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika söylenilen söz Zafer Salman’a, Varis Küçük’e, Mecnun Odyakmaz’a bu şeyde Kozyatağı’ndaki şirkette, basa basa olaydan sonra yine söyledim, dedim bu kadar para imkanı yok dedim. Ama dedim olabilir, ama dedim bu 27 milyon parayı Zeki bir yerden, nasıl bir anda bu otopark aldı, nasıl çaldı, nasıl etti, nasıl hesabına geçirdi.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben parayı o kadar olduğunu iddia etmiyorum Boğaçcığım.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bir saniye Başkanım sizi bilgilendirmek açısından söylüyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben hayır hayır bir şey öğrenmek.”

Mahkeme Başkanı: “Bu konudaki beyanları daha sonra alırız, tanığa beyanınız, sorunuz varsa onu alalım.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır size bir şey öğrenme….”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun tanığa sorunuzu alalım.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben ifadesinden sormak zorundayım.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun sorun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İfadesinde diyor ki; Zeki Yalçın’ın hesabında 27 milyon para varmış, bu parayı Sedat Peker’e bağlı kontrolünde olan otoparklardan, çaldığı paralardan toplamış. Sedat Peker’de Zeki Yalçın’ın bu parayı çaldığını öğrenince Boğaç Kaan’a talimat vermiş, Boğaç Kaan’da Zeki Yalçın’ı Kadıköy’de evinin önünde öldürmüş. Bu çok net bir bilgi, yani bu sizin Sayın Savcımıza vermiş olduğunuz organize şubede vermiş olduğunuz bir bilgi. Bu sizin duyumlarınızda vermiş olduğunuz bir bilgi ve size bunu anlatan insanların size bunu anlattığını söylediğiniz bir bilgi. Yani bunu ifade yani vermiş olduğunuz ifade de ifadeniz olarak beyan olarak kabul ettiğimizi varsayarsak demiyorum, bunu var sayıyorum. Zeki Yalçın hangi otoparkların sahibiydi Sedat Peker’le ortak olarak ve bu…”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika tamam önce bu sorunun cevabını alalım. Buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilseydim otoparkların ismini zaten ifademde söylerdim yani Boğaç.”

Mahkeme Başkanı: “Semtini söyleyebilir misin, hangi semtlerde?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum ama İstanbul genelinde bir sürü otoparka hakim olduğunu…”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Kaç tane, kaç tane otopark vardı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Valla sayısını bilmiyorum otoparklar hep çalışıyordu Zeki Zeki orda burada çok kişinin elinden zorla aldı otoparkı, bastı otoparkları.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hangi otoparklar, yani isim, yer, mekan, tarih.”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaçcığım güzel kardeşim ismini bilseydim ben o ifademde o otoparkların ismini tek tek söylerdim.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama bilmediğiniz konularda…”

Mahkeme Başkanı: “Bilmiyor ef…

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bir otopark olduğunu ve.”

Mahkeme Başkanı: “Boğaç Kaan Bey bilmiyorum diyor. Başka soru sorun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tamam.”

Mahkeme Başkanı: “Bilmiyorum diyor aynı şeyleri sorup durmayalım.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tamam peki şöyle bir şey söyleyeceğim. Bu ifadeyi vermiş olmanıza göre, yani böyle bir ifadeyi vermiş olduğunuza göre, bu ifade de az önce dediniz ki; yemin ettiniz. Ben bu konuyu biliyorum dediniz, bu ifadelerle yani 27 milyon Avro sabit, net bu yani Zeki Bey rahmetli olduğu zaman hesaplarına bakılacak 27 milyon Avrosu bir kere var mı? İkincisi bu parayı Sedat Peker’e bağlı kontrolünde olan otoparklardan çaldığından toplamış diyorsunuz. Bu otoparkların bu kadar para kazandığına dair bir delil, bir ispat herhangi bir şey Sayın yetkililer zaten öğreneceklerini düşünüyorum. Sorum şu; F tipi cezaevinde yatan bir kişinin, F tipi cezaevinde yatan bir kişinin, firari bir kişiye haber yollaması ve bu haber neticesinde de bir eylem yaptırması, olabilmesi için, Beyefendinin bu aradaki haber kaynağını net olarak söylemesi ve ne şekilde Sedat Peker’in bana böyle bir şeyi yaptırmış olabileceğini burada anlatması gerekmektedir. Çünkü ben zan altındayım.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam, tamam. Boğaç Kaan Beyin sorduğu sorular hakkında bilginiz var mı?

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim şimdi diyor ki,”

Mahkeme Başkanı: “Yani Sedat Peker Boğaç Kaan Murathan’a nasıl haber göndermiş?”

Gizli Tanık Poyraz: “F tipinde yatan bir insan diyor nasıl diyor bana haber gönderir cezaevinde yatan bir…”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Öyle demiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim bir dakika. Buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Nasıl haber gönderir diyor, Silivri tam donanımlı cezaevinde yatan bir insan nasıl bana haber gönderiyorsa, sana da o şekil haber göndermiştir Boğaçcığım.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim ben haber gönderdi veya göndermedi demiyorum bu bilgiyi netleştirmek açısından diyorum ki; bu insan kimdi, yani bana bu haberi getiren, aracılık yapmış olan kişi kimdi diyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum diyo….”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Çünkü telefon görüşmelerim Mahkemenin (1 kelime anlaşılmadı)

Mahkeme Başkanı: “Bilmiyorum diyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum diyorum Boğaçcığım bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “(1, 2 kelime anlaşılmadı).”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bilmiyorum diyorsunuz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ha kaçıncı söylemem.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır ben soruyorum çünkü siz bir duyumla benim böyle bir şey yapmış olduğuma yemin ediyorsunuz. Olmadığınız, duymadığınız, görmediğiniz, şahit olmadığınız, size insanların… ben şunu biliyor musunuz; Sedat Beyle 1 buçuk, 2 seneye yakından beri görüşmediğimi, bunu biliyor musunuz, bu kadar yakınsınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bu bu Boğaçcığım…”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Biliyor musunuz soruyorum size.”

Gizli Tanık Poyraz: “Alemi bana öğretme, bu alemin doğasıdır. Hani derler ya karakolda doğruyu söyler, mahkemede şaşar.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Size bir su…”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim, bir dakika.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben bir dakika bir ata şeyi vardır karakolda doğruyu söyler, mahkemeye şaşar. Şimdi karakolda harbileri söylersin, Sayın Hakimin önüne çıkınca rahatsın, bak ne güzel rahat konuşuyorsun, tanımadığını söylüyorsun. Benim sana artık diyeceği… sen Varis Küçük’ü tanımıyorum dedin, sana diyecek bir şeyim yok.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanımıyorum demedim, samimiyetim yok dedim. Yanlış anlıyorsunuz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sana diyecek bir şeyim yok şimdi.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim soruyu sorun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet soruyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Şimdi Beyefendi dünkü ifadelerinde Sedat Peker’le arasının açıldığı zamanla bir bilgi verdi ve bir tarih verdi. Bu tarihi tekrar tekrarlayabilirler mi? Yani Sedat Beyle aralarında hani ne samimiyette olduklarını bilmiyorum ama görüşmeyip, benimde kalemim kırıldı gibi ifadeler verdi ve bir tarih verdi ve bu tarihten sonrada ben bu çevreden ayrıldım, tatile çıktım İzmir’e gittim, şuraya gittim, buraya gittim gibi ifadeler.”

Mahkeme Başkanı: “Evet tamam tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bu tarihi verebilir mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bu tari…”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “İfadelerinizde var dünkü ifadelerinizde.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bu tarih, bu tarih ben daha bu ifadeyi vermeden, Şaban Hacıoğlu’yu peşime düşürdüler, yüz yüze gelince Şaban Hacıoğlu bir rahatladı, sonra ben kararımı verdim, kararımı verdim, ifademi verdim, o tevkiflerimden ötürü o dosyada Kelebek Operasyonundaki dosya… Silivri Cezaevine girdim. Silivri Cezaevinde Sabah Gazetesi baş sayfa attı. Şu anda o zaman benimde eski tanıdığım Kağıthane’nin çocuğu Hüseyin…”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet başka bir şey anlatıyor.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika lafımı kesme. Hüseyin Kaya Başgardiyan, Hüseyin Kaya Başgardiyan şu anda Metris Cezaevinde. Benim burada rahat yatışımı, koğuşuma fazla adam alınmadığını, benim tanımadığım kişiyi alınmadığını, ben burada rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldığım zaman o günü Hüseyin Kaya Başgardiyan burada nöbetçiydi, dışarıya da Şaban Hacıoğlu’nda iyi arkadaşı, Atilla Peker Sağmalcılar Cezaevine başka cezaevinden bir ifadeden ötürü geldiği zaman Hüseyin Kaya’yı, ben arayıp seni iyi tanıyorsun bizim Minik Hakan’ı.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Tanımıyorum ben.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sen iyi tanıyorsun. Sedat Peker’e de ziyaretine gider, Atilla Peker’inde cezaevlerine. Eşofmanları ben Hüseyin Kaya’yı evinden aldım, götürdüm (1 kelime anlaşılmadı) eşofmanları soktu, bu Hüseyin Kaya ondan sonra güzel raporu vermiş. Benim orda Gizli Tanık konumunda zaten manşetler atmış. Bu sefer ben çıktım, benimle görüşmek istedi, ben görüşmek istemedim. Ondan sonra benim yakınlar abi şey ol, tedbirli ol, senden şüpheleniyorlar Gizli Tanık. Ben görüşmedim, görüşmedim oraya kaçtım, buraya kaçtım. En son görüştüğüm kişiyi de söyleyeyim mi kardeşim? Kişiyi de dedim ki kart kendi üstüne olacak, telefon kartı ismini, adını, soyadını ben güvendiğim bir kişiye vereceğim, seninle öyle görüşeceğim. Sen içerden dışarı, haberleşmeyi sende biliyorsun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim (1 kelime anlaşılmadı)

Gizli Tanık Poyraz: “Nasıl haberleşilir, nasıl haber gider, nasıl haber uçar. Şu anda zaten Hüseyin Kaya Metris Cezaevinden ayrıldı şey Silivri Cezaevinden. Şu anda Metris Cezaevinde Başgardiyan Hüseyin Kaya adını da veriyorum. Mecnun Odyakmaz’ın, Olgun Peker’in, Aziz Yıldırım’ın dışarı ayağı, orada raporları alıyor, orada raporları alıyor Kağıthane’ye gidiyor.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Başkanım konu dağılıyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Dinle Kağıthane’ye gidiyor Şaban Hacıoğlu’na veriyor, Şaban Hacıoğlu da gereken yerlere bilgileri dağıtımını yapıyor. Sen daha bi… nasıl haber verilir, Sedat Peker içerden cezaevinden dışarıya haber gönderemeyecek. Böyle bir şey var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ya telefon…”

Gizli Tanık Poyraz: “Bunu çocuğu bile kandıramazsın.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Telefon (1 kelime anlaşılmadı)

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim, bir dakika”

Gizli Tanık Poyraz: “Çocuğu bile kandıramazsın Sedat Peker cezaevinden dışarıya haber gönderecek. Boğaç güzel kardeşim.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben gönderemez veya gönderir demiyorum. Siz bu bilgilere sahipseniz, kiminle haber yolladığını bilmiş olmanız gerektiğinden dolayı bu haberi getiren kişinin ismini istiyorum. Mahkeme tarafından araştırılsın.”

Gizli Tanık Poyraz: “Dönüp dolanmana gerek yok Boğaçcığım ben bilmiyorum dedim zaten.”

Mahkeme Başkanı: “Bilmiyorum dedi.”

Gizli Tanık Poyraz: “Dedim zaten bilmiyorum dedim.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim aynı şeyleri (1 kelime anlaşılmadı) bilmiyorum diyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Aynı soruyu yine soruyor, aynı soruyu yine soruyor.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Şimdi başka bir soru daha sormak istiyorum. Siz dünkü ifadenizde dediniz ki; Sedat Peker beni emekli etti, böyle bir şey söylediğiniz değil mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Kaç yılında dediniz yıl söylediniz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yıl söylemedim, ben ne zaman hırgür edi…şeye başlıyorum Veli Küçük olaylarından ötürü huylandı. Bana dedi ki, sen biraz istirahat et, emekli ol. Ben çekiliyorum kenara gidiyordum Rauf, Rauf’un Oto yıkamada maaşımı, haftalığımı alıyordum.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sene kaç senesi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yav Sedat Peker’le benim arkadaşlığım 88’de (1 kelime anlaşılmadı) Sen daha o zaman ufaktın.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır otoparktan haftalığı aldığınız, haftalığı aldığınızı söylediğiniz Rauf Büyük’ün otoparkından haftalık aldığınızı söylediğiniz, emekli olduktan sonra haftalık aldığınızı tekrar söylüyorum söylediğiniz sene kaç senesi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sene seneyi şimdi bilmiyo… onda sadece hafta tekrar Sedat Peker gayri meşru alemde kalbur üstü insanlarla takıştığı zaman hemen telefon ben Trabya’dan tak kalkıyordum veya (1 kelime anlaşılmadı) altında oturuyordum, Hacı Hüsref ’e oturdum sen beni iyi tanıyorsun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben sizi tanımıyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sen iyi tanıyor…. Sen (1, 2 kelime anlaşılmadı) tanımıyorum dedin beni de tanımıyor…”

Mahkeme Başkanı: “Gizli Tanık bir dakika.”

Gizli Tanık Poyraz: “Doğanın kanunu ben sana kızmıyorum güzel kardeşim tanımıyorum diyeceksin.”

Mahkeme Başkanı: “Gizli Tanık Poyraz, bu Kelebek Operasyonu olmuş, daha sonra ne kadar süre sonra emekli oldunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bana bu geliyordu, bana gönderdiği mektubunda da yazmış Sayın Sedat Peker. Burada Silivri Cezaevinde yatan şu anda bütün işlerini dışarıda konuşan.., görüşen koşturan Erkan var. O zaman 2 bin lira gönderdi, hastalığımı duymuş.”

Mahkeme Başkanı: “Size kim getiriyordu parayı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Erkan getirdi. Şu anda da Beykoz’daki evinde Gaffar Kandemir’le bütün işlerini yürüten Erkan.”

Mahkeme Başkanı: “Ortalama ne kadardı gelen para?”

Gizli Tanık Poyraz: “Para 2 bin lira.”

Mahkeme Başkanı: “Her defada aynı para mı geliyordu, hep 2 bin lira mı geliyordu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ondan önce ben haftalık alıyordum. Artı evim…”

Mahkeme Başkanı: “O 2 bir lira aylık mıdır?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evimin kirasını ve Yeşilpınar’daki evimin kirasını da eniştesi, halasının kızının kocası, Zafer Salman’ın bacısının kocası şu anda Eyüp Parkın yani şey Eyüp’te park var Büyükşehir Belediyesi yapar mıntıka belediyesine teslim eder ama ihaleyle alırsın. İşte kafe mafe olan Eyüp bilmem parkı oraya çalıştırıyor. Ondan sonra otopark ben Kelebek Operasyonunda alınınca otoparkı yıktılar. Belediye geldi, gaz pompalarını götürdü, kaymakam tuttu yeri kapadı yani şair oldu. Ben geçtim Yeşilpınar’daki otoparka, orda hem evimin kirası ödeniyordu, hem şey harçlığımı alıyordum Orhan Doğan’da. Sonra o şeyler olunca cezalar Şişli Adliyesindeki tevkiflerim çıkınca ben kaçtım gittim İzmir’e.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim benim hakkımda burada bir iddia var. Bu iddia….”

Mahkeme Başkanı: “Efendim o konuda sorular sordunuz.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet sorular.”

Mahkeme Başkanı: “Bilmediğini söyledi.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet bilmediğini söyledi.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam. Başka sorunuz var mı?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet kaç yılında bir kere görüştüğümüzü söylediniz, kaç yılında nerede?”

Gizli Tanık Poyraz: “Görüşmedim gördüm, gördüm diyorum, yani oturup da seninle konuşmadım ama temiz çocuktun.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Biz sizinle hiç yüz yüze gelmedik değil mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sen beni tanıyorsun, bende seni tanıyorum ama.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben sizi nerden tanıyorum, siz Tarkan mısınız yani.”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaçcığım ben şeyde.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Benim tanıdığım beynimin içerisine mi girdin? Ben tanımıyorum diyorum. Sen tanıyorum diyorsunuz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben…”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Sanatçı mısınız ben sizi tanımıyorum, gayrimeşru alemle de bir işim yok.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama siz gayrimeşru olduğunuzu söyleyip meşhur olmaya buraya geldiyseniz tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama ben sizi tanımıyorum Allah yukarıda tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Vicdanen söylüyorum tanımıyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaç, Boğaç.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ama siz tanıyorum diyorsunuz diye ben tanıyor olmayacağım nerede delil sunun, deyin ki mahkemeye biz şurada Boğaç’la görüştük, beni tanıdığına dair şurada benim arkadaşlarım var, bu arkadaşlarda yanımızda oturuyordular, bu arkadaşlarda burada görüştüğümüze, tanıştığımıza şahittiler.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam tamam evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bunu söylemenizi istiyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Hangi görüş… Kimlerle aramda konuşulduğunu ben söyledim isimlerini. Anlıyor musun?”

Mahkeme Başkanı: “Boğaç Kaan Murathan hakkında daha fazla bilgi verebilir misiniz? Yani kim kimi tanıyor, nasıl bir ilişkisi var?”

Gizli Tanık Poyraz: “E söyleyeceklerimi başta söyledim efendim, başkada zaten o da zaten doğanın kanunu usulü bu mahkeme işidir, tanımadığını, etmediğini söylüyor. O da haklı (1 kelime anlaşılmadı) öyle diyor, söyleyecek bir şeyimde yok.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hangi doğanın kanunu? Ben vicdani olarak diyorum ki; ben hayvanlar aleminde yaşamıyorum, insanlar aleminde yaşıyorum ve bir şey görgü, bilgi olması lazım ki, ben burada buna şey verebileyim, siz Sedat Beyle olan geçmişteki şeylerinizle ona bir suçlama yapabilmek için beni kullanıyorsunuz. Ben burada iki bin… 2008 yılında molotofkokteyli atılması konusundan dolayı tutukluyum, hakkımda hiçbir iddia yok, gene bir tane çocuk sizin gibi, sizin gibi benim ismimi duymuş bir yerden, kullanmış Sedat Peker’in yakını olduğumu da geçirmiş buradayım. Size tekrar soruyorum bir delil istiyorum, ben bu olayı siz delil sunun ben bu olayı yapmadımsa da yaptım diyeceğim. Şerefim ve namusum üzerine diyeceğim ki ben olayı yaptım ama beni karalıyorsunuz.Bir delil sunun lütfen”

Mahkeme Başkanı: “Tamam bir dakika, tamam anlaşıldı, Gizli Tanık Poyraz Sedat Peker’le Boğaç Kaan Murathan arasında ilişki biliyor musunuz, nasıl bir ilişki vardı, anlatır mısınız kısaca?”

Gizli Tanık Poyraz: “Manevi evladım diye geziyordu gayrimeşru alemde.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben mi geziyordum?”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim, bir dakika.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Müdahale etmeyin.”

Gizli Tanık Poyraz: “Manevi evladıyım diye. Şimdi Boğaç hiç gerek yok yaptın ettin ama hiçbir şey yok aslan gibi yat.”

Mahkeme Başkanı: “Onu nerden duydunuz, nereden biliyorsunuz manevi evladı olduğunu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim teşkilatın içindeyim ben.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ya emekli olmamış mıydınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Boğaç Kaan benim adım Hacı Turan emekli olsam hemen (1 kelime anlaşılmadı) hastalığımı duydu para 2 bin lirayı gönderdiyse Peker’inde (1 kelime anlaşılmadı) benim üstümdeydi bunu sende biliyorsun yani.”

Mahkeme Başkanı: “Teşkilatın içerisindeydim diyorsunuz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Ne kadar içerisinde kaldınız Sedat Peker’le tanışıklığınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “92, 93’ten tut ta ki, bu şu anda şu anda bu ifadeyi vermeden önceye kadar.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bu ifadeyi kaç yılında verdiniz? Yani bu ifadeyi soruyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bu ifadeyi vereli aşağı yukarı burada cezaevinde yattım zaten dosyamda belli.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bu ifade 2008.”

Mahkeme Başkanı: “2008 yılında vermiş gözüküyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “He.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Evet 2008 yılında verildi. Peki bu ifadeyi vermeden kaç sene önce sizin dostluğunuz olduğunu söylüyorsunuz ve aranızın bozulduğunu söylüyorsunuz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Aram hiçbir zaman…”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bunu, bunu ben ilgilenmiyorum sizin aranızın bozuldu…”

Gizli Tanık Poyraz: “Benim Peker’le hiçbir zaman için.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Beni ilgilendiğim konu şu; siz bu bilgileri edinmiş olabilmeniz için Sedat Peker cezaevindeyken ya görüşmüş olması, ya onun haber yolladığı kişilerle bir samimiyeti olması veya dönüşlerinde ve ziyaretinde duymuş olması gerektiği için. Çünkü ifadesinde başka söylüyor diyor ki; dedikodulardan duydum diyor ve ben diyor gayrimeşru camiada dedikodu olarak konuşu… Sizde iyi bilirsiniz ki, size şu suali sormak istiyorum; gayrimeşruda konuşulan konuların hepsi delikanlıca olsaydı, ismi gayrimeşru alemi olur muydu? Yani bu isimle siz kendinize yakıştırıyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Dedikoducuya dedikoducuya değil, gayrimeşruda konuşulanlar olanlar konuşulur. Öbür soruna geleyim Sedat Peker’le benim hiçbir zaman için aram bozulmadı, ta ki mektubu gönderene kadar. Dün daha mektubu gönderene kadar bana 5 sayfalık mektubu ben havaalanında yürüyüp gittiğim zaman bana mektubunda gerekli şeyleri söyledikten sonra ben dedim eyvallah, benim tanıklığımı o Haziran’da biliyordu, kendide yazmıştı Haziran’da dinleneceksin diye. Dünden sonra benim Sedat Peker’le aram bozuldu.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Benim bu söylemiş olduğum…”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika mektuptan bahsediyor nasıl bir mektuptu, kim gönderdi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Avukatı getirdi Kağıthane’de İsmet Yılmaz’ın yazıhanesine Şaban Hacıoğlu’na, Şaban Hacıoğlu’da bu Peker etrafıyla hiçbiriyle konuş…, görüşmüyordum benim eski arkadaşım var, Şaban Hacıoğlu’nun da eski arkadaşı İsmet Yılmaz Kağıthane’nin çocuğu (1 kelime anlaşılmadı).”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “O mektup sizde mi?”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ha.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika. Poyraz devam edin. Karışmayın efendim.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “(1 kelime anlaşılmadı)

Gizli Tanık Poyraz: “Onu devreye soktular ben İzmir’deyken aradı, birkaç kişi aradı, ben dedim görüşmüyorum, görüşecek bir şey yok dedim. Madem dedim benim için Gizli Tanık diyorlar dedim, Gizli Tanık dedim dinlenirken ben telefonumu açık tutacağım nerede olduğumu, şu anda da 3 kere telefon alıyorum dedim. Madem dedim avukatın burada dışarıda dursun Gizli Tanık ifade verirken ben dedim görüntülü konuşurum sizle. Ben dedim size güvenmiyorum çünkü eski olayları bildiğim için güvenmiyorum dedim.”



Mahkeme Başkanı: “Peki mektubun içeriği neydi, neyden bahsediyordu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ondan sonra olaylar hızlandıktan sonra tabi eli uzun ulaştıkça ulaşmış bilgilere, bu birkaç ifadenin birkaç yaprağına. Bunu kim biliyor? Hacı Turan biliyor. Ondan sonra peşime düştüler, ben İzmir’den kaçtım, oraya kaçtım, buraya kaçtım. Tekrar o İsmet Yılmaz dedi ki, ben dedim böyle böyle seninle dedim bak İsmet biz arka… Bir şartla şu anda telefon görüşmelerimiz dedim, kart benim üstüme senin kartın benim kartımda dur dedim. Soruşturayım kart senin üstüne mi? Dedim ki kardeşim ben dedim görüşmeden senin adını, soyadını dedim görüşmeye gelirken bir yere bırakacağım, görüşmeden sonra benim başıma herhangi bir iş gelirse sorumlu sensin, bunu kabul ediyor musun, bu yükün altına giriyor musun? İsmet’te dedi ki, abi dedi ben seni satmayacağım görüşelim dedi senin yararına dedi, teklifler var sana dedi. Ben İzmir’den çıktım başka vilayete ordan döndüm Amasya’ya, İsmet buradan İstanbul’da Peker’in avukatıyla görüştü taa Amasya’ya geldi, Amasya’da bana 1000 lira verdi. Dedi ki, böyle böyle. Ben dedim ki ben gizli tanık değilim dedim. İsmet’le görüştük söyle dedim. Peker’e de söyle, aynı eski Hacı Turan’ım dedim, aynı saygımla, sevgimle devam ediyor. Niye? Kendimi garantiye almak için çünkü koparacaklarını biliyordum, kendilerini tanıdığım için, teşkilatı tanıdığım için koparacaklarını biliyordum. Ondan sonra planlar başka (1 kelime anlaşılmadı) tekrar ben Amasya’da yer değiştirdim, İsmet tekrar gelince beni aradı, dedi ki abi bir görüşme daha yapacağız. Ondan sonra İsmet bir daha aradı dedi ki abi dedi hemen yer söyle dedi, haber var, cezaevinden dedi, haber geldi, hemen yanına geleceğim. Dedim ki İsmet ben şu anda dedim geleceğin yer (1 kelime anlaşılmadı) değil dedim yani gelemezsin dedim buraya, ben dedim Diyarbakır’dayım dedim. Buraya dedim gelemezsin senin içinde tehlike olur, ben dedim sana haber vereceğim dedim. Ben gerekli yerlerle görüştüm. İsmet’i aradım meşgule aldı, buyur abi dedi, dedim ki İsmet bak böyle böyle dedim yeğenim senin her şeyini istiyor dedim, vereyim mi adını soyadını ver dedi. Ben tuttum tamam dedim, telefonunu açık tut, ben seni arayacağım. Ordan ertesi günü ben İsmet’i aradım saat 10’da sabah kalktım dedim ki İsmet 12 ile 4 arası telefonunu açık tut. Gündüz mü? Gündüz. Ben gittim havaalanına girdim, (1, 2 kelime anlaşılmadı) İsmet’i aradım dedim ki hemen dedim havaalanına gel. İsmet şaşırdı. Çıktı, geldi, bir daha görüştük, dedi böyle böyle kesin dedi gizli tanık senin olduğunu söyle.. ben yine ben değilim. İsmet (1 kelime anlaşılmadı) 1000 lira daha yukarı göndermiş verdi bana. Ben ordan İsmet’e dedim haydi eyvallah beni dedim geri dönüş yapıyorum, ben havaalanının içinde kaldım t aki İsmet çıkana kadar. 1 saat sonra çıktım havaalanından yani ayrıldım İstanbul’dan Atatürk Havaalanından ayrıldım gittim. Aradan biraz geçti bu bir telefon daha İsmet dedi acil görü… dedim ki kardeşim ben ne konuştuğumu harbi söylüyorum. Ben dedim böyle 1000 lira, 1000 lira dedim benim işim gücüm olmaz dedim. Ben dedim gizli tanık değilim 1000 lira dedim hani derler geline yüz görümlüğü mü takıyorlar? Dedi ki abi 25 misli. O (1, 2 kelime anlaşılmadı) ondan sonra geldim 4 sayfa veya 5 sayfalık mektup bizzat Sedat Peker, bana tarif ediyor. Diyor ki, eski dostum, eski günlerin hatırına, işte böyle böyle poliste ifadeni şimdi söylüyorum sana, 2. konuşmamda bana isim gönderdi Serdal Akça Organizenin müdürüymüş. Eskiden mi, benim ifade zaman… güya ben diyecekmişim ki müdür beni zorladı, ben aranıyorum, hastayım, dayanamıyorum, nefes darlığım var, bronşit işte (1, 2 kelime anlaşılmadı) astımım var bu müdür beni zorladı, benim üzerimde de silah vardı aldı. Benden zorla ifade aldı, ben böyle diyecekmişim. Bana mektubunda diyor ki; eğer diyor odaya girdiğinde diyor, yedek hakim diyor yanına gelecek, hakim gelmeden diyor ifadeni değiştirme diyor. İfadeni değiştirmeye kalkarsan diyor polisler seni çıkarır bir de bana diyor korkma artık eski kanunlar yok, polisler ezemezler seni. Neyse yazmış. Baya 25 bin lira para gönderdi Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. O mektup nerededir şu anda?”

Gizli Tanık Poyraz: “Şimdi Boğaç kardeşim diyor ki, nasıl bana içerdeki cezaevindeki adam nasıl haber gönderiyor, nasıl para gönderiyor?”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bu 25 bir lirayı Silivri Cezaevinden nasıl gönderdi bana?”

Mahkeme Başkanı: “Tamam anlattınız anlattınız.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben görmedim ki o parayı size geldiğini, ispatlayabilir misiniz (1 kelime anlaşılmadı)?”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika, bir dakika.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim.”

Mahkeme Başkanı: “O bahsettiğiniz mektup nerede Gizli Tanık?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Bahsettiğiniz mektup nerede?”

Gizli Tanık Poyraz: “Mektubu havaalanında tam 5 sefer çünkü mektuba da yazmış oku oku iyice oku o getiren arkadaşa da zaten ayrı mektupta yazmış, mektubu imha edin diyor. Ben okudum okudum o mektubu getiren arkadaşta o ara yanımıza mesela ora havaalanı huylanıyor, ordan oraya ordan oraya, mektubu havaalanında tuvalette imha etti.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. O parayı aldınız mı 25 bin liradan bahsediyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Aldım efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Size nasıl ödendi o para, elden mi ödendi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Amasya’da elden Amasya’da 1000 lira, 2. havaalanı görüşmesinde 1000 lira, 3. havaalanı görüşmesinde 25 bin lira çünkü parayı ben almasam benim o zaman böyle devlet prosedürüne göre devlet prosedürüne devlet tarafından benim can güvenliğim sağlanmamıştı. Yani mahkeme kararlarından sonra bu işler oluyor dediler bana. Ben o parayı almasaydım, Amasya’da da 2. havaalanında görüşme, 3. parayı da almasam yok ben para mara istemiyorum deseydim, çekip gitseydim benim şimdi burada konuşma şansım yoktu.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Ya koparmaktan bahsediyorsunuz, nedir o koparmak?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet evet parayı almasam yüzde yüz koparacaklardı.”

Mahkeme Başkanı: “Ne demek o?”

Gizli Tanık Poyraz: “Öldürmek, gayrimeşru alemde koparmak. Kalemini kırıyorsun öldürüyorsun işte. Çünkü parayı almadığım zaman ha gizli tanıklığı kabul etmiş oluyordum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ama ben üzerine basa basa gizli tanık değil iddia ediyordum, değilim diyordum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim.”

Saatin 12:00 olduğu görüldü.



Yüklə 0,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə