T. C. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi



Yüklə 0,97 Mb.
səhifə4/7
tarix14.06.2018
ölçüsü0,97 Mb.
#48492
1   2   3   4   5   6   7

Gizli Tanık Poyraz: “Cevap veriyorum efendim. Ben zaten işte Behçet Cantürk’ü, Savaş Buldan’ı filan Peker öldürdü demiyorum. Tolga bana telefonda abi bizi kullandı koy işte kullandı kullandılar bak belki de orada diyor ki bizi kullandı kullandı attılar. Senin bilmediğin olaylarda var. Senden sonra hani ben arada sırada beni gönderirdi ya git kafanı dinle, emekli ol haftalık ondan sonra bazı (1 kelime anlaşılamadı) olunca dön geri şeye yuvaya. Bilmediğin işler var bu Sapanca olayları bile bizim işimiz.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim Beh…”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika.”

Gizli Tanık Poyraz: “Belki de. Efendim müsaade edin. Bu arada diyor ki Veli Küçük diyor bizi çok kullandı. Demek ki, Tolga Peker Sedat Peker’e sözünü geçirecek kişileri belki de Veli Küçük’ü de aradı. İşte Veli amca böyle böyle bir şey oldu. Beni affettir diye. Şimdi şey yapıyorum ben. Ben Behçet Cantürk’ü, Savaş Buldan’ı Sedat Peker öldürdü demiyorum. Diyorum ki Tolga diyor ki bizi kullandılar. Kullananlardan başında da Veli Küçük var diyor. Bana diyor ki abi dikkat et diyor bak diyor zamanında kullanıldın diyor bundan sonra kendini kullandırtma diyor bana Tolga’nın dediği bu. Allah rahmet eylesin.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım, mekanı cennet olsun. Tolga kardeşimizle ilgili ifadede geçen bölümü tekrar söylüyorum. Gizli tanık ifadesinde diyor ki Tolga Peker Atalay kendisine demiş. Behçet Cantürk dahil başta olmak üzere bütün hepsini biz öldürdük. Savcı Hakan Yüksel bu çalışmayı yapmış olmasaydı bu faili meçhul cinayetlerde Ayhan Çarkın çıkıp anlatmasaydı hiçbir şüpheye yer bırakılacak şekilde bırakılmayacak şekilde kamuoyunda aydınlatılmasaydı bu ifade üzerine şu an ben burada tamamen zan altında olmayacak mıydım faili meçhul cinayetler konusunda? Soruyorum efendim, bu ifade kendisine verdirilirken acaba böyle bir zan altında kalmam için bu olaylar olmadan ki Yüce Allah’a şükürler olsun dar odamızda ettiğimiz duaların belki de karşılığı olarak bize dönüyor. Mesela İlhan Selçuk olayında da rahmetli ölmeden önce demeseydi Sedat Peker ile benim hiçbir sorunum yok ben kendisini tanımam etmem demeden ölseydi belki o molotof kokteyl konusunda da yıllardır cezaevinde olmama rağmen zan altında kalacaktım. Bu sorumu efendim yöneltiyorum. Bu Behçet Cantürk ismi özellikle geçirilmesinin ve daha sonrada diğer faili meçhullerin söylenerek bizim teşkilat tarafımızdan ifadesine yazdırmasının amacı nedir? Şimdi ben öyle bir şey demedim diyor. İfadede var efendim buyurun okuyun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Demedim demiyorum. Tolga diyor ki, ben ifademin arkasındayım. Lafımın da arkasındayım. Tolga diyor ki abi senin bilmediğin işler var diyor. Bu işlerde bizim teşkilatın işi diyor. Benim ifadem orada. İsterse Sayın savcım okusun.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım ben anlatmak istediğimi anlatabildiğimi zannediyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim bu Behçet Cantürk isimlerinin öldürülmesi olayından veya bazı isimlerden daha önce niye bahsetmediniz?”

Gizli Tanık Poyraz: “İfademde mi?”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Sanık Sedat Peker: “İfadede var Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “İfademde var efendim benim.”

Sanık Sedat Peker: “Şimdi söylemiyor yani şu an söylemiyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Polisteki ifademde var efendim, ben aynısını da diyorum. Tolga bizi kullandılar önceki senin senin gibi sonra senin bilmediğin olaylar var Sapanca olayları. Bu olaylarda bizim teşkilatın işi. Mesela yani diyor ki Behçet Cantürk gibi. Bu olayda olaylarda bizim teşkilatın işi diyor Tolga. Ben Peker teşkilatı yaptı demiyorum ki.”

Sanık Sedat Peker: “Tolga Peker hangi teşkilattan? Bizim teşkilattan olduğunu söylüyorsunuz. Sizde yönetici kurmaymışsınız ya.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet. Evet Tolga Peker senin manevi, kardeşin.”

Sanık Sedat Peker: “Tolga Peker benim manevi kardeşim olduğu gibi benim çok değerli bir arkadaşım çok değerli de bir insan. Saygıdeğer Başkanım.”

Gizli Tanık Poyraz: “Doğru.”

Sanık Sedat Peker: “Şu an anlatmış olduğumuz üzerinde konuşmuş olduğumuz ve bu tüm gizli tanık ifadesinin üzerine kurgulanmış olan kişi rahmetli benim çocukluktan semtten arkadaşım.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim anladık. Somut bilgisini soralım.”

Sanık Sedat Peker: “Tabi efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun. Bu Tolga Peker teşkilat yaptı bizim teşkilat yaptı derken neyi kastediyordu, hangi teşkilattan bahsediyordu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Tolga Peker zaten teşkilatın içinde. Sedat Peker şimdi dedi ya çocukluk arkadaşım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bağdat Caddesinde Sedat Peker işte daha benimle tanışmadan önce daha cezaevine gelmeden önce Bağdat Caddesinde bunlar kafasına göre koştururken Şaşo’yu hatırlıyorsun Sedat Peker. Tolga Peker Şaşo’yu öldürdü manevi kardeşin oldu. Kazaya (1, 2 kelime anlaşılamadı) bağlandı.”

Mahkeme Başkanı: “Siz, siz:”

Sanık Sedat Peker: “Bana konuşma diyorsunuz ama devamlı bir şeyler söylüyor. Ben konuşmayınca bu doğrulanmış gibi oluyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Dün de söyledim bunu.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam bir dakika efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Hayır efendim dünkü, dünkü ifademe bakın dünde söyledim Şaşo mevzusunu. Kazaya döküldü. Tolga gitti yel değirmeni araştırmada işi bağladın. Önünü açtı. Rahmetli kardeşin oldu.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi gizli tanık benim sorum şu idi yani Tolga Peker bizim teşkilat yaptı veya bir teşkilat yaptı derken bu olayları. Hangi teşkilattan bahsediyordu, kimler vardı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bizim teşkilat başka Peker teşki… işte bizim beraber olduğumuz teşkilat abi Peker teşki…”

Sanık Sedat Peker: “Niye (2, 3 kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: "Kimler vardı o teşkilatta bir dakika? Kimler vardı o teşkilatta?”

Gizli Tanık Poyraz: “Teşkilatın, teşkilatın başı Veli Küçük, 2. kurmay Sedat Peker.”

Mahkeme Başkanı: "Başka kimse var mıydı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bizden mi?”

Mahkeme Başkanı: "Yani teşkilat içerisinde.”

Gizli Tanık Poyraz: “Saymakla bitmez efendim. Sedat Peker ile Veli Küçük bizim teşkilatımızda ben onu da söyledim, ifademde de var. Parmağını parmağını bunun içinde bende dahilim parmağını kaldıracak inin caddeye diyecek silahını kapan gelsin on binlerce kişi iner. Biz öyle tapıyorduk.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Sanık Sedat Peker: “Haşa.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir de bütün gençlik ifademde orada var.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım, bunun.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika. Bu sizin görüşünüz mü yoksa somut bilgiye mi dayanıyor?”

Gizli Tanık Poyraz: “Görüşüm görüşüm artı aynı benim gibi görüşte olan on binlerce kişi vardı Veli Küçük’e, Sedat Peker’e taa ki bu Ergenekon olayı patlamadan önce.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Sanık Sedat Peker: “Konumuzla ilgili hemen devamında bir soru sormak istiyorum Başkanım aracılığınızla. Gizli tanık ifadesinde diyor ki, biz devamlı suretle haftada 2 kez, 3 kez İzmit alay komutanlığına gidip Veli Küçük paşayla görüşüyorduk. Ben şunu sormak istiyorum. Bu dava kapsamında Sayın Veli Küçük’ün özel kalemine bakan askerler ve oradaki görevliler ifade verdiler. Benim oraya gittiğimi görmediklerini birkaç kez telefonla görüştüğümü bildiğini söylediler. Birisi de bir kere gittiğimi söyledi. Şimdi efendim ya o daha önce davada ifade veren tanıklar yalan beyanda bulunmaktadır. Ya da şu an huzurda olan gizli tanığın anlattıkları doğru ve gerçeği yansıtmamaktadır. Her hafta 2, 3 kere gidiyorsak o kişileri ve bizi aynı şekilde görmesi lazım. Çünkü özel kaleme bakan görevliler bu mahkemede tanık durumundadır.”

Mahkeme Başkanı: "Evet. Sedat Peker Veli Küçük ile nasıl görüşüyordu, ne sıklıkla görüşüyordu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim ben ifademde de belli ettim. Bu Ergenekon olayı olmasaydı benim orada bazı hiç sevmediğim ki bu Ergenekon olayı olmasaydı beni şubelerde post edeceklerdi ben bu bilgileri söylemezdim. Veli Küçük’ü böyle anlatmazdım. Bu olayları da anlatmazdım. Tabi ki şimdi Veli Küçük’ün postası gelecek biz Peker’i tanımıyoruz diyecek. Bu doğal doğanın kanunun. O gelecek Veli Küçük’ü tanımıyoruz diyecek. Sedat Peker’i hiç görmedik diyecek. Bende namusum şerefim üzerine yemin ediyorum ki ifademin arkasındayım. Haftada 2, 3 sefer Veli Küçük’ün İzmit’teki alay komutanlığına gidiyorduk hem de rahat bir şekilde arabanın plakasını da söylüyorum 34 MKRD 43. 34 MKRD 43.”

Mahkeme Başkanı: "Hep aynı arabayla mı gidiyordunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Aynı arabayla.”

Mahkeme Başkanı: "Peki kapıda kaydı falan olmuyor muydu, kayıt almıyorlar mıydı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim ne kaydı zaten arabayı gördü mü kapıdaki asker tak şeyi açıyordu kapıyı biz direk şeye giriyorduk içeri.”

Mahkeme Başkanı: "Yani kimlik falan vermiyor muydunuz veya deftere kaydetmiyorlar mıydı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok efendim yok. Yok efendim kimlik mimlik hiçbir şey yok. “

Mahkeme Başkanı: "Tamam buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım ben saygısızlık olmamak amacıyla sizinde sabrınızı zorlamamak amacıyla ben devam ediyorum ancak ben sorduğum soruların cevabını alamıyorum. Başka bir şeyler anlatıyor. Konumuzla alakası yok. Siz kısa sorun diyorsunuz kısa soruyorum. Başka birtakım olayları anlatıyor. Yani ben onu sormadım. Onunla alakası yok. Yine anlattığı şeylerde beni yine zan altında bırakıyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın, Sayın Sedat Peker siz dediniz ki ben sorunuza cevap veriyorum. Benim oraya gitmediğimi Veli Küçük’ün postası, askeri biz Sedat Peker’i görmedik Sedat Peker buraya gelmedi diyor dediniz. Ya bu yalan konuşuyor ya askerler. Bende gittiğimiz arabanın plakasını söylüyorum.”

Sanık Sedat Peker: “İyi de bu arabanın plakasını doğrulayacak kamera kaydınız var mı hiçbir şey var mı?”

Mahkeme Başkanı: "Peki onlar niye böyle niye, niye bir defa gördük diyorlar? Bir dakika efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim şimdi diyor ki asker oradaki asker geldi böyle ifade verdi öyle fi… şu anda ondan sonra en yakın koruması, en yakın güvendiği adam Gaffar Kandemir. Kimin askeriydi? Özgür Başçavuşun askeriydi.”

Sanık Sedat Peker: “Gene efendim onu da açıklarım ama gene değişti. Ben bunları sormuyorum. Apayrı bir şey soruyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sen, sen Sedat Peker güzel soruyorsun bende cevabını veriyorum işine gelmiyor.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi soru şu gizli tanık; Veli Küçük’ün koruması olduğu, postası olduğunu söyleyen kişiler niye haftada bir kez görüşüyor işte 1 defa yani 1 defa gördük Sedat Peker ile Veli Küçük’ü bir arada. Bunun dışında sizin dediğiniz gibi işte haftada iki üç, iki üç kez geliyorlar şeklinde bir şey söylememiş.”

Gizli Tanık Poyraz: “Söylerler mi efendim?”

Mahkeme Başkanı: "Bunun sebebi nedir?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kim söyledi?”

Mahkeme Başkanı: "Veli Küçük’ün postası olduğu söyleyen, söylenen kişi.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim gelir mahkemeye der mi ki ben pos… Veli Küçük’ün postasıydım Sedat Peker haftada 2, 3 sefer buraya geliyor. Bu asker postası gelip de öyle bir ifade verir mi burada mahkemede?”

Sanık Sedat Peker: “Başkanım sorabilir miyim?”

Mahkeme Başkanı: "Efendim bu şekilde cevap veriyor yani vermez diyor gelip ifade vermez diyor. Başka soru sorun.”

Sanık Sedat Peker: “Ancak bunların Saygıdeğer Başkan sizin ve Saygıdeğer üyeler tarafından dikkate alındığının bilinciyle huzur içinde ben devam ediyorum. Yoksa ben cevaplarımı inanın alabilmiş değilim ve sizin takdirinize (1, 2 kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: "Efendim eksik bir şey kalmasın, her şey açıklığa kavuşsun çelişki varsa düzeltilsin o mana soruyoruz başka sorunuz varsa onu alalım buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Tabi ki efendim. Aynı sorunun devamında eğer ki özel kaleme bakan oradaki görevli ve diğer asker görevli dosya kapsamında tanık olan Veli Paşanın yanındaki görevliler beni korumak amacıyla veya Veli Paşayı korumak amacıyla söylemedilerse neden Sami Hoştan’a mangal partileri düzenlendiğini söylediler o zaman onu da söylemezlerdi. Buradan çıkan netice herhangi bir koruma amacı yoktur. Tanığın gizli tanığın başka bir düşüncesi varsa bunu kanıtlayabilirse onu açıklamasını istiyorum efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim Sayın Sedat Peker beni tanıyor musun tanımıyor musun?”

Sanık Sedat Peker: “Ben benim yanıma gelmiş olduğun şekilde geçmiş tarihlerde tanıyorum. Ancak senin anlattığın adam çok enteresan gazetelerin kendilerinden bahsettiği bilmem şöyle olaylar, böyle olaylar. Ben senin anlattığın insanı tanımıyorum ben seni benim bildiğim gibi benim yanıma gelirken çok ender tarihlerde birkaç kez gelmiş sıkıntısını anlatmış sıkıntısına çözüm bulup gitmiş bir insan olarak biliyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sıkıntımı mı anlatacağım?”

Sanık Sedat Peker: “Bütün herkese bütün herkese diyorsun ki beni bütün herkes tanır. O zaman ben mahkemenin benim çevremdeki insanlara seni sormalarını istiyorum ve seni kimse tanımıyor. Senin anlattığına göre bütün herkes seni tanıyor.”

Mahkeme Başkanı: "Evet buyurun sorunuzu sorun, tanığa sorunuzu sorun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Şimdi diyorsun ki sıkıntı, sıkıntısı var.”

Mahkeme Başkanı: "Tanıdığını söylediniz, sıkıntı için geldiğini söylediniz. Tamam buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “(1, 2 kelime anlaşılamadı) başkanım sorumu sordum, sorumu sordum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Diyorsun ki Sayın Peker.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika.”

Sanık Sedat Peker: “Bu kişiler beni nasıl koruyor olabilir Sami Hoştan’ın mangal partisi yaptığını söyleyip Veli Küçük’ü kötüleyen kişiler neden benim ismimi haftada 3 kere gidiyorsam hiç gelmedi demiştir veya 1 kere geldi demiştir?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Sedat Peker diyorsun ki, sıkıntılarını gelip anlatıyordun. Ben o zaman Hacı Turan’dım sende Sedat’tın. Ben Vanlı Gülşen’le Ömer Hayyam’da Ömer Hayyam Kuran Kursunun karşısında, pavyon karısıyla dost hayatı yaşarken; aşağı gelip de 1 saat 2 saat ben duş alıp keyfimi yerine getirip aşağı indiğim günleri unutma, unutma.”

Sanık Sedat Peker: “Başkanım (2, 3 kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi Gizli Tanık soru şu başka şeyler söylemeyin. İşte Veli Küçük’ün yakınında olan kişiler asker veya polis neyse koruyucu, posta, koruması. Bu kişiler burada gelip işte sizinde anlattığınız şekilde Sedat Peker 2, 3 defa haftada geliyordu görüşüyordu şeklinde beyanda bulunmuyorlar diye söylüyor Sedat Bey. Bunun sebebini sizden soruyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sebebini söylüyorum efendim ben aslında. Şimdi o askerler o Mehmetçik gelip söyler mi?”

Sanık Sedat Peker: “Efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam, niçin söylemez? Bir dakika (1, 2 kelime anlaşılamadı).”

Sanık Sedat Peker: “Sami Hoştan’ı (2, 3 kelime anlaşılmadı).”

Gizli Tanık Poyraz: “Niye söylemez, niye söylemez? Sedat Peker Gebze Cezaevine arabayla girer girmez Gaffar Kandemir’de orada askerdi dikkat komutan geliyor çekiyordu. Bu asker gelip de Sedat Peker hakkında ifade verir mi? Veli Küçük hakkında ifade verir mi?”

Sanık Sedat Peker: “Efendim veriyor huzura gelip (1 kelime anlaşılamadı) kötülediğini söyledi.”

Mahkeme Başkanı: "Bu sorunun cevabı bu kadar başka soru soralım. Bu bitti, bu bitti efendim başka soru soralım.”

Sanık Sedat Peker: “Heyetiniz tarafından bunun dikkate alınmasını istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam başka soru sorun, hep aynı yerde dönüp dolaşıp kalmayalım.”

Sanık Sedat Peker: “Tabi ki.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun başka soru sorun.”

Sanık Sedat Peker: “Tabi ki Saygıdeğer Başkanım. Biraz önce gene ifadelerinizde beyanlarınızda demiştiniz ki; bizlerin birçok kişinin Sedat Peker’e gönül vermesinin sebebi kendisinin 3 ayları tutan, Hazreti Ömer adaletini uygulayan, Hazreti Ali’nin kılıcı gibi de kılıcı keskin olması için, olduğu için ve olması için kendisinin yanındaydık dediniz. Bütün anneleri kutsal kabul ederek pavyon kadını olabilir, hayat kadını olabilir hiç önemli değil. Her anneye saygı duyarak bu şekilde dini argümanlar, dini deyimler, dini düşünceler kullanarak, pavyondan bir bayanla evlenip ki saygı duyulacak bir şey beraber hayat yaşayıp onu ordan kurtarmak da saygı duyulacak bir şey. Bu dini duygulara sahip olup da o kadıncağızı oradan çıkarıp kendisini bağımlı çocuğuna harçlık verdi diye ayağından vurup voltaya çıkmak acaba anlatmış olduğunuz benim yanıma gelme sebebinizle ne kadar bağdaşmaktadır?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben onu vurduğum zaman senin emrin altında kurulan vakfa Nakkaş Tepeye geldim. Artı o kadını da ben çağrı cihazının pilini çıkardı diye bana ulaşamadı diye kadını vurdurmak için adam gönderdin, ben seni aradım. Dedim ki reis gerek yok ben Hacı Hüsrev’de otururken; kadın hata yapmış, çağrı cihazının pilini çıkarmış bunu da bana Tolga söyledi yine ekibin başında da Tolga vardı. Anlıyor musun? Ben dedim geliyorum çıktım geldim Gebze’ye.”

Sanık Sedat Peker: “İfade de bu şekilde geçmiyor efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim?”

Sanık Sedat Peker: “İfade de Başkanım bu şekilde geçmiyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Hangi kadını vurmam mı?”

Sanık Sedat Peker: “Evet, Saygıdeğer Başkanım ben bunun çok önemli bir soru olduğunu düşünüyorum çünkü diyor ki.”

Mahkeme Başkanı: "Niçin önemli?”

Sanık Sedat Peker: “Efendim bana hizmet etme sebebini açıklarken ifadesinde neden Sedat Peker'e hizmet ediyorsun deniliyor. Kendisi de diyor ki bunun karşılığında bizim bildiğimiz Sedat Peker diyor 3 aylarını tutan. Ki şükürler olsun 11 sene boyunca haftada 2 gün olarak ta değil efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam efendim çok detaya girmeyelim buyurun. Tamam 3 ayları tutuyorsunuz.”

Sanık Sedat Peker: “Tamam detaya girmeyeceğiz efendim. Bunun yüzünden işte namazımda olduğum için bunun karşılığında da Hazreti Ömer adaletini uygulayıp Hazreti Ali gibi kılıcımın keskin olduğundan bana hizmet ettiğini söylüyor. Yani kendisi.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam soralım tamam.”

Sanık Sedat Peker: “Dini ve duygu sebeplerle bir saniye sorumun devamını arz edeyim efendim. Dini bu duygularla hizmet ettiğini söylüyor. Ancak her annenin kutsal olduğunu gene belirterek pavyonda çalışan bir hanımefendiyle beraber yaşamaya başlayıp, daha sonrada o kadıncağız sırf bağımlı olan çocuğuna harçlık verdi diye o kadıncağızı ayağından vurmasının benim yanıma geliş dini duygularıyla bu şekildeki yaptığı bir eylemi hiçbir ortak kesişme noktası var mıdır ben bunu soruyorum ve bunun iyi bir soru olduğunu (1 kelime anlaşılamadı).”

Gizli Tanık Poyraz: “Cevap veriyorum efendim. Hazreti Ömer kılıcı Hazreti Ali kılıcı Marmara Pastanesini unutma biz orada kendi aramızda bu aleme yürüdüğümüz zaman ben Çakıcı’nın yazıhanesinden ayrılınca kendi aramızda geçen olayı söylüyorum ben. Diyorum ki bizim kendi konuşmamız kılıcımız Hazreti Ali’nin kılıcı gibi keskin, kılıcımız Hazreti Ömer’in kılıcı gibi adaletli olacak. Biz böyle yürüdük. Sonra diyorum iş değişti, Veli Küçük çıktı. Şeye gelince ben sana hizmet değil Hacı Turan sana yol gösteriyordu. Sıkıştığın zaman beni 5 ay 13 günde cezaevinden aldın. Adnan Cengiz’le takıştın, Şenol Turan’la takışınca bir arabada 4 kişi geziyorduk. Küçükyalı’da evde aynı odada yatıyorduk anlıyor musun? Şimdi ben hizmet değil ben senin, o zaman diyorduk ya ben diyordum sana, sende diyordun sen Köroğlu ben Ayvaz misali geziyorduk böyle. Aldığımız adamları arabaya koyuyorduk.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim ben bunlara ne demem gerekiyor? Şimdi bir şey demeyince kabul ediyormuş gibi oluyorum Başkanım bir şey desem siz azarlıyorsunuz.”

Mahkeme Başkanı: "(1 kelime anlaşılmadı) cevap veriyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben olanı söylü… ben olanı söylüyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Zorlayamayız ne biliyorsa onu anlatacak, nasıl söylüyorsa o zabta geçiyor buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım bir şey arz etmek istiyorum. Ben bir soru soruyorum kendisi fark farklı olaylar anlatıyor. Bu sefer ben cevap vermeyince bunlar kayda geçtiği için ben bunları kabul ediyor durumunda oluyorum cevap verince de sizin tarafınızdan.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim sizin kabul edip etmemeniz önemli değil yani mahkeme değerlendirecek bunları doğru söylüyor mu (1, 2 kelime anlaşılamadı).”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Sedat Peker diyorsunuz zavallı pavyon karısı.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika, bir dakika.”

Sanık Sedat Peker: “Bir şey arz edeyim. Bir şey arz edeyim. Siz şu anda buradaki psikolojiyi görebiliyorsunuz benim yüzüme bakabiliyorsunuz, yıllardır bu mesleği yapıyorsunuz efendim. Ancak devlet bürokrasi geleneğinde tayinler düzenli olarak gidiyor. Bu ifadeler bittikten sonra oldu inşallah gitmezsiniz. Ben adaletinizden razı olduğumu daha davanın ilk başında söyledim aleyhimde karar ver…”

Mahkeme Başkanı: "Efendim sorun yani eksik bir şey kalmasın, yanlış bir şey olmasın.”

Sanık Sedat Peker: “Başka bir hakimler geldiğinde bu yazıları okuyacak efendim bu yazıları okurken de benim sanki bunları kabul ettiğim durumu ortaya çıkacak. Ben bunu arz etmek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim ne sormamızı istiyorsunuz soralım söyleyin.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim siz soruyorsunuz ama cevap vermeyip başka şeyler anlatıyor. Bu zaman benimde kendisine cevap vermem gerekiyor.”

Mahkeme Başkanı: "Gizli Tanık soruyu iyice anlayın kısa cevap verin.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim diyor ki bana ben onun sorusuna cevap veriyorum da onun işine…. Diyor ki; benim adaletime diyor güveniyordu bana hizmet ediyordu bende cevabımı veriyorum. Diyorum.”

Sanık Sedat Peker: “Ben öyle bir şey demiyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Diyor ki, şimdi diyorsun ki.”

Sanık Sedat Peker: “Ben öyle bir şey demiyorum efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Sedat Peker diyorsun ki; benim adaletime benim işte şeyime güvenerek bana hizmet ediyordu.”

Sanık Sedat Peker: “Hayır hayır öyle demiyorum siz çok önemli bir insansınız ben size hizmet ediyorum burada hiçbir sorun yok, burada bir durum yok. Benim dediğim şu.”

Gizli Tanık Poyraz: “Hayır hayır.”

Sanık Sedat Peker: “Ben bunu söylemiyorum ben size hizmet etmiş olayım efendim buraya takılmayalım hiçbir sorun yok (1, 2 kelime anlaşılamadı) söyledim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Takılmayalım. Bir zavallı diyor, zavallı pavyon karısını diyorsun vurdu benim yanıma niye geldi diyorsun.”

Mahkeme Başkanı: "Bakın böyle karşılıklı tartışma, konuşma şeklinde olmaz usul soru ve cevap şeklinde olacak. Sedat Bey soracak sizde cevap vereceksiniz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben veriyorum onun sorusuna cevap efendim o.”

Sanık Sedat Peker: “Tamam siz bu şekilde mi cevap veriyorsunuz, başka bir cevabınız var mı sorusuna?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet evet efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Başka bir cevabınız var mı bu şekilde mi cevap veriyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok yok efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam başka soruya geçelim.”

Sanık Sedat Peker: “Sizin tarafınızdan takdir edileceğine inandığım için geçiyorum efendim başka soruya, sorumun cevabı asla değil.”

Mahkeme Başkanı: “Mikrofona yakın konuşun.”

Sanık Sedat Peker: “Sorumun cevabı asla değildi ancak sizin tarafınızdan takdir edileceğine inandığım için başka bir soruya geçiyorum. Saygıdeğer Başkanım hem yazılı ifadelerinde hem sözlü beyanlarında Gizli Tanık diyor ki; Sedat Peker diyor babalar üstü konumuna getirilebilmek için falanca falanca kişiler tarafından desteklendi en çok Veli Küçük Paşa tarafından desteklendi diyor daha sonra başka isimlerde sayıyor. Kendisine soruyorum; bu şekilde desteklenmiş olan bir insanın kollarında 8, 10 santim uzunluğunda, kasıtlarında 7, 8 santim uzunluğunda 1, 1 buçuk santim genişliğinde işkenceden yırtıklar olabilir mi?”

Mahkeme Başkanı: "Bu yaralardan haberiz var mı, nasıl meydana geldiğini biliyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bu yaraları da söyleyeyim. Daha o zaman seni asan asayiş şubede Sedat Demir.”

Sanık Sedat Peker: “Ben kaç kere işkence gördüm?”

Gizli Tanık Poyraz: “Deniz Bey. Sen bu konuma gelme bedelini Sedat Demir’in sorgusuna bir seferde seni şey sorguladı Adil Serdar Saçan. Ondan sonra hep saman altı olaylarla hiçbir olayın bedelini ödemedin.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım kendisi daha önce bazı emniyet müdürlerinin isimlerini sayıp onlar tarafından işkence gördüğümü de söylemişti.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet doğru söyledim. Seni de işkenceye alan.”

Sanık Sedat Peker: “Peki bu kadar.”

Gizli Tanık Poyraz: “Diyorum Sedat Demir, beni de, ben Küfe Barı bastığımda Ali Özbil’in (1 kelime anlaşılamadı) oğlunu oraya almayıp o zaman Mecidiyeköy’deki yazıhaneyi sana ayarladığımda ben gece otelde alındığımda alındığımda geldim ki hepiniz şubedesiniz. Seni de beni de yatır kaldır yapan Süleyman Başkör seneler sonra sana reis dedi.”

Sanık Sedat Peker: “Biraz önce saydığınız isimler pardon Saygıdeğer Başkanım biraz önce 2 tane emniyet müdürü sayıyor diyor ki; sadece bunlar işkence yaptı. Şimdi bir tane daha söylüyor bu işkence yaptı. Ben Ankara Özel Yetkili Savcısı Hakan Yüksel’e ifade verirken ifadede geçen bölümlere maddi delillere bakınca şöyle bir konuşma geçmişti. Bütün herkese araba ruhsatı bütün herkese sahte pasaport sahte kimlik seninde bahtına işkence mi düştü konusu oldu. Bu yırtıklar efendim üzerimde. Yani bunlar ne ameliyatla gidebilir efendim bıçakla kesebilirsiniz ama bir insanın eti yırtılır mı efendim? Yani nasıl bir güç uygulamanız gerekiyor ki et yırtılıyor ve şu an bunlar benim vücudumda.”

Mahkeme Başkanı: "Ne zaman oldu onlar?”

Sanık Sedat Peker: “Efendim?"

Mahkeme Başkanı: "Ne zaman oldu?”

Sanık Sedat Peker: “Efendim ben her dönem işkence gördüm bütün emniyet müdürlerini sayıyor. Zaten İstanbul'da emniyet müdürlüğü yapan kişiler bunlar.”

Mahkeme Başkanı: "Yani emniyette ifadeniz alırken mi meydana geldi bunlar?”

Sanık Sedat Peker: “Evet efendim zaten ifade alınmadan önce normal işkence yapılıyordu ben soruyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Kimdi emniyet müdürü kimdi o tarihlerde?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben sayarım efendim…”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim ben bütün emniyet müdürleri tarafından işkence gördüm, asayiş şube müdürleri işkenceyi yaptı o zaman organize şube müdürlüğü değildi. İl emniyet müdürleri tarafından emir verildi. Yapım itibarıyla, karakterim itibarıyla biraz sert mizaçlı bir insanım alttan almayı pek beceremeyen bir insanım. Mehmet Akif Ersoy (1 kelime anlaşılamadı) tabiriyle yumuşak başlıyım ama boynumu çektirmeyen bir insanım.”

Mahkeme Başkanı: "Evet. Gizli tanık Sedat Peker şöyle bir soru yöneltiyor. Madem korunuyordum yani niye işkence gördüm bu konuda bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Var efendim cevap veriyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bende sorgulandım o da sorgulandı. Ben biraz önce dedim ki; Boğaç’a bir atasözü var karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar. Zaten eski sorgular olsaydı şimdi mektubunda da bana diyor ya korkma diye. Eski sorgular olsaydı benim tanıklığıma hiç ihtiyaç yoktu hepsi bülbül kesilirdi. Aynı, doğru gördü sayıyorum müdürleri de bir tane daha söyleyeyim o diyor ki peş peşe ekliyor. Mehmet Hantokuş’un adını duyan en kral gayrimeşru baba İstanbul'u terk ediyordu. Doğru mu değil mi Sedat Peker? Bunun içinde bende varım sende varsın, ama seneler sonra (1 kelime anlaşılamadı).”

Sanık Sedat Peker: “Ben İstanbul'u hiçbir zaman terk etmedim.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika. Seneler sonra altın tespihi taşıdı, Gazi olaylarında görevden alınan müdürü Ankara'da beraber bende senin yanındaydım Ankara Emniyet Müdürlüğüne çıktın 1 saat içinde geri Esenler Emniyet Müdürlüğüne atamasını yaptırdın.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım bunlar daha öncede her seferinde arz etmemin sebebi buydu. İfadenin tanzimi sırasında görevli devlet memurları olduğu için ben daha önce hep savcılık makamına da arz etmiştim, size de arz etmiştim. Bizim kemikleşmiş çok uzun yıllardan gelen artık kan davasına dönmüş, meslekten o görevlileri attıracak hapis cezalarını aldırmış bir dava süreçleri yaşadık. Lütfen benim konularımda bir konu geçtiği zaman bir yazı yazıp bunun cevabını isteyin diye her seferinde arz etmiştim. Şimdi anlatıyor bu anlattığı olay olmadı. Esenler Emniyet Müdürlüğü Hantokuş yapmadı, anlatıyor ama bunlar hep kayda geçiyor yazılı ifadelerde var şimdi anlattığında var. Hantokuş’la bir görüşme kendisi yok, kendisi or...”

Mahkeme Başkanı: "Anlaşıldı.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sheraton Otelde şerefim namusumun üzerine Mehmet Hantokuş sana sarılıp da reis reis deyince ben görünce ondan sonra geri gidip işini hallettikten ben sana demedim mi ya reis böyle böyle bizi ezen adama şimdi sana reis diyor. Sen bana demedin mi? Daha zamanı var daha neler olacak demedin mi? Ben namusum şerefim üzerine yemin ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Gizli Tanık biraz önce Sedat Beyin sorduğu soruya cevap verdin bunun dışında söyleyeceğiniz bir şey var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun bu soru bitti başka soruya geçelim lütfen.”

Sanık Sedat Peker: “Başkanım soru bitti ben sizin istediğiniz şekilde yönlendirdiğiniz şekilde devam ediyorum ancak (1, 2 kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: "Ben yönlendirmiyorum ne diyorsa onu şey yapıyorum ve 50 tane sorum var diyorsunuz her birine bu şekilde şey yapacaksak zaman ayırırsak bir hayli uzun sürer. Soru kısa olsun, cevapta kısa olsun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim ben aslında Sayın Başkanım ben aslında.”

Mahkeme Başkanı: "Soruya cevap verirken sadece özüyle ilgili olarak cevap verin başka şeyler anlatmayın.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım müsaade ederseniz ben aslında onun sorduğu soruya güzel net cevap veriyorum. Sorgu diyor, buralarım yarık diyor ben onu sorgulayan müdürü de söylüyorum, sorusuna net cevap veriyorum da özür diliyorum Sayın Başkanım o işine gelmiyor.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam peki. Buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim başka soruya geçiyorum. Ancak soruya geçmeden önce şunu makamınıza arz ediyorum. İfadesinde gizli tanık diyor ki; her dönem nehirler ırmaklara akacak bilmem ırmaklar bir yerlere akacak hepsi birbirine akacak bir bağlantı yapıyor bir filozof gibi edayla anlatıyor. Bende diyorum ki bu dereler bu ırmaklar akacakdıysa bana bu kadar işkenceler niye en son dakikaya kadar her daim yapıldı? Ben desteklenmedim huzurda bunu kanıtlamaya çalışmaktı amacım teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam onu soralım.”

Gizli Tanık Poyraz: “Müsaade edin efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Sedat Peker'in devlet güçleri tarafından asker olabilir, polis olabilir veya başka bir kurum olabilir. Desteklendiği konusunda bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım Sedat o sorguları beraber yaşadık o zaman Veli Küçük yoktu arkamızda.”

Sanık Sedat Peker: “Sen yoktun sorguda.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Müsaade et. Veli Küçük yoktu Kadıköy Altıyol’da ya bayrama yakın 2 gün vardı ya yılbaşına. Altıyol’da benim liralı yüzüğümü satıp 34 bulu 34 senin ilk arabana Mecnun’la beraber İzmit’e, İzmit’in böyle 2, 3 köyün ortasına mandıra tokatçı büyük tokatçı mandıracıyı alıp getirip kaseti de beraber dinletmedik mi alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Fırında Kadıköy’de bir fırında sorgu yapıp da 2000 Markı alıp da 100’er Mark, 200’er Mark paylaşıp beni de götürüp Esenyurt’a bırakıp dönüşte de araba yolda kalmadı mı karda?”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım bir şey arz edebilir miyim?”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “En güzel cevabı veriyorum ben.”

Sanık Sedat Peker: Ben, ben size sorumu arz ettim. Dedim ki; gördüğüm işkenceleri ve onun ifadesinde yazılanları söyledim ifadesinde bunlar var dedim. Sizde bu soruyu sordunuz bozuk lirayı bozdurup bir lira bozdurup İzmit’e gittiğimizi anlattı. Böyle bir olayda olmadı ama sizin sorunuzla bu cevabın ne ilgisi var efendim onu arz etmeye çalışıyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “(1 kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi Gizli Tanık bir dakika tek tek söyleyin.”

Gizli Tanık Poyraz: “(1 kelime anlaşılamadı) adamı, aldığımız adamı da söylüyorum müsaade edin efendim. O diyor ki o zaman diyor arkamda destek vardı niye işkence gördüm? Bende diyorum ki izah ediyorum paramız bile yoktu o zaman. Paramız bile yoktu ben parmağımdaki Altıyol’da heykelin oradaki kuyumcuya bozdurdum, benzini koyduk gittik aldığımız rakamı da söylüyorum tokatçının fırında dövüldüğünü de söylüyorum. Tokatçıyı döverken böyle zevkten dört köşe oluyorduk. Rambo’ydu tokatçının lakabı. Diyordun ki sen nesin Rambo musun tokatçı? Sedat Abi ben kediyim diyordu. Biz o zaman mücadele veriyorduk. Ama hani biraz önce dedin ya kılıçlardan bahsettin işte o zaman adaletli bir şekilde mücadele veriyorduk. İşlediğimiz suçunda bedelini ödüyorduk aslan gibi de cezaevinde yatıp çıkıyorduk sonra bedel ödemedik.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam şimdi Gizli Tanık Sedat Peker’in arkasında Veli Küçük olduğunu iddia ediyorsunuz. Bu Sedat Peker'in işkence gördüğü işte gözaltına alındığı sırada yaşadığı aldığı yaralarla ilgili o tarihlerde Veli Küçük’le tanışıyor muydu Sedat Peker?”

Gizli Tanık Poyraz: “Hayır efendim anlatıyorum Sayın Başkanım diyorum ki; o tarihte biz kendi çapımızda mücadele veriyorduk. Veli Küçük yoktu biz o zaman sorgulandık Veli Küçük.”

Mahkeme Başkanı: "O tarihte sizi Sedat Peker’i koruyan herhangi biri yok muydu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok efendim benim öyle bir ifadem yok. Veli Küçük’ten sonra tokat yemedik.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Veli Küçük’ten sonra tokat yemedik diyorum. Artı rahat rahat gezdik.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam anlaşıldı buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım Sayın Veli Küçük’ün İzmit Alay Komutanı olma tarihi 93 senesi. Bizim Sayın Veli Küçük’le tanışma tarihimiz devletin resmi kayıtlarında var 94’ün sonları. Benim görmüş olduğum işkenceler sistemli hep bu tarihlerden sonra Kutlay Çelik asayiş şube müdürü, tarihlere baktığınızda hep bu tarihlerden sonradır. Sedat Demir, Adil Serdar Saçan bunların hepsine baktığımız zaman dediği tarihlerden sonradır bunları anlatıyorum efendim. Haklı olarak vaktinizin inanın samimi söylüyorum kıymetli olduğunu biliyorum ayrıca da ben…”

Mahkeme Başkanı: "Anladım. Şimdi Sedat Beyi dinlediniz Gizli Tanık.”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu da söyleyeyim efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Veli Küçük’le tanıştıktan sonra dahi işkence gördüğünü söylüyor (1, 2 kelime anlaşılmadı)”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu da söyleyeyim efendim. Organize ilk kurulduğu amir doğru Kutlay Çelik benim ifademde de var. Kutlay Çelik’ten sen tokat yemedim Sedat. Veli Küçük aradı dedi ki akıllı ol o bizim canımız, ciğerimiz bizim çocuğumuz. Bırakalım bir gün kaldın ertesi gün çıktın geldin aslan gibi.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim hastane kayıtları var işkence gördüğüme dair.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim ayrı konu (1, 2 kelime anlaşılamadı).”

Gizli Tanık Poyraz: “Şişli Etfal Hastanesine ben de geldim, ben de geldim.”

Mahkeme Başkanı: "Tartışmayalım.”

Mahkeme Başkanı: "Saygıdeğer Başkanım özellikle huzurda size bakıyorum sadece yaşadığım hissi anlamanız için bir saygısızlık amacıyla değil ben sorulara devam edeceğim.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim siz anlatıyorsunuz, soru soruyoruz cevabını bu şekilde veriyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim ben cevabımı net veriyorum ama detaylı veriyorum iş biraz batağa gidince o şimdi bana sordukça bu sefer ben sorunun cevabını tam detaylıyorum ispatlı olarak verdiğim için batağa gittiği için kabul etmiyor.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam, anlaşıldı. Başka bir soru sorun (1 kelime anlaşılamadı) lütfen efendim.”

Sanık Sedat Peker: “Ben yeni, yeni soruya geçmeden önce o anlatmış olduğu İzmit hikayelerinin hiçbirinin olmadığını da o yüzük satma filan arz ediyorum, yeni soruya geçiyorum. Efendim, efendim sanıklardan acaba rica edebilir miyiz konuşma gelince kafam karışıyor da oradan konuşmalar gelince biraz sessiz olabilirsek.”

Mahkeme Başkanı: "Lütfen sessiz olalım.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım ifadesinde yazılı olarak belirtmiyor. Daha sonra sözlü ifadesinde burada ek alarak huzurda arz etti. Diyor ki; bizler Sedat Peker’e hizmet ettik anlatıyor sebeplerini onları tekrar etmeyeceğim. Daha sonra diyor itirafçılar geldi diyor Veli Küçük diyor itirafçıları yolladı o Veli Küçük diye diyor yani ben babamın rahmetlinin arkadaşı olduğu için her zaman sayın ibaresini kullanırım o öyle dediği için ben bu şekilde diyorum. Veli Küçük diyor itirafçıları kendisinin yanına yolladı. Saygıdeğer Başkanım Ergenekon Davası kapsamında Sayın Cihan Kansız’a benim bu konuda samimi beyanlarımı içeren 11 sayfalık dilekçem var. Benim yanıma gelen itirafçıları istihbarat eski İstanbul Şube Müdürü Hanefi Avcı göndermiştir. Bu savcılıkta vermiş olduğum ifadenin bir fotokopisini de cezaevinden mahkemenizde arz ettim. Çünkü bu konuyla ilgili İstanbul İstihbarat Şubeye yazdığınız yazı vardı. Ben o dönemde kayıt tutulmadığı için şu şekilde araştırma yapıldığında neticeye gidilebilir diye bilgilerimi arz ettim. Şimdi benim yanımda gezen, daha sonra benimle aynı davalarda yargılanmış olan Hüseyin Eren olsun, İbrahim Babat ve diğer bu tüm itirafçıların hepsi İstanbul İstihbarat Şubenin kadrolu itirafçılarıdır. Arz ediyorum. Bu insanların Sayın Veli Küçük’le hiçbir ilgisi yoktur, kendisi tarafından benim yanıma yollanabilme şansı yoktur. Çünkü bu insanlar kadrolu olarak İstanbul İstihbarat Şubenin elemanlarıdır. Ayrıca Adil Serdar Saçan’ın dosya genelindeki telefon konuşmalarında benim yanıma o itirafçıları yolladığının, bu itirafçıların Hanefi Avcı’nın adamı olduğu net bir şekilde belgelidir.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam. Bu konuda bilginiz var mı, itirafçıları kim gönderdiğini kimin elemanı olduğu konusunda bilginiz var mı Gizli Tanık?”

Sanık Sedat Peker: “Detaylıca anla…”

Gizli Tanık Poyraz: “İtirafçıları gönderen Veli Küçük’tür, topu Hanefi Avcı’ya atıyor. Sebebini de söyleyeyim; Şaban Hacıoğlu seni aradı benim yanımda. Dedi ki birkaç ay içerisinde operasyon olacak o zaman otoparkı da beyaz minibüs kolluyordu. Sen döndün Şaban Hacıoğlu’na dedin ki bu bilgiyi kim verdi. Benimde kendime göre arkadaşlarım var. Şaban Hacıoğlu dedi ki sonra ben sana söylerim. Bu bilgiyi veren arkadaşa teşekkür ederim dedi halbuki buna halbuki bilgiyi verende benim. Bana da bilgiyi veren bir arkadaşım. Şimdi ismini söylemek istemiyorum. İtirafçıları Hüseyin Eren’i öbür Diyarbakırlı çocuğu gönderen Veli Küçük.”

Mahkeme Başkanı: "Bu itirafçılar Hüseyin Eren, İbrahim Babat gibi itirafçıların….”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: "İstanbul Emniyetle bir irtibatı var mı, istihbaratıyla?”

Gizli Tanık Poyraz: “İrtibatı olup olmadığını bilmem ama ruhsatlı silah kimlik ama Veli Küçük tarafından gönderildiğini biliyorum. Sana gelen itirafçılar Hanefi Avcı’dan hiç bahsetmedi ki hep paşa, paşa, paşa. Bir sefer ben Hanefi Avcı lafı onların ağzından çıktığını duymadım da görmedim de hep paşa. Paşa ismini duydu mu tamam tapıyordular.”

Mahkeme Başkanı: "Peki itirafçıların Veli Küçük tarafından gönderildiğini nereden biliyorsunuz, biri mi söyledi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet Sedat Peker kendide söyledi bana itirafçılar da bizzat Sedat Peker'i de söyledi efendim.”

Mahkeme Başkanı: "İtirafçılar kendileri de mi söyledi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım bir şey (1 kelime anlaşılamadı).”

Gizli Tanık Poyraz: “Çünkü öbür çocukların haftalıkları 500 dolarsa onlara 1500 dolar veriyordu. Ben Sedat Peker'e dedim ki; reis ortada bir rahatsızlık var dedim böyle böyle dedim bak. Bana dedi ki sen karışma bu işlere onlar böyle böyle dedi gereken masraf çekilecek dedi.”

Mahkeme Başkanı: “Peki hangi itirafçı söyledi size Veli Küçük’ün gönderdiğini kendilerini?”

Gizli Tanık Poyraz: “Hüseyin Eren bir de Diyarbakırlı kısa boylu bir çocuk birisi.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim bu konu kapandı, başka soru soralım.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim bu konu…”

Mahkeme Başkanı: “ Hep aynı şeyleri üzerinde konuşmayalım çünkü bir hayli sorunuz var devam edelim:”

Sanık Sedat Peker: “Efendim bu konu kapandı tamam ama bir cümle söyleyip aydınlatmak için mahkemenizi o şekilde geçelim. Bu anlatılan şeyin doğru olması eşyanın tabiatına uygun değildir. Arif Doğan’ın beyanlarında, ifadelerinde, diğer Hanefi Avcı’nın meslektaşlarında bu şekilde olduğu bellidir. Benim bu konularla ifademin alınmasının sebebi de.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam. Efendim tanığın beyanı bu şekilde. Siz doğru değil diyorsunuz herhalde tanığın beyanına bu beyanı doğru değil diyorsunuz. Başka soruya geçelim buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım başka soruya geçeceğim önce sadece bir açıklama arz yapmak istiyorum. 30 sayfa vermiş olduğu ifade dosyanın içerisinde bir o kadar da anlatımlarda bulunduğu 2 gün boyunca ben bunlara karşılık hep cinayetler, yağmalar, bir şeyler ama anlattığı şeylerin hiçbiri hayatımda yaşanmadı. Birazdan arz edeceğim üzere efendim sorumda da anlaşılacak madde deliliyle.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi Sedat bey sorularınızı tamamlayın, tanığın beyanlarına karşı daha sonra beyanda bulunacaksınız zaten. Önce soruyu… soru, cevap şeklinde tamamlayalım.”

Sanık Sedat Peker: “Beyan iznini verecek misiniz efendim?”

Mahkeme Başkanı: “Uzatmayalım yani bu usulü işlemi uzatmayalım. Buyurun başka soruya geçelim.”

Sanık Sedat Peker: “Beyan iznini ne zaman vereceksiniz efendim? Bugün verecek misiniz?”

Mahkeme Başkanı: “Efendim tamamlayalım.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim, Rahmetli Abdullah Çatlı’nın konusunu gizli tanık anlattı. Sayın Savcımda iyi niyetiyle karşılıklı bir diyalog yaşandı gizli tanıkla beraber. Ben rahmetli Çatlıyla ilgili sanki kendisini tanıyormuşum gibi bir algı anlaşıldı. Sonra benim yaşımın tutmayacağı konusu oldu. Ben rahmetli Çatlı’yı tanıdığımı hiçbir yerde, hiçbir ifademde söylemedim. Sadece kendisi iyi bir insandır, mekanı cennet olsun ibaresini kullandım. Geçmişte şahsımla ilgili iyi şeyler söylemişti, bu yüzden dolayı bende kendisiyle ilgili hep iyi şey söyledim. Efendim şunu sormak istiyorum, gizli tanık ifadesinde diyor ki polis Yalçın var polis Yalçın Sedat Peker’i arabasıyla diyor il dışına kaçırdı Adil Serdar Saçan’ın ilk şube müdürü olduğunda. İfadesinde kendisi söylüyor, ondan sonra da diyor ki. Bu polis Yalçın eğer konuşursa Sayın Savcımda bunun üzerine sorular yöneltti. Konuşursa Abdullah Çatlı’nın, Gonca Us’un ve arabada diğer vefat eden rahmetli Hüseyin Kocadağ’ın kafalarına odunla vurularak nasıl öldürüldükleri anlaşılır diyor. Şimdi efendim soruyorum, sonra da diyor ki bu kişi polis Yalçın, Sedat Bucak’ın korumasıdır söylediği şeylerin içerisinde şu bölüm doğru. Narkotik şubede bir dönem çalışmıştır, özel harekatta bir dönem çalışmıştır ancak bahsi geçen kişi Sedat Bucak’ın koruması değildir. Bahsi geçen kişi Celalettin Cerrah Sivas Emniyet Müdürüyken kendisinin korumasıydı orada görevdeyken ayrıldı. Saygıdeğer Başkanım arkada takip eden bir 2. araba konusu var Rahmetli Çatlı konusunda. Sedat Bucak’ın korumaları takip ediyordu diyorlar. Gizli tanık ifadelerinde özellikle ve defalarca kere söyledi. Sedat Bucak’ın koruması ve arkadaki arabadaydı. Ben sorulmasını istiyorum mahkemenizce polis Yalçın ismindeki kişi Sedat Bucak isimli eski milletvekilinin koruması mıdır?

Mahkeme Başkanı: “Cevap verin.

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım bir defa dünkü söylediğim kafasına odunla vuruldu filan değil boynu kırıldı dedim. Arkadaş yalan konuşuyor. Kafasına odun filan vuruldu demedim. Şimdi arkada Yalçın… Yalçın’ı o da tanıyor. Minibüsü de söylüyorum narkotiğin beyaz minibüsüne Sedat’ı il dışına çıkardı, defalarca da Sedat Çeşme Kalantiye geldi. Şimdi tanımıyorum diyor tanımayabilir.”

Sanık Sedat Peker: “Ben tanıyorum, tanıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi bir dakika Polis Yalçın Sedat Bucak’ın koruması mıydı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben öyle biliyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam. Buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım (1, 2 kelime anlaşılmadı).”

Gizli Tanık Poyraz: “Artı Çatlı olayı rahmetli olayına gelince ben burada, ben burada müdahale ettim, dedim ki Sedat Peker’in yaşı yetmez dedim Çatlı’yı tanımaya rahmetliyi. Tanıyor da demedim hatta dedim bazı mevlit verilecek diye gazeteye yazdı. Eski siyasiler dedi ki ya bu kim dedi ya Çatlı’ya mevlit veriliyor, biz öldük mü biz veremiyoruz mu? Hakikaten de Çatlı’nın ben dün bir defa öyle tanıyor, kafasına odunla vuruldu filan demedim.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım herkes dinledi.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim başka sorunuzu alalım. Başka sorunuzu alalım. Bu boynun nasıl kırıldığını biliyor musunuz?

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilemem abi.”

Mahkeme Başkanı: “ Tamam boynunun kırıldığından bahsediyordunuz Abdullah Çatlı’nın. Nasıl kırıldığını biliyor musunuz?

Gizli Tanık Poyraz: “Nasıl kırıldı..”

Sanık Sedat Peker: “Ben basına…”

Mahkeme Başkanı: “Evet buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Nasıl kırıldığını bilmem.”

Mahkeme Başkanı: “Bilmiyorum diyor tamam buyurun. Sedat Bey buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben Çatlı olayında da herhangi bir tanıklık yapmadım (1, 2 kelime anlaşılmadı). Dün mevzu geçince, ben dünkü söylediğimi de hatırlıyorum. Sinirlendim dedim ki Sedat’ın yaşı yetmez ben seviyorum Allah toprağını bol etsin. Bu arada dedim ki madem dedim Çatlı olayı geçti Veli Küçük dünkü ifade şeyinde belli. Veli Küçük oranın bölge komutanlarına telefon açıyor orada kaza var….”

Mahkeme Başkanı: “Onu anlattınız tamam. Buyurun Sedat Bey.

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım bahsi geçen polis memuru Kafkas asıllı olduğu için Kafkas cemiyetlerinden ben kendisini tanırım. Diyor ya tanımadığını söylüyor, hayır ben kendisini tanırım. Basında benim devamlı iddia ettiğim bir şey var efendim bu gizli tanık arkadaşa bir şeyler anlatılmış. Bir şeyler çok uzun süreler sohbetler yapılmış, bir şeyler anlatmak istiyor ama olayları, kişileri, yerleri karıştırıyor. Böyle bir silsile içinde dönen var. Rahmetli Çatlı’nın arabasını evet Sedat Bucak’ın korumaları takip ediyordu bu zaten bilinen bir şey gazeteler yazdı bütün herkes biliyor. Ancak diyor ki polis Yalçın bu olayı biliyor diyor Sedat Bucak’ın koruması. İşte olaylar karışıyor hiçbir zaman Sedat Bucak’ın koruması olmadı Celalettin Cerrah’ın koruması efendim. Benim savunmam bunun üzerine kurulu benim sorularım.

Mahkeme Başkanı: “Tamam

Sanık Sedat Peker: “Bir şey daha arz edeyim. Benim bundan sonraki sorularımı kısa tutmak için uğraşırken tezim bunun üzerine kurulu. Gizli tanık olan bu beyefendiye birtakım çok uzun sohbetler, çok uzun muhabbetler, çok uzun konular anlatılmış. Ancak biraz sonra sorduğum sorularda maddi delillerle de kanıtlayacağım gibi olayları, yerleri, kişileri ifadesinde hem yazılı hem sözlü yanlış anlatmıştır deyip sorularıma devam ediyorum efendim. Saygıdeğer Başkanım yine gizli tanık ifadesinde diyor ki hem yazılı hem sözlü. Bu anlatacak olduğum duyumlarıma dayanıyor, öbürlerinde bizzat ben Sedat Peker’in yanındaydım, çok özel konumdaydım duydum ancak şimdi anlattıklarım diyor duyuma dayalı diyor. Rahmetli Zeki Yalçın’ın öldürülmesiyle ilgili benim emir verdiğimi, bunun dışarıda konuşulduğunu söylüyor. Bunun sebebi olarak da yazılı ifadesinde ve sözlü ifadesinde diyor ki 27 milyon Avro parasını Sedat Peker’in çaldığı bu parayı da Sedat Peker’in kendi üzerine yapmış olduğu otoparklardan topladığı. Başkanım müsaadenizle sorumu soruyorum. Bir insan başka bir insan onun parasını çalarsa, parasını alabilmenin yolu, otoparklarını geri alabilmenin yolu o adamı öldürmek midir? Cevaben kendisi bu işlerde çok tecrübeli olduğu için cevaplamasını istiyorum efendim.

Gizli Tanık Poyraz: “Net ve kısa cevaplıyorum senin kanununa göre ceza ölümdür. Senin kanuna göre, ben seni çok iyi bildiğim için.”

Sanık Sedat Peker: “ Saygıdeğer Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Yani ona, Zeki Yalçın’a ceza vermek için mi öldürdüler? Başka türlü (1 kelime anlaşılmadı) 27 milyon Avroyu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet. Sedat Peker’in kanununa, Sedat Peker’in kanununa göre bir sefer hata yapan, bir sefer hata yapar cezasını bulur. Sedat Peker adına tahsilata git 100 bin dolar rakam netse Sedat Peker’e 99 bin 900 dolar getir, 100 doların hesabını sorar.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam buyurun:”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım ifadelerde hem yazılı hem sözlü net olarak anlaşılıyor ki iddia ben Zeki Yalçın’ın üzerine birtakım mal varlığı yapmışım, bu mal varlıklarını işletirken benim paralarımı çalmış. Şimdi diyelim ki Zeki Yalçın’a bir gözdağı vermek için bir olay yapıldı. Rahmetliye diyelim ki bacağına ateş edildi, rahmetli de kan kaybıyla ters yerine geldi vefat etti. O zaman diyebiliriz ki ben paramı almak için rahmetli Zeki Yalçın’ı korkutmak amacıyla böyle bir eylemin yapılmasını emrettim ama kurşun ters yere geldi bacağında vefat etti. Rahmetli vefat ettiğinde benim bildiğim kadarıyla üzerinde 20 tane mermi var. Sağ bırakılmamak üzere vuruluyor. Şimdi bu insan eğer ölürse benim onun üzerine yaptığım otoparklar mallar mülkler 27 milyon Avro ben nasıl geri alacağım? Mirasçılara mı kalacak? Bu hiç akla mantığa uygun bir şey mi efendim? Yani bu eşyanın tabiatıyla Adem babamızdan bugüne kadar gelen Dünya’nın işleyişiyle ilgili bir şey mi?”

Mahkeme Başkanı: “Gizli tanık dinlediniz (1, 2 kelime anlaşılmadı) parayı alamam bu şekilde diyor.

Gizli Tanık Poyraz: “Cevap veriyorum Hakimim. Cevap veriyorum, Sedat Peker o parayı her türlü alır. Sedat Peker, Yusuf Altay’ın hanımını nasıl getirip, Yusuf Altay senin Antalya grubundu, Ahtapot operasyonunda alındı. Sonra o da parayı (1, 2 kelime anlaşılmadı) sonra getirin, Beykoz ormanında sorgulattırırdın, hanımına da getirttirdin nikahlı kocasına karşı ifade verdirdin Beşiktaş Adliyesine. Sen insanda mal bırakır mısın Sedat Peker, sen hep kendini hazırlarsın.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi bir dakika gizli tanık şunu söyleyeyim. Zeki Yalçın’ın öldürüldüğünü söylüyorsunuz. Peki 27 milyon Avro veya dolar ne oldu sonra tahsil edilebildi mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmiyorum ama her türlü alır para şeyini malını mülkünü de alır.”

Sanık Sedat Peker: “Sadece para değil efendim mallar mülklerde kalmış.”

Gizli Tanık Poyraz: “Alırsın sen alırsın sen bırakmazsın sen alırsın.”

Mahkeme Başkanı: “Yani bu Zeki Yalçın’ın işte illegal bir şekilde aldığı paraları veya mal varlığını nasıl daha sonra ne olduğunu bilmiyorsunuz yani öldükten sonra ne olduğunu bilmiyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bilmiyorum, bilmiyorum ama Sedat Peker alır esas Sedat Peker’in korkusu, esas Sedat Peker in korkusu Zeki Yalçın yaralı kurtulsaydı kötü olurdu.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Sedat Peker’in aldığı konusunda bir şey duydun mu yani Zeki Yalçın öldürülmüş. Daha sonra mal varlığını ne bileyim o parayı aldığına dair bir şey duydunuz mu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok duymadım efendim, duymadım.”

Mahkeme Başkanı: “Duymadın tamam. Buyurun Sedat Bey.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım çok teşekkür ederim ancak ortada bir insanın ölümünü bahsediyoruz ve bu insan benim çocukluk arkadaşım. Ben bu konuyu geçin diyorsunuz, doğru söylüyorsunuz ancak ben rahmetlinin mezarlığının resmi dua ederken daha iyi rabıta kurabileyim diye daha hissi dua edebileyim diye benim koğuşumun duvarında asılı.

Mahkeme Başkanı: “Tamam başka soruya geçelim tanığın bu konudaki beyanını aldık.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım Zeki Yalçın’ın ailesinin mal varlığından acaba hangi bölümü kimin üzerine dağılmış bu zaten anlaşılabilir bir şey.”

Mahkeme Başkanı: “Bilmiyorum diyor efendim. Zeki Yalçın öldürüldükten sonra mal varlığının ne olduğu paranın ne olduğu konusunda bilgim yok diyor. Başka soruya geçelim lütfen. Buyurun başka soru alalım.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim. Biraz önce, biraz önce yapmış olduğu beyanda Yusuf Altay’ın benim Antalya kolum olduğu söyleniyor. Kendisi tarafından söylüyor ve nikahlı karısını kendisinin aleyhinde ifade verdirttiğimi söylüyor. Efendim Kelebek operasyonu dosyasına bakıldığı zaman net açık olarak görülecektir, Yusuf Altay PKK adına para toplamanın haricinde 4, 5 ayrı suçtan gıyabi tutuklamayla aranan bir kişiyken benimle ilgili verilen bir ifade üzerine işlem yapılmamıştır. Bu polis mahkumiyetleri, polis müdürleri mahkumiyetlerinin hepsi bu eylemden dolayı olmuştur. Türk ceza kanununda özel yetkili hakim statüsünde olduğunuz için efendim çok daha iyi bilirsiniz. Kanunda bir insanın yağma suçundan suçlu bulunabilmesi için veya yağmaya eksik teşebbüsten suçlu bulunabilmesi için evrakın elde olması gerekli olduğu söyleniyor gasp ettiği iddia edilen evrakın. Bu Yargıtay’ın 6. dairesinin içtihat kararlarında da var. Benim bu aldığım söylenilen evraklar veya hiçbir şey hiçbir zaman bulunamamış kanıtlanamamıştır efendim bunu da arz ederim. Bahsi geçen kişi de halen daha cezaevindedir 10 tane ayrı gasptan tutukludur.

Mahkeme Başkanı: “Efendim bunları daha sonra beyanda bulunursunuz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım bir kelime müsaade istiyorum ben.”

Mahkeme Başkanı: “Yok bir dakika. Yok. Başka soruya geçiyor bir dakika. Sedat Bey buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım dosya kapsamında gizli tanık diyor ki. Şike dosyasıyla ilgili Sedat Peker’in direkman ilgisi vardır diyor. Olgun Peker diyor kendisinin yakınıdır. Evet geçmişte dostluğumuz, yakınlığımız vardı. Giresunspor’un başkanlığını yapmıştır. Abim Vedat Peker geçmişte Rizespor’un 2. başkanlığını yapmıştır, çocukluk arkadaşı. Kardeşlerimizin evliliğinden dolayı akrabam olan Mecnun Odyakmaz Sivasspor’un başkanlığını halen daha yapmaktadır. Saygıdeğer Başkanım ifadesinde diyor ki Fenerbahçe yönetiminin seçileceği zamanlarda adamları olan kişiler gazetelerde yazıyor işte; Bülent İşcan, Abdullah Başak gibi kişiler giderek yönetim seçimine baskı yapıp Aziz Yıldırım’ın başkan seçilmesini sağlamışlardır diyor. Saygıdeğer Başkanım sorumdan önce şunu arz etmek isterim, ben 8 senedir cezaevindeyim. Benim annem vefat etti, benim adamım olduğu söylenen bu kişiler bırakın benim adamım olmayı adam olsalardı bir kere cezaevinde ziyarete gelirlerdi, annemin vefatından dolayı bir başsağlığı mektubu yollarlardı veya telgraf şeyi yazarlardı.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim doğrudan sorunuzu sorun lütfen, doğrudan sorun.”

Sanık Sedat Peker: “Bu, bu yaşanan olaydan dolayı bu anlatmış olduğum gerçeklikten dolayı bu bahsi geçen kişilerle benim şike konusunda yakınlığım olduğumu söyleyip Tümerlerin yenilmesini sağladığım söyleniyor ancak o maçta Tümer’in atılmadığı ve oyunun sonuna kadar oynadığı anlaşılmaktadır. Bu gerçekle ilgili ne söyleyecektir efendim?”

Mahkeme Başkanı: “ Buyurun.^”

Gizli Tanık Poyraz: “Çok iyi yere bastın Sedat Peker. Efendim Tümer oynamadı diye ben ifade vermediğim için Tümer kulübedeydi yedek kulübesindeydi kırmızı kartı gördü. Kendi kendini çok güzel söyledi ben Tümer’in oynadığını söylemiyorum ifadem orada.”

Mahkeme Başkanı: “Başka soruya geçelim efendim.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım ama maçta oynadı Tümer Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim (1, 2 kelime anlaşılmadı). Bu şekilde cevap verdi başka soruya geçelim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yedek kulübe… seyretsinler maçı.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım kendisi benim çok uzun yıllardır yakınım olduğunu söylemekte. Ben 1987 yılından beri kendimce doğru olduğuna inandığım bazı konular dolayında aksiyoner şiddete matuf bazı olayların içerisinde yer aldım ve birçok davada örgütlü ve örgütsüz yargılandım 87 senesinden beri Saygıdeğer Başkanım. Kendisi benimle beraber hiçbir davada örgütlü veya örgütsüz olanlarda sanık olarak yargılanmakta mıdır sorumun devamı benimle iddia ettiği kadar yakınsa bu davalarda benimle binlerce ayrı isim yargılandı, neden kendisi bunların içinde değildir? Eğer kurmay olduğunu söylüyorsa binlerce kişinin içinde niye bu kurmay yer almamaktadır cevaplanmasını istiyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Cevaplıyorum efendim. Ben yaptığım olaylarda kendi adımı söylüyorum, kimsede talimat almadığımı çünkü gayrimeşrunun gereği bu. kelebek operasyonunda alındığım televizyonlarda verildi (1, 2 kelime anlaşılmadı) hint keneviri çıktı organizede verdiğim ifade de bellidir Sedat Peker’ i tanımam etmem, benim bağlantı kurduğum tek kişi Tolga Peker’dir benim ifadem organizede öyledir.”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker’le sadece Kelebek operasyonu davasında mı yargılandınız?

Sanık Sedat Peker: “Benimle yargılanmadı, hayır Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim, bir dakika efendim.

Gizli Tanık Poyraz: “Hayır alındım ondan sonra birkaç sefer yine alındık. Mesela diyor ya sorgulandın sorgulandı. Efendim ben Sedat Peker diyor ki Veli Küçük diyor, ben diyor destek işte almadım da niye sorgulandım? Madem öyle ben razıyım cezaya Sayın Sedat Peker burada mahkeme heyeti var, savcılar var, hakimler var. Gebze Adliyesinde 36 ay 20 gün ceza aldım 2 silah, yaralama, Kırklareli’nde beni tahliye ettirdin, 5 ay 13 gün ceza yattım. Oturduk konuştuk benim dosyamı Yargıtay’a gönderdin. Yargıtay’da dosya, ben bu cezayı yatmaya razıyım halen o tarihten beri bu dosya kayıp. Dosyayı gönderdiğin Yargıtay’daki yanlış söylemiyorum bak bunu net söylemiyorum 8. daire mi ne kişinin adını sen mi ver….”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım yine aynı şey oluyor benim sorumla bunun hiçbir alakası yok ki.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim, bir dakika efendim. Buyurun tamamlayın beyanınızı.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kişinin, kişinin… diyor ya efendim bendeyse kişinin adı hani beraber yargılanmadık. Oradaki kişinin ismini sen mi vereceksin ben mi?”

Mahkeme Başkanı: “ Sedat Peker’in o konuda yardımı oldu mu size?”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım (1, 2 kelime anlaşılmadı).”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben veriyorum Cihan Yamakoğlu amcan.”

Mahkeme Başkanı: “ Sedat Peker’in o konuda yardımı oldu mu size?”

Gizli Tanık Poyraz: “Cihan Yamakoğlu amcası. Eski soy ismi. O dosyam halen yok. Sayın Başkanım siz bu işte uzmansınız. 36 ay 20 gün cezanın yatışı 5 ay 13 gün müdür benim dosyam halen kayıp.”

Mahkeme Başkanı: “ Peki Sedat Peker’in nasıl bir yardımı oldu o konu şeyde (1, 2 kelime anlaşılmadı).”

Gizli Tanık Poyraz: “Kendi gönderdi efendim görüştü. Cihan, Cihan Yamakoğlu çok yakın amcası. O zaman Yargıtay’daydı.

Mahkeme Başkanı: “Peki. Siz kimden duydunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kendisinden bana.”

Mahkeme Başkanı: “ Sedat Peker kendisi mi söyledi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.

Mahkeme Başkanı: “ Peki ne dedi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Dedim ki dosya bozulup gelmedi hatta bana kızdı dedi ya sen dosyayı ne yapacaksın dedi. Dosya duruyor orada sanane dedi ya aynen böyle.”

Mahkeme Başkanı: “ Kiminle konuşmuş onu söyledi mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Cihan Yamakoğlu ben biliyorum akrabası var şeyde Kahta’da Pembeköşk düğün salonu oraya geliyor. Düğün salonunun sahibi Ramiz Şimşek zaten 3 isim yani soy isim Yamakoğlu, Peker, Şimşek.”

Mahkeme Başkanı: “Peki sizin yanınızda mı konuştu?”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika, sizin yanınızda mı konuştu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet efendim arkada 4 kişi geziyorduk, ben arkada yanında oturuyordum zaten. Kiminle takıştığı zaman Hacı Turan hemen gel, belliydi.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika.”

Gizli Tanık Poyraz: “Belli bir ortalık süt liman olunca Hacı sen emekli git rahatına bak. Ondan sonra başlıyordum, gidiyordum haftalığımı alıyordum, geliyordum. Karışıklık olunca Hacı hemen çık gel gidiyordum bir daha öyle.”

Mahkeme Başkanı: “Peki peki. Şimdi Sedat Peker’le beraber hareket ettiğiniz şeyler oldu mu, eylemler oldu mu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Çok söylüyorum işte efendim.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım net bir soru sordum.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika. O konuya o eylemlerle ilgili hakkınızda soruşturma, dava açıldı mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Tokatçı o ilk beraber koşturduğumuzda.”

Mahkeme Başkanı: “İşte başlangıçtan itibaren Sedat Peker’le tanıştığınızdan itibaren?”

Gizli Tanık Poyraz: “İşte diyorum alındık şubede beraber ama aynı böyle külli inkar, birbirimizi tanımıyoruz, etmiyoruz, tokatçı kaldırıyorduk, tokatçı çalıştırıyorduk, tahsilat yapıyorduk. Bir sürü olaylar yapıyorduk.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım bir şey arz etmek istiyorum. Siz bana diyorsunuz ki, Sanık Sedat Peker net, anlaşılır, sorular sorun, teşekkür ediyorum ve bende sizin verdiğiniz bu direktifler doğrultusunda hareket etmeye çalışıyorum. Ancak benim sorduğum soruyla hiçbir ilgisi olmayan şeyleri anlatıyor. Onlara da değinelim, onlara da mutlaka açıklık getirelim ama ben net olarak diyorum ki, 1987 senesinde benim yargılanma hayatım başladı. O gün mesleğe başlayan savcılar, hakimler efendim şu an emeklilik hakkını kazandılar. Ben açılmış olan hakkımda kendimce haklı olduğuna inandığım aksiyonel şiddete dayalı olaylar. Bunlar yargılandığım dosyalar benim bellidir. Bu olaylar içerisinde benim binlerce sokak tabiriyle, hukuk tabiriyle suç ortağı diye nitelenen insanlarım var. Şimdi kendisi benim her olayıma vakıf, attığım her olayı biliyor, aldığım nefesi biliyor, yediğim yemeği biliyor, giydiğim elbiseyi biliyor, anlattığı bütün bunları biliyorsa benim en yakınımdaki efendim benim çaycım bile benim davada küçümsemek için söylemiyorum asla yanlış anlaşılmasın. Çaycı, aşçılık yapan yardımcı arkadaşlarım benim davalarımda yargılandı. Bütün bu yelpazede her kesimden tanıdığım yargılanırken, niye kendisi hiçbir dosyada benim suç ortağım değildir ben sadece bunu soruyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben tanımam etmem. Sedat Peker benim seninle, şimdi diyorsun ki böyle böyle Atilla Peker her hafta benim Kırklareli Cezaevinde benim ziyaretime niye geliyordu? Bu sorunun cevabını ver.”

Mahkeme Başkanı: “Siz önce o Sedat Beyin soruya cevap verin yani yargılandığınız davalar var mıydı Sedat Peker’le ilgili aynı dosyada?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onla beraber suç ortağı yok efendim ben gidiyordum grup belli gidiyorduk, grubun başı benim gidiyordum, yapıyordum olayı, yani yapıyordum tahsilatı geliyorum, yapıyorum tahsilatı geliyorum.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim kendisi.”

Mahkeme Başkanı: “Peki hakkınızda niye dava açılmadı?”

Sanık Sedat Peker: “Kendisi.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim.”

Sanık Sedat Peker: “İsim sahibi olduğunu söylüyor, bir şey arz edeyim efendim. Diyor ki, Sedat Peker yokken, ben vardım, ben isim sahibiyim, beni herkes tanır, beni yeniler tanır, ben gizli tanık falanca kez adım bu, babamın adı Osman bunları devamlı söylüyor. Bende diyorum ki, madem ben sana hizmet ediyor olayım, hiçbir sorun yok, ben bunu kompleks yapmıyorum, sen çok önemli bir isim sahibi ol. Ancak bütün herkes benimle beraber yargılanırken ya numune olsun diye Allah rızası için niye bir davada yoksun? Ben size iddianameleri arz edeyim, benim yemin ediyorum aşçı arkadaşlar, çaycı arkadaşlar.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim anladık.”

Sanık Sedat Peker: “Onlar bile yargılandı.”

Mahkeme Başkanı: “Soruyoruz efendim. Gizli Tanık.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben ben…”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker’le yargılandığınız kaç dava var, niçin yargılanmadınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yargılandığım.”

Mahkeme Başkanı: “İzah eder misiniz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yargılandığım hiçbir dava yok o da biliyor, ben hep kendi ismiyle beraber olduğum halde o bu işi bildiği için ben Çakıcı’nın işlerini yaparken bile Çakıcı benim suç ortağım olmadı ki hiçbir zaman, Sedat Peker olsun. Ben giderken tahsilata, tokatçı kaldırmaya giderken Hacı Turan olarak gidiyorum, yapıyordum ama aynı grup ha kaza çıkarsa.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim ifadelerinde söyledi ya benim selamımı söylüyorlarmış, yıldırıcı, baskıcı gücü varmış.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim lütfen. Sedat Peker’le ilgili olduğunuz halde bazı şeyleri faaliyetleri yürüttüğünüz halde niçin yargılanmadınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim gittiğimiz yerde Sedat Peker’in ismi geçer iş mahkemelik, polislik olunca Sedat Peker’in ismi geçmez. Bu işlerin kanunu bu.”

Sanık Sedat Peker: “E binlerce kişi niye yargılandı Saygıdeğer Başkanım benimle o davalarda?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim.”

Sanık Sedat Peker: “Binlerce insan yargılandı tüm davalarımda. Neden o insanlar yargılandı o zaman? Madem benim ismim geçmez.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam. Efendim tanıkla ilgili olarak kısmını soruyoruz. Siz…”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben, benim anlattığım davalarda sen yargılandın mı? Benim anlattığım davalarda yargılansaydın, beraber suç ortağı olacaktık.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılmadı.

Gizli Tanık Poyraz: “Sen Halim Kırnap olayında yargılandın mı? Yok. Nihat Yazıcı olayında yargılandı mı? Yok.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika. Gizli Tanık şunu mu söylüyorsunuz; ben Sedat Peker’le bağlantılı olarak bazı faaliyetler yürüttüm. Ancak Sedat Peker ismi geçmediği için Sedat Peker yargılanmadı veya bende yargılanmadım mı diyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet efendim. Şimdi ben (1 kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “(1, 2kelime anlaşılmadı) delil durumu nasıl değişiyor?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim ben kendim biliyorum sonra polisi görünce ben Peker’i tanımıyorum, (1, 2 kelime anlaşılmadı) kimse yani doğanın kanunu bu, gayrimeşru alemi bu. Şimdi ben Özgür’ü otobüsle Ankara’ya götürürken yakalansaydım.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Müsaade edin Başkanım yolumu kesiyor. Yakalansaydım Peker’in suç ortağı olacaktım. Ama ben yakalanmadan götürdüm, sakladım, ettim, getirdim. Ne oldu? Yurtdışına çıktı, Peker yargılanmayınca bende yargılanmadım.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”

Gizli Tanık Poyraz: “Halim Kırnap’ın mezarı cesedi bulunsaydı, zaten Halim Kırnap’ın Trabzon’da ailesi feryat ediyor. Bizim oğlumuzu öldürttüren Sedat Peker’dir. Cesedi bulunsaydı, polis operasyonu başlasaydı, Sedat Peker’le suç ortağı olacaktım. Ama…”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bu tür yani benim ifademde bahsettiğim cinayetlerde bahsettiğim olaylarda herhangi bir emniyet işlemi olmadığı için suç ortağı nasıl olacağız efendim?”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım bir şeyi arz etmek istiyorum. Bahsetmiş olduğu olaylara ifadesinde kendisine ezberlettirilen, kendisinin sıralamayı kaçırdığı, şaşırdığı olayları ben arz edeceğim, değineceğim. Ben başka bir soru sorarken dikkat ederseniz, konuyu döndürüp ettirip, buraya getiriyor.”

Mahkeme Başkanı: “Öyle soruyu anlıyor bu şekilde cevap veriyor.”

Sanık Sedat Peker: “O zaman ben sizin takdirinize bırakıyorum efendim bunu.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam başka soru soralım buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım benim bugüne kadar Kelebek Operasyonu ve muhtelif tüm operasyonlarda kendimin, ailemin, bana yakın, bana uzak, bakkalımın herkesin telefonları dinlenmiştir. Kelebek Operasyonu kapsamında mahkemeniz tarafından istenmiştir, 30 bin sayfalık kağıt çıktısı vardır, bilmem ondan çok daha fazlada telefon tapesi vardır. Kelebek Operasyonunun kapsamının ötesinde de geçmişe dayanan, yani kısaca sorumdan önce arz etmek istersem benim hiçbir gizli, hiçbir saklı işim olamayacak şekilde, elbise alışverişi yaptığım insandan kanunun suç saydığı fiilleri işlediğim iddia edilen insanlara kadar herkesle bir telefon görüşmem var, telefon tapem var. On binlerce insanla ilgili.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim sorun, doğrudan sorunuzu sorun.”

Sanık Sedat Peker: “Sorumu yöneltiyorum Saygıdeğer Başkan. Bu arkadaşla ilgili 20 senedir telefonu dinlenen benim hiçbir telefon tapem var mıdır?”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim telefon görüşmesi o bire bir benim gibi kişilerle yapmaz, haber gönderir, yanına çağırır. Artı diyor ki, suç ortağımla, bugüne kadar Sedat Peker sana Kelebek Operasyonu gibi hiçbir operasyon yapılmadı. Zaten o operasyon yapılınca senden 1 hafta mı 2 hafta sonra mı ben alındım. Ondan önce yaptığım operasyon aynı benim gibi gittin tek tabanca yargılandın. Kimseyi tanımam, işini bağladın, ettin çıktın geldin.”

Mahkeme Başkanı: “Şimdi Sedat Peker’le hiç telefon görüşmesi yaptınız mı?”

Sanık Sedat Peker: “Önceleri mi?”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Önceleri çok yapıyordum, çağrı bırakı… çağrı vardı o zaman cep telefonu var, araç telefonu vardı o zaman.”

Mahkeme Başkanı: “Önceleri derken Kelebek Operasyonundan öncekini mi kastediyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Ondan sonra Kelebek Operasyonundan sonra telefon görüşmesi yaptınız mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok efendim ama.”

Mahkeme Başkanı: “Niçin yapmadınız?”

Gizli Tanık Poyraz: “Telefon görüşmesi yapma imkanı yoktu, yapılmazdı da. Niye yapılmazdı? Emniyet zaten işin üstüne gidiyordu, ta ki eskiye kadar gitmiş. Ben o zaman niye yapma haberleşiyorduk. Nasıl haberleşiyorduk? Ahmet… Köyüne Atilla’nın yanına gidiyorduk, Şaban Hacıoğlu’yla beraber. Haberleşme şekliyle zaten yerimiz belliydi Kağıthane’de otoparkı çalıştırıyorduk. Sakın telefon görüşmeleri olmasın, sakın…”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım sorumun anlaşılmadığını düşünüp değiştirilerek sormak istiyorum müsaade ederseniz. Ben bugüne kadar burada bulunan bazı sanıklar dahil binlerce, on binlerce insanla yani tanımış olduğum yasadışı iş yaptığım iddia edilen insanlar dahil, dini sohbetler yaptığım söylenen insanlar dahil, hayır işleri yaptığım söylenen insanlar, günahları yaptığım.”

Mahkeme Başkanı: “Efenim kısaca sorun. Yani pek kişiyle, pek çok kişiyle telefon görüşmeniz var. Onu mu diyorsunuz?”

Sanık Sedat Peker: “Bunların…”

Gizli Tanık Poyraz: “ Benimle yok efendim benimle yok.”

Mahkeme Başkanı: “Sorun.”

Sanık Sedat Peker: “Bu eşyanın tabiatın varlığına aykırı değil midir efendim bir tek bu arkadaşla telefon görüşmemin olmaması bunu arz ediyorum, bir açıklama istiyorum?”

Mahkeme Başkanı: “İşte efendim Kelebek Operasyonundan önce görüşmelerimiz vardı diyor. Kelebek Operasyonunda sizin tespit edilen Sedat Peker’le konuşmanızı tespit edilen bir tapeniz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok efendim daha önce ben Atilla’nın yanına gidiyordum daha böyle haberleşmeyle hiçbir telefon görüşmem yok benim onla.”

Mahkeme Başkanı: “Peki.”

Gizli Tanık Poyraz: “Şeyde de ama ona yakın kişilerde…”

Sanık Sedat Peker: “(2, 3 kelime anlaşılmadı).”

Mahkeme Başkanı: “Tamam bir dakika efendim. Kelebek Operasyonuyla ilgili hakkınızda ne gibi işlem yapıldı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ona yakın kişilerle telefon görüşüyordum mesela Erdal Aksakal, Metin Kaya şey Mecnun, Mecnun’la defalarca var telefon görüşmem. Mecnun’a gidiyordum orda işte benim Sedat Peker’le hiçbir telefon görüşmem olmadığı için, bende bütün bağlantılarımın Tolga Peker’le olduğunu anlattığım için bu olayda takipsizlik yedim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kararı çıktı.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam. Bu sorunun cevabı verildi, başka soruya geçelim.”

Sanık Sedat Peker: “Tabi Saygıdeğer Başkanım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkanım bu noktada çağrı cihazı ve araç telefonundan bahsettiler, numaralarını hatırlıyorlar mı o araç telefonu, çağrı cihazı?”

Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey bir soru soruyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim ben şu çağrı cihazı benim üstüme değildi, numarasını da hatırlamıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker’in kullandığı.”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu da şimdi hatırlamıyorum, hatırlamamda mümkün değil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir yerde kayıtlı mı, var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok, yok efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun Sedat Bey.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım bu soruyu burada bırakıp devam ettiğimiz zaman şöyle bir soru sormak istiyorum. Kendisi ifadelerinde hem sözlü, hem yazılı olarak dedi ki, ben Sedat Peker’i ilk olarak Paşakapısı Cezaevinde 1988 senesinde gördüm. Daha sonra muhtelif kereler anlattı, Alaattin Çakıcı’nın yanındaymış kendisi. Sonra benimle daha yakın olmuşlar, sonra benim yanıma gelmiş, sonra biz yürümüşüz, babalar üstü bir konuma gelebilmek için bir silsile var, anlatılmış olan çok uzun silsile var. Vaktimiz olmadığı için tabi ki bunları detaylandırmıyorum, ancak şunu sormak istiyorum. 1988 yılında Paşakapısı cezaevinde yatarken orda yatan mahkumlarla ben resimlerimi talimat verdiğiniz takdirde hemen size arz edebilirim. Mesela diyor ya Ankara Sheraton Otelinde biz devamlı orda kalırdık. Bir şey mi söyleyeceksiniz Başkanım?”

Mahkeme Başkanı: “Efendim birazdan ara vereceğiz lütfen arayı bekleyin. Buyurun. Kesintiye uğruyor. Buyurun Sedat Bey.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım mesela diyor ki; biz Ankara Sheraton Oteline giderdik, bizi orda hiç kimse aramazdı diyor. Biz zamanın çoğunu orda geçirirdik. Mesela ben Ankara Sheraton Otelinde kalırken orda ki görevlilerden tutunuz, orda ki birçok insanla çekilmiş resimlerim var. Emir buyurursanız ben yarın getirir mahkemenize arz ederim. Gene kendisi anlatıyor diyor ki.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim sorunuzu sorun yani sizin görüşleriniz, beyanlarınız daha sonra alınır. Ancak zamanı kısaltmak için tasarruflu kullanmak için soru cevap şeklinde olsun. Uzun uzadıya açıklamalar yapıyorsunuz, daha sonra soruyu soruyorsunuz, bu zamanı uzatıyor. Daha sonra o tür beyanlarda bulunursunuz, kısaca sorunuzu sorun, tanıkta kısaca cevap versin. Bakın başkaları da soracak, bizde soracağız lütfen.”

Sanık Sedat Peker: “Ama efendim başkaları değil ki, hep ben suçlandım yani.”

Mahkeme Başkanı: “Eksik bir şey kalmasın onu kabul ediyorum ama yani soru kısa olsun, özlü olsun.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım benimle bu kadar yakın, bu kadar dost, bu kadar arkadaş ve bu kadar geçmişi olan bir dostluk iddia eden kişinin bu anlatmış olduğu yerlerde benimle beraber çekinmiş olduğu en az 30, 40 tane resmi, artık suratını açtığı için mahkemeye arz etmesini istiyorum. Burada ismi geçen bütün insanlarla benim çekildiğim en az 30 tane, 40 tane resim var. Kendisi benim bu kadar yakınımsa 30, 40 tane resmi getirip.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam onu soralım tamam.”

Sanık Sedat Peker: “Mahkemeye çeşitli yerlerde çekildiğimiz anlatsın efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam anlaşıldı tamam Sedat Peker’le birlikte çekilmiş olduğunuz bir fotoğrafınız var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Şu anda elimde öyle bir resim yok ama Aden Otel’de Sedat Peker, Mecnun Odyakmaz’a geline takı takarken böyle sağ kolunda çift silahla duran kimdi? O resme bir ulaşılsa o zaman anlaşılır.”

Mahkeme Başkanı: “Yani sizin şu anda yanınızda olmayan (1 kelime anlaşılmadı).”

Gizli Tanık Poyraz: “Bende yok efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Veya başka yerde Sedat Peker’le çekilmiş olduğunuz fotoğrafınız var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Elimde yok var ama elimde yok şimdi. Artı.”

Mahkeme Başkanı: “Yani elimde yok derken hiçbir yerde mi yok diyorsunuz? Yoksa yanınızda da mı getirmediniz onu demek istiyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Resimler var efendim ama benim şu anda göstereceğim elimde resim yok.”

Mahkeme Başkanı: “Daha sonra verebilir misiniz bu fotoğrafları?”

Gizli Tanık Poyraz: “Gösteremem çünkü yok. Ama çekilmiş olduğum resimler var. Aden Otelde ben söylüyorum yerini de artı bir cezaevinde. Şimdi.”

Mahkeme Başkanı: “Hangi cezaevinde?”

Gizli Tanık Poyraz: “Paşakapı Cezaevinde diyor resimlerim çektirdi. Söylüyorum.”

Sanık Sedat Peker: “Çektirdi değil. Resmi olması lazım diyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika bir dakika.”

Sanık Sedat Peker: “Olay anlatıyor efendim hiçbir yerde resim çekilmedik.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam, tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bir dakika, bir dakika Sedat Peker, Sayın Sedat Peker bir dakika. Paşakapı’sında diyor herkesle resim çekildim, benim onla resmim yok diyor. Ben şimdi eğer emniyet çabuk davranırsa Hasan Topaloğlu’nun yazıhanesinde Sedat Peker’le benim resmim var.”

Mahkeme Başkanı: “O resimler şu anda kimdedir?”

Gizli Tanık Poyraz: “Hasan Topaloğlu’nun yazıhanesinde.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Polis eline çabuk tutarsa, yazıhaneye giderse resmi hemen ele geçer.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım, Saygıdeğer Başkanım bir şey arz etmek istiyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Hasan Topaloğlu’nun çok yakınıdır.”

Sanık Sedat Peker: “Ben…”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.

Sanık Sedat Peker: “Bir tane resim demedim. Ben dedim ki ki bir tane resmi bile yoktur. Ben dedim ki, bunca uzun yıllar benimle yaşamış herkesin ayrı ayrı yerlerde çekinmiş en az 30, 40 resmi vardır. Bu arkadaş 30, 40 tane resim bu samimiyetliğini kanıtlamak için mahkemeye arz edebilir mi dedim. Benim söylemiş olduğum soru buydu.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim yok diyor, elimde yok diyor.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Şuradadır diyor.”

Sanık Sedat Peker: “Resmi yok…”

Mahkeme Başkanı: “Sorunun cevabını bu şekilde veriyor.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Anlatıyor yani şu anda veremem diyor. Başka (2, 3 kelime anlaşılmadı)”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım benimle beraber yargılanmış olduğu dava yok, benimle beraber çekilmiş olduğu resmi yok, benim yapmış olduğu bir telefon konuşması yok, benim ilgili verdiği 60 sayfa ifade var ve içinde bir ton cinayet olayı geçti.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim tanığa ne dememizi istiyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Ne şekilde beyanda bulu… ne dememizi istiyorsunuz?”

Sanık Sedat Peker: “Ben bir şey demenizi…”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun başka sorunuzu sorun, diğer bir soruya geçin.”

Sanık Sedat Peker: “Bir şey demenizi istemiyorum efendim. Kendimi size ifade etmeye çalışıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam, tamam, tamam başka soru sorun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım resim kendi resmi arkasına kendi el yazısıyla yazmış olduğu mektubu var. Ben o resmide Sayın Savcım Zekeriya Öz’e teslim ettim. Resimde ordadır.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim o resimlerde…”

Mahkeme Başkanı: “O konuyu araştı… başka soru sorun efendim.”

Sanık Sedat Peker: “O resimlerden her ay on binlerce internetten adreslere gönderilmektedir.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yaaaa.”

Sanık Sedat Peker: “Benim el yazım değildir arkasındaki de.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım bir de sanık ifadelerinde Bayramoğlu’nda olan bir olay anlattı. İfadesinde diyor ki Tolga Peker’in boynunda bozkurt bir kolye varmış 92’li yıllarda bu bozkurt kolye boynundan koparıldığı için ben kendisini çağırmışım, olay yapmaya gitmişler, olayda tutuklanırken yanına bir de 3 kişi var demiş, o zaman ki emniyet müdürü kendi ifadesine göre 3 kişi bunları emniyete teslim etmişiz. Kendisi öyle anlatıyor hem yazılı, hem sözlü ifadelerinde. Bu 3 kişi mahkemeye çıktılarında, mahkeme Başkanı bunların ifadeleri tutmadığı için bunları tutuklamış. Saygıdeğer Başkanım sormak istiyorum. Kendisinin suç ortağı olarak anlatmış olduğu Oktay Taş o davada iyice düşünmesini istiyorum kendisinin suç ortağı mıdır, o olayda beraber olduklarını söylüyor. Ben bir daha söylüyorum o dosyada Oktay Taş var mıdır?”

Gizli Tanık Poyraz: “Oktay Taş o olay yerinde yoktu ama şey yerine Erdal Aksakal’ın yerine Fikret Aydın, Oktay Taş’ı Fikret Aydın’ın yerine de Murat Tok’u teslim ettik. Sonra…”

Sanık Sedat Peker: “Yalnız o dosyada yargılandı mı sizinle beraber?”

Gizli Tanık Poyraz: “Oktay Taş mı?”

Sanık Sedat Peker: “Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet. Deminki dediğim dosyada Ankara’ya gönderdiğim dosyada o dosya işte.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım biraz önce benim akrabam olan çok değerli bir zatın ismini söyledi ve dosyanın kaybolduğunu söyledi, birçok şey anlattı. Ben vaktinizi almak istemiyorum ama şimdi bir şey söylemek zorundayım Oktay Taş.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim tamam anladıkta bu tür beyanlar daha sonra beyanda bulunursunuz yani tanığın beyanı tamamlanır, bütün herkes sorar daha sonra size bu fırsatı veririz, beyanda bulunursunuz ancak şu anda soruya cevap şeklinde bunun yürümesi gerekiyor, usul bu şekilde.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bende diyorum efendim Oktay Taş’ta.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam soruyu soruyorsunuz, cevabını alıyorsunuz, bir de açıklama yapıyorsunuz. Bazı sorularınız uzun uzadıya oluyor. Bu işi uzatıyor, soru sorma şeklini, tekniğini uzatıyorsunuz. Kısaca sorun, başka şeyler sorun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim Oktay Taş’ta dosyada benim suç ortağım, Murat Tok’ta. Ama olay yerinde ikisi yok. Olay yerinde olan.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam anlattınız onu.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ha.”

Mahkeme Başkanı: “Anlattınız buyurun başka soruya geçin.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım ben şunu arz ediyorum Oktay Taş bu dosyada bu kişiyle yargılanmadı.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim o da o şekilde iddia ediyor var diyor, ortağım diyor. Yargıtay’a giden dosya içerisinde ismi de geçiyor diyor. Buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yargılanmadı benimle Gebze Cezaevinden Kırklareli Cezaevine niye geldi.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim Oktay Taş’ın o zaman huzura getirilip sorulmasını istiyorum, kendisi…”

Mahkeme Başkanı: “Tamam numarasını verirsiniz, araştırma yaparız, akıbetini sorarız (3, 4 kelime anlaşılmadı)

Sanık Sedat Peker: “Gebze Cezaevinde yattığını başka bir yaralama suçundan yattı.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim şu anda kısa bir çekişme içerisine giriyorsunuz. Yani tanık başka şey söylüyor, siz başka şey söylüyorsunuz ve bu şekilde uzayıp gidiyor. Bu soru tekniğine aykırı. Sorduğunuz sorunun cevabını aldınız, daha sonra araştırmasını gerekli şekilde yaparız. Siz başka soruyu sorun, aynı soru üzerinde takılıp kalmayalım buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım Gizli Tanık ifadesinde diyor ki, Tolga Peker’e Atilla Peker’le Sarı Murat lakabı Murat Tok 2 kişi Datça’da diyor aslında kazayla ölmemiştir, öldürmüşlerdir diyor. Bu 2 kişinin haricinde o dosyada başka 4 tane daha tanık, görgü şahidi olduğunu biliyor mu, sorulmasını istiyorum efendim?”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “4 kişinin olduğunu bilmiyorum. ben seneler sonra o Tolga’nın olayını İzmir’de ifademde de belirttim. Bana arkadaşımın biri dedi ki, sizin teşkilattan, Peker’in teşkilattan biri burada. Kim dedim? Sarı Murat. Ben gittim ki, gittim Sarı Murat beni görünce Murat Tok tutuştu, ondan sonra ben Sarı Murat’ın bana anlattıklarını teker teker ifademde de belli 4 kişi mört kişide ben bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “O 4 kişi dosyaya nasıl dahil olmuş?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmiyorum ben 4 kişi diye bir ifade vermedim efendim Sarı Murat’ın bana olayı, ben Sarı Murat’a dedim ki, sana dedim şeref, namus sözü bana söyleseler bile ben sana bir tane marim atmayacağım ama olay dedim nasıl oldu ya dedim? Yani bu çocuk niye gitti? Oturduk viski içerken tıkır tıkır anlattı. Aynı anlattığını kelime kelime benim ifadem orda efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Nasıl anlattı kısaca anlatır mısınız Murat Tok size ne söyledi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Murat Tok bana dedi ki; abi dedi ben dedi sen biliyorsun dedi sinek bile vuramam dedi, Gebze olayında da dedi, nezarette de başladım istiğfarlara dedi. O telefon işte dinlenmesi yani Tolga’nın Murat Tok’u dövmesi, ondan sonra Tolga’nın kaleminin kırılması. Biz dedi beraber gittik. İçeri girdik kapı zaten üstüne kilitlemişler ya kapıyı. Anahtarı dedi Atilla açtı girdik içeri dedi. Tolga dedi zaten desin ki dedi abi dedi yani bekliyor, yani biri geleceğini. Atilla’yı görünce dedi karşısında Atilla işte sen niye böyle Atilla’ya tek kelime söylemiş. Demiş ki; bana caz cüz etme geldin, delikanlı gibi kellem masada madem benim kalemim kırıldı, kafasını da masaya koymuş. O ara Murat Tok diyor ki, abi diyor bana Atilla Peker dedi ki diyor, sen balkona çık, çıktım diyor. Ben diyor biliyorsun adam vuramam diyor her ihtimale karşı diyor, bir 7.65 koydum diyor, böyle burama diyor. Tolga diyor şeyi koyunca Atilla diyor bir tane sıktı diyor kafasına. Ben o ara diyor yemin etti çocuk Hacı abi diyor inan diyor benim yapmadığıma diyor, altıma ufak çişimi kaçırdım diyor. Anlattı bana, bende ifademde hepsini anlattım.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Tolga’ya başka ateş edilmiş mi? Bir el mi ateş edilmiş?”

Gizli Tanık Poyraz: “Murat Tok’un demesi kafasına bir tane diyor ateş etti diyor.”

Mahkeme Başkanı: “Evet tamam buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım bu beyanları zaten yazılı ifadesinde vardı, bunları sözlü olarak da söylemişti. Ben başka bir soru sordum.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim siz soru sordunuz 4 kişinin de ilgili 4 kişiyle ilgili bilgim yok dedi, nereden dosyaya katıldıklarını bilmiyorum dedi. Başka soru sorun. Sorunun cevabı bu şekilde.”

Sanık Sedat Peker: “Kendisi 2 kişinin bu cinayeti işlediğini söylüyor ancak dosya kapsamında farklı 4 kişinin daha tanıklığı görgü şahitliği olduğunu ben arz ediyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Bende Sedat ben diyorum ki..”

Sanık Sedat Peker: “Anlatmış olduklarının gerçeklerle bağdaşmadığını arzu etmeye mahkemeye çalışıyorum.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sedat bende diyorum ki, benim 4 kişiden haberim yok. 4 kişiyi ben ilk defa duyuyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Buyurun Sedat Bey başka soru sorun.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım sanık ifadesinde rahmetli Nihat Yazıcı’yı benim Ahmet Kürkçü isimli bir şahsa öldürttüğümü söylüyor. Ailesinin benimle ilgili aleyhimde ifade verdiğini bununda dosya kapsamında olduğunu söylüyor. Sayın Savcım o dosyayı okuduğunu söyledi, kesinlikle onda hiçbir şüphem yok. Ancak birçok dosya hem sanıklar, hem mahkeme tarafından dava anlaşılsın diye istenildiğinden dolayı gözden kaçmış olabilir. Mesela sanık diyor ki; Sedat Peker o dosyadan aranıyordu. Çünkü ölen şahsın annesi Sedat Peker’in ailesi, Sedat Peker’in ismini vermişti. Ben sanığa sorulmasını istiyorum. O dosyada benim adım, bir tek kez bile olsun geçiyor muydu, ailesi tarafından verilmiş miydi?”

Mahkeme Başkanı: “Nihat Yazıcı’nın öldürme dosyasından haberiniz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Senin aranman mahkeme kararı diye bir şey değil, polis seni arıyordu, alacaktı. Polis ifadeni aldıktan sonra seni ismin dosyaya girecekti. Polis seni almadan ismin dosyaya nasıl girecekti? Dosyada ismin yok ki senin?”

Mahkeme Başkanı: “Peki Sedat Peker’in hangi olaydan dolayı arandığını biliyor musunuz o tarihlerde polis hangi olaydan dolayı arıyormuş?”

Gizli Tanık Poyraz: “Bana telefonlar geliyordu efendim organize Kutluay Çelik kesinlikle Peker’i alacak diye, ama düğüne gelmesi gerekiyor, gitmesi gerekiyor o şekilde de. Şimdi rahmetli diyor, ailesinden bahsediyor bilmem şu…”

Mahkeme Başkanı: “Yani şöyle, Mecnun Odyakmaz’ın düğününde Sedat Peker’in arandığını söylüyorsunuz ifadenizde. Hangi olaydan dolayı aranıyormuş Sedat Peker?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu da bilmiyorum hangi ola… polis arıyor, ama Nihat Yazıcı olayında…”

Mahkeme Başkanı: “Bilmiyorsunuz.”

Sanık Sedat Peker: “(1, 2 kelime anlaşılmadı) efendim ifadesinde net beyanı var Nihat Yazıcı’nın.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Nihat Yazıcı…”

Sanık Sedat Peker: “Ailesinin ifadesinden dolayı ara….”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika. Nihat Yazıcı’nın ailesinin Sedat Peker’i şikayet ettiğini biliyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet. Hatta iddia ediyorlar, bizim şey o çocuğumuzu Peker öldürtürdü diye.”

Mahkeme Başkanı: “Öyle bir şikayet dilekçesi mi vermişler?”

Gizli Tanık Poyraz: “Dilekçeyi bilmem. İddia ediyorlar, bar bar bağırıyorlar.”

Mahkeme Başkanı: “Kimden duydunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Gebze, Gebze Adliyesine ge… dediler efendim bizim yani herkese kendilerine attılar şeye Zarif İlhan’a Eyüp İlhan’a sende niye yara bere yok, bizim çocuğumu Sedat Peker’e öldürtürdü diye.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım o dosyada ismim bir kere bile geçmiyor ama hep bunları söyleyince gene bunlar kayda geçiyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sedat dosyada.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim dosyadan haberim yok diyor Nihat Yazıcı’da (1 kelime anlaşılmadı) haberim yok diyor yani.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kanun var…”

Mahkeme Başkanı: “Yani ismi geçip geçmediği (1 kelime anlaşılmadı)

Sanık Sedat Peker: “Var diyor efendim ama.”

Gizli Tanık Poyraz: “Kanun var, dosyada dosyada var demiyorum kanun var, nizam var, şikayetçi var hakkında. Şikayet seni polis alıp ifadeni almadan senin ismin dosyaya nasıl geçecek. Seni ama karşı taraf diyor ki, bizim oğlumuzu Sedat Peker öldürdü. Poliste seni arıyor, onları demesine göre alacak seni sorgulayacak, sende var veya yok diyeceksin ismin dosyaya öyle girecek.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım…”

Saatin 15:15 olduğu görüldü.

Duruşmaya kısa bir ara verildi.


Yüklə 0,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə