Hazar Kağanı’nı Müslüman din adamlarını kabul etmeye zorlamıştır
3
. Hazar
Kağanı, kısa bir süre sonra düşmanının
dinini reddetmiş, fakat bununla birlikte
İslamiyetin Hazar Kağanlığı sakinleri arasında yayılmasına müdahalede
bulunmamıştı
4
. En azından VIII. yüzyıl başı itibariyle İslam dini Hazar Kağanlığı
topraklarına girmişti. Üstelik Hazar topraklarına çok sayıda Orta Asyalı Müslüman
misyoner-tüccarlar da gelmekteydi. Bu konuda V. V. Bartold şöyle demektedir:
“Harezmliler eski devirlerden beri göçebe kavimlerle ticaret yapıyorlardı. İslam
devrinde bu ticaretin daha çok genişlemesi icap ederdi. Muhtemelen Sibirya’daki Müslüman
kolonilerinin kurulmasına Harezmliler katılmışlardır. Lakin bunların faaliyeti özellikle batı
ve kuzey-batı taraflarına o zamanlar Bulgar ve Hazarların yerleşmiş olduğu İtil (Nehri)
havzasına yönelmiş idi… Hazar memleketinde ve özellikle “İdil” ağzındaki “İtil” şehrinde
kalabalık sayıda Müslüman tüccarları bulunuyordu”
5
.
İşte bu Müslüman tüccarların İslamiyeti Hazar Kağanlığı hâkimiyetindeki
Bulgar nüfusu arasında yaydıklarına şüphe yoktur. Nitekim X. yüzyıl İslam yazarları
Hazar Kağanlığı’nın merkezi olan İtil şehrinde 10 Binden fazla Müslümanın
yaşadığını ve burada 30 adet mescit bulunduğunu söylemektedirler
6
.
Arap âlemi ve
Orta Asya’nın İtil Bulgarları için özel bir önemi vardı. Zira İslamiyet buralardan
yayılıyordu. Dinle birlikte İtil Bulgarlarına İslam aleminin bütün kazanımları da
sızıyordu. Müslüman tüccarlar genellikle ticaretle
misyonerlik faaliyetlerini
birleştiriyorlardı
7
. Bu arada İslamiyete daha önce giren Harezmli
Türklerin de
Bulgarların Müslümanlaşmasına katkıda bulunduklarını belirtmek gerekir. Ortaçağ
Arap yazarı İzzeddin Bin el-Esir’in şu rivayetini de burada belirtmek yerinde olur:
“Hazarlar, hicri 254 (867-868) yılında İslamiyeti kabul ettiler. İslamiyeti kabul
etmelerinin sebebi şudur: Türklerden olan bir halk ile savaşıp, Harezm halkından yardım
3
L. N. Gumilev,
Drevnie Turki, Moskova, İzd. Nauka, 1993, s.61.
4
M. İ. Artamanov,
Hazar Tarihi Türkler, Yahudiler, Ruslar, Çev. D. Ahsen Batur, 2. bs., İstanbul,
Selenge Yayınları, 2004, s.343.
5
V. V. Barthold,
Orta-Asya Türk Tarihi Hakkında Dersler, Yay. Haz. Kazım Yaşar Kopraman-
İsmail Aka, Ankara, AKDTYK TTK Yayınları, 2006, s.48.
6
Ramazan Şeşen,
İslam Coğrafyacılarına Göre Türkler ve Türk Ülkeleri, 2. bs., Ankara,
AKDTYK TTK Yayınları, 2001, s.166.
7
B. N. Zahoder,
Kaspiyskiy Svod Svedeniy O Vostoçnoy Evrope Gorgan i Povoljye v IX-X vv.,
T.I, Moskova, İzd. Vostoçnoy Literaturı, 1962, s.44.
87
istediler. Harezmliler: “siz kâfirsiniz Müslüman olsaydınız size yardım ederdik” dediler.
Onlar Müslüman oldular fakat Hakanları kendi dininde kaldı”
8
.
İngiliz İslam tarihi uzmanı T. W. Arnold İtil Bulgarlarının kuzeyin kürk ile
diğer malları üzerine ticaret yapan Müslüman tacirler aracılığıyla İslam dinine
girdikleri kanısındadır
9
. İslamiyetin Bulgarlar arasında yayılmasının sebebini
yalnızca ticaretle açıklamak şüphesiz meseleye yetersiz bir bakıştır. Bu mana da N.
Yazıcı’nın açıklaması oldukça tatmin edicidir:
“İslamın kabulünün en önemli etkeni doğrudan onun kendisi, yani içerdiği
mükemmel esaslar olmalıdır. Bu mükemmel esasların muhataplarına ulaştırılmasında
kullanılan başlıca yöntem ve vasıtalarsa şunlardır: Ticaret,
tasavvuf, toplum önderlerinin
kabul ve teşvikleri, yerli dil ve mahalli unsurların kullanılması, ayrıca evlilik, evlat edinme
gibi diğer bir kısım vasıtalardır. Bunlar içerisinde Bulgarlar arasında İslamın yayılmasında
en önemli ve tabii ki en bilinen vasıta ticaret olmalıdır”
10
.
İslamiyetin İtil Bulgar ülkesine Orta Asya’dan Müslüman tüccarlar
aracılığıyla girdiğine dair belirtiler vardır. Nitekim X-XI. yüzyıl Arap coğrafyacıları
Bulgarların Samani Emirliği’yle olan ve X. yüzyılın ilk yarısından
itibaren en
yüksek ekonomik gelişim ve kültürel ilerleme seviyesine ulaşan canlı ticari
bağlantılarını haber vermektedirler
11
. Bu konuda İtil Bulgar topraklarında bulunan
çok sayıda Arap ve Samani para kalıntıları da örnek gösterilebilinir. B. D. Grekov
ve N. F. Kalinin bu durumu şöyle ifade etmişlerdir: “İtil Bulgar ülkesi X. yüzyılda
Samani Emirliği’nin paralarıyla dolmuştu…”
12
.
Bundan dolayı ilk İtil Bulgar
8
Şehabeddin-i Mercani,
Müstefâdü’l Ahbâr Fi Ahvâl-i Kazan ve Bulgar (Kazan ve Bulgar’daki
Durum Hakkında Faydalanılan Haberler), Metni Yay. E. N. Hayrulin, Türkiye Türkçesine Akt.
Dr. Mustafa Kalkan, Ankara, AKDTYK AKM Yayınları, s.87.
9
Thomas
Walker Arnold,
İslâm’ın Tebliğ Tarihi, Çev. Bekir Yıldırım /Cenker İlhan Polat, İstanbul,
İnkılâb Yayınları, 2007, s.318.
10
Nesimi Yazıcı, “İdil (Volga) Bulgar Hanlığı’nda İslamiyet”,
Türkler,
C.IV, Ankara, Yeni Türkiye
Yayınları
,
2002, s.395.
11
Hvolson,
İzvestiya O Hazarah, Burtasah, Bolgarah, Madyarah, Slavyanah i Russah Abu-Ali
Ahmeda Ben Omar İbn-Dasta, Po Rukopisi Britanskogo Muzeya v Pervıy Raz İzdal, Perevel i
Obyasnil D. A. Hvolson, S. Peterburg, 1869,
s.24;
Puteşestvie Abu-Hamida al-Garnati v
Vostoçnuyu i Tsentralnuyu Evropu (1131-1153 gg.), Publikatsiya O. G. Bolşakova, A. L.
Mongayta, Moskova, Glavnaya Redaktsiya Vostoçnoy Literaturı, 1971
s.31; A. YA. Garkavi,
Skazaniya Musulmanskih Pisateley O Slavyanah i Rusah (s Kontsa VII Veka Do Kontsa X
Veka), S.Peterburg, 1870, s.219.
12
B. D. Grekov, N. F. Kalinin, “Bulgarskoe Gosudarstvo v Domongolskoe Zavoevanie”,
Materialı
Po İstorii Tatarii, Kazan, Tatknigoizdat, 1948, s.133.
88