görüşünü desteklemektedir. İtil Bulgar Müslüman mezarlarını araştıran E. Halikova
şöyle yazmaktadır:
“X. yüzyılda artık Bulgar nüfusunun değişik gruplarında oldukça kurallaştırılmış
Müslüman defin adetleri meydana gelmiştir… XI. yüzyılda pagan defin âdeti Bulgarların
çoğunda yerini Müslüman definlerine bırakmaktadır, üstelik bu yalnızca şehirlilere özgü
değildir… Aynı zamanda kırsalda yaşayanlarla da alakalıdır… Moğol istilası öncesi
dönemin sonuna doğru İslam’ın ideolojisi ve gelenekleri Bulgar toplumunun farklı sosyal
tabakalarını kuşatıp ülkenin ana nüfusu arasında derin bir şekilde kökleşmiştir”
88
.
X-XIII. yüzyıllar Bilyar şehrindeki Hıristiyan Rus zanaatkârın yaşadığı tespit
edilen evin bulunduğu bölge haricinde İtil Bulgar arkeolojik kalıntıları arasında
domuz kemiklerinin bulunmayışı karakteristik bir özellik olarak dikkat
çekmektedir
89
. Bu da göstermektedir ki, İslamiyet İtil Bulgarları arasında
yayılmaktan başka kurallarıyla birlikte günlük yaşantıya girerek tamamen hâkim
duruma gelmiştir. Hâlbuki İtil Bulgarlarının Müslüman olmayan komşularının
yaşadığı komşu topraklarında yapılan arkeolojik kazılarda aynı dönem
katmanlarında domuz kemikleriyle sıklıkla karşılaşılmıştır
90
.
XI. yüzyılda artık İtil Bulgarlarının tamamen İslamlaştığı yazılı
kaynaklardan da bellidir. XI. yüzyıl yazarı Gerdizi, İbn Rüsteh’in bilgilerinden
hareketle Bulgar hükümdarının ve halkının Müslümanlık davasında bulunduklarını
ülkelerinde mescid, mektep, müezzinler ve imamların bulunduğunu belirterek
mezarlarının Müslüman mezarlığına elbiselerinin de Müslüman elbiselerine
benzediğini vurgulamıştır. O, ayrıca İtil Bulgar ülkesine gelen tüccarlardan İslami
Öşür vergisi alındığını da belirtir
91
. Gerdizi’nin de tamamen Müslümanlaşmış
olduklarını belirttiği İtil Bulgarları arasında coğrafi konumlarından dolayı gecelerin
çok kısa olması ve sabah namazını kaçırma korkusu ile bir ay geceleri uyumayan
insanlara rastlanılmıştır ki, bu da İslamiyeti ne derece kuvvetli bir imanla kabul
ettiklerini gösterir
92
.
88
Amirhanov, Tatarskaya Sotsialno-Filosofskaya Mısl, s.61-62’den naklen: E. A. Halikova,
Musulmanskie Mogilniki Voljskoy Bulgari X – Naçala XIII Vekov Kak İstoriçeskiy İstoçnik:
Avtoref. Diss. Kand. İstor. Nauk, Moskova, 1976, s.14-16.
89
İzmaylov, İslam v Voljskoy Bulgari, s.185.
90
İzmaylov, a. y.
91
Şeşen, İslam Coğrafyacılarına Göre Türkler, s.84.
92
Turan, Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi Tarihi, s.153.
106
Sonuç olarak geniş bir şekilde incelenen Moğol istilası öncesi dönem, X-
XIII. yüzyıl başına ait İtil Bulgar mezarlıkları ülkenin nüfusu arasında paganlık
inancının XIII. yüzyıla kadar ağır bastığı şeklindeki düşüncelerin temelsiz olduğunu
ortaya koymaktadır. İtil Bulgar şehir ve köy kabristanları X. yüzyılda bile
çoğunlukla Müslüman mezarlarıdır. Bulgar mezarlıklarının definlerinin ana kısmı
istikrarlı ve tek tipli Müslüman geleneğindedir. Üstelik İtil Bulgar Devleti’nin yer
aldığı topraklarda bugüne kadar süregelen bir yığın arkeolojik araştırmalarda XI-
XIII. yüzyıllara ait herhangi bir pagan mezarlığı da ortaya çıkarılmamıştır
93
. Bu da
İslamiyetin XI-XIII. yüzyıllarda artık İtil Bulgar ülkesinde tamamen hâkim
olduğunu ve pagan inanışının terk edildiğini belgelemektedir. İtil Bulgar ülkesinde
İslamın hâkim durumuna bir diğer maddi delil de şehir kalıntılarında ortaya
çıkarılan o zamana göre muazzam büyüklükte olan mescid ve minare kalıntılarıdır
94
.
Rus tarihçisi S. M. Solovyev’in şu ifadeleri Orta İtil bölgesindeki Bulgarların
Müslüman kimliğini belirtmesi açısından dikkat çekicidir:
“Bulgarlar uzun bir zaman önce buraya (Orta İtil) yerleşmişti. Bulgar İtil ve
Kama’nın kıyılarında Kur’an dinlerken, Rus Slavı henüz Hıristiyan kiliselerini inşaya
başlamadığı gibi bu toprakları Avrupa medeniyeti adına istila da etmemişti”
95
.
J. P. Roux İtil Bulgarlarının İslamiyeti kabulüyle ilgili şu yetersiz görüşleri
öne sürmüştür:
“Müslümanlaşma Bulgarların yaşam düzeyinde kökten bir değişiklik yaratmazken,
gözle görülür bir ilerleme sağladı. Bulgarlar pek yararlanmamakla birlikte yazıyı
öğrendiler”
96
.
Hâlbuki İtil Bulgarları İslamiyetten önce bile Orhun tipi runik harflere dayalı
zengin bir yazılı kültüre sahiptiler
97
. Ayrıca İslamiyet İtil Bulgar toplumu arasında
93
E. A. Halikova, Musulmanskie Nekropoli Voljskoy Bulgari X – Naçala XIII v., Kazan, İzd.
Kazan Universiteta, 1986, s.137-152; Devletşin, Voljskaya Bulgariya: Duhovnaya Kultura, s.79-
80.
94
İzmaylov, İslam v Voljskoy Bulgari, s.186-187.
95
Rorlich, Volga Tatarları, s.53; Avrasya Fatihi Tatarlar, Haz. İlyas Kamalov, İstanbul, Kaknüs
Yayınevi, 2007, s.45.
96
Jean-Poul Ruox, Türklerin Tarihi Pasifik’ten Akdeniz’e 2000 Yıl, Çev. Prof Dr. Aykut
Kazancıgil / Lale Arslan-Özcan, İstanbul, Kabalcı Yayınevi, 2007, s.193.
97
Rorlich, Volga Tatarları, s.51.
107
öyle derin kökler salmıştır ki, bir olgu olarak artık sosyal-ekonomik düzende;
Müslüman merkezleriyle olan sıkı ticari, politik ve kültürel münasebetlerde;
mimaride, kıyafette, gelenek ve göreneklerde, eğitim sisteminde, bilimde, edebi
sanatlarda, ölçü birimlerinde, takvimde ve benzer birçok hususta temel dayanak
noktası haline gelmiştir. Müslüman merkezlerinden getirilen gelenekler ve hatta
mallar bile neredeyse kutsal olarak kabul edilmiştir. Örneğin İslam merkezi
Bağdat’tan Halife tarafından gönderilen paranın Bulgar Emiri için kutsal bir değeri
ve anlamı bulunmaktaydı
98
.
İtil Bulgarları İslamiyetin yalnızca kendi aralarında değil aynı zamanda
komşuları arasında da yayılması için çabalamışlardır. Müslüman Bulgarların henüz
X. yüzyılın başlarında komşu kabilelerin üzerine cihad amacıyla sefer
düzenlediklerini bilmekteyiz
99
. XI. yüzyıl yazarı el-Marvazi İtil Bulgarlarının
cihatlarıyla alakalı olarak şöyle yazmaktaydı: “(Bulgarlar) Müslümanlar, kâfir
Türklerle onlar üzerine seferler yaparak savaşıyorlar, çünkü onların etraflarında
kâfirler vardır”
100
. Böylesi cihat amacıyla yapılan askeri seferler XII. yüzyılda da
devam etmiştir. Kaynakların şahadetine göre İtil Bulgarları Müslüman olmayan
kuzey bölgelerini hâkimiyetleri altına alarak buradaki halklardan cizye ve haraç
vergileri almışlardır
101
. Aşağıda daha geniş bir şekilde ele alacağımız üzere
Bulgarların 986 yılında diplomatik yolla ve uzak görüşlü bir siyasetle Kiev Knezi
Vladimir’i ve tüm Rusları Müslüman yapmak için çabaladıklarını da Rus
kroniklerinden öğrenmekteyiz. Üstelik Knez Vladimir İslamiyetin kurallarını
öğrenmek için İtil Bulgar ülkesine elçilerini de göndermiştir. Elbette ki, İslamiyeti
yaymak amacıyla gerçekleştirilen böylesine milletlerarası aksiyonlar G. M.
Devletşin’in ifadesiyle Müslüman kültürünün en kuzeydeki temsilcileri olan İtil
Bulgarlarının kendi nüfusunun İslamlaşmamış olmasıyla gerçekleştirilemezdi
102
.
Bulgarların bağımsız siyaset üretmesini sınırlandıran Hazar Kağanlığı’nın X.
yüzyılın sonunda dağılmasından sonra İtil Bulgar ülkesinin ekonomik ve politik
98
İbn Fazlan, Seyahatnâme, s.68.
99
B. N. Zahoder, Kaspiskiy Svod Svedeniy O Vostoçnoy Evrope, Bulgarı, Madyarı, Narodı
Severa, Peçenegi, Rusı, Slavyane, T. II., Moskova, İzd. Nauka, 1967, s.31.
100
A. e., s.37.
101
Puteşestviye Abu Hamida al-Garnati, s.31, 71-72.
102
Devletşin, Voljskaya Bulgariya: Duhovnaya Kultura, s.82.
108
Dostları ilə paylaş: |