GĠRĠġ
Yalnız ufku görmek kâfi değildir, ufkun ötesini de görmek ve bilmek gerekir.
(Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK)
B
ir toplumun baĢka bir topluma, istediğini benimsetme amacıyla tüm
olanakları ve güçleriyle yaptıkları düzenli saldırı Ģeklinde tanımlanan
s
avaĢ
halinde
(UĢaklı ve Alper, 2010:33)
,
istediğini benimsetme düĢüncesinin
altında güç kullanımının
yer al
dığı ifade
edilebilir.
GeçmiĢten günümüze savaĢ hali içerisinde bulunan devletlerin
hayatta
kalmalarının,
sahip oldukları güç ile doğru orantılı olduğunu söylemek
mümkündür.
SavaĢan
devletlerin güç kapasiteleri, hayatta kalma sürelerini
belirleyebilmektedir. Bu nedenle devletler öncelikli olarak, askeri ve ekonomik
güce
özel önem vermiĢlerdir.
Askeri
açıdan iki devlet arasındaki
güç
mukayesesi, devletlerin
silahlı kuvvetlerin
in envanterinde bulunan silah,
teçhizat, asker sayısı ve sahip olduğu
teknolojik imkân ve kabiliyet ile
ölçülm
üĢtür
.
Bir baĢka ifade
yle güç mukayesesi, devletlerin sert güç
kapasitelerini vurgulam
aktadır
. Askeri ve ekonomik güç
ten oluĢan (Nye,
2011) sert güce sahip devletler, her türlü harekâtta askeri istihbarata sahip
olabilmek için büyük çaba sarf e
tmiĢler
ve bu
yönde dikkate değer
miktarlarda kaynak
tahsis etmiĢlerdir
. Bu durumun sadece devletler
açısından değil aynı zamanda 28 üye
ülkeden
oluĢan Kuzey Atlantik
AntlaĢması Örgütü (NATO) içinde geçerli
olduğu söylenebilir. NATO‟nun
“Ulusal Silahlanma Direktörleri Konferansı
-Conference
of
National
Armaments Directors
(CNAD)”
olarak adlandırılan kurulun altında yer alan
silahlanma gruplarının
(hava, kara ve deniz
silahlanma grupları) faaliyetleri
,
sert güce verilen önemin belirgin bir göstergesi olarak görülebilir.
Olası
tehditlere karĢı hazır bulunmayı ve anında müdahale edebilme
yi hedefleyen
tehdit algılaması
,
yerini risk algılamasına bırakmaya baĢlamıĢ
, o
layın
gerçekleĢeceği anı
n
değil olayın oluĢmaya baĢladığı andaki Ģartların tespiti
ve müdahale etme isteği ön
plana çıkmıĢtır.
Bu durum, önceden bilmeyi
gerekli kılmıĢtır.
21‟nci yüzyılın sonlarından itibaren savaĢlar, Prusyalı General Carl von
2
Clausewitz'in (2007)
tanımıyla
çok boyutlu
hale gelmiĢ
, askerler kadar
toplumları da yakından etkilemiĢ
tir. Clausewitz, kin ve nefreti halkla, ihtimal
hesapları ve tesadüfleri orduyla ve politik araç kimliğini hükümetle
iliĢkilendirerek açıkladığı savaĢ
halinde,
zafere ulaĢmak için her üç
boyutun
dengeli bir Ģekilde dağılım göstermesinin gerekliliğini ön plana çıkartmıĢtır
(Clausewitz, 2007:30-31)
. Diğer bir ifadeyle, ordunun sahip olduğu
sert güç
ile toplumun ve hükümetin
sahip olduğu yumuĢak güç kapasitelerinin dengeli
olmasını
vurgulamıĢtır. Yalçınkaya (2010:15) tarafından da belirtildiği
Ģekilde
savaĢ
, sadece askerlere, sadece halka veya sadece hükümetlere
bırakılamayacak kadar önemli bir olgu
olup b
unların arasındaki denge
bozulmamalıdır.
Geleneksel olarak devletler arasında gerçekleĢen
savaĢlar
zamanla
yerini, devlet
dıĢı aktörlerin
yer aldığı savaĢ
dıĢı harekâtlara
bırakmaya
baĢlamıĢtır. Özellikle Afganistan ve Irak savaĢları ile birlikte, savaĢın
tanımında bir değiĢim yaĢanmıĢ
, devletten devlete tehdit yerine asimetrik
tehd
itlerin ortaya çıkması ile birlikte asimetrik savaĢ
1
olgusu ön plana
çıkmıĢtır (Basım ve ġeĢen, 2010:170). Bununla birlikte askerler
; insani
yardım, suni afet yardımı, güvenlik yardımı, uyuĢturucu ile mücadeleyi
destekleme, silahların kontrolü, mahalli sivil otoriteye destek, muharebe dıĢı
tahliye ve barıĢı destekleme harekâtları gibi savaĢ dıĢı askeri harekâtlar
içerisinde gittikçe artan bir oranda yer almaya baĢlamıĢtır
(Yalçınkaya,
2010:27).
Soğuk savaĢ sonrasında değiĢen tehdit algılamaları
ile bu tür
harekâtlar içerisinde aktif rol üstlenen önemli bir aktörün "NATO
" olduğunu
söylemek mümkündür
. SavaĢ dıĢı harekâtlara yakın zaman içerisinde örnek
olarak NATO‟nun icra ettiği Bosna Hersek (1995), Kosova (1999) ve
Afganistan (2001) harekâ
tları verilebilir.
Devletler arasında gerçekleĢtirilen geleneksel savaĢların ötesinde
toplumun yer aldığı savaĢ dıĢı
harekât
ortamlarında askerler, düĢmanın yanı
sıra
farklı kültür ve değerlerle karĢılaĢmaya baĢlamıĢlardır.
Bunun
neticesinde intikal edilen ülkenin kültür ve
değerlerini tam anlamıyla
kestiremeyen askerlerin
, SoydaĢ'ın
(2010:140)
tanımıyla
kültürel Ģok
durumu
1
Asimetri
k savaĢ, eĢ değer olmayan kuvvet unsurları arasında yaĢanan savaĢtır
(ToptaĢ,
2009:69).
Dostları ilə paylaş: |