164
/ Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
atanmaması. Türkleri temsil eden partilerin tanınmaması ve Türk bölgelerinin
ülkenin gelir dağılımından adil biçimde istifade edememesi
23
.
Iraklıların dıĢ ülkelere göçünde ekonomik nedenler ilk sırada
gelmektedir. Ancak bu durum Türkmenler için geçerli değildir. Çünkü
Türkmenlerin göçünde sosyo-kültürel ve siyasi baskılar ekonomik
sıkıntılardan daha önde gelmektedir. Türkmenlerin göçünde Türkçe eğitime
getirilen kısıtlamalar, kamu sektöründeki iĢlerden uzak tutulma, çalıĢılan
iĢlerde etnik ayrımcılık yapılması, ekonomik olarak ağır Ģartlarda çalıĢma gibi
nedenler etkili olmuĢtur.
Saddam‟ın Baas iktidarı döneminde Irak‟ta sürekli bir ihtilal ortamı
yaĢanmıĢ, can ve mal güvenliği ortadan kalkmıĢtır
24
. Saddam, kurduğu polis
gücü ile tüm Irak‟ta olup-biten her geliĢmeden haberdar olmuĢtur. Ġnsanlar,
aile fertlerine dahi güvenemez duruma gelmiĢtir. Zira herkes birbirini ihbar
etmekteydi. Öyle ki, Körfez SavaĢı‟ndan önceki 15 yıl içinde Baas rejimi,
bölge köylerinin % 90‟nını yani yaklaĢık 4.500 köyü ortadan kaldırmıĢ ve bu
köylerde yaĢayan insanlar Erbil ve Süleymaniye kentleri civarında kurulan
kolektif köylere iskân edilmiĢtir. Bu politikanın sonucu tahminen 1,5 milyon
yetiĢkin, üretici durumundan tüketici konumuna düĢmüĢtür
25
. Bu otoriter ve
baskıcı politikaların yanı sıra, Arap halkını ön planda tutan ve diğer halkları
asimile etmeye yönelik bir etnik milliyetçilik politikası da sürdürülmüĢtür
26
.
Saddam yönetiminin amansız takibi, zulümleri ve katliamları
Türklerin
çileli yıllar yaĢamasına yol açmıĢ, kültürlerini ve inançlarını yaĢayamadıkları
gibi dillerini de kullanamamıĢlardır. Çünkü kimliklerini belli etmeleri ve kendi
dilleri ile okuma yazmaları yasaktı. Din hürriyeti kısıtlanmıĢ olan Türklerin
Cuma hutbelerini Türkçe okumaları da yasaklanmıĢtır. Ayrıca hutbe
metinlerinin her hafta Baas Partisi tarafından hazırlandığı Ģekilde Arapça
okunması mecburiyeti vardı. Buna aykırı davrananlara hapis cezası
verilmekteydi
27
.
23
Ġzzettin Kerkük, “Ġnsan Hakları Açısından Irak Türklerinin Durumu”, Irak Dosyası,
(Haz.: Ali Ahmetbeyoğlu vd.), C. II, Ġstanbul 2003, s. 125.
24
Mehmet Sılay, “Kurt Sofrasında Türkmenler”, Kerkük, Y. 1, S. 2, Temmuz 2005, s. 8.
25
K. G. Över, a.g.e., s. 16-17.
26
Nuri Talabani, Kerkük Bölgesinin AraplaĢtırılması, (Çev.: Zafer AvĢar), Ġstanbul 2005, s. 49-
51.
27
Ziyat Köprülü, The Iraqi Turks in Perspective of Human Rights, Ankara 1992, s. 23.
Ortadoğu'da Türkmenler (Irak-Ġran-Suriye) Sempozyumu
/ 165
Bunun yanı sıra, Türklere verilen kültürel haklar çerçevesinde Türkçe
eğitim verilen okulların tümü kapatılmıĢtır. Ġlkokul 3. sınıfa kadar Türkçe
okuyan öğrenciler, 4. sınıfta Arapça okumaya zorlanmıĢ, velilerden tehdit
yoluyla Türkçe eğitim istemediklerine dair dilekçeler alınmıĢtır
28
. Lise mezunu
yüzlerce Türkün yüksek tahsil yapması kısıtlanmıĢ, çok azı üniversitelere
alınmıĢtır
29
.
Diğer
yandan,
Türklerin
çoğunlukta
yaĢadıkları
bölgeler
AraplaĢtırılmaya çalıĢılmıĢ ve bazı ilçeler Türk olmayan komĢu iller ile
birleĢtirilerek sınırların değiĢtirilmesi yoluna gidilmiĢtir
30
. Ayrıca, Yayçi ve
Türkalan köylerinde yaĢayan Türklerin % 50‟si
Arap olarak ilan edilmeye ikna
edilmiĢtir. Diğerleri ise Arap köylerine sürülmüĢtür. BaĢka bir Türk köyü olan
BeĢir‟deki evler de yıkılarak sakinleri
Tikrit‟e sürülmüĢtür
31
.
Saddam‟ın oluĢturduğu “
Göç Kurulu” tarafından
Kerkük,
Tavuk,
Dibis,
Bayhasan vb. Türk halkının bulunduğu yerler tahliye edilerek buralara binlerce
Arap aile iskân edilmiĢtir
32
. AraplaĢtırma politikasının uygulandığı yerlerden
birisi de
Telafer‟dir. Saddam 1977 yılında aldığı bir kararla
Telafer,
Necef,
Duhok
ve Tikrit ilçelerini vilayet yapacağını ilan etmiĢ, ancak diğer üç ilçe vilayete
dönüĢtürüldüğü halde, hem nüfus hem de alan açısından daha büyük olan
Telafer vilayet yapılmamıĢtır. Çünkü burada yaĢayan insanların tamamı
Türk‟tü. Saddam Hüseyin bu durumu dikkate alarak, Telafer‟in vilayet olması
durumunda, Türkiye‟ye bağlanmak isteyeceğini düĢündüğünden verdiği sözü
yerine getirmekten vaz geçmiĢtir
33
.
Demografik yapısından dolayı
Telafer vilayet yapılmadığı gibi, daha
sonraki süreçte AraplaĢtırma politikası da uygulanmıĢtır. Zira, Saddam
Hüseyin 1979 seçimlerinde Telafer‟in AraplaĢtırılması yönünde bir karar
almıĢtır. Bu karar üzerine, Telafer‟in aydın ve önde gelenleri aĢiretlerinin Arap
olduğunu ilan etme kararı almıĢ, kendilerini nüfusa Arap olarak yazdırmıĢ ve
böylece topraklarının AraplaĢtırmasına mani olmaya çalıĢmıĢlardır. Nitekim,
bu geliĢmeler neticesinde Saddam, bölgeye Arap nüfus yerleĢtirmekten
28
Z. Köprülü, The Iraqi…, s. 30.
29
Haluk Çay, “Kerkük Türklüğü”, Ötüken, S. 7, Temmuz 1975, s. 12.
30
Fazıl Demirci, The Iraqi Turks Yesterday and Today…, [S.I.]: 1991, s. 33.
31
F. Demirci, a.g.e., s. 46.
32
F. Demirci, a.g.e., s. 47.
33
ORSAM, “Irak Türkmen Cephesi Telafer Kuzey Bölge Temsilcisi Nebil Harbo ile
ġehrin Tarihi, Siyasi Kimliği ve Halkın Beklentileri Üzerine”, Ortadoğu Analiz, C. I, S. 5,
Ankara Mayıs 2009, s. 48.