Tck tanitim semineri notlari


IX. Şapka ve Türk harfleri



Yüklə 4,78 Mb.
səhifə78/127
tarix29.05.2018
ölçüsü4,78 Mb.
#46542
1   ...   74   75   76   77   78   79   80   81   ...   127

IX. Şapka ve Türk harfleri


MADDE 222. - (1) 25.11.1925 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisası Hakkında Kanunla, 1.11.1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanunun koyduğu yasaklara veya yükümlülüklere aykırı hareket edenlere iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.

1. AÇIKLAMALAR :

Şapka ve Türk harfleri hakkındaki kanunlara muhalefet suçu 5237 sayılı TCK’nun “Şapka ve Türk harfleri” başlıklı 222 inci maddesinde; “(1) 25.11.1925 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisası Hakkında Kanunla, 1.11.1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanunun koyduğu yasaklara veya yükümlülüklere aykırı hareket edenlere iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir” şeklinde düzenlenmiştir.

Şapka ve Türk harfleri hakkındaki kanunlara muhalefet suçu 765 sayılı TCK’nun 526/2 inci maddesinde yer almaktadır187.

Devrim Kanunlarından 671 ve 1353 sayılı Kanunun koyduğu yasaklara ayıkırı hareket etme, bu madde kapsamında suç olarak düzenlenmiştir.



2. Farklar:

A. 5237 sayılı TCK ile 765 sayılı TCK’nundaki kabahatler suç olmaktan çıkarılmış, ancak bazıları yeni Kanuna alınmıştır. 222 nci maddedeki suç da bunlardan birisidir.

B. 765 sayılı Kanunda suç için öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın türü (hafif hapis) yeni Kanunun kabahatleri suç olmaktan çıkarması sebebiyle hapis cezasına çevrilmiştir. 765 sayılı Kanunda öngörülen para cezasına 5237 sayılı Kanunda yer verilmemiştir.

& 34. Ulaşım Araçlarına veya Sabit Platformlara Karşı Suçlar

 

I. Ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması


MADDE 223. - (1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla kara ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen, bu aracı hareket hâlinde iken durduran veya gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun konusunun deniz veya demiryolu ulaşım aracı olması hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla hava ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen veya bu aracı gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(4) Bu suçların işlenmesi sırasında kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi dolayısıyla ayrıca cezaya hükmolunur.

(5) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.188

GEREKÇE :

Maddenin birinci fıkrası, kara ulaşım araçlarının ha­reketlerinin cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir dav­ranışla bile bile engellenmesini veya bunların kaçırılmasını cezalandırmakta­dır. Suçun maddî unsuru belirtilirken, uygulamada herhangi bir duraksa­maya neden olunmaması için kaçırma niteliğinde bulunan hareketlerin teker teker sayılması ve böylece araçların hareket etmesinin engellenmesi, aracın hareket ettirilmemesi, hareket hâlinde bulunanların durdurulması ve git­mekte olduğu yerlerden başka yerlere yönlendirilmesi ayrıca açıklanmıştır.

Maddenin ikinci fıkrasında, suçun konusunun deniz veya demiryolu ulaşım aracı olması itibarıyla ayrı bir suç tanımına yer verilmiştir. Bu suçu oluşturan hareketler, birinci fıkrada tanımlanan suçun maddî unsuru kapsa­mındaki hareketlerden ibarettir.

Üçüncü fıkrada, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla hava ulaşım aracının hareket etmesinin engellenmesi veya bu aracın gitmekte olduğu yerden başka yere götürülmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.

Maddenin dördüncü fıkrasında özel bir içtima hükmüne yer verilmiş­tir. Buna göre; bir, iki ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların işlenmesi sırasında kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi hâlinde, ayrıca bu nedenle cezaya hükmedilmelidir. Bir, iki ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların işlenebilmesi için, kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi gerekmemektedir.

Beşinci fıkraya göre, bir, iki ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Bu itibarla, kasten yaralama suçunun temel şeklinin gerçekleşmesi hâlinde, sadece bu bir, iki veya üçüncü fıkralara istinaden cezaya hükmedilmelidir.

Ulaşım araçlarına zarar verilmesi, mala zarar verme suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli şeklini oluşturduğu için, bu madde kapsamında ayrıca suç olarak tanımlanmamıştır.

AÇIKLAMALAR :


223. Maddenin birinci fıkrası, kara ulaşım araçlarının ha­reketlerinin cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir dav­ranışla bile bile engellenmesini veya bunların kaçırılmasını cezalandırmakta­dır. Suçun maddî unsuru belirtilirken, uygulamada herhangi bir duraksa­maya neden olunmaması için kaçırma niteliğinde bulunan hareketlerin teker teker sayılması ve böylece araçların hareket etmesinin engellenmesi, aracın hareket ettirilmemesi, hareket hâlinde bulunanların durdurulması ve git­mekte olduğu yerlerden başka yerlere yönlendirilmesi ayrıca açıklanmıştır.

Maddenin ikinci fıkrasında, suçun konusunun deniz veya demiryolu ulaşım aracı olması itibarıyla ayrı bir suç tanımına yer verilmiştir. Bu suçu oluşturan hareketler, birinci fıkrada tanımlanan suçun maddî unsuru kapsa­mındaki hareketlerden ibarettir. Sadece suça konu aracın niteliği farklıdır.

Üçüncü fıkrada, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla hava ulaşım aracının hareket etmesinin engellenmesi veya bu aracın gitmekte olduğu yerden başka yere götürülmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.

Maddenin dördüncü fıkrasında özel bir içtima hükmüne yer verilmiş­tir. Buna göre; bir, iki ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların işlenmesi sırasında kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi hâlinde, ayrıca bu nedenle cezaya hükmedilmelidir. Bir, iki ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların işlenebilmesi için, kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi gerekmemektedir.

Beşinci fıkraya göre, bir, iki ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Bu itibarla, kasten yaralama suçunun temel şeklinin gerçekleşmesi hâlinde, sadece bu bir, iki veya üçüncü fıkralara istinaden cezaya hükmedilmelidir.

Ulaşım araçlarına zarar verilmesi, mala zarar verme suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli şeklini oluşturduğu için, bu madde kapsamında ayrıca suç olarak tanımlanmamıştır.



II. Kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgedeki sabit platformların işgali

MADDE 224. - (1) Kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgede kurulmuş sabit bir platformu cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla ele geçiren, zapteden veya kontrolü altına alan kişi, beş yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Bu suçun işlenmesi sırasında kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi dolayısıyla ayrıca cezaya hükmolunur.

(3) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

GEREKÇE :

Maddenin birinci fıkrasında kıt’a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgede kurulmuş sabit bir platformun cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla ele geçirilmesi, zaptedilmesi veya kontrol altına alınması, suç olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamada, Türkiye’nin de imzalamış bulunduğu “Kıt’a Sahanlığındaki Sabit Platformların Güvenliğine Karşı Hukuka Aykırı Fiillerin Tenkili Hak­kında Sözleşme” hükümleri göz önünde bulundurulmuştur.

“Sabit bir platform”dan maksat, doğal kaynakların keşfi veya işlen­mesi için veya diğer ekonomik maksatlarla daimi olarak deniz yatağına yer­leştirilmiş yapılar veya tesisler veya yapay adacıklardır.

Söz konusu tesislerin, kişilere karşı cebir veya tehdit kullanılarak ya da hile ile ele geçirilmesi, zabtı, kontrol altına alınması fiilleri cezalandırılır­ken temel amaç sabit platformların güvenliğini korumaktır.

Bu tesislere zarar verilmesi, mala zarar verme suçunun nitelikli şeklini oluşturduğu için, bu madde kapsamında ayrıca suç olarak tanımlanmamıştır.

Maddenin ikinci fıkrasında özel bir içtima hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi sırasında kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi hâlinde, ayrıca bu nedenle cezaya hükmedilme­lidir. Bu fıkrada tanımlanan suçun işlenebilmesi için, kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi gerekmemektedir.

Üçüncü fıkraya göre, birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi sıra­sında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin ger­çekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uy­gulanır. Bu itibarla, kasten yaralama suçunun temel şeklinin gerçekleşmesi hâlinde, sadece birinci fıkraya istinaden cezaya hükmedilmelidir.

AÇIKLAMALAR :


224. maddenin birinci fıkrasında kıt’a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgede kurulmuş sabit bir platformun cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla ele geçirilmesi, zaptedilmesi veya kontrol altına alınması, suç olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamada, Türkiye’nin de imzalamış bulunduğu “Kıt’a Sahanlığındaki Sabit Platformların Güvenliğine Karşı Hukuka Aykırı Fiillerin Tenkili Hak­kında Sözleşme” hükümleri göz önünde bulundurulmuştur.

“Sabit bir platform”dan maksat, doğal kaynakların keşfi veya işlen­mesi için veya diğer ekonomik maksatlarla daimi olarak deniz yatağına yer­leştirilmiş yapılar veya tesisler veya yapay adacıklardır.

Söz konusu tesislerin, kişilere karşı cebir veya tehdit kullanılarak ya da hile ile ele geçirilmesi, zabtı, kontrol altına alınması fiilleri cezalandırılır­ken temel amaç sabit platformların güvenliğini korumaktır.

Bu tesislere zarar verilmesi, mala zarar verme suçunun nitelikli şeklini oluşturduğu için, bu madde kapsamında ayrıca suç olarak tanımlanmamıştır.

Maddenin ikinci fıkrasında özel bir içtima hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi sırasında kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi hâlinde, ayrıca bu nedenle cezaya hükmedilme­lidir. Bu fıkrada tanımlanan suçun işlenebilmesi için, kişilerin hürriyetinin tahdit edilmesi gerekmemektedir.

Üçüncü fıkraya göre, birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi sıra­sında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin ger­çekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uy­gulanır. Bu itibarla, kasten yaralama suçunun temel şeklinin gerçekleşmesi hâlinde, sadece birinci fıkraya istinaden cezaya hükmedilmelidir.

 

& 35. Genel Ahlâka Karşı Suçlar

Yeni TCK da 765 sayılı kanunda yer alan kabahatler kaldırılmıştır. Ancak bazı kabahat niteliğindeki fiillerin önemi nedeniyle bunların suç olarak korunması gereği duyulmuştur. İşte bu suçların bazıları bu bölümde düzenlenmiştir. Burada yer alan fiillerin toplumun genel olarak ahlak anlayışına yönelik olduğu kabul edilmiş ve cezalandırılma yoluna gidilmiştir.



Yüklə 4,78 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   74   75   76   77   78   79   80   81   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə